Site İçi Arama

analiz-ve-raporlar

İngiliz Ulusal Kamu Performans Yönetimi Modeli Uygulamasına İlişkin Bulgular

Genellikle Anglo-Sakson ülkelerde benimsenen Yeni Kamu Yönetimi (YKY) anlayışı, gelişmiş ülkelerde içsel nedenlerle, gelişmekte olan ülkelerde de içsel ve dışsal nedenlerle kamuda performans yönetimi gibi modelleri daha çok ve sıklıkla kullanmaya başlamıştır.

Üçüncü bin yıla girerken Osmanlı Büyük Devleti kadar ilgimi çeken bir hususta kuşkusuz İngiltere ve yönetim yapısıydı. Ulusal Kamu Performans Yönetimi (UKPY) teriminin Dünya literatürüne ilk defa girdiği bu süreçte yeni modelin adlandırması da yapılmış oldu.  Bu hazırladığım kitap çalışmasında aşağıdaki bulgulara ulaşılmıştır:

(Daha fazla veriye ve kitaba ulaşmak için: https://www.amazon.com/Books-Dr-Selahattin-Ate%C5%9F/s?rh=n%3A283155%2Cp_27%3ADr.+Selahattin+Ate%C5%9F )

  • Bu bulguların birincisi, Birleşik Krallık (BK)’ta Kamu Performans Yönetimi (KPY) uygulanırken, modelin ülkenin tarihi ve kültürel değerleri nedeniyle bir kısım değişime uğradığıdır.

Genellikle Anglo-Sakson ülkelerde benimsenen Yeni Kamu Yönetimi (YKY) anlayışı, gelişmiş ülkelerde içsel nedenlerle, gelişmekte olan ülkelerde de içsel ve dışsal nedenlerle kamuda performans yönetimi gibi modelleri daha çok ve sıklıkla kullanmaya başlamıştır. Bu ise bize kamuda işletme yönetiminin teoriden öte bir anlam içerdiğine ve uygulamada da işletme yönetiminin uygulandığına dair güçlü kanıtlar sunmaktadır. Bu yaklaşımın Birleşik Krallıkta (BK) uygulanması tarihi, coğrafi, kültürel, siyasi ve bürokratik yapısından etkilenerek farklı bir modelin ortaya çıkmasına olanak vermektedir.

  • İkinci olarak, güçlü bir merkezi yönetim örgütlenmesi sonucu KPY’nin ulus düzeyinde uygulanmasının yerel yönetimler üzerinde ciddi bir otokratik tehdit oluşturduğudur.

Ülkenin yukarıdan aşağı örgütlenmesi ve gücün yoğunlaşması sadece yerel yönetimleri değil yerel demokrasiyi de açıkça tehdit etmektedir. Yine yukarıdan yapılandırılan KPY sürekli ve güçlü merkezi otorite ile yerel yönetimleri ve yerel demokrasiyi açıkça tehdit etmektedir. Bu nedenle Bakanlıklarla ilişkileri az ya da çok kurulan ve yerel olarak örgütlenen hizmet yerinden yönetim kuruluşları ön plana çıkmaktadır. Merkezi yönetimde kurumsal yönetişim yaklaşımının önemli bir unsuru olarak bakanlıklarda ve bakanlık dışı birimlerde yönetim kurulları oluşturulması zorunlu olsa da bunların yerel yönetimleri ikame edebilecekleri söylenemez.

  • Üçüncü bulgu, algısal olarak demokrasi ile anılan bu ülkede, bu algının aksine BK Yukarıdan Aşağı Kamu performans Yönetimi (YAKPY) Modelinin yönetişim pratiklerinin yetersiz olduğudur.

Bu aynı zamanda modelin en zayıf yönlerinden biridir. Bilgi toplumu ve talepler ile “müşteri memnuniyetini” esas alan bir yapılanma gereği, kamu yönetiminde hizmetlerin belirlenmesinden-sunum yöntemlerinin oluşturulmasına kadar her alanda toplumun tüm kesimlerini ve bu arada ayrıca bireyleri de önemli aktör haline getirmektedir. KPY ile odağın girdilerden çıktılara yönelmesi bir ara süreçlerin ihmal edilmesine neden olmuştur. Ancak yönetişim ve sonuçların öne çıkması ile süreçler ve süreçlere katılım tekrar önem kazandığından, karar süreçlerine ve KPY biçimlenmesine vatandaşın yüksek katılımını gerektirmiştir. Bu zorunluluk bir süre sonra gücü paylaşmak istemeyen merkezi otoriteyi de ikna etmiştir. YKY aygıtları ne kadar başarılı bir biçimde uygulanırsa uygulansın yönetişim ile desteklenmediği zaman başarısı sınırlı kalmaktadır. BK uygulamasındaki KPY başarısının yüksek tempoda ve sürdürülebilir olması için iletişimsel rasyonalitenin yükselmesi ve katılımın her aşamada ve etkili olması gerekmektedir. Bu çerçevede pragmatist nedenlerle bile olsa yöneten-yönetilen ayrımının öneminin azaldığı yönetişimin giderek dominant hale gelmesi beklenebilir. Bu açıdan 2010 yılında getirilen açık hükümet anlayışı ile denetimin halka açılarak yönetişimin bir bölümünde uygulanması, bu beklentinin de bir bölümünün karşılanması anlamındadır. Ancak yönetişimin karar aşamasından itibaren uygulanması için daha zaman gerektiği anlaşılmaktadır.

  • Dördüncü bulgu, BK kamu yönetiminde sadece KPY’nin değil, YKY’nin de tüm unsurlarıyla uygulanması üzerinedir.

Zira YAKPY modelinin uygulaması için YKY siyasalarını içeren BK Kamu Hizmeti Reform Modeli (BK KHRM) elverişli bir iklim sağlamaktadır.

  • Beşinci bulgu, İngiliz kamu yönetiminde yerel yönetimler (belediye, özel idare, köy benzeri) yerine merkezi otoritenin taşra teşkilatının hizmet yerinden yönetim kuruluşları benzeri yapılanmalarına ve baskınlığına dairdir.

Yetki devri genel yönetimin taşra örgütlerine doğru ve yerel teşkilatlanmayı da içerecek biçimde yapıldığından taşra teşkilatının yapısı parçalı ve çok fazla sayıdadır.

  • Altıncı bulgu KPY ölçütlerindeki değişim üzerinedir.

Piyasa ve işletme yönetimi pratikleri gereği ekonomiklik, verimlilik ve etkililik temel ilkelerdir. Kalite ölçütü de bu minvalde ortaya çıkar. Ancak asıl kalıcı etki, kamu yönetiminin eşitlik ve hakkaniyet gereksinimi sonucu oluşan ve aynı adla anılan bu yeni ölçütlerin sisteme girmesi ile oluşur.

  • Yedinci bulgu müşteri memnuniyetinin önemi üzerinedir.

Giderek kamu hizmetinin tekel durumundaki devlet yerine, kamu-özel ve üçüncü sektör tarafından verilmeye başlanması ve özelleştirme, piyasa, dış alım ve rekabet unsurlarının gelişmesi ile KPY’nde girdilere ve süreçlere ilişkin vurgunun sonuçlara yönelmesine neden olmaktadır. Bu ise müşteri memnuniyeti kavramının önemsenmesinin doğal bir sonucudur.

  • Sekizinci bulgu, işletme yönetiminin saf bir biçimi olarak uygulanan KPY’nin kamu taahhüdünü bir ölçüde yaralaması ve yapılan eleştirilerle ilgilidir.

Uygulama ve eleştiriler, YKY ve KPY’nin amacı ve ölçütlerinde birtakım değişikliklere gidilmesine yol açarken kavramsal değişim de söz konusu olmuştur: Özel sektör terminolojisi kamu yönetimi kavramları ile dönüşüm yaşamıştır. YKY, Yeni Kamu Hizmeti (YKH)’ne, müşteri memnuniyeti de önce kullanıcı ve sonra da vatandaş memnuniyetine dönüşmektedir.

  • Dokuzuncu bulgu ödül ve cezanın fevkalade sıkı kullanılması üzerinedir.

KPY kurumsal ve bireysel düzeyde uygulanırken, havuç ve sopa birlikte kullanılmaktadır. Bu bireysel ya da kurumsallık seviyesi uyarınca bireysel performansa göre ücretlendirme ve işini kaybetme olabileceği gibi, kurumsal bütçeye ek ödenek konulması ve kurumun kapatılması da olabilmektedir.

  • Onuncu ama sonuncu olmayan husus terminolojik gelişmeye ilişkindir: Ulusal Performans.

 BK YAKPY Modelinin ulus ölçeğinde uygulanması bireysel-takım-kurum performansı kurgusunda yeni bir kademe açmaktadır: Ulusal Performans. BK YAKPY Modelinin ulus ölçeğinde uygulanması kamu ve özel yönetim ayrımını ölçek sorununa indirgeyen anlayışa da güçlü kanıtlar sunmaktadır. Ölçeğin ulus düzeyine yükselmesi ise Weberyen örgüt yapılanmasını yeniden önemli hale getirmektedir. Örgüt nispeten basık hale gelse de piramidin başındaki güç yoğunlaşması önemini korur. Ancak sorun ölçek olmaktan çıkmakta, siyasi ve idari yapılanma sorunu durumuna gelmektedir.

  • Son olarak güvercin kraliçenin tacını giyerken, parlamento şahin pençesi taşır.

Şahsında dini otorite yanında yasama, yürütme ve yargı görevlerini barındıran Kraliçe yumuşak gücün, yıllarca süren tek parti hükümetleri ile kemikleşen üniter ve güçlü merkezi otoritenin temsilcisi Başbakan da sert otoritenin temsilcisi durumundadır. Bu ise Ada’nın yapısında bulunan denge ve fren sistemidir.

Doç. Dr. Selahattin ATEŞ
Doç. Dr. Selahattin ATEŞ
Tüm Makaleler

  • 06.04.2022
  • Süre : 5 dk
  • 1712 kez okundu

Google Ads