Site İçi Arama

analiz-ve-raporlar

Batı’nın Ayrışık Filistin Politikası

ABD, İngiltere, Almanya gibi ülkeler açıkça, kendini koruma hakkını ileri sürerek İsrail’in saldırganlığını desteklerken, İspanya, Portekiz gibi ülkeler Filistin’in yanında yer almıştır.

Tarihteki ve günümüzdeki sosyal ve siyasal olayları anlamak için genellemelere gitmek, belirli kavramları kullanmak ve teorilere dayanmak meselelerin izahı açısından kolaylıklar sunmaktadır. İster tümevarım, ister tümdengelim şeklinde olsun bilimsel bir bilgi ortaya koymak için bu tür bir yaklaşım kaçınılmazdır. Bununla birlikte, başvurulan kavramlar ve teoriler bilimsel bir çabanın değil de ideolojik ve siyasal bir söylemin parçası ise sonuç olgular değil demagojik bir iddia olmaktan öteye gidememektedir. Batı dünyasının Filistin’e yaklaşımı da sıkça genelleme hatasına düşülen konulardandır. 

Tarihte birçok medeniyete beşiklik etmiş, üç semavi dinin en kutsal mekânlarına ev sahipliği yapan, ticaret yollarının kavşağındaki Orta Doğu, sanayi devrimi ile birlikte denkleme petrolün de girmesiyle yirminci yüzyıla da büyük güçlerin ilgi odağındaki bölgelerden biri olarak girdi. Henüz Birinci Dünya Savaşı sona ermeden bölge İngiltere ve Fransa tarafından paylaşılmış, savaşın sonunda da günümüzde yeniden şekillenmekte olan suni sınırlar ortaya çıkmıştı.  Filistin’deki sorun, Yahudilerin kendilerine yurt arayışı ile emperyalist güçlerin stratejik çıkarlarının örtüşmesi sonucu önce bölge demografik yapısının, sonra da siyasi yapısının değişmesiyle ortaya çıkmıştır. 

İngiltere’nin 1948’de manda yönetimini sonlandırarak bölgeyi terk etmesinden önce Arap ve Yahudi toplumları arasında cereyan eden çatışmalar, İsrail Devleti’nin kurulduğunun ilan edilmesiyle komşu Arap devletlerini de içine alan bölgesel bir savaşa dönüşmüştü. İsrail Devleti’nin kuruluşunda Balfour Bildirisi’ni ilan ederek çok önemli bir rol oynayan İngiltere’nin 1948’den sonra bıraktığı boşluk ABD tarafından doldurulmuştur. Bundan sonraki dönemde ABD hem bölgedeki çıkarlarının hem de ülkedeki Yahudi lobisinin etkisiyle İsrail’in en önemli destekçisi olmuştur.

Hamas’ın İsrail’e yönelik 07 Ekim 2023’teki saldırısı ve ardından İsrail’in Gazze’de başlattığı askeri harekât Filistin’i tekrar dünya kamuoyunun gündemine getirmiştir. İsrail’in geniş çaplı yıkıma ve çok sayıda sivilin ölümüne neden olan saldırıları birçok ülkede yaygın protesto gösterilerine neden oldu. İsrail, uluslararası savaş hukuku kurallarını tüm dünyanın gözü önünde açıkça ihlal ederken uluslararası güvenlik ve barışı korumakla görevli kurumlar bir çözüm üretmekte yetersiz kaldılar. Bu çözümsüzlük ve çaresizlik hali mevcut uluslararası sistemle ilgili tartışmaların alevlenmesine, Batılı ülke ve kurumlara karşı bir öfke ve kızgınlığın ortaya çıkmasına yol açtı. Ülkemizde de dindaşlık duygusu ve mazlumun yanında olma eğilimi İsrail ve Batılı devletlere karşı olumsuz bir kamuoyunun oluşmasına neden oldu. Müslümanların bir tarafı olduğu çatışma, savaş vb. durumlarda tüm Batı’nın sorumlu tutulması olağan bir tutum gibi görülmekle birlikte gerçek durum çoğu zaman farklıdır. 

Benzer şekilde İsrail’in Gazze’deki saldırıları karşısında Batılı ülkelerin sergilediği tavır çeşitlilik göstermektedir. Bu ülkelerdeki yaygın protesto gösterileri ile ABD üniversitelerindeki eylemler bir yana devletlerin aldıkları siyasi tavırlar birbirinin aynı değildir. Örneğin ABD, İngiltere, Almanya gibi ülkeler açıkça, kendini koruma hakkını ileri sürerek İsrail’in saldırganlığını desteklerken, İspanya, Portekiz gibi ülkeler Filistin’in yanında yer almıştır. 2024 yılı Mayıs-Haziran aylarında İspanya, Norveç, İrlanda ve Slovenya Filistin’i tanıdıklarını ilan ederek İsrail’e karşı tavırlarını ortaya koymuştur. (1)

Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 10 Mayıs 2024’te Filistin’in BM’ye tam üyelik statüsü için gerekli nitelikleri taşıdığının kabul edildiği oylamada lehte oy veren 143 ülkeden 21’i Avrupa ülkesidir. (2) BM Güvenlik Konseyi (BMGK) daimî üyesi Fransa’nın Filistin’in BM üyeliğine destek verdiği bilinmektedir. (3)

Geçmişte BMGK, İsrail’in Filistin topraklarını işgalini hukuk dışı sayan (4) ve iki devletli çözümü öneren kararlar alabilmiştir. (5) Uluslararası Adalet Divanı (UAD)’nın Temmuz ayında aldığı karardan sonra İsrail’in Filistin topraklarını işgalini uluslararası hukuka aykırı bulan ve işgalin bir yıl içerisinde sona erdirilmesini isteyen tasarının kabul edildiği oylamada da lehte oy veren 124 üyeden 19’u Avrupa ülkesidir. (6) 

İsrail hakkında UAD’de Güney Afrika’nın başvurusu sonucu Gazze’de Filistinlilere karşı BM soykırım sözleşmelerini ihlal ettiği gerekçesiyle açılmış bir dava bulunmaktadır. Yine Güney Afrika’nın başvurusu sonucu Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICM), Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında 21 Kasım 2024’de tutuklama kararı almıştır. Bu karara göre Netanyahu ve Gallant ICM kararlarını kabul eden 124 üye ülkeye seyahat etmesi durumunda tutuklanabilecektir.

Uluslararası toplumun İsrail’e verdiği tepkinin yeterli olduğu söylenemez. Aksine ABD, İngiltere, Almanya gibi siyasi, askeri ve ekonomik olarak güçlü Batılı ülkelerin desteği İsrail’i daha pervasızlaştırmaktadır. Bununla birlikte, birçok Batılı devlet İsrail’in politikalarına karşı çıkmakta, başta AB olmak üzere birçok kuruluş, kurum ve hükümet dışı organizasyon Filistinlilere destek olmaktadır. Gazze’deki saldırganlığı İsrail’in Batılı devletler nezdindeki itibarını daha da sarsmış, Filistin’e ise sempatiyi artırmıştır. Batı’nın lider devletlerinden farklılaşan bu tutumun İsrail üzerinde çok da etkili olmadığı görülmektedir. 

Öte yandan, İsrail’in mevcut aşırı sağcı hükümetinin politikalarının İsrail halkının yarıya yakını tarafından desteklenmediğine dikkat etmek gerekir. Netanyahu’nun, hakkında yürüyen davalar ve 07 Ekim’in yarattığı travma nedeniyle iktidarda kalabilmek için tutunduğu saldırganlık politikası sürdürülebilir değildir. ABD’de iktidara gelecek Trump’a rağmen, dünyada gittikçe yalnızlaşan bir İsrail Filistin’de de insanlığın sesini duymak zorunda kalacaktır. Kim bilir belki de geçmişte Madrid veya Oslo’da olduğu gibi bir başka Avrupa ülkesinde başlayan süreç bu sefer kalıcı bir barışla sonuçlanacaktır. 

Dipnot:

(1) Şimdiye kadar Filistin’i tanıyan 149 ülkeden 16’sı Avrupa kıtasında yer alan Batılı ülkelerdir Filistin Dış İşleri Bakanlığı İnternet Sitesindeki verilere göre bu 16 ülke ve tanıdıkları yıllar şu şekildedir: Sırbistan (1988), Arnavutluk (1988), Çekya (1988), Slovakya (1988), Macaristan (1988), Romanya (1988), Bulgaristan (1988), Polonya (1988), Bosna Hersek (1992), Karadağ (2006), İzlanda (2011), İsveç (2014), Norveç (2024), İrlanda (2024), İspanya (2024), Slovenya (2024).

(2) “Admission of new Members to the United Nations: resolution / adopted by the General Assembly”, 10 May 2024, https://digitallibrary.un.org/record/4046991?ln=en

Oylamada 143 kabul, 9 red oyu verilmiş, 25 ülke katılmamıştır. BM’ye olmak için BM Güvenlik Konseyi onayı gerektiğinden Filistin Devleti henüz tam üye değildir ancak 2012’den beri üye olmayan gözlemci üyedir.

(3) Farnaz Fassihi, “U.N. General Assembly Adopts Resolution in Support of Palestinian Statehood”, The New York Times, 10 May 2024, https://www.nytimes.com/2024/05/10/world/middleeast/un-resolution-palestinian.html

(4) BMGK’nın 242 sayılı kararı, 22 Kasım 1967.

(5) BMGK’nın 1397 sayılı kararı, 12 Mart 2002.

(6) “Advisory opinion of the International Court of Justice on the legal consequences arising from Israel's policies and practices in the Occupied Palestinian Territory, including East Jerusalem, and from the illegality of Israel's continued presence in the Occupied Palestinian Territory : resolution / adopted by the General Assembly”, 18 September 2024, https://digitallibrary.un.org/record/4061432?ln=en

Oylamada 124 kabul, 14 red oyu verilmiş, 25 ülke oylamaya katılmamış, 12 ülke oy kullanmamıştır.
Anushka Patil, “U.N. Body Demands Israel End Its ‘Unlawful Presence in the Occupied Palestinian Territory’”, The Newy York Times, 18 September 2024,

https://www.nytimes.com/2024/09/18/world/middleeast/un-israel-occupation-palestinian.html

Dr. Adem ÇAKIR
Dr. Adem ÇAKIR
Tüm Makaleler

  • 25.11.2024
  • Süre : 4 dk
  • 744 kez okundu

Google Ads