Ukrayna Üzerinde Uçuşa Yasak Bölge İlan Edilebilir Mi?
Ukrayna Yönetimi Uçuşa Yasak Bölge İlan Edilmesini İstiyor:
Ukrayna, Rus savaş uçaklarının ve taarruz helikopterinin saldırılarına karşı topraklarını ve özellikle sivil halkını koruyabilmek için hava sahasında ‘uçuşa yasak bölge (no-fly zone)’ ilan etmek istiyor. Ancak 1500 civarında savaş uçağı olan Rusya karşısında sahip olduğu 60-70 savaş uçağıyla Ukrayna’nın kendisinin sivil halkını korumak için uçuşa yasak bölge ilan etmesi ve bunu gerçekleştirmesi neredeyse imkânsız hale gelmiştir. Literatürde, savaşan tarafların uçuşa yasak bölge ilan etmesi de söz konusu değildir. Olsa olsa bu hava üstünlüğü veya hava hakimiyeti elde etmekle olabilecek bir şeydir.
Batı basını, Ukrayna halkının çaresizlik içerisinde “Batı'dan semalarımızı korumasını istiyoruz” mesajlarına yer vermiştir. Ukraynalılar, televizyon ekranlarında “Uçuşa yasaklı bölge” ilan edilmesini istiyoruz şeklinde taleplerini iletir olmuşlardır.
Ukraynalı bir kadın kendisine mikrofonu uzatan muhabire, “Ukraynalı kadınlar ve Ukraynalı çocuklar gökyüzünden yağan bombalar ve füzeler yüzünden derin bir korkuyla yaşıyor" benzeri ifadeler kullanmıştır.
Rusya’nın uçaklardan atılan bombalarla, füzelerle, seyir füzeleriyle, roketlerle Ukrayna’nın yerleşim bölgelerini ateş altına aldığına dair görüntülere şahit oluyoruz. Sivil yerleşim yerlerinde Rus ateşine maruz kalan insanların can kaybı yaşadığı Ukrayna semalarında, uçuşa yasak bölge ilan edilmesine, Batı yönetimleri şimdilik sıcak bakmıyor. Bu yönde bir hazırlık ve irade de bulunmuyor.
Uçuşa Yasak Bölge Örnekleri
Geçmişte NATO uçuşa yasak bölge uygulamasını Bosna-Hersek üzerinde Sırp uçaklarına ve helikopterlerine karşı uygulamıştır. Birleşmiş Milletlerin aldığı karar çerçevesinde NATO, 12 Ağustos 1993 tarihinden geçerli olarak Bosna-Hersek üzerinde ilan edilen uçuşa yasak bölgede devriye görevlerini başlatmıştır. Bu görevlere Türk F-16 uçakları da katılmıştır. Ancak alçak irtifada uçan saldırgan Sırp unsurlarına ateş açma yetkisi verilmediği için, bu uçuşlardan o dönemde beklenen fayda alınamamıştır. Bununla birlikte, sonradan yetkiler genişletilmiştir. Bunun üzerine, yasağı delen dört Sırp uçağı 28 Şubat 1994 tarihinde NATO savaş uçakları tarafından düşürülmüş, bu ittifakın ilk “fiili savaş müdahalesi” olmuştur. Srebrenica katliamı esnasında ise Sırplara karşı iki hafta süren NATO bombardımanı (Kararlı Güç Harekâtı) gerçekleştirilmiştir. Bu fiili uçuşlar neticesinde Sırplar durdurulabilmiştir.
Irak’ın kuzeyinde de Saddam rejiminin kendi halkına karşı uyguladığı saldırgan tutumu sona erdirmek üzere 1990’lı yıllarda uçuşa yasak bölge ilan edilmiştir. NATO müttefikleri tarafından, İncirlik Hava Üssü kullanılarak bu bölge üzerinde ilan edilen uçuşa yasak bölge üzerinde Irak hava araçlarının uçuşlarına izin verilmemiştir. Ancak, hava sahası NATO kontrolüne geçen Irak’ın kuzeyinde, bu uygulama sayesinde Türkiye açısından ‘kontrolsüz’ bir bölge ortaya çıkmış ve PKK için oynama alanı açılmıştır. Bu durum müttefikler tarafından icra edilen Irak’ın kuzeyindeki uçuşa yasak bölge uygulamasına, Türk kamuoyunda soğuk bir tutumun gelişmesine neden olmuştur.
Ukrayna’da Uçuşa Yasak Bölge İlan Etmek Gerekiyor mu?
Ukrayna'nın aradığı hava şemsiyesi bir güç tarafından sağlanmak durumundadır. Bunun için öncelikle Birleşmiş Milletler kararı alınmasına ihtiyaç bulunmaktadır. NATO’nun bazı bölgelerde (Kosova Harekâtı gibi) BM kararını beklemeden, uçuşa yasak bölge ilan etmesi söz konusu olabilmiştir. Ancak, Rusya-Ukrayna savaşında bu durum nasıl olacaktır?
Rusya, şehirleri, güvenli güzergâh olarak belirlenen yolları kullanarak boşaltan Ukraynalı sivillerin zarar görmesine neden olacak şekilde bu yolları bile zaman zaman bombalama eğiliminde olduğunu göstermiştir. Yine Ukrayna’nın en büyük nükleer santralinin eğitim tesislerine tank ateşiyle saldırı düzenlemiş ve yangın çıkmasına neden olmuştur. Bu durum bir nükleer felaketle bölge ülkelerini karşı karşıya bırakma ihtimalini gündeme getirmiştir.
Rus işgaliyle karşı karşıya kalan Batılı ülkeler, Ukrayna'ya halihazırda önemli miktarda askeri, mali ve insani yardımda bulunmaya devam etmektedirler. Bu çabalar Ukrayna direnişinin derinleşmesine ve genişlemesine katkı sağlamıştır. Ancak, Rusya'nın devam eden saldırganlığını durdurmak, hatta azaltmak için bile mevcut Batı desteği yetersiz kalmıştır. Bu koşullar altında, Ukrayna hükümeti ve Ukrayna vatandaşları, Ukrayna toprakları üzerindeki uçuşa yasak bölge ilan edilmesi halinde, durumun kendi lehlerine çevrilebileceğine inanmışlardır.
Gerçekten de Ukrayna üzerinde bir uçuşa yasak bölge ilan edilmiş olsa, Rus hava araçlarının Ukrayna semalarını kullanmasının önünde bir set çekilebilirse, şüphesiz daha az can kaybı yaşanması ve bu savaşın Ukrayna halkına verdiği zararın en aza indirilmesi mümkün olabilir.
NATO Bu Çağrıya Evet Diyebilir mi?
Ukrayna tarafından şimdiye kadar bu çağrı bir kolektif güvenlik örgütü olan NATO'ya yöneltilmiştir. NATO bu olasılığı dışlamaya devam ediyor. Uçuşa yasak bölge uygulamasına NATO’nun soğuk bakmasındaki en önemli argüman, bu tür bir uygulamanın NATO'yu Rusya ile savaşa sürükleme ihtimalini beraberinde getirecek olmasıdır.
Rusya’nın uçuşa yasak bölge ilanına uymaması halinde, buna zorlamak için NATO uçaklarının Rus uçaklarına ateş açması gerekecektir. Neticede, NATO bir anda savaşın bir parçası haline gelecek, savaş eğer Rusya buna cesaret ederse, Rusya-NATO savaşına dönüşebilecektir. Böylece hiç istenmeyen senaryo devreye girecek ve küresel bir nükleer çatışma dahil Üçüncü Dünya Savaşının çıkma olasılığıyla tüm dünyanın karşı karşıya kalmasına sebebiyet verilebilecektir.
Ukrayna’dan, çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu yaklaşık 2 milyon sivilin Batı ülkelerine geçici olarak göç ettiği değerlendirmeleri yapılıyor. Bu durum, Batı dünyasında Ruslara karşı düşmanlık içeren duyguların artmasına neden oluyor. Televizyon ekranlarına ve sosyal medyaya yansıyan Rus savaş uçaklarının taarruzları, ölen Ukraynalıların görüntüleri, Batı toplumunu germeye başlamıştır.
Öte yandan ABD ve Avrupa devletleri, Ukrayna’ya asker göndermeyeceklerini ve Ruslarla çarpışmayacaklarını savaş başlamadan önce beyan etmişlerdir. Henüz bu yönde bir değişiklik olmamıştır. Batı toplumundan ‘paralı askerlerin ve gönüllülerin’ Ukrayna direnişine destek olmak için bu ülkenin topraklarına geçmeye başladığına dair duyumlar artmıştır ancak ne derece doğru olduğu henüz tam manasıyla belli değildir. Bu tür örtülü destekler, Batı ülkelerinin Rusya’ya karşı açıktan bir savaşı şimdilik düşünmedikleri anlamına gelmektedir.
Karadan askerini göndermek istemeyen Batılı ülkelerin havadan pilotunu göndermesi beklenebilir mi? Şüphesiz hayır! Doğru da olmaz.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, BM Şartı'nın 42. Maddesine göre uçuşa yasak bölgeyi onaylayabilir. Birleşmiş Milletler kararı olmadan (Çin ve Rusya’nın olduğu bir Güvenlik Konseyinden bu kararın çıkmasını kimse beklemiyor), NATO’nun savaş uçaklarını uçuşa yasak bölge ilan ederek Ukrayna’ya göndermesi, doğrudan Rusya’ya savaş açmak anlamına gelecektir. Buna kimse hazır değildir ve NATO için ateşle oynamaktan başka bir şey değildir!
Zelensky Niye NATO’nun Ateşle Oynamasını İstiyor?
Zelenksky, 24 Şubat’ta başlayan savaşla birlikte, beklenenin aksine güçlü bir liderlik sergilemiş ve ülkesindeki direniş hareketinin güç kazanmasını sağlamıştır. Bunun neticesinde Rus ordusu, savaş planlarını değiştirmesine neden olan ve planlan hedeflere zamanında ulaşılmasına engel olan bir direnişle karşı karşıya kalmıştır. Antalya Diplomasi Forumu’nda Rus ve Ukrayna Dışişleri Bakanlarının bir araya gelmesi böylece mümkün olmuş, Putin bile Zelensky’i muhatap kabul etmek zorunda kalmıştır.
Bununla birlikte, ezici Rus üstünlüğü karşısında halkının uzun süre direnmesinin mümkün olamayacağını değerlendiren Zelensky, Batı’nın ve özellikle NATO’nun fiili desteği olmadan Ruslara karşı eninde sonunda kaybedeceğinin farkında olan bir liderdir. Bu nedenle, karadan olmasa bile havadan sağlanacak NATO desteğini can simidi olarak görüyor. Aynı zamanda savaşa Batı ülkelerini de bulaştırmayı başarması halinde, Ukrayna’nın kurtuluşunun mümkün olabileceğine inanıyor. Bu yönüyle kendi stratejisine uygun olarak Batı medeniyetine televizyon kanalları aracılığıyla duygusal yönlendirmeler yapmaya çalışıyor.
Öte yandan Ukrayna'yı desteklemek için yapılan herhangi bir eylem, askeri olmayan bir yardım bile, ekonomik yaptırımlarla ilgili Rus söyleminde gördüğümüz üzere, bir savaş eylemi olarak Ruslar tarafından okunmakta ve ilişkilerde bir tırmanmaya neden olabilmektedir. Bu gerçeklik göz ardı edilemiyor.
Kısmî bir Uçuşa Yasak Bölge İlanı Mümkün mü?
NATO, insani yardım koridorlarını ve nükleer dahil kritik altyapıların korunabilmesi için Ukrayna üzerinde çok sınırlı bir uçuşa yasak bölge uygulamasına belki geçebilir. Bunun için insani yardım argümanı kullanılabilir. Ancak bunun Rusya tarafından tehdit olarak algılanmaması ve düşmanca bir eylem olarak görülmemesi gerekir. Bu konuda Putin yönetimi ikna edilmelidir.
Rusya bunu kabul eder mi? Muhtemelen kabul etmez. NATO da zorla Ukrayna’ya girmez. Kısmi de olsa uçuşa yasak bölge ilan edilmesine dair teklif, askıda kalan bir NATO teklifi olarak Rus makamlarının önünde bekletilir.
Uçuşa Yasak Bölge Uygulamasına Sıcak Bakanlar:
Uçuşa yasak bölge uygulamasına sıcak bakanlara göre, uçuşa yasak bölgenin kısmen veya tamamen ilan edilmesi halinde, bir NATO savaş uçağı Ruslar tarafından düşürülürse, bunun İttifakın meşhur 5. Maddesinin ihlali anlamına gelip-gelmeyeceği tartışması gündeme gelecektir. NATO bu yönde gizli oturumda bir karar alırsa, uçak vurulmasının kaçınılmaz olacağı uçuşa yasak bölge uygulaması esnasında, beşinci maddeyi askıya alabilir. Böylece hukuki olarak İttifak’ın kolektif savunmaya başvurmadan uçuşa yasak bölge uygulamasını hayata geçirmesi söz konusu olabilir. Bu yönde BM ve AGİT'in desteği alınarak ilerleme sağlanabilir. Rusya, BM ve AGİT’i "uluslararası güvenliği sağlamaya yönelik mevcut mekanizmalar" olarak kabul ediyor. Rusya, bu uluslararası örgütlerin otoritesini en azından resmi olarak tanıyor. Bu kanallar kullanılmak suretiyle, uçuşa yasak bölge ilan edilebilir, NATO tarafından uygulanabilir. Hatta NATO bu işe karıştırılmadan, BM liderliğinde, istekli ülkelerin desteğiyle oluşturulacak bir Hava Kuvveti, Ukrayna hava sahasında görev yapabilir. Savaşın daha da büyümesinin önüne geçilmesi için elverişli bir araç olarak oluşturulacak çok uluslu bu kuvvetin uçakları barışın gelmesi yönünde hizmet üretebilir.
Uçuşa Yasak Bölge Uygulamasına Soğuk Bakanlar:
Uçuşa yasak bölge uygulamasına soğuk bakanlar, Rusya'nın ulusal güvenlik stratejisinin, NATO'yu resmi olarak Rusya Federasyonu’nun varlığına yönelik bir tehdit olarak tanımladığına dikkat çekiyorlar. NATO’nun Rus uçaklarını men eden uçuşa yasak bölge uygulaması, doğrudan Rusya’ya savaş açmakla aynı anlama geleceğinden, kabul edilir bir şey değildir diyorlar. Bu yönde bir NATO kararı almak da neredeyse imkânsız olabilir.
Sonuç
Bir şekilde uçuşa yasak bölge ilan edilmiş olsa bile, Ukrayna halkına karşı Rus kara birliklerinin füze ve topçu ateşine yasak getirilemeyeceğinden, mevcut sorunlar, kısmen devam edecektir. Yine de uçuşa yasak bölge uygulaması fayda sağlayacak, savaşın daha kontrollü bir şekilde yürütülmesine zemin hazırlayabilecektir. Uçuşa yasak bölge uygulamasının detaylarının Ruslarla birlikte planlanması gerekeceği dikkate alındığında, bu tür temaslar diplomatik temasları da artırıcı bir rol oynayacaktır. Taraflar arasında çatışmaların diplomatik temasları kolaylaştırmak için kesintili seyretmesine olanak tanıyabilecektir.
Ruslar ikna edilmeden ilan edilebilecek bir uçuşa yasak bölge uygulaması üçüncü dünya savaşının çıkma ihtimalini artırıcı bir işlev görebilir.
Öte yandan, uçuşa yasak bölgenin ilan edilmemesi, Ukrayna’nın tamamen işgal edilmesi, soykırım, insani ve çevresel felaketlerin yaşanması gibi sonuçlarla insanlığın karşı karşıya kalmasına da neden olabilir. Kısa-orta vadede Avrupa'da kaçınılmaz olarak çok daha ciddi sonuçlara yol açabilir. Şimdi değilse ne zaman sorularını gündeme getirenleri haklı çıkarabilir.