Rusya-Ukrayna Savaşının Kısa Sürmeyeceği Anlaşılıyor
Ukrayna’da olanların nedeni, ülkenin NATO'ya katılma arzusu ve NATO'nun, kendi güvenliğini başka ülkelerin güvenliği pahasına güçlendirmek istemesidir.
Zaporijya Nükleer Santraline Saldırı:
Rusya, Ukrayna’nın stratejik bölge ve tesislerine yönelik taarruzlara öncelik veriyordu. Bu kapsamda 3 Mart’ta Rus birlikleri Zaporijya nükleer santralini ele geçirme girişimlerini yoğunlaştırdı. Fakat Mykolaiv bölgesine yaptığı iki saldırı püskürtüldü. Çarpışmalar devam ederken Ukrayna ve Rusya arasındaki ikinci tur görüşmeleri yapıldı. Bu görüşmelerde sivillerin tahliyesi, gıda ve ilaç temini için insani koridorların ortak olarak sağlanması konusunda anlaşmaya varıldı.
Rusya’nın beklenen hızlı ve başarılı ilerlemeyi şimdiye kadar gösterememesi, eğer yeterince desteklenirse Ukrayna’nın Rus ordusunu durdurabileceğine dair inancı artırdı. Bu sebeple Batı ülkeleri, Ukrayna’ya yeni silahlar göndermeye başladılar. Örneğin Almanya, Ukrayna'ya 2 bin 700 Strela tipi uçaksavar füze gönderilmesine onay verdi. Almanya daha önce de Ukrayna'ya 1000 tanksavar ile 500 Stinger uçaksavar füzesi gönderme kararı almıştı.
Arka Planda Diplomasi Faaliyetleri Sürdürülüyor:
Rusya da işlerin tam olarak istedikleri gibi gitmediğini fark etmiş ve istediği sonuca masada ulaşmaya ağırlık vermeye başlamış gibi görünüyordu. Rusya Dışişleri Bakanı, Ukrayna ile müzakerelere hazır olduklarını ancak operasyona devam edeceklerini söyledi. Ukrayna’nın NATO’ya üye olma yönünde siyaset izlediğini dile getiren Lavrov, "Ukrayna’da olanların nedeni, ülkenin NATO'ya katılma arzusu ve NATO'nun, kendi güvenliğini başka ülkelerin güvenliği pahasına güçlendirmek istemesidir." dedi. Putin ise Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile 90 dakika süren bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
Ukrayna, başlangıçtan beri klasik cephe muharebeleri yerine bir yıpratma savaşı yapıyordu. Askeri kuvvetlerini büyük birliklerce tutulan sabit mevzilere tertiplemek yerine, çok sayıda küçük unsur halinde geniş bir alana yayarak aktif bir savunma yürütüyordu. Bu şekilde ağırlık merkezini dağıtıyor ve Rus ordusunun tek bir veya birkaç darbe ile kesin sonuca ulaşabilmesine engel oluyordu.
Omuzdan Atılan Silahlar Savaşa Damgasını Vuruyor:
Askeri kuvvetlerini omuzdan atılan klasik ve modern tanksavar ve uçaksavar silahları ile donatılmış timler şeklinde geniş bir alana yayarken sivil halkın yardımıyla meskûn mahalleri de birer direnek noktası haline getiriyordu. Yani savaşı geniş bir alana yayarak Rusların sıklet merkezi yaparak sonuca ulaşmasına engel oluyor ve her yerde küçük küçük çok sayıdaki saldırı ile Rus güçlerine olabildiğince çok zayiat verdirmeye çalışıyordu.
Bu strateji, buna benzer muharebelere katılmış profesyonel tecrübeli personele ihtiyaç gösteriyordu. Bu sebeple Zelenski, tüm dünyadan bu nitelikteki insanları ülkesine davet etmişti. Bu daveti bir karşılık bulmuş olacak ki Ukrayna'ya yardım için 16 bin yabancı gönüllü savaşçının geldiği ve ilk kafileleri artık ülkeye ulaşmak üzere olduğunu açıkladı.
Ukrayna Ordusunun Özgüveni Artıyor:
Uygulanan strateji işe yaramış ve Ukrayna ordusu bazı bölgelerde mahdut hedefli taarruzlar yapmaya başlamıştı. Bu taarruzlar sonucunda 4 Mart’ta Ukrayna, Gostomel ve Mikolayiv’deki Kulbakino hava üssünün kontrolü Rus kuvvetlerinden geri alındı. Kiev civarındaki Bucha ve Irpin’de de çatışmalar yoğunlaştı. Fakat her şeye rağmen Rus ordusu bazı alanlarda ilerlemeye devam ediyordu. Örneğin Zaporijya nükleer santrali Rusların eline geçti.
Rusya’yı alanda gösterdiği askeri başarı ile durduramayacağını bilen Ukrayna, sadece askeri alanda değil, siyasi alanda da harekete geçmiş ve savaşı daha çok ülkenin katıldığı bir mücadele haline getirmeye çalışıyordu. Bu kapsamda Ukrayna parlamentosu, Birleşmiş Milletler’e (BM) Ukrayna’ya barış gücü göndermesi çağrısını içeren bir kararı kabul etti.
Ukrayna’da Uçuşa Yasak Bölge İlan Edilmesi İstekleri:
Ukrayna, ülkesi üzerinde uçuşa yasak bölge ilan edilmesi çağrısını da yineledi fakat Putin, Ukrayna üzerinde uçuşa yasak bölge uygulayan herhangi bir ülkenin savaşa katılmış sayılacağı konusunda uyardı. Bu tartışmalardan da anlaşılacağı gibi bu günlerde iki taraf da hava kuvvetleri ile ilgili konulara ağırlık vermişti. Çünkü Rusya hava üstünlüğü sağlasa da hava hakimiyeti kuramamıştı. Bu sebeple Rus zırhlı birlikleri SİHA, helikopter ve uçakların saldırılarına maruz kalmadan ilerleyemiyorlardı.
Bu sebeple, henüz imha edilememiş uçakların havalanamaması için Rusya hava alanlarına saldırılarını artırdı. 6 Mart’ta Vinnytsia havaalanı ve Starokonstantinov’daki hava üssü Rus kuvvetleri tarafından vurularak kullanılamaz hale getirildi. Rusların diğer önemli hedeflerinden biri de enerji merkezleriydi. Bu sebeple Mıkolayiv’in kuzeyine ilerlemeye ve Güney Ukrayna Nükleer Santrali’ni ele geçirmeye çalışıyorlardı.
Rus Ordusunun Hedefleri İyice Belli Oluyor:
Savaşın başlangıcından bugüne kadar meydana gelen gelişmeler incelendiğinde artık Rus ordusunun hedeflerinin ne olduğu ortaya çıkmış gibiydi. Rus ordusunun taarruzlarını Kiev, Harkiv, Çernigiv, Sumi ve Mıkolayiv şehirlerini kuşatmaya, Luhansk ve Donetsk bölgelerindeki idari sınırlara ulaşmaya ve geçici olarak işgal edilen Kırım’dan Mariupol-Novoazovsk yönünde karadan bir koridoru oluşturmaya odaklayarak Ukrayna'ya karşı saldırılarını sürdürdüğü ve başkent Kiev’e saldırmak için harekete geçtiği anlaşılıyordu.
Karadeniz’de Rus Gemisi Vuruluyor: Moskva’nın Habercisi
7 Mart’ta savaş, Karadeniz sahillerinde de etkisini gösterdi. Ukrayna Silahlı Kuvvetleri tarafından Odessa yakınında bir Rus savaş gemisi vuruldu. Savaşın giderek daha da şiddetlenmesine rağmen taraflar arasında görüşmelere de devam ediliyordu. Bugün Rusya ile Ukrayna arasındaki müzakerelerin üçüncü turu yapıldı. İnsani yardım koridorları konusunda olumlu gelişmeler oldu. Ayrıca Rusya, tek taraflı olarak Rusya'ya giden insani koridor açma kararı aldığını duyurdu.
8 Mart’ta Rus kuvvetlerinin taarruz hızının iyice azaldığı ortaya çıktı. Ukrayna Cumhurbaşkanlığı Danışmanı, “Düşmanın ilerleme hızı önemli ölçüde yavaşladı. Şimdi ilerlemekte oldukları bazı bölgelerde fiilen durmuş durumdalar. İlerlemeye devam eden kuvvetler, küçük gruplar halinde hareket ediyor, ön keşif yapıyor ve önemli bir tehdit oluşturmuyor.” dedi. Bunun ardından Ukrayna Silahlı Kuvvetleri, en az yedi mahdut hedefli karşı taarruz gerçekleştirdi.
9 Mart’ta ise Ukrayna, Rus kuvvetlerinin Makariv ve Borodyanka yakınlarındaki çatışmalardan sonra püskürtüldüğünü bildirdi. Ukrayna Kuzey Operasyon Komutanlığı, Rus kuvvetlerinin Çernihiv bölgesindeki taarruzunu durdurdu. Fakat Rus askerleri, Donetsk, Luhansk ve Harkiv'de önemli ölçüde ilerleme kaydetti. Ruslar güneyde de Kırım'dan Zaporizhzhia bölgesine doğru ilerleyerek kazanımlar elde ettiler.
Antalya Diplomasi Forumu:
Savaşın başından beri çeşitli ülkelerin yaptığı girişimler bir sonuç vermese de ilk defa Türkiye’nin diplomatik çabaları bir sonuç verdi. Bunun sonucunda Rusya ve Ukrayna heyetleri 10 Mart’ta Antalya'da görüştü. Böylece, savaşın başlangıcından beri ilk kez, Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov aynı masaya oturdu. Onlara, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da eşlik etti.
Görüşmeler sonucunda taraflar, bazı konularda olumlu gelişmeler gerçekleştirdiklerini açıkladılar. Ancak henüz barış çok yakın görünmüyordu. Nitekim aynı gün Zelenski, sivil halkı da direnişe teşvik etmek için olağanüstü hâl sırasında tüm Ukrayna halkına silah kullanma serbestliği getiren bir yasaya imza attı.
11 Mart’ta Ukrayna Ordusu, mahdut hedefli karşı taarruzlarına devam etti ve Çernihiv bölgesinde 5 yerleşim yerini Rus kuvvetlerinden geri aldı. 12 Mart’ta aynı bölgedeki iki yerleşim birimini daha kurtardı. Fakat Rus saldırıları değişik hedeflere ve değişik bölgelere yayılmaya devam etti. 13 Mart’ta Polonya sınırı yakınlarındaki Yavoriv Ukrayna askeri üssüne Rusya tarafından 30 füze saldırısı düzenlendi. Yavoriv askeri üssü, Polonya sınırına 10 km uzaklıkta bulunuyor ve Ukrayna ordusu ile NATO birimleri tarafından eğitim ve ortak tatbikatlar için kullanılıyordu.
Savaş Durağanlaşıyor:
14 Mart’ta artık Rus taarruzunun iyice yavaşladığı ve çatışmaların durağan hale geldiği anlaşılıyordu. Ukrayna ordusu, Rus birliklerinin Donetsk yönündeki taarruz girişimini de püskürttü. Bu durağanlık 15 ve 16 Mart’ta da devam etti. 16 Mart’ta ayrıca, Uluslararası Adalet Divanı, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgal girişimini derhal durdurmasına hükmetti.
Rusların bazı bölgedeki saldırıları ve Ukraynalıların karşı saldırıları durumda büyük bir değişiklik yaratmadan 25 Mart’a kadar devam etti. 25 Mart günü Rusya Savunma Bakanlığı, Ukrayna’nın Kiev, Harkiv, Çernigiv, Sumi ve Mıkolayiv şehirlerinin kuşatma altında olduğunu, Herson bölgesinin tamamı, Zaporijya’nın da büyük bir kısmının kontrollerinde olduğunu açıkladı. Luhansk Halk Cumhuriyeti milisleri Luhansk’ın %93’ünde; Donetsk Halk Cumhuriyeti ise Donetsk’in %53’ünde kontrol sağlamıştı.
Rusya Operasyonun Birinci Etabının Tamamlandığını Açıklıyor:
Rusya Savunma Bakanlığı, Ukrayna’daki operasyonun birinci etabının tamamlandığını ve yeni aşamada Donbas'ın tamamen özgürleştirilmesine odaklanacağını açıkladı. 26 ve 27 Mart günleri taraflar bazı bölgelerde taarruz ve karşı taarruzlarla birçok yerleşim yerini ele geçirdiklerini açıkladılar. Ukrayna, Kiev bölgesindeki Rus birliklerinin 70 kilometre geri püskürtüldüğünü duyurdu.
Taraflar ateşkes ve barış görüşmeleri için de çağrı yapmaya devam ettiler. Örneğin, Rusya ile barış için Ukrayna'nın tarafsızlığını tartışmaya hazır olduğunu belirten Zelenski, çatışmanın dondurulmasını değil Donbas üzerinde Rusya ile uzlaşma istediğini söyledi. Ukrayna lideri ayrıca, Rusya'yı Ukrayna topraklarından tamamen çıkmaya zorlamanın imkânsız olduğunu, bunun üçüncü dünya savaşına gideceğini anladığını belirtti.
Çernobil Nükleer Santrali Tekrar Ukrayna’ya Devrediliyor:
27 Mart’ta Rusya, Çernobil Nükleer Santrali'ni Ukraynalı çalışanlara devretti. Bölgeyi savunmaya hazırlamak için mevzi kazan Rus askerlerinin yoğun radyasyona maruz kalarak hastalandıkları, bu sebeple bölgeden ayrıldıkları iddia edildi. 28 Mart’ta ise Ukrayna ordusu, Kiev’in kuzeyindeki Irpin’i Rus kuvvetlerinden geri aldığını duyurdu.
Antalya’da yapılan görüşmelerden sonra Türkiye’nin devam eden girişimleri sonucunda taraflar 29. Mart günü İstanbul'da görüşmeye karar verdiler. Görüşme öncesinde Rusya'nın Ukrayna'ya bastırdığı bazı taleplerinden vazgeçtiği öne sürülürken, Ukrayna Dışişleri Bakanı Kuleba da tarafların bazı adımlar konusunda anlaşmaya yakın olduğunu söyledi. Kuleba açıklamasında; Rusya’nın bir süredir talep ettiği “Ukrayna’nın Nazilerden arındırılması” şartından vazgeçtiğini ve Kiev’in askeri olarak destek almaması şartıyla Avrupa Birliği’ne katılmasına sıcak bakmaya başladığını bildirdi.
Rusya-Ukrayna Uzlaşma Görüşmeleri Sürüyor:
Bazı basın organlarında ise anlaşmanın Ukrayna’nın NATO üyeliğinden vazgeçmesi şartına bağlı olduğu, taslak ateşkes belgelerinde Rusya’nın ‘Nazilerden arındırma’, ‘silahsızlandırma’ ve ‘Rusçanın Ukrayna’da yasal olarak korunması’ taleplerinin yer almadığını aktarıldı. Rusya’nın bir ayı aşkın bir süredir devam eden harekatının yavaşladığına da dikkat çekildi.
Bazı gazetelerde ise; Ukrayna’nın nükleer silah geliştirmesinin de önüne geçilirken ve Ukrayna’da yabancı askeri üs kurulmasına izin verilmeyeceği kaydedildi. Ukrayna yetkilileri, NATO’nun, “Üye bir ülkeye saldırı durumunda bütün müttefiklerin bir araya gelmesini” öngören 5’inci maddesine benzer bir uygulama yapılabileceğini, bu maksatla Ukrayna’nın; Rusya, ABD, İngiltere, Kanada, Fransa, Almanya, Çin, İtalya, Polonya, İsrail ve Türkiye’den güvenlik garantisi talep edeceğini ancak, “Donbas bölgesinin doğusundaki toprak kaybını ve Kırım’ın ilhakını kabul etmeyeceklerini” söylediler.
Görüşme sonrasında yapılan açıklamalardan, önemli gelişmeler kaydedildiği anlaşılıyordu. Her iki taraf da görüşme konularından bazılarında birbirlerinin taleplerine oldukça yaklaştıklarını ifade ettiler ve artık Putin ile Zelenski’nin görüşmesi için gerekli şartların çoğunun oluştuğunu ifade ettiler.
(Devam Edecek)