Site İçi Arama

analiz-ve-raporlar

Evren Gerçekten Genişliyor mu?

Evrenin genişlemekte olabileceğini ilk hesaplayan Albert Einstein. Einstein’ın kendisi bile hesapların bu gösterdiği şeyin doğru olabileceğine inanamamış. Evrenin genişlemekte olduğunu gözlemleri ile ispat eden kişi ise Edwin Powell Hubble. 1929 yılında Hubble evrenin genişlemekte olduğuna dair ilk gözlemsel çalışmasını yayınlamış.

Klasik öğreti ile Big Bang oldu (büyük patlama) ve madde doğdu.

Sonra da bir araya gelen maddenin temel taşları olan gulonlar, kuarklar atomu oluşturdu.

Ardından bir toz bulutu, büyük bir nebula ve atomların bir araya gelmesi, hidrojen, helyum ve yıldızlar. Patlayan yıldızlar ve oluşan gezegenler, hepsinin ardından da en azından dünyamızda hayatın meydana gelmesi.

***

Büyük patlamanın etkisiyle evrenin genişleme etkisinde olduğu düşünülüyordu.

Nereden çıktı bu big bang teorisi?

Çünkü yapılan gözlemlerde uzak yıldızlar, galaksiler bizden uzaklaşıyorlardı.

Doppler etkisi gözlemliyoruz bu uzak mesafelerdeki gök cisimlerinde ve evet, evrenin genişlemekte olduğunu anlamış durumdayız. Hem de çok eski bir bilgi değil bu dediğim.

***

Evrenin genişlemekte olabileceğini ilk hesaplayan Albert Einstein. Einstein’ın kendisi bile hesapların bu gösterdiği şeyin doğru olabileceğine inanamamış. O yüzden de hesaplarına bir kozmolojik düzeltme katsayısını dahil etmiş.

Evrenin genişlemekte olduğunu gözlemleri ile ispat eden kişi ise Edwin Powell Hubble. 1929 yılında Hubble evrenin genişlemekte olduğuna dair ilk gözlemsel çalışmasını yayınlamış.

Ancak daha sonra hayret verici başka bir şeyin daha farkına varılmış.

Yapılan gözlemlerde uzak yıldızlar, galaksiler öyle sabit hızda, ya da yavaşlayarak uzaklaşmıyorlardı bizden.

Bugün Edwin Powell Hubble adına atfedilmiş olan uzay teleskobu evrenin sadece genişlemekte olduğunu değil, hızlanarak genişlemekte olduğunu gözlemlemiş durumda.

Bu bilgi ise bugün bilim insanları arasında oldukça sansasyonel fikirlerin üretilmesine yol açmış görünüyor.

Buraya kadar meraklılarının bildiği klasik teoriler bu bahsettiklerim.

***

Merak edilen sorulardan biri de evren genişliyor da, neyin içine genişliyor?

Boşluk! Evet evren dışında bulunan bir boşluk içine genişliyor muhtemelen!

Evrenin dışında evrenden çok daha geniş bir boşluk var ve evrenimiz içerisindeki maddelerle birlikte bu boşlukta sonsuzluğa doğru genişleyerek büyüyor!

Maddenin birbirini çekim etkisi ile belki bir gün bu genişleme duracak ve tekrar gerisin geriye evren belki de tek bir noktaya toparlanacak olabilir mi acaba?

Bir zamanlar böyle düşünülüyormuş gerçekten.

Büyük patlamanın tek bir noktadan başladığı ve bir gün patlama etkisiyle etrafa yayılan maddelerin gerisin geriye bir yerde toparlanacağı ve yeniden belki de maddenin bir zerre büyüklüğüne kadar sıkışacağı düşünülüyormuş.

Ancak şimdilik yapılan gözlemler böyle bir şeyin alabileceğini göstermiyor.

Buna çok benzer karadeliklerden bile bir şekilde bir ışınım salındığı keşfedilmiş durumda.

***

Bugün bir yandan da evrenin büyüdükçe çok daha hızlanarak genişleme etkisinde olduğu gözlemleniyor.

Eğer bu dediğimiz geriye toparlanma olacak olsaydı genişlemenin yavaşlaması gerekirdi sanırım. Ama dedim ya, tersine genişleme hızlanarak devam ediyor.

Sanki bir şeyler uzak galaksileri kendine doğru çekiyor, aynı bir vakum etkisi gibi uzaklardaki galaksiler, yıldızlar çok daha hızla bizden uzaklaşıyorlar.

Evrenin dışındaki boşluk böyle bir vakum etkisi yapıyor olabilir mi?

Olabilir tabii ki, gerçi vakum etkisi olabilmesi için boşluğun bir yerlerde bitip sert bir sınır ile çevrelenmesi gerekli sanki. Aynı bir küre içindeki gibi.

Başka türlü nasıl vakum etkisi olacak ki?

***

Vakum etkisi diyorum, ancak bu dediğim sadece belli bir kesim bilim insanlarının bir görüşü.

Evrenin içinden de bir şeyler uzak yıldızları hızla dışarıya itiyor olamaz mı peki?

Bakın bu da olabilir. Kimi bilim insanları da böyle düşünüyor.

Karanlık enerji diyoruz ya, (gerçi karanlık olduğu için varlığını ispatlayabilmiş değiliz henüz!) hani evrenimiz içinde herhangi bir ışık salmayan, bildiğimiz madde ile herhangi bir şekilde etkileşim içinde olmayan madde benzeri bir şeylerin etkilerinden de şüpheleniyoruz.

Bir de karanlık madde var tabii ki bu arada, görünmeyen, ışık salmayan madde!

Sahi karanlık madde diye bir şey var mı gerçekten?

Kimi bilim insanlarına göre var! İspatlamaya çalışıyorlar.

Hesaplardan evrenimizde böyle bir karanlık maddenin olması gerektiği çıkıyor diyor bu bilim insanları.

***

İşte bu karanlık madde dediğimiz şey de kendi içinde kaynama etkisi gibi bir etki ile karanlık enerji yayıp uzak galaksileri dışarıya doğru iterek, üstelik hızlandırarak iterek evrenimizi genişletiyor olabilir mi?

Bakın bu da olabilir!

Başka fikri olan var mı?

***

Tüm bu teoriler henüz hiçbir şekilde ispatlanamamış teoriler.

Biz sadece henüz bulamadığımız bir sebeple evrenimizin hızlanarak genişlediğini gözlemliyoruz.

Onu da doppler etkisi dediğimiz bize kadar ulaşan ışık dalgalarındaki kaymayı tespit ederek gözlemliyoruz.

Gerçekte evrenimizin genişlediğini de tam olarak bilmiyoruz aslında, gözlemlere göre doppler etkisi olduğu için genişliyor gibi görünüyor, ancak bizim gözlemlediğimiz kısım belki de gerçek evrenin oldukça küçük bir kısmı.

Dolayısıyla gerçekte bu olaylar belki de evren boyutlarında anlık denebilecek şeyler, evrendeki hareketler belki de bambaşka şekilde ilerliyor olabilir.

Bunu da bilmiyoruz.

Bilgi alabildiğimiz şey ışık (ışık derken sadece insan gözü ile görülebilen değil, kızıl ötesi ve mor ötesi ışınımı da gelişmiş teleskoplarla gözlemliyoruz, x ışınımı, gama ışınımını da gözlemiyoruz, ama hepsi bu!)

Ancak çok uzaklarda belki de kimi yıldızlar ışıklarını bize kadar iletemiyorlar bile. O kadar uzaktalar ki, ışıkları belki de bize kadar henüz ulaşabilmiş durumda değil!

Bunu da bilmiyoruz. Yani uzaklarda bir yerlerde belki de bize kadar ulaşamamış ışık kaynakları da vardır ve evrenin genişliyor olmasının sebebi belki de bu uzaklardaki muhteşem büyüklükte karadelik benzeri bir gök cismidir!

İşte öyle uzaklardan bahsediyorum ki, belki de hiçbir zaman insanlık onların varlığını ya da yokluğunu bilemeyecek.

***

Peki gerçekten bu evrenin ötesindeki boşluk dediğimiz şey nasıl bir şey olabilir?

Yıldızlar arasında da boşluk var, öyle bir şey mi acaba?

Boş işte, hiçbir şeyin olmadığı bir ortam.

Ne boyut var, ne zaman var, ne de içinde herhangi bir madde var.

Zaten zaman dediğimiz şey de göreceli değil mi? Bir şeyin bir başka şeyden önce mi, yoksa sonra mı olduğunu bilebilmek için karşılaştırma yapabileceğimiz bir şeylerin var olması lazım.

Boşluk diyoruz, hiçbir şeyin olmadığı bir ortam.

Ortam derken bile bir şeylerin varlığından bahsetmiş oluyoruz aslında. Belki de bir ortam bile değil bu boşluk dediğimiz şey.

***

Peki ne kadar büyük bu boş dediğimiz ortam?

Oldukça büyük muhtemelen! Dedim ya bilmiyoruz, oraları gözlemleyemiyoruz. Bize kadar ışığını ulaştıramamış gök cisimleri olabileceğini söylüyoruz ya, bu boşluk dediğimiz yer bu görünmez gök cisimlerinden de ötelerde.

Zaten görülebilir evrenin ötesinde de evrenimiz içindeki maddenin bir kısmının var olabileceğini sadece tahmin ediyoruz. Belki bir takım farazi hesaplarda matematiksel olarak olması gerektiğini düşünüyoruz sadece.

Yani bu büyüklükte şeyler için yapılan hesaplar da sonucunun doğruluğu ispatlanamayacağı için farazi hesaplar.

***

Bu anlamda evrenin genişlemesinin de bir illüzyon olduğunu düşünenler var.

Bu kadar uzaktan ve bu kadar kısa sürelerde (kozmik boyutta bilimsel olarak evreni incelediğimiz süre aslında oldukça kısa denebilecek bir süre!) varabildiğimiz bu sonuçlar belki de oldukça yanıltıcı olabilir diyor kimi bilim insanları.

Henüz içinde bulunduğumuz Samanyolu galaksimizin bile tam anlamıyla kütle hesapları yapılabilmiş değil bunca zamanda.

Nasıl yapacaksınız ki? Tartmanız mümkün mü yıldızları?

Çevrelerinde gezegen var mı? Bunu biliyor muyuz?

Gezegenler bir ışık yaymıyor ki! Işık yoksa gezegenin varlığını tespit edebilmek oldukça zor! Yansıttıkları ışıkları yakalayabilecek hassaslıkta teleskoplarımız yok henüz.

Tespit edilenler de etrafında döndükleri yıldız ile dünya arasına girdiklerinde şans eseri tespit edilebilmişler.

***

Bilmediğimiz, belki de hiçbir zaman bilemeyeceğimiz o kadar çok şey var ki evrende, o yüzden şu anda ne kadar mantıklı da olsa, ne kadar emin de olsak olanlardan, yarın gözlenecek bir anomalinin sebebini elimizdeki bilgilerle anlayabileceğimizin de bir garantisi yok aslında.

Yine de bilim böyle bir şey işte, bu varlığımızı anlamlandırma yolculuğunda bilimsel yöntemlerle bir yanılıp iki doğru yaparak, aynı bir mehter yürüyüşü gibi ilerliyoruz.

Belki bir gün yine yeni bir Einstein çıkar ve bugün evren konusunda anlamlandıramadığımız kimi konulara bir anlam katacak yeni formüller geliştirir.

Belki de bunu yarının süper yapay zekâları yapar!

***

Belli mi olur, belki de gerçekten evren dediğimiz bu gökyüzü gerçekten kimilerinin dediği gibi aslında genişlemiyordur, hepsi bir illüzyon da olabilir.

Kafalar karıştı değil mi?

Bilimle kalın diyerek bitireyim bugün de yazıyı.

Moskova’dan herkese sevgi ve saygılarımla

Araştırmacı Yazar Deniz BURSALIOĞLU
Araştırmacı Yazar Deniz BURSALIOĞLU
Tüm Makaleler

  • 31.08.2023
  • Süre : 4 dk
  • 1522 kez okundu

Google Ads