Sosyal Medyaya Yansıyan Skandal: Putin Şoygu'ya Fırça Atıyor
Putin-Şoygu Görüşmesi Basına Sızdı
Video linki: https://t.me/rusyaukraynaz/3757
Rusya-Ukrayna Savaşı, 24 Şubat 2022 tarihinden itibaren devam ediyor. Henüz Ukrayna’nın başkenti düşmedi, Ruslar bölgesel başarılara imza atmalarına rağmen, başlangıçtaki harekât planından saptıklarına dair sayısız değerlendirme mevcut. Ukrayna ordusuna karşı asimetrik, bir başka deyişle orantısız bir üstünlüğe sahip olan Rus Ordusu karşısında, askerlerin yanında Ukraynalı sivillerin başlattığı Ukrayna direnişi, zaman zaman Rusları şaşırtacak derecede başarılı sonuçların elde edilmesine yol açıyor. Neticede savaşın uzamasına neden oluyor.
Putin, Şoygu’ya karşı öfkesini saklamıyor
Bu şaşkınlığın, hatta kızgınlığın Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin ile Savunma Bakanı Sergey arasındaki diyaloğa da yansıdığı görülüyor. Son dönemde taraflar arasındaki propaganda savaşı hat safhada seyrediyor. Örneğin bir canlı yayında, sayısız ceset torbalarının önünde savaşta yaşanan bir trajediden bahseden spikerin arkasında, çekim esnasında bazı ceset torbalarının açıldığı ve cesetlerin ‘hareket ettiği’ görülüyordu. Putin-Sergey arasında geçtiği iddia edilen bu konuşma sosyal medyada paylaşılıyor. Şüphesiz bu tür konuşmaların doğruluğunu ancak iyi bir ses analiz programı kullanılarak çözümlemek mümkün olabilir. Spektrumların çok hassas karşılaştırılması ile konuşmanın gerçek olup-olmadığı ortaya çıkarılabilir. Biz yine de bu konuşmayı ‘gerçek’ kabul edip, bunun üzerinden gidelim.
Rusya Federasyonu Savunma Bakanı ve Diğer Kilit İsimleri
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından 2012 yılında Savunma Bakanı olarak atanan Sergey Şoygu, bugün 67 yaşında olan tecrübeli bir devlet adamı. Savunma Bakanı olmadan önce de 18 yıl boyunca aralıksız Rusya Acil Durumlar Bakanı olarak görev yapmış birisidir.
Şoygu’nun, Rusya'da Türklerin yaşadığı Tuva bölgesinde, Tuvalı bir baba ve Rus bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldiği rivayet ediliyor. 1977 yılında Krasnoyarsk Politeknik Enstitüsü'nden inşaat mühendisi olarak mezun olmuş, 1988'de de Komünist Parti'ye üye olmuştur. 1999'da Putin'in partisi Birleşik Rusya'ya katılmıştır. Ömrü boyunca devlete hizmet eden Rus Bakan, değeri 40 milyon dolar olduğu tahmin edilen ve Rusya'nın en değerli "kılıç" koleksiyonu olduğu söylenen bir servete sahip olmaya başarmış birisi. Şoygu’nun Rusya'nın askeri gücünde görülen büyük değişimde, özellikle Suriye harekât alanındaki başarılarında önemli bir rol oynadığı belirtiliyor.
Rusya Federasyonu’nda Savunma Bakanı, Silahlı Kuvvetler üzerinde günlük idari ve operasyonel yetkileri Rus Hükümeti adına kullanmaya en üst seviyede yetkili olan kişi olarak biliniyor. Savunma Bakanlığının yürütme organı olan Genelkurmay, Savunma Bakanının harekâta yönelik talimatlarına ve emirlerine göre hareket ediyor.
Rusya Federasyonu Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı ve Rusya Savunma Birinci Bakan Yardımcısı Valeri Vasilyeviç Gerasimov da Şoygu ile aynı yaşta ve o da 2012 yılında Putin tarafından bu göreve getirilmiştir. Rus hibrit savaş yaklaşımının arkasındaki kişi olarak biliniyor.
Medvedev, hukukçudur. 1991-1996 yılları arasında Saint Petersburg Belediyesi'nin yabancı şirketlerle ticari ve gayrimenkul ilişkilerini yönetmiştir. Bu dönemde Putin'in en yakın çalışma arkadaşları arasına girmiştir. Gazprom'daki başarısından sonra 2005 yılında Putin tarafından 1. başbakan yardımcılığına atanmıştır. İki dönem başkanlık yapan Putin’den sonraki ara dönemde Rusya Devlet Başkanlığı yapan Medvedev, sonrasında başbakanlığa atanmıştır. Halihazırda Rusya’da güvenlik işlerinden sorumlu en üst düzeydeki kişi olarak bilinmektedir.
Sosyal Medyaya Sızan Putin-Şoygu Görüşmesi
Putin ile Sergey Şoygu arasında geçen söz konusu konuşmanın muhtemelen 7 Mart Pazartesi günü akşam saatlerinde gerçekleştiği anlaşılıyor. Muhtemelen aynı gün öğleden sonra Macron’la 90 dakika kadar video-telekonferans görüşmesi yapan Putin, Macron’u kendisine Batı dünyasıyla arasını bulacak lider olarak görüyor olmalı ki, aşağıdaki Putin-Şoygu görüşmesine de bu durumun yansıdığı görülüyor.
Putin: Sergey, söyle, (benim bu kötü gidişata karşı) önlem almam gerekiyor mu? Söyle (haydi), zaten biz şu anda (zaten gereken önlemleri sen söylemesen de) aldık. (Şoygu araya girmeye çalışıyor ancak Putin tarafından sözü kesiliyor). Tekrar soruyorum. Önlem almam gerekiyor mu?.. Biz dün bu konuyu (sen ve diğer arkadaşlarla birlikte) detaylıca konuştuk, tartıştık... Dün (Genelkurmay Başkanı) Gerasimov'un düzeltilmiş planı üzerinde (birlikte tartıştık ve hep beraber üzerinde) anlaştık. (Şimdi) sizi engelleyen durduran şey nedir? SVR (Dış istihbarat servisi) bana saatte bir (savaşın gidişatıyla ilgili) rapor veriyor. Bana tekrar aynı çorbayı kaynatma (Rusça deyim). Senden... Senden çok rica ediyorum.
Şoygu: Her şey planlandığı gibi gidiyor. 10 halkadan altısını oluşturduk. Dört bölgeye çıktık. Güneydeki soru… (konuşma burada kesilmiş)
Putin: İki günün var. (Sadece) İki! Bugünden itibaren iki günün var! Anlıyor musun?
Şoygu: Güney bölgesinde Odesa’da %80'lik noktaları…
Putin: Güneyi boş ver. O ikinci faz! Önceliğin o değil! Yarın görüşmelerde... Ya sen anlıyor musun? Ekonomi bitti. Bitti ya! 20 yıl öncesine döndük ekonomimiz geriledi. Planın şimdiden 1.000 kat pahalıya geldi. Milyonlarca kat! Hani, sonuç nerede? Sadece bu da değil. Medvedev'e göre bu tam bir geri çekilme.
Şoygu: Gece onunla (Medvedev) temastaydım. (Putin sözünü kesiyor).
Putin: Geri çekildik! (Savaş alanında Medvedev'e göre). Ya bunu tartıştık biz. Herkes artık başlangıç planında olmadığımızı biliyor.
Şoygu: O (Medvedev) bilmiyor. Açıkçası şüpheleniyor. Ama...
Putin: Evet peki kafamı neden ütülüyorsun? Nedir bu yaygara? İkili müzakerelere ne ile gidiyorsunuz Sergey?
Şoygu: Halledeceğim! (Yapacağım!) Çok sert çarpışmalar! 10 halka oluşturma planı iki güç içerisinde... iki veya üç gün...
Putin: Hangi üç! Sen, sen, sürünerek mi ilerliyorsun?
Şoygu: Vladimir Vladimirovic, direniş ve halk var önümüzde...
Putin: Elvira (Ekonomi Danışmanı) senden yüz kat daha sert! Sen ise Gerasimov'la bir haftadır sürünerek ilerliyorsunuz sadece. Gerasimov mırıldanıyor, sen ise sürünüyorsun! Elvira ile Mishustin (Başbakan) kendilerini yırtıyorlar bir şeyler yapmamız için! Ama sen (nedense) yırtmıyorsun kendini. Yırt kendini. Veya biz yırtacağız!
Şoygu: İhtiyat birliklerini (geri birlikleri) sahaya sürüyoruz şimdi. Hata yapma lüksümüzün olmadığını biliyoruz. Pantsirler..
Putin: Bu çok şaşırtıcı. Fransızlarla bir sonraki görüşmeye seni çağıracağım. Herkes çok öfkeli. Onları tekin edebilir misin? Herkesi her şeyi netleştirebilir misin? Babı Yar'ı (vurulan Yahudi mirası müzesi) bilmiyor muydunuz? Bitti! Artık (hepimiz) faşistiz. Tüm dünya böyle düşünüyor. Bunu mu istiyorsun Sergey? Neler oluyor? Müzakereler bitmeden (harekatın) üçüncü fazı bitmiş olmalı! Üçüncü faz beton gibi demir gibi sapasağlam bitmeli! Anlıyor musun?
Şoygu: Vladimir Vladimirovic hepsini net anladım. Yapacağım.
….
İkili arasındaki görüşmenin sosyal medyaya yansıyan bölümü burada bitiyor.
Babi Yar
Babi Yar (Ukraynaca: Babyn Yar; Rusça: Babiy Yar), Holokost kapsamında 1941 yılında Nazi askerleri tarafından Ukrayna Kiev'de 33.771 Yahudi’nin 2 gün içerisinde katledilmesiyle tarihe Babi Yar Katliamı olarak geçen hadisenin ismidir. Ukrayna’daki en önemli Holokost anıt olarak bilinen Babi Yar, kendisi de Yahudi asıllı olan Zelensky’nin başkanlık ofisinin başındaki Andriy Yermak tarafından dünyaya ‘Babi Yar’a füze taarruzu yapıldı’ şeklinde duyurulmuştur.
Macron’un Putin Üzerindeki Etkisi
Putin ve Macron, harekâtın başlatıldığı 24 Şubat 2022 tarihinden itibaren dört kez telefonla görüş alışverişinde bulunmuşlardır. En son görüşme, 7 Mart Pazartesi günü öğleden sonra gerçekleşmiştir. İki lider, 90 dakikalık bu telefon görüşmesinde Ukrayna'nın kaderini ve savaşın geleceğini tartışmışlardır.
Macro, Putin’le yaptığı görüşmeye yönelik, “Putin’den sivilleri hedef alan saldırıların sona erdirilmesini, sivil altyapının korunmasını ve sivillerin Kiev'den ayrılmaları için güvenli bir güzergaha izin verilmesini talep ettiğini” açıklamıştır.
Kremlin ise bu görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, Rusya Devlet Başkanı'nın olası bir çözümden önce Ukrayna'ya yönelik taleplerinin karşılanması gerektiğini yinelemiştir. Moskova, Ukrayna için tarafsız bir statünün yanı sıra Ukrayna'nın silahsızlandırılmasını, Nazizm uygulamalarına son vermesini ve 2014'te Rusya tarafından ele geçirilen Ukrayna yarımadası olan Kırım üzerindeki Rus kontrolünün tanınmasını istemektedir.
Rus birlikleri Ukrayna'nın derinliklerine doğru nüfuz etmeye çalışıyor. Bu arada Putin’in ikili görüşmelere devam ettiği Batılı liderler arasında Macron önde geliyor (diğerleri Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İsrail Başbakanı Naftali Bennett’tir). Macron'un savaşı önlemeye yönelik diplomatik çabaları başarısız olmuş olsa da Putin’i sıkıştırmaya devam ediyor. Putin’le temasları nedeniyle, Macron’un Putin’in ne yapmak istediğine dair yorumları, Batı medyasında kabul görüyor. Macron'un Putin ile iletişim kanallarını sürdürme kararlılığı, Batılı müttefiklere Rus liderin ruh hali, savaş alanındaki ve Rusya'nın olası niyetleri hakkında bir öngörüyü kısmen sağlıyor. Putin'in Macron'a Ukrayna'daki askeri operasyonun "planlandığı gibi gittiğini" ve "sonuna kadar devam edeceğini" söylediği bildiriliyor.
Putin. "Ukrayna'nın tarafsızlaştırılmasını ve silahsızlandırılmasını" ordusuyla başaracağını söylemiştir.
Rus Ordusu Öncelikle Kopuk Halkaları Birleştirmeye Çalışıyor
Evet, Rus ordusu aslında dört koldan ilerlemesini sürdürüyor. Kopuk halkaları birleştirmeye çalışıyor.
Birinci eksen: Kuzeyde, Belarus üzerinden Kiev eksenidir. Henüz Kiev’e Rus birlikleri girmemiştir ancak kuzeydeki dış mahallelerde Rus birliklerinin mevzilenmeye başladığı haberleri gelmeye başlamıştır.
İkinci eksen: Kuzeydoğuda Karkiv eksenidir. Donbas bölgesi ile Kiev arasında kalan bu bölge, Batı’ya doğru Rus ordusunun ilerlemesini yavaşlatan önemli direniş noktalarından birisi olarak öne çıkıyor.
Üçüncü eksen: Doğudaki Donbas eksenidir. Rus kökenli azınlığın nüfusun çoğunluğunu oluşturduğu ve buna dayanarak Rusların bu bölge halkı için otonom, daha doğrusu Ruslara bağlı bir cumhuriyet olmasını istediği, savaşın başlamasından hemen önce bu bölgedeki Luhansk ve Donetsk cumhuriyetlerini tanıdığını ilan ettiği bölgedir.
Dördüncü eksen: Güneydeki, Karadeniz kıyısındaki Kırım eksenidir. Bu bölge ile Donbas arasında kalan Azak denizindeki en önemli liman şehri olan Mariupol, büyük ölçüde Rus kuvvetlerinin ve Donbas’taki isyancıların eline geçmiştir. Birtakım insanî dramlar yaşanmış, güvenli yol tesis edilmesinde sıkıntılar olmuştur. Kırım-Donbas halkası başarıyla Rus ordusu tarafından tesis edilmekle birlikte, bu bölgede, Kırım’ın batısında kalan ve Karadeniz kıyısındaki en önemli liman şehri olan Odesa’ya henüz Rus ordusu ve donanması beklenen taarruzlarını yapmamıştır. Hazırlıkların tamamlandığına dair çok sayıda istihbarat bilgisi özellikle Amerikalılar ve İngilizler tarafından açık kaynaklarda paylaşılmaktadır. Muhtemele bu hafta içinde Odesa’ya bir çıkarma yapılması beklenmektedir.
Bu kapsamda harekâtın halihazırdaki özet durumu şu şekildedir:
Rus Silahlı Kuvvetleri, Ukrayna'nın çok sayıda askeri ve yer yer de sivil tesisini imha etmiştir. Rus kaynaklarına göre şu ana kadar Ukrayna'nın yaklaşık 2 bin 581 askeri tesisi (komuta kontrol tesisleri, S-300 mevzileri, uçaksavar ve füze savunma tesisleri, radar istasyonları, askeri üsler vb.) imha edilmiştir.
Sonuç
Rusların 24 Şubatta başlayan bu savaşta beklenenin aksine çok yavaş ilerleyebildiği, koordineli bir harekât görünümünden uzak bir tutumla savaşı yürütmeye çalıştığı, birlikler arası iletişim ve kopukluk olduğu, zırhlı birliklerini etkinlikle kullanamadığı, Hava Kuvvetlerini Suriye’deki bilinen başarısının çok gerisinde bir performansla kullanma gayretinde olduğu ve oldukça fazla sayıda uçak ve helikopter kaybının yaşandığı, donanmanın henüz bir varlık gösteremediği ancak amfibi harekat için hazırlık içerisinde olduğu anlaşılıyor.
Bu arada Ukraynalı sivillerin direnişi Rus ordusunu yavaşlatmıştır. Sivillere zarar vermeme düsturu, Şoygu’nun Putin’le olan konuşmasına da yansımıştır ve harekâtın gidişatını etkilemiştir. Bu arada Babi Yar benzeri manevi önemi olan ve savaşlarda hedef olarak alınmaması gereken tesislerin (ibadet yerleri, hastaneler, okullar, mezarlıklar, manevi değeri olan bölgeler, simgesel anıtlar vb.) Rus ordusu tarafından bilerek veya bilmeden hedef alınması, Putin’i Batı dünyası karşısında oldukça sıkıntılı ve nazik bir duruma sokmuştur. Faşist, Zorba, Savaş Suçlusu gibi tanımlamalar ile direnişçilerin ve Avrupa nüfusunun dilinde olan Putin’in şimdiden tarihe yeni bir Hitler olarak geçtiği söyleniyor. Öyle de gözüküyor.