Site İçi Arama

analiz-ve-raporlar

AB Ülkelerindeki İçme Suyu Kalitesi ve Yönetimi

AB’de su hizmetleri yönetimi, AB’nin Yeşil Kalkınma ve BM ‘nin Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini gerçekleştirmek için temel teşkil eden hizmetler şeklinde ele alınmaktadır. Ancak birçok kişinin bu ilişki ve bu öngörülen hedeflerden haberdar olmadığı da bazı raporlarda belirtilmektedir.

AB ‘nin Su Çerçeve Direktifi, Avrupa’nın genelinde su yönetiminin yol haritasıdır. Bu direktifin ilk bölümünde suyun ticari bir ürün değil, korunması gereken bir miras olduğu belirtilmiştir. 

Buna göre su bir kamu malı ise, AB’de, içme ve kullanma suyu hizmetlerini teknik, ekonomik, yönetimsel olarak  düzenleyen kuralların  bu hizmeti veren kamu ve özel sektör işletmecileri tarafından mutlaka sağlanması  gerekir. 

AB’de su hizmetleri yönetimi, AB’nin Yeşil Kalkınma ve BM ‘nin Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini gerçekleştirmek için temel teşkil eden hizmetler şeklinde ele alınmaktadır. Ancak birçok kişinin bu ilişki ve bu öngörülen hedeflerden haberdar olmadığı da bazı raporlarda belirtilmektedir.  

AB’nin 29 ülkesinin içme ve kullanma suyu işletmelerinin bağlı olduğu üst kuruluş olan EurEau, Avrupa'daki su hizmetlerinin mevcut durumunu açıklayan bir rapor yayınlamıştır. Bu raporda EurEau’ya üye 29 ülkedeki yönetim modelleri,  organizasyon yapıları, kurum ve kuruluşların görev ve sorumlulukları, yönetişim seviyeleri ile ilgili  mevcut durum ortaya konulmaktadır. Bir diğer deyişle bu rapor AB üyesi ülkelerdeki su hizmetleri yönetişim modellerini genel bir bakış ile ele alarak açıklamaktadır. Bu rapor bu konudaki en son çalışma olması açısından önemli bir kaynaktır. 

1. AB’DE SU HİZMETLERİ 

AB’de su hizmetleri, AB bütünü ve ulusal ölçek olmak üzere iki kademede düzenlenmiştir. Su Çerçeve Direktifi (SÇD), Su Endüstrisi Direktifleri (İçme Suyu Direktifi (DWD), Kentsel Atık Su Arıtma (UWWTD) ve Yüzme Suyu Direktifi (BWD)) çevre ve sağlık standartlarını belirlemiş ve tüm üye ülkelerin ulusal yasaları buna göre düzenlenmiştir. 

AB’de su hizmetlerinin yönetim modelinin seçimi, yetki devrinin bir konusu (Avrupa Birliği'nin İşleyişi Hakkında Antlaşmaya Ek 26. Protokol) ve Üye Devletlerin sahip oldukları bir yetki sahası olarak kabul edilmiştir. AB kurumları, üye ülkelerin su yönetimi modellerinin seçimi konusunda herhangi bir etkide bulunmazlar.

Su hizmetleri, SÇD Madde 2 (38) 'de şu şekilde tanımlanmıştır: 

"Hane halkları, kamu kurumları veya herhangi bir ekonomik faaliyeti sağlamak için verilen: 

(a) Su çekimi, yüzey suyu veya yeraltı sularının tutulması, depolanması, arıtılması ve dağıtımı, 

(b) Atık su toplama ve arıtma tesisleri hizmetleridir." 

Bununla birlikte, su hizmetlerinin yönetimi bir ulusal tercih konusu olduğu için, su hizmetleri' tanımı ülkeden ülkeye değişmekte ve SÇD'de yer alan tanımın ötesine geçen farklı faaliyetleri de kapsayabilmektedir. Ancak genel olarak, içme suyu temini ve atık suyun toplanması ve arıtılması tüm Avrupa ülkelerinde 'su hizmetleri' tanımına girmektedir. 

AB ülkelerinin çoğunda su hizmetleri yönetimleri yağmur suyunun yönetiminden de sorumludur.  Ancak bazı ülkelerde, yağmur suyu faaliyetleri bu hizmet kapsamında yer almazlar. Birkaç ülkede selden korunma ve geri kazanım hizmetleri de bu kapsamda değerlendirilmektedir.

2. YÖNETİM MODELLERİ 

AB’ ülkelerindeki su hizmetleri başlıca dört ayrı yönetim modeli ile verilmektedir. 

Doğrudan kamu yönetimi: Bu sistemde, ilgili kamu kurumu hizmet sunumundan ve yönetiminden tamamen sorumludur. Geçmişte bu sistem Avrupa'da yaygın olarak uygulanmıştır. 

Yetkilendirilmiş kamu kurumu (dolaylı kamu) yönetimi: Bu sistemde sorumlu Bakanlık su hizmetleri yönetimi görevlerini yerine getirmek üzere bir kurumu yetkilendirilir. Bu modelde su hizmetleri altyapısı genellikle kamunun mülkiyetinde kalsa da, AB'de bazı durumlarda küçük bir özel hissedarlık mümkün olmaktadır. 

Yetkilendirilmiş (yetki devri yapılmış) özel sektör yönetimi: Bu sistemde sorumlu Bakanlık, önceden belirli bir süre için su hizmeti vermek amacıyla özel bir şirketi yetkilendirir. Bu anlaşma kiralama veya imtiyaz sözleşmesi şeklinde yapılır. Bu yöntemin yaygın olduğu ülkelerde yerel yönetimler su hizmetleri ile ilgili kendi görev ve sorumluluklarını ihale ile özel sektöre verir. Ancak, su altyapısının mülkiyeti yine kamuda kalır. 

Doğrudan özel sektör yönetimi: Bu sistemde tüm yönetim görevleri, su kuruluşlarının sorumlulukları ve mülkiyeti özel şirketlerin elindedir. Kamu kurumları ise bu şirketlerin faaliyetlerini kontrol ve düzenleme ile yetkilidir. Bu sistem daha çok İngiltere, Galler ve Çek Cumhuriyeti gibi birkaç AB ülkesinde uygulanmaktadır. 

AB ülkelerinden sadece Hırvatistan, Güney Kıbrıs, Lüksemburg ve Norveç’te su hizmetleri doğrudan kamu yönetimi eliyle verilmektedir. (Tablo 1)

Eğilim Kamu-Özel İşbirliğine Doğru 

AB ülkelerinin çoğunda su hizmetleri yönetiminde doğrudan kamu yönetimi, yetkilendirilmiş kamu yönetimi ve yetkilendirilmiş özel sektör yönetimi modelleri uygulanmaktadır. 

AB’nin üye ülkelerinde 20 yıl öncesine kıyasla genel bir eğilim olarak su yönetiminde kamu ve özel sektör işbirliği modeline doğru bir gidişatın olduğu görülmektedir. 

İngiltere ve Galler ile Çek Cumhuriyeti dışında Avrupa genelindeki su altyapısı kamuya aittir. Resmi makamlar çevre ve sağlık standartlarının belirlenmesi ve uygulanması hizmetlerinin yanı sıra ayrıca tarifeleri kontrol ederek onaylamak, kaliteyi kontrol etmek gibi yetki ve sorumluluklar taşımaktadır. 

2.1.Su Tarifeleri 

Su tarifeleri, Avrupa'nın hemen hemen her yerinde su maliyetlerin geri kazanılmasına katkıda bulunmaktadır. Ancak bazı ülkelerdeki su maliyetleri hala tarifeler, transferler ve vergilerin toplamından (3Ts) karşılanmaktadır. 

AB ülkelerinde su tarifesi yapısı ülkeden ülkeye farklılık göstermekte olup, çoğu durumda tarife, sabit bir bileşen ve hacimsel bir bileşenden oluşmaktadır. AB ülkelerinde 'tarife yapısını' ulusal düzeyde belirleme eğilimi öne çıkmakta ancak su bedellerinin belirlenmesi hala yerel düzeyde gerçekleşmektedir. 

Genel olarak, su tarifeleri su işletmecisi tarafından belirlenip onay için bağlantılı oldukları kurum ve kuruluşlara (belediye, bölgesel hükümet veya bölgesel düzenleyici, ulusal bakanlık veya bağımsız ulusal düzenleyici) gönderilmektedir. Birkaç ülkede bu sürece su kullanıcıları da katılabilmektedir. Bazı AB ülkelerinde su tarifleri için nihai kontrol görevi danışman kuruluşlar tarafından gerçekleştirilmektedir. 

2.2. Su Hizmetlerinin Kalitesi 

Bazı AB ülkelerinde hizmet kalitesinin minimum standartları yetkili makamlar tarafından tanımlanmıştır. Verilen su hizmeti bu standardı sağlayamazsa, su işletmecileri müşterilere tazminat ödemekle yükümlü olmaktadır. 

Ülkeye ve hizmetlerin nasıl organize edildiğine bağlı olarak su kullanıcıları su müşterileri hizmetleri bölümlerine , belediyeler, tüketici kurulları, ulusal düzenleyiciler, ombudsmanlar, tahkim kurulu ve mahkemeler gibi çeşitli kurumlara şikayette bulunabilmektedir. 

AB ülkelerine içme suyu kalitesinin izlenmesinden genellikle Sağlık Bakanlığı ve bunların bölgesel / yerel teşkilatları sorumludur. 

Su kaynaklarının korunması ve çevre standartlarının belirlenmesi konuları ise genellikle Çevre ve / veya Nehir Havzası gibi Bakanlıkların ulusal ve bölgesel teşkilatları ile ulusal çevre kurumlarının ilgili birimlerinin yetki ve sorumluluğundadır. 

2.3 İçme Suyu olarak Çeşme suyu kullanan nüfus %65 

AB ülkelerinde yaşayan 1,8 milyon kişi arasında yapılan bir ankette aşağıdaki sonuçlar elde edilmiş;

Anketi cevaplayanların %80’i yaşadıkları yerde yüksek kaliteli içme suyuna ulaşabildiklerini belirtmiş

Katılanların %60’ı kendilerinin su kalitesi konusunda sürekli bilgilendirildiklerini belirtmiş

Ankete katılanların sadece %20’si ülkelerinin dışında kaliteli içme suyuna ulaşabildiklerini belirtmiş

2015 yılında yapılan bu çalışma ankete katılanların %65’inin içme suyu olarak çeşme suyu kullandığını ortaya koymakta. 

3.EVSEL SU KULLANIMI VE SU BEDELLERİ 

2015 Yılında Avrupa Birliği Çevre ve Sürdürülebilirlik Enstitüsü Ortak Teknik Araştırma Merkezi tarafından yayınlana bir rapordaki evsel su kullanımı miktarları ve fiyatları da incelendiğinde AB ülkelerinde kişi başına yıllık su miktarı kullanımı açısından ciddi farkların olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu ülkelerden Kıbrıs, Yunanistan, İtalya, Portekiz ve İsveç’in kişi başına yılda 60 m3 ‘den daha fazla su kullanan bir ülke grubunu oluşturmaktadır.  Kişi başına su kullanımı 40 m3/kişi/yıl ile en az olan ülkeler ise Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Litvanya, Polonya ve Slovakya olarak ortaya çıkmaktadır. Her iki sonuca bakıldığında, AB coğrafyasında Güney Avrupa ülkelerinde su kullanımın en fazla olduğu, Doğu Avrupa ülkelerinde de en az olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. 

Su Ücretleri de Farklı 

Rapordaki veriler ülkelerdeki evsel su temini hizmetlerinin birim maliyetleri açısından değerlendirildiğinde ülkeler arasında ciddi farklılıkların olduğu da ortaya çıkmaktadır. Bu kapsamda sadece su temini hizmetleri dikkate alındığında, suyu en pahalı olan ülkeler Belçika, Almanya, Lüksemburg, İsveç; su temini atıksu hizmeti ile birlikte ele alındığında ise Fransa, Malta ve İngiltere olduğu anlaşılmaktadır. 

AB ülkeleri arasında evsel su birim fiyatı en düşük olan ülkelerin ise Çek Cumhuriyeti, Litvanya, Polonya ve Romanya olduğu görülmektedir. Ancak, bu durumun yorumlanması ülkelerin bu hizmetlerin verilmesindeki farklı politikaları nedeniyle kolay değildir. Ayrıca bu farkın su hizmetlerinin kalitesi ve güvenirliği nedeniyle de oluştuğu söylenebilir. Bazı AB ülkelerinde su hizmetlerine yapılan sübvansiyonların olması da bu farkı yaratan etkenlerden biri olabilir. Ayrıca AB ülkeleri arasında su maliyetinin tümünün fiyata yansıtılması konusunda büyük farklılıklar bulunmaktadır. Örneğin Almanya’da içme suyu teminindeki su maliyeti % 99 oranında, atık suda ise % 96 oranında fiyata yansıtılmakta ve doğrudan tüketici tarafından ödenmektedir. Avusturya’daki bu oranlar sırasıyla % 93 ve % 78’dir . Hırvatistan’da su temini hizmetinin faturaya yansıma oranı % 77, atık su arıtma hizmetindeki bu oran ise % 45’dir. Romanya’da ise su ve atıksu hizmeti maliyetinin ancak % 38’i suyu kullanandan geri alınmaktadır. 

Birçok AB ülkesinde su ücretleri su kullanıcılarına göre farklı şekilde fiyatlandırılmaktadır. AB genelinde ticarethanelere ve sanayiye sağlanan suyun birim fiyatı evsel su kullanımından daha fazladır. Ancak, bu oran ülkeden ülkeye değişmekte olup, Arnavutluk’ta 3,3, Hırvatistan’da 1,6, Karadağ'da ise 2 olarak verilmektedir. 

Son yıllarda 28 AB ülkesinin 16’sında su fiyatlarında düşük ve yüksek miktarda artışlar meydana gelmiştir. Su fiyatı en çok artan ülkeler Kıbrıs, Estonya, Macaristan, İtalya, Malta ve Slovakya olmuştur. Bu dönemde AB ülkelerinin büyük bölümünde (Kıbrıs hariç) evsel su kullanımının da azaldığı görülmüştür.

Kaynaklar: 

Yıldız D.,Özgüler H..(2021) “AB’nin SU YÖNETİMİ ” Su Politikaları Derneği. Rapor No: 37. Ankara.28 Şubat 2021.

Environment-European Commision https://environment.ec.europa.eu/news/improved-quality-and-access-drinking-water-all-europeans-2023-01-12_en

LOUIS CHESLAW , KATHERINE LAGRAVE (2019) Where You Can (And Can't) Drink Tap Water in Europe July 18, 2019 available from https://www.cntraveler.com/stories/2016-07-11/where-you-can-and-cant-drink-tap-water-in-europe

Araştırmacı Yazar ve Akademisyen  Dursun YILDIZ
Araştırmacı Yazar ve Akademisyen Dursun YILDIZ
Tüm Makaleler

  • 22.01.2023
  • Süre : 5 dk
  • 1247 kez okundu

Google Ads