Site İçi Arama

analiz-ve-raporlar

ABD’nin Şaibeli Operasyonu: DEAŞ (IŞİD) Lideri Kureyşi’nin Öldürülmesi (2)

Önceki yazı

https://strasam.org/analiz-ve-raporlar/analiz/abdnin-saibeli-operasyonu-deas-isid-lideri-kureysinin-oldurulmesi-607

 

DEAŞ Lideri Kureyşi’nin öldürülmesi örgütün sonunu getirir mi?

ABD’nin gerçekleştirdiği bir operasyonla DEAŞ (Örgütün orijinal ismi olan ad-Dawlah al-Islamiyah fil-‘Iraq wa ash-Sham”ın kısaltması olarak DAESH veya DEAŞ kelimeleri kullanılmaktadır. Örgüt için “Irak Şam İslam Devleti”nin kısaltması olan IŞİD kelimesi de kullanılmaktadır. İngilizce'de ise örgüt için “The Islamic State of Iraq and al Sham”ın kısaltması olan ISIS ve ISIL kısaltmaları kullanılmaktadır.) lideri Ebu İbrahim el-Haşimi El-Kureyşi (gerçek adı Amir Muhammed el-Mevla)’yi öldürdüğü Biden’in bizzat kendisi tarafından dünyaya duyuruldu. Biden, açıklamalarında, operasyonun büyük bir başarı ile sona erdiğini ilan etti.

Bir önceki yazımızda, ABD tarafından yapılan açıklamaların bizi pek tatmin etmediğini söylenenleri cümle cümle inceleyerek açıklamıştık. Bu yazımızda ise yapılan açıklamalarda ima edildiği şekilde Kureyşi’nin öldürülmesinin örgütü zayıflatacağı ve tükenme noktasına getireceği yönündeki iddialara cevap vermeye çalışacağız. Bunun için öncelikle, El Kureyşi’nin özgeçmişinden bahsetmekte fayda olduğunu düşünüyoruz.

El-Kureyşi Kimdir?

El-Kureyşi, 1976 yılında, Musul'un batısında bulunan ve nüfusunun çoğunluğu Türkmenlerden oluşan küçük bir kasaba doğdu. İlk, orta ve lise eğitiminden sonra Musul Üniversitesi'nin İlahiyat Fakültesi'nde okudu. Bu fakültede ilahiyat alanında yüksek lisans yaptığı da söyleniyor. Bundan sonra Kureyşi, Irak ordusunda görev yaptı.

ABD Irak’ı işgal ettikten sonra Irak ordusunun dağıtılması ve Baas partisiyle irtibatı olan subayların kara listeye alınması üzerine birçok subay ve asker, ABD işgal kuvvetlerine karşı mücadele etmek maksadıyla örgütlendi ve silahlandı. Kureyşi de bu harekete DEAŞ'ın temellerini oluşturan ve el-Kaide Terör Örgütü'nün bir kolu olan "Irak İslam Devleti" örgütünün bir üyesi olarak katıldı. 2003 ve 2004 yılları arasında gelişen silahlı direnişte kendi örgütü içinde fiilen görev yaptı. Bu direniş sırasında kendini gösteren Kureyşi, kısa süre içinde örgütün önemli isimlerinden biri haline geldi.

Kureyşi’nin Kaderi Nasıl Değişti?

Kureyşi’nin kaderini değiştiren olay ise 2008 yılında ABD askerleri tarafından Musul’da yakalanması oldu. Sağ olarak ele geçirilen Kureyşi, tutuklanmasının ardından DEAŞ’ın temellerinin atıldığı yer olarak bilinen Bucca Kampı'na gönderildi. Nedendir bilinmez ama 2009 yılında serbest bırakıldı. Kamptan ayrılan Kureyşi, derhal yeni örgütün (DEAŞ’ın) yapılanması içinde faaliyet göstermeye başladı.

2014 yılında, El-Bağdadi'nin Musul’u ele geçirmek için yaptığı saldırılarda fiilen görev aldı. Musul’un ele geçirilmesinden sonra, örgüt içinde hızla yükseldi ve “Profesör” veya “Yok Edici” gibi lakaplarla anılmaya başlandı. Acımasızlığıyla ve yaptığı ses getiren terör eylemleriyle gün geçtikçe daha da ünlenen Kureyşi, bu dönemde Bağdadi'nin liderliğine karşı çıkanları ortadan kaldırmaktan da sorumluydu.

Kureyşi ve Yezidiler Katliamı:

ABD'li yetkililerin yaptığı açıklamalara göre Kureyşi, Kuzey Irak'ta 2014 yılında Yezidilere yapılan katliamlardan da sorumluydu. Ayrıca, Afrika'dan Afganistan'a kadar DEAŞ’ın faaliyet gösterdiği her yerde sözü dinlenen bir lider idi. Fakat bu ünü kendisine pek yaramadı. Çünkü gerek Irak gerekse ABD güvenlik güçlerinin arananlar listesine en üst sıralardan girdi ve DEAŞ’ın güç kaybetmeye başlamasının ardından bir av konumuna düştü.

Irak güvenlik kuvvetlerinin iddiasına göre Kureyşi, bu durumun yarattığı korku sebebiyle 2017 yılında Irak’ı terk ederek Suriye'ye kaçtı ve o zamandan beri gözlerden uzak yaşıyordu. Bu süre içinde, yeri tespit edilmesin diye hiçbir zaman uzun süre bir yerde kalmadı ve sık sık yer değiştirerek gerileme sürecine giren DEAŞ'i canlandırmaya çalıştı. Bu sebeple kendisinden önceki DEAŞ lideri Ebu Bekir el Bağdadi, ölmeden önce onu halefi ilan etti.

Bağdadi’nin Öldürülmesi Sonrasında Kureyşi’nin Lider Olması:

El-Kureyşi, Bağdadi'nin 2019 yılında bir hava operasyonu ile öldürülmesinden sonra örgütün liderliğine getirildi. Fakat örgütü artık dağılma sürecine girmiş, örgüt içinde haberleşme ve irtibat sekteye uğramış ve örgütün eski gücünden eser kalmamıştı. Bu sebeple, kendini güvende hissetmeyen Kureyşi, yerinin tespit edilmemesi ve bir operasyonla öldürülmemesi için daha da dikkatli bir şekilde gizlenmeye başladı.

En iyi gizlenilecek yer, hiç kimsenin sizi aramadığı yerdir. Muhtemelen bu sebeple, kendi örgütünün etkin olduğu alanlarda değil de hiç umulmadık bir yerde gizlenmeyi tercih etti. Gizlendiği bölgede, eski adı El Nusra Cephesi ve El Kaide'nin uzantısı olan Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) hâkim.  

HTŞ ve DEAŞ birbirlerini düşman olarak gören iki örgüt. Bu sebeple Kureyşi, sadece Amerikalılardan saklanmak için değil HTŞ tarafından tespit edilmemek için de iki yıl boyunca saklandığı evden hiç ayrılmadı. Göze çarpmayan bir evde kaldı ve yerinin ortaya çıkması korkusuyla hiçbir video veya sesli mesaj yayınlamadı. Çünkü daha önce ABD tarafından öldürülen El-Kaide ve DEAŞ liderlerinin yerlerinin bu yayınlar sebebiyle tespit edildiğini biliyordu.

Ebu İbrahim el Haşimi el Kureyşi, gizlilik kurallarına o kadar sıkı bir şekilde uydu ki komşuları bile onun yan taraflarındaki bir evde kaldığını öğrenemediler. Üstelik bir önceki DEAŞ lideri Ebu Bekir el Bağdadi de öldürülmeden önce İdlib bölgesinde saklandığından hiç kimse onun da aynı bölgede gizleneceğini tahmin etmiyordu. Ama yine de ABD istihbaratı onun kaldığı evi tespit etmeyi başardı.

ABD istihbaratı onu bularak büyük bir iş başarmış olabilir ama ABD yetkililerince Kureyşi’nin öldürülmesinin örgütün sonunu getireceğine dair yapılan bazı yorumlar biraz abartılı gibi görünüyor. El Kaide lideri Usame Bin Ladin, örgütün Irak kolunun yöneticisi Musab el Zerkavi ve eski DEAŞ lideri Ebu Bekir el Bağdadi gibi üç önemli terör örgütü lideri de daha önce ABD operasyonları sonucu öldürüldüler. Ama onların yeri hemen yeni liderler tarafından dolduruldu.

Söz konusu örgütler de kısmen yeniden yapılanarak kısmen de virüs gibi mutasyona uğrayıp yeni versiyonlarını doğurarak varlıklarını sürdürdüler. El Kureyşi'nin ölümü örgüte vurulmuş ağır bir darbe olmasına rağmen bunun da DEAŞ ideolojisinin sonunu getireceğini söylemek mümkün değil.

El Kureyşi Sonrası DEAŞ:

Bununla birlikte, örgütün liderlik konusunda oldukça zorlanacağı bekleniyor. Çünkü El Kureyşi’nin ölümü, DEAŞ’ın silahlı gücünün oldukça zayıfladığı bir dönemde gerçekleşti. Onun, IŞİD destekçileri için dini bir otorite konumunda olması da ölümünün önemini artırıyor. DEAŞ’ın, onun vasıflarına sahip bir lider bulması kolay değil.

Hem dini bir otoriteye sahip hem de askeri ve operasyonel olarak yetişmiş yeni bir lider bulmanın kolay olmamasının en önemli sebebi, yıllardır süren çatışmalarda liderlik potansiyeline sahip pek çok üst düzey teröristin öldürülmesidir. Bununla birlikte DEAŞ, kısa sürede yeni liderini seçerek ismini dünyaya duyurdu.

Yeni lider Ebu el-Hasan el-Haşimi el-Kureyşi hakkında çok fazla bilgi yok. Selefinin yerini doldurup dolduramayacağı henüz bilinmiyor. Ancak, örgütün liderinin öldürülmesinin ABD’nin iddia ettiği gibi çok önemli bir başarı olmadığı da ortada. Çünkü örgüt herhangi bir sorun veya liderlik çatışması yaşanmadan yeni liderini belirlemeyi başardı. Bu sebeple, her ne kadar eskiye oranla zayıflamış olsa da Irak, Suriye ve Afganistan’da bundan sonra da önemli bir güç unsuru olarak kalacak gibi görünüyor.

(Devam edecek)

Dr. Mehmet ÇANLI
Dr. Mehmet ÇANLI
Tüm Makaleler

  • 18.03.2022
  • Süre : 6 dk
  • 1416 kez okundu

Google Ads