Doğu Akdeniz Boru Hattının Öneminin Azalması ve Yeni Hesaplar
Avrupa Komisyonu, Avrupa Birliği (AB)'nin Rus gazına olan bağımlılığını sadece bir yılda üçte iki oranında azaltmak için tasarlanmış yeni bir enerji yol haritası belirledi. Plan, tüm Rus fosil yakıtlarına olan bağımlılığın 2030 yılından “çok önce” sona erdirilmesini öngörüyor. AB ayrıca yenilenebilir enerji kaynakları, biyogaz ve hidrojen kullanımında büyük bir artış öneriyor.
Doğu Akdeniz Havzasındaki Değişimler:
Doğu Akdeniz ile ilgili olarak yapılan çalışmaların öncelikle dikkate alması gereken en önemli husus bu bölgede her şeyin çok hızlı bir şekilde değiştiğidir. Ben Akdeniz’le ilgili olarak yazdığım üç kitapta da bu hızlı değişime dikkat çekmeye çalıştım.
Değişim Akdeniz’in temel karakteristiğidir ve dünyanın diğer bölgelerindeki gelişmeleri hem etkiler hem de oralardaki hareketlilikten anında etkilenir.
Bugün Doğu Akdeniz’deki fotoğrafa çok dikkatli bakıldığında enerji jeopolitiğinin ve bölgedeki enerji oyuncularının geçen seneden bile çok farklı olduğu ortaya çıkar.
Bir sene önce AB’nin East-Med Boru hattının fizibilite çalışmaları için ayırdığı para ve bu konuda Mısır, Yunanistan, İsrail, Güney Kıbrıs arasında yapılan doğalgaz forum toplantıları gündemin ilk sıralarındaydı.
Toplam 10 milyar Euro’ya mal olması beklenen hat için 2 Ocak 2020 tarihinde Atina’da İsrail, Yunanistan ve GKRY’nin katılımı ile sözleşme imzalandı. 19 Temmuz 2020 tarihinde İsrail hükümeti projeyi onayladı. Türkiye’yi dışlayan proje adeta uygulamaya hazır hale gelmişti. Bu yılın başında ABD’nin bu boru hattının ekonomik olmadığını açıklaması ve desteğini çekmesi ile uzun yıllardır üzerine plan yapılan bu proje adeta çöktü. Aslında ABD’nin 2023 yılında petrol ve doğalgazda net ihracatçı olma hesaplarını bilenler için bu gelişme sürpriz değildi.
ABD Kongresi AB’nin Rusya Gazında bağımlılığını azaltmak için ilk raporunu bundan yaklaşık 7 yıl önce hazırlatmıştı. Bu planlar hazırlanmış ve koşulların olgunlaşması bekleniyordu.
Rusya'nın Ukrayna'ya açtığı savaş enerji fiyatlarının da dünya çapında rekor düzeylere fırlamasında rol oynadı. Bu durum net ihracatçı olmak isteyen ABD’nin planlarına çok uygun düştü. Ayrıca AB’nin Rusya ya olan bağımlılığının azaltılması için en uygun ortamı sağladı. Ukrayna'nın işgali AB'yi Rusya doğal gazını bu yılın sonuna kadar üçte iki oranında kesme kararına zorladı. Bunda en etkili rolü bu konuya uzun yıllardır hazırlık yapan ABD oynadı
Doğu Akdeniz Doğal Gaz Rezervi ve AB’nin Yeni Enerji Temini Politikası
Önce yapılan çalışmalarla sürekli farklılaşan Doğu Akdeniz’in ekonomik doğal gaz rezervlerine bakalım. Bu konuda dünyada en saygın kuruluş olan USGS 2020 yılında yayınladığı raporda halen keşfedilmeyen doğal gaz miktarını 286 trilyon feet 3 olarak açıkladı. Bu yaklaşık 8,5 trilyon m3 doğal gaz demek. Ancak bazı kaynaklarda bu miktarın 3,5 trilyon m3 olduğu da iddia ediliyor.
İletim hattı ekonomisi ve hat güvenliği açısından bakıldığında Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarının ana müşteri potansiyeli buraya kıyısı olan ülkelerdir. Bunu doğal olarak AB ülkeleri izler. East-Med Boru hattıyla AB’ye iletilecek projenin kapasitesi yılda 15 milyar m3 idi.
Avrupa Komisyonu, Avrupa Birliği (AB)'nin Rus gazına olan bağımlılığını sadece bir yılda üçte iki oranında azaltmak için tasarlanmış yeni bir enerji yol haritası belirledi. Plan, tüm Rus fosil yakıtlarına olan bağımlılığın 2030 yılından “çok önce” sona erdirilmesini öngörüyor. AB ayrıca yenilenebilir enerji kaynakları, biyogaz ve hidrojen kullanımında büyük bir artış öneriyor.
ABD’nin LNG Faaliyetleri:
Bu arada AB; ABD ile yeni bir LNG (sıvılaştırılmış doğal gaz) anlaşması imzaladı. -163 derecede yüksek basınçla sıkıştırılıp 600 kez hacmi küçültülerek sıvılaştırılan doğal gaz gemilerle taşınıp limanlardaki tekrar gazlaştırma tesislerinde doğal gaza çevriliyor ve şebekeye basılıyor. Anlaşmaya göre ABD, bu yılın sonuna kadar AB'ye, daha önce yapılmış anlaşmalara ilaveten en az 15 milyar metreküp sıvılaştırılmış doğal gaz daha satacak. Böylece AB’ye kendi LNG ihracatını arttırırken bu işi aynı zamanda Rusya’nın AB’nin LNG pazarındaki payını da sıfırlamış olarak gerçekleştirecek. Bu durumda ABD her durumda kazançlı olacak.
ABD; AB’nin LNG pazarına 2017 yılında girmiş ve 2019 yılından itibaren pazardaki payını hızla arttırmıştı.
İngiltere dahil halen AB’de toplam 23 adet büyük LNG terminali mevcut. Ancak birçok AB ülkesi 2012-2020 arasında LNG terminallerindeki kapasitenin sadece üçte birini kullanmıştır. Bunun anlamı bu ülkeler LNG ithalatını arttırmaya hazır durumda. Bunun yanı sıra AB’nin LNG terminali sayısı ABD’nin desteği ile hızla arttırılabilir.
2020 yılında AB ülkelerinin yıllık toplam doğal gaz ihtiyacının yüzde 40'ı olan 216 milyar metreküp doğal gaz Rusya’dan sağlandı Gazın %22’si Norveç’ten %18’i de Cezayir ve Libya’dan ithal edildi. Toplam gazın %22’si LNG olarak geldi.
Gelişmeler Rusya Ukrayna savaşının uzayacağını/uzatılacağını gösteriyor. Bu durumda AB’nin Rusya’ya Enerji Bağımlılığının azaltılması kararı kesin olarak uygulanacak. AB Komisyonunun çözümü içinde ABD’den LNG temininin artması, Norveç’in üretimi arttırması, Cezayir ve Libya’dan ithalatın arttırılması, Yenilenebilir kaynakların geliştirilmesi ve enerji verimliliği gibi çok yönlü bir plan var. Burada yine ABD devrede. Beyaz Saray akıllı termostatlar (ısıtma sistemleri) ve ısı pompaları teknolojisi ile daha fazla enerji tasarrufu sağlanabileceğini söylüyor. AB ise konutlarda enerji tasarrufu yöntemlerinin geliştirilmesiyle bu yıl 15,5 milyar metreküp enerji tasarrufu sağlanabileceğini, ayrıca rüzgâr ve güneş enerjisi kullanımının artmasıyla 20 milyar metreküp doğal gazın yerine yenilenebilir enerjinin konabileceğini de düşünüyor.
AB’nin Zor Hedefi ve LNG’ye Yöneliş
AB'nin hedefi 2030 itibariyle enerji tasarrufu ve yenilenebilir enerji kullanımı yoluyla, bugüne göre 170 milyar metreküp daha az doğal gaz kullanmak. Bu 170 milyar metreküp, ABD'den alınacak 50 milyar metreküp doğal gazla birleşince, Rusya'ya enerji bağımlılığının 2030 yılına kadar tamamen son bulması umuluyor.
Doğu Akdeniz’in doğalgazının AB’ye iletim hattı hazır olsa idi buradan temin edilecek gaz tam zamanında ve belki de kapasite arttırılarak işe yarayacaktı. Şimdi acil çözüm için Mısır’daki tesisten LNG gemileri ile takviye gaz temin edilebilir. Bu projede İsrail de olduğu için İsrail Gazı bir şekilde AB’ye ulaşmış olur. LNG Gemileri ile AB’ye gaz temini sistemi kurulursa bu sistem hızla geliştirilebilir.
Ayrıca FSRU olarak bilinen gemiler (Yüzer LNG Depolama ve Gazlaştırma Ünitesi) de bu sistemin gelişmesine büyük imkân sağlıyor. Bu gemiler bünyesinde yer alan depolar ile LNG depolanmasını, depolanan LNG'nin gazlaştırılmasını ve yüksek basınçla ana iletim hattına iletilmesini sağlıyor. Türkiye’de de üç adet var.
26 Nisan 2022 tarihli Die Welt gazetesinin haberine göre Almanya da LNG için harekete geçti. Almanya’da 2023 yılının başında yıllık 5 milyar m3 kapasiteli yüzer bir LNG terminali devreye girecek. Bugünlerde basına yansıyan bir başka haberde Almanya’nın, LNG ithalatını artırabilmek için 3 yüzer LNG terminali kiraladığı ve dördüncü yüzer LNG terminalini kiralamayı da değerlendirdiği yer aldı. Almanya Maliye Bakanlığının, gelecek 10 yılda 4 LNG terminali için 3 milyar euro harcayacağından ve bu terminallerin 2022-2023 kışında faaliyete geçebileceklerinden söz ediliyor.
AB’de LNG alanındaki bu gelişmeler gözden düşen East-Med boru hattının AB için alternatif olma ağırlığını azaltmakta ve Doğu Akdeniz’in gazının yakın gelecekte AB’ye büyük oranda LNG olarak ulaşması ihtimalini arttırmaktadır.
Orta-Doğu Akdeniz’de Yeni Gaz Politik
Akdeniz’in sürekli hareket halindeki tarihi bugün de aynı hareketlilikle sürmektedir. Bunun en önemli nedeni Akdeniz’in tarih boyunca sürekli artan jeopolitik önemidir. Doğu Akdeniz’deki doğalgaz ve petrol kaynakları bu jeopolitik öneme enerji politiği de eklemiştir.
Son dönemde bu alanda da hızlı değişimler gerçekleşmiştir. Doğu Akdeniz’in gaz politiğinin ekseni olacak olan East-Med. boru hattı yerine yeni alternatifler üretilmektedir. Yeni hattın Türkiye üzerinden geçmesi en ekonomik çözüm iken bu alternatif bugüne kadar bölgedeki uluslararası ilişkilerinin politik eşiklerini aşamamıştır. Bu eşikler bugün de tam olarak ortadan kalkmış değildir. Doğu Akdeniz’de radikal karakterli ve çok değişken uluslararası ilişkiler ile çok kritik bir güvenlik dengesi mevcuttur. Boru hattı yapılacaksa yine Türkiye’den geçecektir ancak bu çözümün Türkiye’ye marjinal faydaları geçmişe nazaran azalmaktadır.
Doğu Akdeniz’in Gaz politiği, ABD’nin on yıllar önce yaptığı Kaya Gazı ve LNG ihracatı ile AB’yi Rusya’nın egemenliğinden kurtarma planı ve enerji politiğine takılmıştır.
Doğu Akdeniz aynı zamanda Orta Doğunun Arabistan yarımadasının sahilidir. Bu nedenle Doğu Akdeniz’in kaderi, son dönemde Irak ve Suriye’deki gelişmeler sonucu Orta Doğu ile birleşmiştir. Bu da Doğu Akdeniz’deki hareketliliği ve belirsizlikleri arttırmıştır. Doğu Akdeniz dün olduğu gibi bugün de üzerine sürekli yeni hesaplar yapılan bir coğrafyadır. Bu nedenle bu bölgeye yönelik stratejik öngörülerin lokal ,bölgesel ve küresel ölçekteki gelişmeleri ve birçok bölgesel değişkeni ve bunların hızla değişme ihtimalini dikkate alması gerekir.
Doğu Akdeniz’de zamanın ruhu çok etkili bir faktördür. Bu bölgede zamanında harekete geçme konusunda geç kalan daima haksız çıkar ancak erken davranan ülkelerin de sürekli kazandığını söylemek güçtür. Doğu Akdeniz’de diplomasisinin kendine özgü altın kuralları vardır. Doğu Akdeniz’de kazanmak önce kazanılmış haklarınızı korumaktan başlar.