Türkiye Sanayide Neden Malzeme Teknolojisine Odaklanmalı? (Bölüm-2)
Türkiye'de yaygın olarak kullanılan malzeme ve metalürji sektörlerinin ismi birçok ülkede MALZEME BİLİMİ ve MÜHENDİSLİĞİ olarak değiştirilmiştir. Malzeme Bilimi ve Mühendisliği; temelde aşağıdaki bilim ve mühendislik dallarından destek alır ve aynı zamanda onları da malzeme yönüyle destekler bu yapısı ile adeta bir katalizör görevi görür.
DÜNYA'DA METALÜRJİ VE MALZEME MÜHENDİSLİĞİ
Türkiye'de yaygın olarak kullanılan malzeme ve metalürji sektörlerinin ismi birçok ülkede MALZEME BİLİMİ ve MÜHENDİSLİĞİ olarak değiştirilmiştir. Malzeme Bilimi ve Mühendisliği; temelde aşağıdaki bilim ve mühendislik dallarından destek alır ve aynı zamanda onları da malzeme yönüyle destekler bu yapısı ile adeta bir katalizör görevi görür.
Destek aldığı ve verdiği başlıca bilim ve mühendislik dalları;
Kimya, Fizik, Biyoloji, Çevre, Kristaller, Monomerler & Polimerler Bilimleri
İnşaat, Kimya, Plastik, Makine, Uçak, Gemi, Otomotiv Mühendislikleri
Mühendislik, Mimamir Ürün tasarımları
Desteklediği sanayi sektörleri ise;
Metal sanayi (Demir-çelik, demir-dışı metal üretim ve Döküm sanayi)
Seramik sanayi (İleri teknoloji seramikleri, geleneksel seramikler ve cam)
Polimer sanayi
Yarı-iletken sanayi
Kaplama sanayi
Savunma sanayi
Makine imalat sanayi
Otomotiv ve otomotiv yan sanayi
Uçak ve gemi imalat sanayi
Kaynak malzemeleri üretimi sanayi
Metal şekillendirme ve işleme sanayi
Yüzey işlemleri ve kaplama sanayi
Elektrik-elektronik malzeme üretimi
Manyetik malzeme üretimi
Biomedikal malzeme üretimi
Kalite kontrol ve gözetim şirketleri
Tahribatsız muayene
Dünyada çelikten sonra en çok üretilen malzeme olan alüminyum, inşaat sektöründe, özellikle çatı ve cephe kaplama, kapı ve pencere, merdiven, iskele ve sera yapımlarında yoğun olarak kullanılmaktadır. Bunların dışında, otomotiv, uçak ve vagon yapımı, elektrik, ambalaj, taşıt komponenti, tel ve kablo üretimi, makine ve makine elemanları ile metalürji alanlarında da kullanımı bulunmaktadır. AR-GE araştırmalarının sonucunda, günümüzde savunma sanayinde de kullanılmaya başlanmıştır. Dünyadaki alüminyum tüketimi en fazla ulaşım araçları imalatı sektörlerinde yapılmaktadır. Arkasından ambalaj, inşaat, makine, elektrik ve öteki alanlar gelmektedir.
TÜRKİYE’DE MALZEME BİLİMİ, MÜHENDİSLİĞİ VE SANAYİSİ
Vakit ve yer kısıtından dolayı, sadece Türkiye’deki belli başlı sanayi malzemelerinin üretim durumu incelenecektir.
Türkiye’de Alüminyum Sanayisi
Türkiye, alüminyum ile 1950'li yıllarda tanışmış ve alüminyum uygulamaları, 20’nci yüzyılın ikinci yarısında, bina doğramaları, mutfak eşyaları ve elektrik enerjisi naklinde kullanılan iletkenlerin yapımı ile başlamıştır.
Gelişmiş ülkeler ile karşılaştırıldığında, alüminyumun ülkemizde kısa bir geçmişi vardır. 1960’lardan itibaren, dayanıklı tüketim mallarının üretimine başlanması ve özellikle 1970’lerden sonraki otomotiv sektöründeki gelişmeler, alüminyuma olan talebi artırmıştır. Birincil ham alüminyumun üretildiği tek tesis Eti Alüminyum A.Ş.'nin Seydişehir Üretim Tesisidir. Diğer alüminyum üreticisi kuruluşlar, yarı ya da uç ürün (işlenmiş alüminyum) üretimi yapmaktadırlar. Yani Seydişehir Aluminyum tesisi haricinde doğrudan hammadesinden (boksit) aliminyum yapan başka şirketimiz yoktur.
Ham Çelik Üretimi
Türkiye 2021 yılında 40.4 Milyon Ton ile dünyada 7’nci sıradadır. Avrupa Birliği’ndeki 27 ülkenin toplam üretimi 152.6 milyon tondur. Avrupa Birliği içinde en fazla üretimi 40.1 milyon ton ile Almanya üretmektedir. Yani Türkiye Avrupa bölgesindeki en yüksek üretim kapasitesine sahiptir. Türkiye 2021 yılında 22.1 milyon çelik ürünleri ihracatına karşılık 16.2 milyon ton ithalat yapmıştır. Net 5.9 milyon ton dış ticaret fazlası ile dünyada 8’inci sıradadır.
Bor Üretimi
Türkiye bilinen dünya bor rezevlerinin %73,6’sına sahiptir. Dünya Bor rezervleri; Türkiye, ABD, Rusya ve Güney Amerika olmak üzere 4 bölgede yoğunlaşmış olmakla birlikte, bor sektörü oligopol bir yapıya sahiptir. Sektörün büyük bir kısmı 2 ana üretici olan Eti Maden ve Amerika merkezli rakip firma tarafından yönetilmektedir. Bor’un hangi sektörlerde uygulama alanı vardır diye saymaya kalkarsak ayrı bir makale konusu olacak, buraya sığmayacaktır. Ama bir “uçak bakımcı” olarak jet uçaklarında ve jet motorlarında dahi kritik uygulama alanları olan bir element olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Bu arada; Türkiye'nin ilk Ferrobor (demir ve bordan oluşan bir ferro alaşımdır, bor çelikleri üretmek için kullanılır), Bor karbür (sertlik değeri yüksek, korozyon çeşitlerine karşı dirençli, yüksek ısıya dayanıklı bor ürünü) üretim Tesisi’nin temeli Balıkesir Bandırma ilçesinde atıldı. Bor Karbür’ün değeri kategorisine bağlı olarak Bor hammaddesinin katma değerini yaklaşık 2 bin kata kadar artırmaktadır. Bu muazzam bir katma değerdir.
Plastik Mamüller Üretimi
Plastik sektörü, Türkiye ekonomisinin en önemli aktörlerinden birisidir. Bugün 10 milyon tonu geçen toplam üretimi, 40 milyar dolar civarındaki cirosu, 7 milyar doları geçen direkt ihracatı ve son 10 senede GSMH büyümesini aşan yıllık büyüme ile plastik sektörünün ülke ekonomisine sağladığı katkı giderek artıyor. Plastik yarı-mamül sektörümüz, ulaştığı üretim kapasitesiyle Avrupa’da ikinciliğe, dünyada ise altıncılığa yükseldi.
Sektörün en önemli sorunlarından biri yeterli katma değer sağlayamamasıdır. Üretim ve ihracatta daha yüksek katma değer sağlamanın başlıca iki yolu vardır. Bunlar; katma değeri yüksek inovatif ürünler imal etmek ve/veya kaliteden ödün vermeden maliyetleri düşürerek kâr marjını arttırmaktır. Sektörün kaliteden ödün vermeden küresel pazarlarda rekabetçi üretim ve ihracat olanaklarını artırması için Avrupa standartlarında ve çevreye uyumlu üretim yapması kaçınılmazdır.
Polimer Matriksli Kompozit Ürünler İmalatı
Türkiye Kompozit sektörü dünyadaki global ekonomik gelişmeler paralelinde hızlı ve uzun soluklu bir gelişme göstermektedir. Kompozit sektöründeki gelişmeler başta karbon fiber uygulamaları, CTP boru uygulamaları, otomotiv ve ulaşım, yenilenebilir enerji, denizcilik, yapı-inşaat ve mühendislik plastikleri olmak üzere pek çok sektör gelişmesinde etkili rol oynamaktadır. Kompozit malzeme pazarı dünya ölçeğinde 66 milyar avro ve 8,7 milyon tonluk bir hacme ulaşmış; Türkiye ölçeğinde ise 1,4 milyar avro ve 265.000 tonluk bir hacme ulaşmış bulunmaktadır.
Hafifletme ve maliyet düşürme etkenleri havacılık, otomotiv ve rüzgar enerjisi sektörlerindeki yenilikleri teşvik etmeye devam edecektir. Özellikle otomobil üreticileri için yakıt tüketiminin düşürülmesi beklentisi nedeniyle daha fazla üreticinin gelecekte karbon kompozit kullanacağını görebileceğiz. Havacılık endüstrisinde halihazırda kullanılan kompozit parçaların yerini karbon nano takviyeli polimerlere (CNRP) bırakmasını göreceğiz. CNRP kompozitleri daha mukavim ve %30 daha hafiftir. Rüzgâr enerjisi üreticileri rüzgâr kanatlarında karbon fiber malzemeyi tercih edecekler. Kanat uzunlukları ve türbin kapasiteleri artacaktır. Reçinenin daha önemli hale gelmesiyle daha uzun kanatlar imal edilebilecektir. Yeşil teknolojiye ilginin artması, yüksek mukavemetli elyafların üretimde kullanımını artıracaktır. Nano reçineler, biyo reçineler gibi dünya pazarlarının yeşile dönüşümüne tepki ile diğer endüstrileri de etkileyecek. Avrupa’da demiryolu araç tasarımlarında kompozit kullanımına izin veren regülasyonların etkileri olacaktır. Demiryolu vagonlarının ağırlıkları, kompozit malzeme kullanımı ile %30 azaltılabilir. Bu aynı trende %30 daha fazla yük taşınabilmesi demektir.
Ulaştırma vasıtalarının (uçak, otomobil, yat, gemi, tren v.b.) imalinde güvenlikten ödün vermeden daha fazla hafiflik ihtiyacına kompozit malzemeler çare olmaktadır. Kompozitlerin geleneksel malzemelere kıyasla sahip olduğu üstün özellikler şöyle sıralanabilir:
• Daha fazla hafiflik,
• Yüksek darbe dayanımı,
• Yüksek termal kararlılık,
• Metal yorgunluğu ve korozyona dayanıklılık,
• Daha düşük malzeme maliyeti,
• Radara karşı görünmezlik (Radar stealth-jet uçaklarında önemli),
• Ahşap veya metal ile mümkün olmayan aerodinamik şekillerin oluşturulması,
• Parça sayısının azaltılarak montaj sürecinin basitleştirilmesi.
Enerji maliyetinin çok önemli bir girdi olduğu taşıt araçlarında daha hafif ama daha sağlam malzeme ihtiyacı artarak devam edecektir.
Havacılığın liderlik ettiği bu gelişim sürecinde;
Uçaklarda kompozit malzemelerin erken kullanımı 1950’lerin sonlarında Boeing 707 ve DC-9 gibi uçaklarla başlamıştır. Cam elyafı ile güçlendirilmiş plastik “GFRP (Glass Fiber Reinforced Polymer)”, uçaklarda kullanılan ilk kompozit malzeme olmuştur. Uçakların yüksek güvenlik standartları nedeniyle, kompozitlerin yaygın kullanımı üç aşamada gerçekleşmiştir. Başlangıçta uçuş güvenliğiyle doğrudan ilgili olmayan iç kısımlar, yan duvarlar, baş üstü dolapları ve mutfaklar gibi üçüncül yapılarda kullanılmıştır. 1960’ların sonlarında, iç kısımlarda başarılı olduğu kanıtlanan kompozitler; rüzgarlıklar, dümenler, kanatçıklar ve flaplar gibi ikincil uçak yapılarına dahil edilmiştir. Ticari havacılıkta kompozit malzemelerin en kritik uygulamaları, 1980’li yıllarda stabilizatörler, kanatlar ve gövde gibi birincil yapılar üzerinde görülmeye başlamıştır. Bunun ilk örneği, 1984 yılında Boeing 737 yatay stabilizatöründe kompozit malzeme kullanımı olmuştur. 1990’lardan itibaren üretim tekniklerindeki ilerlemelerle birlikte kullanımı yaygınlaşan “karbon fiber ile güçlendirilmiş plastik” (CFRP-Carbon Fiber Reinforced Polymer) havacılık endüstrisi için devrim niteliğinde bir malzeme olmuştur. Airbus A310’da kullanılan ve ağırlığı 250 kg’dan fazla azaltan karbon fiber dikey stabilizatör, bunun ilk başarılı örneği kabul edilmektedir. Günümüzde ise yeni nesil ticari uçak Boeing 787’nin, stabilizatörler, kanatlar ve gövde dahil olmak üzere yapısal ağırlığının %50’si kompozit malzemelerden imal edilmektedir. Benzer şekilde Airbus’ın çığır açan A350 XWB modeli %53 oranında kompozitten yapılmış ve yakıt tüketiminde %25 tasarruf sağlanmıştır. %25 yakıt tasarrufu geniş gövde bir yolcu uçağında müthiş bir verim artışıdır.
Özetlersek;
• Boksit rezervlerimiz 2022’den itibaren 70 yıllık alumina üretimimizi karşılamaya yeterlidir ve bu rezervleri işleyebilecek göz bebeğimiz olan, stratejik bir üretim tesisine de sahibiz.
• Avrupa’nın en büyük tonajlı ham çelik üreticisiyiz.
• Avrupa’nın ikinci büyük plastik yarı-mamüller üreticisiyiz. Katma değerli bir ürün olan Polimer matriksli kompozitlerde de iyiyiz ama henüz arzu ettiğimiz seviyelerde değiliz. Karadeniz’den çıkan doğal gazı petrokimya ürünleri imalatında da değerlendirebilirsek, Avrupa’nın birincisi olacağız. Üstelik buradan çıkan gaz imalatta çok ciddi bir girdi olan enerji maliyetlerini de düşürecektir.
• Dünya Bor Rezervlerinde tekeliz.
• Toryum, Hidrojen, Doğal Gaz ve Ham Petrol reservleri konusuna zaman kısıtı sebebiyle girilemeyecektir.
Türkiye Malzeme (Alüminyum, Çelik, Bor, Plastik, Kompozit) Sanayisinin Genel Değerlendirmesi (SWOT Analizi)
A. GÜÇLÜ YÖNLER (S-Strength):
• Alüminyumun en önemli hammaddesi olan boksit rezervleri açısından Türkiye’nin dünya çapında zengin kaynaklara sahip olması (aslında dünya boksit rezervlerinin %1’ine sahibiz, ama bu rezerv bizim 70 yıllık birincil (Boksit (Aluminyum cevheri)’in Alüminyum’a dönüştürülmesi) alüminyum üretimimiz için yeterlidir, kaldı ki başka rezervler de tespit edilecektir.
• Ham Çelik imalatında Avrupa’daki en büyük üreticiyiz.
• Genel endüstiryel plastik yarı mamül (levha, çubuk, boru, film v.d.) imalatında Avrupa’nın Almanya’dan sonraki en büyük imalat kapasitesine sahip olunması (Almanya, Türkiye, İtalya).
• Genel Endüstriyel Plastik hammaddesi (PE (HDPE, LDPE), PP, PVC) imal edebilen petro-kimya şirketimizin ve tesislerimizin olması (PETKİM).
• Bor hammadde rezevlerinde Dünya’da tekeliz. Hammadde cevheri birincil işlemede ETİBOR Dünya’nın en büyüğü, kaldı ki tek bir rakibi var (Amerikan), katma değeri çok yüksek ikincil Bor ürünleri imalatımız için gerekli tesislerin yapımına başlanmış olup, yakın gelecekte imalat da başlayacaktır.
• Avrupa ülkelerinin çevre ve işçilik maliyetleri gibi nedenlerle, alüminyum işleme sanayinden uzaklaşmasıyla, Türkiye’nin pazarda önemli bir potansiyel elde etmesi.
• Avrupa ile kıyaslandığında, göreceli olarak ucuz ve eğitimli işgücünün bulunması.
• Avrupa’ya ve gelişmesi muhtemel Ortadoğu, Doğu Avrupa ve Afrika pazarlarına yakınlık.
B. ZAYIF YÖNLER (W-Weakness):
• Yüksek enerji ve finansman maliyetleri.
• İkincil alüminyumun hammaddesi olan hurda kaynakları yetersizken, var olan alüminyum hurdalarının katma değer yaratılmaksızın, ihraç edilmesi.
• Tesislere kapasite artırımı ve modernizasyon yatırımları yapılmadığından, özellikle çelik hammadde ihtiyacının %70-75'lik bölümünün ithalat yoluyla karşılanması.
• Mal, malzeme, araç, gereç v.d. yapımında maalesef “BASİT” düşünmüyoruz “KARMAŞIK” düşünüyoruz, eğer biz yaparsak “BIG BANG” olsun istiyoruz. Halbuki basit ve yalın düşünmeliyiz, bırak eğer bize yetiyorsa önce basitini yapalım, sonra yavaş yavaş daha karmaşık olanını da yaparız. Çünkü imalat bir alt yapı ve tecrübe gerektirir, tecrübe kitaplardan edinilemez, ancak yaparak edinilir.
C. FIRSATLAR (O-Opportunities):
• Karadeniz’de doğal gaz kaynaklarımızın bulunmuş olması, kısa vadede enerji maliyetlerimizi azaltacak, orta vadede bu kaynakdan elde edilecek nafta Türk Plastik Sanayi’ne uygun maliyetli hammadde girdisi sağlayacaktır. Tabii ki ya PETKİM’in petrokimya üretim kapasitesi artırılmalı ve/veya yeni petrokimya tesislerinin kurulumu (örneğin Zonguldak Filyos’da) teşvik edilmeli ve desteklenmelidir.
• Ülkemizin atıl kömür madenleri (örneğin Zonguldak) tekrar işlevsel hale getirilmeli, uygun baca sistemleri ve modern teknolojiye haiz termik santrallar kurulmalı olanlar modifiye edilmeli, kömürden elektrik enerjisi elde edilerek özellikle Sanayi elektiriği maliyetleri Türk Sanayi’nin rekabet gücünü artıracak seviyelere düşürülmelidir.
• Nükleer enerji santralimizin üretime geçirilmesi hızlandırılmalı, yeni santral kurulum anlaşmaları ve süreci hızlandırılmalıdır.
• HES Hidro-elektirk santrallerimizin sayısı süratle artırılmalı, doğal kaynağımız olan suyun boşa akması önlenmelidir. HES yaparken çevreyi ve tarım sektörünü koruyan tedbirler rahatla alınabilecektir.
• Rüzgâr ve Güneş enerjisi kullanımına yönelik tesis ve donanım sayısı artırılmalı. Özellikle fabrika binaları üzerine güneş enerjisi panellerinin kurulumu desteklenmelidir.
• Alüminyum döküm sektörünün, katma değerinin düşük ve emeğe dayalı olması nedenleriyle, AB ve diğer gelişmiş ülkelerin, bu sektörde yeni yatırımlar yapmayıp, ihtiyaçlarını, Doğu Avrupa, Türkiye, Çin ve Hindistan gibi ülkelerden temin etme yoluna gitmeleri.
• İç pazarın otomotiv, beyaz eşya ve inşaat sektörlerindeki büyüme potansiyeli İnşaat, otomotiv, dayanıklı tüketim eşyası, raylı taşımacılık, gemi, inşaat, paketleme ve savunma sanayi gibi sektörlerdeki büyüme potansiyeline bağlı olarak, alüminyum kullanım oranının artması.
• Avrupa’nın imalata yönlendirilebilecek en genç yaş ortalamasına sahibiz. Gençlerimizden sanayi üretiminde arzu edilen istifadeyi sağlayamıyoruz. Ancak, gençlerimizin sanayiye uygun Teknik eğitim ve öğrenimleri desteklenmeli ve cazip hale getirilmelidir. Sanayi üretiminin planlanması, tasarlanması, testleri ve geliştirlmeleri, seri imalatı v.d. kaliteli Mühendislik Grubu iş gücüne emanet edilmelidir.
Mühendislik Grubu’nun Eğitimi ve Öğrenimi Nasıl Olmalıdır?
Mühendislik Grubu: Lider & Yönetici Mühendis, Mühendis, Teknolog, Tekniker, Teknisyen, Uzman Usta, Usta Yardımcısı, Yardımcı Eleman
Lider & Yönetici Mühendis: Belirli bir mühendislik tecrübe vebaşarısının akabinde yönetim eğitimi de almış.
Mühendis: 5 Yıl Teknik Lise + 5 Yıl Mühendislik Fakültesi, 2 Yıl Yüksek Lisans ve Uygulamalı Eğitim (ISO 1000 Listesindeki bir sanayi kuruluşunda devlet ve üniversite desteğinde maaşlı olarak)
Teknolog: 5 Yıl Teknik Lise ve Endüstri Meslek Lisesi + 4 Yıl Teknoloji Fakültesi+1 Yıl Saha Uygulaması (ISO 1000 listesindeki bir sanayi kuruluşunda devletten maaşlı olarak tecrübe kazanım çalışması)
Tekniker: 5 Yıl Teknik Lise ve Endüstri Meslek Lisesi + 2 Yıl Teknoloji Fakültesi
Teknisyen: 5 Yıl Teknik Lise ve Endüstri Meslek Lisesi + 2 Yıl Teknoloji Fakültesi
Uzman Usta: Endüstri Meslek Lisesi ve İş Üzeri Eğitim ve Tecrübe (OJT-On The Job Training & Experience)
Usta Yardımcısı: Endüstri Meslek Lisesi ve İş Üzeri Eğitim ve Tecrübe (OJT-On The Job Training & Experience)
Yardımcı Eleman: El becerisi ve İş Üzeri Eğitim (OJT-On The Job Training)
D. TEHDİTLER (T-Threats):
Dış rekabet, bizi engelemeye, kendi sanayi ve Pazar monopol etki alanlarının içerisinde onları tehdit etmeyecek seviyede kalmamızı zorlayacaktır. Mücadele edeceğiz, direneceğiz. Vız gelir-tırıs gider dedik, diyeceğiz. Evet endüstri devrimi bize geç geldi, ticaret hayatımııza geç girdi... Olsun, artık endüstriyel hayatta da ticaret hayatında da varız. Durmak yok, yola devam... Düşmekten korkmayacağız ama ayağa kalkmayı da bileceğiz.
En değerli stratejik gücümüz olan gençlerimizi imalata yönlendirmekte, onların dinamizminden istifade etmede maalesef yetersiz kalıyoruz. Gençler sanayi sektörlerinden ziyade hizmet sektörlerinde istihdam edilmeyi daha cazip buluyorlar. Bu durum maalesef dünya genelinde de böyledir ve bizim gençlerimiz de etkilenmektedir. İmalat sanayinde çalışmayı gençlerimize cazip kılmanın yollarını arayacağız.
Sonuç
Türkiye EMEA’nın sanayi devlerindendir. Eğer önümüzdeki “üç onyılı (30 yıl)” malzeme bilimine yoğun önem vererek, katma değerli malzeme imalatına yönelerek değerlendirebilirsek eğer; 10 yıl sonra Türkiye bu bölgenin Güney Kore’si, 20 yıl sonra Japonyası, 30 yıl sonra da Almanya’sı olacaktır. Dünya, bahse konu dönemde, bu ülkelerin mucizesinden değil “Türkiye Mucizesi”nden bahsedecektir. Çünkü malzemede güçlü olan havada-karada-denizde uçan, yürüyen, yüzen her şeyi maliyet-etkin yapabilecektir. Maliyet-etkin, markalı, kaliteli, güvenilir araç ve gereçler, tüm sektörlerin “değer çarpanları” olacaktır.
Kısaltmalar:
EMEA (Europe, The Middle East and Africa/Avrupa, Orta Doğu ve Afrika).
AR-GE (Araştırma-Geliştirme).
TOKİ (Toplu Konut İdaresi Başkanlığı).
OSB (Organize Sanayi Bölgesi)
SWOT (Strengths, Weaknesses, Opportunities, Threats - Güçlü yönler, Zayıf yönler, Fırsatlar, Tehditler)
TPAO (Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı).
BIG BANG (Büyük Patlama).
HES (Hidro-Elektrik Santrali).
ISO (İstanbul Sanayi Odası).
OJT (On The Job Training-İş Üzeri Eğitim).
Kaynakça:
1. World Steel Association, 2022 World Steel in Figures, worldsteel.org
2. PAGEV TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖR İZLEME RAPORU 2021
3. COMPOSITE MATERIALS IN MILITARY AVIATION AND SELECTED PROBLEMS WITH IMPLEMENTATION, DOI: 10.19062/1842-9238.2017.15.1.2
4. BOR SEKTÖR RAPORU, ETİMADEN İşletmeleri Gn. Md., Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığı, Mayıs 2021
5. Composite Materials in the Airbus A380, Airbus, Large Aircraft Division, Jérôme PORA
6. Part I: The Composite Material Research Requirements of the Aerospace Industry, Prepared by EADS Deutschland GmbH, Corporate Research Centre, June 2004
7. KOMPOZİT SEKTÖR RAPORU, İSTANBUL TİCARET ODASI, Aralik 2006
8. PAGEV, Türkiye Plastik Sektör İzleme Raporu 2022/3
9. METINVEST, The Use of Metal in Aircraft Construction: Steel, Aluminium and Composites, October 21, 2020
10. GEBZE TICARET ODASI, TÜRKİYE VE DÜNYADA DEMİR ÇELİK SEKTÖRÜ, ARALIK 2020
11. International Journal of Aviation Science and Technology, Volume 2, Issue 2, (2021),
12. Eti Alüminyum A.Ş., https://www.etialuminyum.com/
13. OYAK, İSDEMİR, İskenderun Demir Çelik Sanayi A.Ş., https://www.isdemir.com.tr/kurumsal/
13. OYAK, ERDEMİR, Ereğli Demir ve Çelik Fab. T.A.Ş., https://www.erdemir.com.tr/ana-sayfa/
14. İZDEMİR, İzmir Demir Çelik Sanayi A.Ş, https://www.izdemir.com.tr/
15. KARDEMİR, Karabuk Demir Çelik Sanayi ve Ticaret A.Ş., https://www.kardemir.com/
16. Aircraft Composite Structures - Part 1, https://www.aircraftsystemstech.com/2020/07/laminated-structures-fiber-forms-and.html
17. Aircraft Composite Structures - Part 2, https://www.aircraftsystemstech.com/2020/07/matrix-materials-curing-stages-of.html
18. IBISWorld, Global Commercial Aircraft Manufacturing Industry - Market Research Report,
https://www.ibisworld.com/global/market-research-reports/global-commercial-aircraft-manufacturing-industry/
19. http://www.boeing.com/commercial/aeromagazine/articles/qtr_4_06/article_04_2.html
20. İZKA, Yenilik ve Girişimcilik Politikaları Birimi, İleri Malzemeler, Kompozit Malzeme, Kompozit Sektörü
21. https://startinizmir.izka.org.tr/kompozit-malzemeler-sektoru-ve-turkiyenin-durumu/
22. https://btsoekonomi.com