Bartın Kömür İşletmesi
İlk on içerisinde kömür madeni çalışanları diye bir ayrım yok, ama genel madencilikte yeraltında çalışan ağır ekipman operatörleri 100 binde 21.6 ile dokuzuncu sıradalar. Göçükler bu konuda demek ki gerçekten her türlü madencilikte büyük sorun.
Bartın Kömür İşletmesi
Bugünkü yazımda Bartın kömür madenindeki grizu patlaması üzerine biraz araştırma yaptığımı ve dünyada ne gibi yeni teknolojiler kullanıldığı konusunda sizlerle biraz bilgi paylaşımı yapacağımı yazmıştım.
Kömür madenlerinde yapılması gerekenlerden önce aklıma dünyada en tehlikeli işler nelerdir diye bir soru takıldı.
İsterseniz önce en tehlikeli işlere birlikte bir göz atalım.
Tabii en tehlikeli işler derken ölümcül kayıpların en çok yaşandığı işlerden bahsediyorum. Tehlike anlamında bu sıralayacağım işlerden çok daha tehlikelileri mutlaka var. Ama konu işin tehlikesi yanında daha çok ölümcül kazalar konusunda öne çıkan riskli işler.
Bu liste için Amerika'daki "İş Sağlığı ve Güvenliği İdaresi"nin (OSHA, Occupational Safety and Health Administration) dünya çapındaki yaptığı araştırma raporundan faydalandım.
OSHA'ya göre ilk sırayı balıkçılık ve avcılık dalı almış, bu dalda çalışanlar arasında ölümcül kaza oranı 100 bin kişide 132.1 kişiymiş. Özellikle vahşi hayvan avcılığı sanırım risk açısından öne çıkmış. Bir de dünyada balıkçılık bizdeki gibi iç denizlerde değil, hava şartlarının çok daha büyük tehlikeler içerdiği okyanuslarda yapılıyor. Bu yüzden ölümcül kazalar da anladığım kadarıyla bu dalda çok yüksek oranda yaşanıyor.
İkinci sırayı orman işçileri almış, 100 binde 91.7. Yine yüksek ağaçların kesimi sırasında yaşanan kazalar diğer iş kalemlerine nazaran çok daha fazla anlaşılan.
Üçüncü ise çatı işçileri, 100 binde 47. İnşaat, her zaman yüksek riskler içeriyor. Özellikle de eğitimsiz kadrolarla çalışma zorunluluğu tüm ülkelerin sorunu.
İlk on içerisinde kömür madeni çalışanları diye bir ayrım yok, ama genel madencilikte yeraltında çalışan ağır ekipman operatörleri 100 binde 21.6 ile dokuzuncu sıradalar. Göçükler bu konuda demek ki gerçekten her türlü madencilikte büyük sorun.
Bu arada genel olarak inşaat sektörü de rapora göre 100 binde 43.3 ile dördüncü sırada. Yani benim mesleğim olan inşaat halen daha en çok ölümcül kaza yaşanan meslekler sıralamasında başlarda.
Evet madencilik de tehlikeli işlerden biri, özellikle de kömür madenciliği. Çünkü kömür damarları içine sıkışmış olan metan gazı, açığa çıktığında en ufak bir kıvılcımla patlama riski çok yüksek olan bir gaz.
Kömür madenciliğinde ise kıvılcım her an her yerde bir şekilde meydana gelebilir. Kayaya vurulacak bir kazma darbesi ufacık bir kıvılcım çıkması için fazlasıyla yeterli. Kıvılcım çıkması için başka sebepler de var tabii ki, aydınlatma kablolarında meydana gelebilecek bir izolasyon sorunu bile her zaman potansiyel kıvılcım kaynağı olabilir. İzolasyon sorunu ise o keskin kayalar arasında her zaman dikkatten kaçabilir.
Peki ne yapacağız öyleyse?
Kömür istesek de, istemesek de bugün dünyada halen daha önemli bir enerji kaynağı.
Bizdeki madenlerden çıkan kömür o kadar çok kaliteli olmasa da, bizim için de ülke ekonomisine büyük katkısı olan bir yeraltı kaynağımız. Çıkartmak zorundayız.
İşçi sağlığı ve kişisel iş güvenliği için havalandırma ve kask, iş elbisesi tarzı gerekli önlemlere bu yazıda derinlemesine girmeyeyim, ama ocaklarda özellikle metan gazı yoğunlaşmasını belirleyen gaz sensörlü izleme sistemi kömür madenlerinin olmazsa olmazı. Bu sistemin arızalanma lüksü yok.
Ama unutulmaması gereken bir konu da, ne kadar izlersen izle, bazen metan gazı yoğunluğunun artışı çok ani olabiliyor. Kömür damarında açılan bir yerden damar içindeki boşluklarda birikmiş gaz aniden çalışma mahaline dolabiliyor. Dolayısıyla bırakın gaz patlamasını, gaz yoğunluğu sebebiyle nefes alırken zehirlenme de aslında çalışanlar için büyük bir risk.
Bu yüzden sanırım işçilerin gerektiğinde kullanabilecekleri yanlarında taşıdıkları oksijen tüpleri de standart iş güvenliği aksesuarlarıdır demeliyim.
Bu tarz önlemlerin bu maden işletmemizde de alınmış olduğunu baştan söyleyeyim. Gaz sensörleri de vardı. Bunu izleyen otomasyon sistemi de mevcuttu. İşçilerin çalışma mahaline inişlerinden önce gerekli donanımları var mıdır, bunun kontrolü iyi yapılıyor muydu bilmiyorum, ama çalışanlar zaten yıllarca burada çalışan tecrübeli işçiler. Sanırım bunca yılda yeterince iş güvenliği hassasiyetleri oluşmuştur.
Peki niye kaza oldu öyleyse diyebilirsiniz. Birilerinin hatası var mıydı, yoksa önlenemez bir kaza mıydı bu? Bunu yapılan inceleme ortaya çıkartacak.
Ama benim bu aşamada dikkat çekmek istediğim şey aslında biraz daha farklı.
Yaptığım incelemeye göre dünyada artık madenlerde uzaktan, yani robotik çalışma öne çıkmaya başlamış. Birçok yerde İnsanlar artık yerin dibine inmek zorunda değiller. Madenlerde yine insan kontrolündeki robotlar çalışmaya başlamış.
Gerçi okuduğum bir raporda son üç ayda kömür madenlerindeki otonom ekipman kullanımına geçen işletme hızında azalma var diye yazıyordu. Yani enflasyon gibi, işletmelerin otonom sistemlere geçiş hızı düşmüş, daha az hızda ama halen daha otonom ekipmanlarla çalışmaya başlayan işletmeler her gün bir önceki güne göre daha da fazla oluyor.
Dünya otonom ekipmanlar kullanmaya başlamış madenlerde, operatörsüz, masa başından, yani uzaktan idare edilen maden ekipmanları.
Ülkemiz dünyada savaş teknolojilerinde insansız hava araçları konusunda özellikle son yıllarda yapılan özverili çalışmalar sayesinde başa oynuyor diyebiliriz. Hep birlikte gurur duyuyoruz!
Demek ki bu tecrübemizi kömür madenlerinde de değerlendirmememiz için bir sebep yok.
Hatta otonom veya yarı otonom ekipmanlar, robotik sistemleri kendimiz bile geliştirebiliriz. Dışarıdan satın almak zorunda değiliz. Yazılımlarını da kendimiz yapabiliriz, bu konuda gayet başarılı yetişmiş kadrolarımız var.
Bu şekilde ülkemizde de insan faktörünü devre dışı bırakarak olası kazaları çok daha düşük seviyelere indirebiliriz. Olası kazalarda ise en azından can kaybımız olmaz.
Üstelik bu durum can kayıplarını engellediğimiz gibi maliyet açısından da aslında daha efektif bir çalışma olacağından daha avantajlı da olabilir.
Bunun yanında insan bazlı bazı maliyetler de devre dışı kalacaktır. Yani maliyet optimizasyonu açısından da otonom sistemler büyük avantaj sağlayacaktır. Kömür madenlerinde en büyük gider işçi sağlığı ve güvenliği amacıyla yapılması zorunlu olan aydınlatma, havalandırma ve diğer insan bazlı harcamalardır ve bunlar büyük maliyetli gider kalemleridir.
Uzaktan kumandalı makinalarla, masa başında konforlu ortamda çalışan operatörler, kahvesi bir yanında niye bizde de sıcak bir ortamda çalışmasınlar ki? Bizim diğer dünya ülkelerinden neyimiz eksik?
Yani bazılarının düşündüğü gibi bu işin fıtratında can kayıpları yoktur. Yeter ki akılla madenlerimize gerekli yatırımlar yapılsın.
Bu ülkeye zamanında çok büyük paralar geldi, gelen bu paralar daha doğru kanallara yönlendirilmiş olsa, bugün birçok konuda dünya devi olmamamız için bir sebep yoktu. Ama biz sadece yollarımızla, köprülerimizle, hastanelerimizle ve havaalanlarımızla övünmekle bu işlerin olacağını sanıyoruz.
Dünya yerinde saymıyor. Her ülke her gün yeni yeni teknolojiler geliştiriyor.
Her zaman dediğim gibi hiçbir şey için geç kalmış durumda değiliz. Sadece tercihlerimizi yaparken vatan sevgisi ve bu millete güveni önde tutmamız lazım, en önemlisi de liyakatli kadrolarla çalışmaya önem vermemiz.
Hatta bu en önemlisi!
Gerekiyorsa devletin bu konularda yatırım yapacaklara teşvikler vermesi lazım. Yine de yok mu? O zaman kendi yatırım yapmalıdır.
Ama neyi konuşuyorum ben, sömürülecek devletten daha iyi bir yer mi var, üstelik bu sömürüye ve yolsuzluklara gözlerini kapatmış devlet yetkilileri varken.
Devletin malı deniz yemeyen ..., neyse devamını söylemeyeyim, devamını herkes biliyor zaten.
Sonuçta kömür madenlerine dönecek olursak, otonom ekipmanlarla çalışan maden işletmeleri şu anda bizde var mı bilmiyorum, ama dünyada artık birçok madende otonom ekipmanlar ve robotik sistemler kullanılıyor. Çok büyük yatırım değil, hatta milli sistemler üretilebilirse çok daha az maliyetli olacaktır.
Kanımca bu konuda yapılacak çok şey var. Öncelik bu sistemleri kullanabilecek kadroların eğitimine verilmeli ve daha fazla zaman ve can kaybı yaşanmadan otonom ekipmanların ve robotik sistemlerin ülkemizde de madenlerimizde kullanılmaya başlanmasına teşvik verilmelidir.
Kayıplarımız için kalbim Bartın'la birlikte.
Moskova'dan herkese sevgi ve saygılar