STRASAM Gündem 0001
1. İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelik Süreci:
Finlandiya ve İsveç; 18 Mayıs sabahı NATO'ya resmi üyelik başvurularını iletmişlerdir. Türkiye, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliklerine ilişkin müzakerelerin başlamasını engellemiştir. Türkiye, iki ülkenin de PKK'ya destek verdiği iddiasıyla NATO’da üyelik müzakerelerinin başlamasına izin vermemiştir. 18 Mayıs tarihinde, Brüksel'de düzenlenen NATO büyükelçilerinin katılımıyla düzenlenen Kuzey Atlantik Konseyi toplantısında üyelik başvuraları değerlendirilmiştir. Üyelik müzakerelerinin hızlandırılmış formatta yürütülmesine yönelik görüşme esnasında oylama yapılmıştır. Türkiye, muhalefet şerhi düşmüş ve önce ulusal düzeyde değerlendirme talep etmiştir.
Türkiye, Mayıs ortasından itibaren her iki ülkenin üyelik sürecini doğrudan bloke edeceğini ifade etmese de, PKK’ya bu ülkelerin sağladığı destek nedeniyle, üyelik sürecine sıcak bakmadığını Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ağzından beyan etmiştir. Bu arada Türkiye, NATO büyükelçilerine PKK/PYD örgütleri hakkında ve Batı dünyasının bu terörist örgütlere sağladığı desteğe yönelik bilgilendirme dosyalarını dağıtmıştır.
Konuya, Türk iç siyaseti yönüyle de bakıldığında, Cumhur ittifakı ile Millet ittifakı arasında, ‘Kürt sorunu’ kırılma noktası olmaya doğru ilerlerken, Türk Hükümetinin Finlandiya ve İsveç'in NATO üyeliğine karşı olduğunu kamuoyuna açıklaması ve bu yönde hareket etmesinin, neticede dışarıya olduğu kadar içeriye de yansımaları beklenmektedir.
Türkiye; İsveç ve Finlandiya'dan yalnızca PKK'yı değil, PYD benzeri tüm PKK bağlısı kuruluşların da kınanmasını bekliyor. Türkiye bu iki ülkenin, topraklarındaki PKK sempatizanlarının faaliyetlerini kısıtlamalarını, Türkiye’ye uyguladıkları silah ihracatına yönelik kısıtlamalara son vermelerini istiyor.
2. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Dış Temasları:
Çavuşoğlu, New York'ta ABD Dışişleri Bakanı Antony J. Blinken ile Birleşmiş Milletler'de göç ve küresel gıda güvenliği konulu forumların oturumları arasında görüşmüştür. Blinken ile görüşmesi sırasında konuşan Çavuşoğlu; İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğine ilişkin, "Türkiye, bu savaş başlamadan önce dahi NATO'nun açık kapı politikasını desteklemiştir. Bu iki ülkenin olası NATO üyeliklerine ilişkin bizim de meşru endişelerimiz var. Onlar terör örgütlerini destekliyorlar. Savunma ürünleri ihracatı konusunda da kısıtlamaları var. Biz endişelerimizi açıkladık, iki meslektaşımla da Berlin'de konuştum. Güvenlik endişelerini anlıyoruz ama Türkiye'nin güvenlik endişeleri de giderilmeli" demiştir.
Türkiye-ABD Stratejik Mekanizmasının ilk bakanlar toplantısı New York'ta 19 Mayıs’ta gerçekleşiyor. Bu esnada, halen gergin olan ABD-Türkiye ilişkilerinde iyileşme yönünde atılacak adımlar ile Ukrayna'daki savaşın yanı sıra Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya katılım başvurularına da odaklanılması bekleniyor. Özellikle ABD ve İngiltere’nin açık destek verdiği iki İskandinav ülkesinin NATO’ya üyelik sürecinde Amerikan tarafının kısa sürede sonuç almaya çalışması ve çözüm olmazsa, devamında Biden-Erdoğan ikili zirvesinde Türkiye'nin beklentilerinin görüşülerek, iki ülkenin NATO'ya üye yapılmasının önündeki 'Türkiye engelinin ortadan kaldırılmasının" gündeme gelebileceği değerlendiriliyor.
1. ABD Hazine Bakanı Janet L. Yellen, G7 Maliye Bakanları Toplantısında, Küresel Ekonomiye İlişkin Uyarılarda bulunmuştur.
Yellen, küresel ekonominin gidişatına yönelik olumsuz bir algıya sahip olduğunu ve fiyat artışlarının küresel 'stagflasyonist etkilere' neden olabileceğini belirtmiştir. 18 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, artan gıda ve enerji fiyatlarının küresel seviyede hem harcamaları hem de ekonomik büyümeyi baskıladığını ve tüm dünyada “stagflasyonist etkiler” yarattığını söylemiştir. Bu arada kendisine sorulan bir soruya cevaben Yellen, ABD'nin Rus varlıklarına el koymasının ve bunları Ukrayna'nın yeniden inşasında kullanmasının yasal olmayacağını açıklamıştır.
2. Avrupa Birliği, 2027 yılına kadar aşamalı olarak Rus Gazı kullanımına son vermek konusunda bir plan üzerinde çalışıyor.
Avrupa Birliği üyeleri 18 Mayıs’ta bir araya gelerek, Rus gazına olan bağımlılıklarını azaltmayı, Avrupa'yı hızla yükselen enerji fiyatlarından korumayı, Moskova'ya karşı birleşik bir cephe halinde hareket etmeyi, bu arada 2027'den önce Rus fosil yakıtlarından kurtulmak için iddialı bir planı devreye sokmayı görüşmüşlerdir. AB; enerji tüketimini azaltmayı, yenilenebilir kaynakları artırmayı ve enerji ithalatını çeşitlendirmeyi amaçlıyor. Bu maksatla, beş yıllık bir süre zarfında AB’nin 210 milyar avro yatırım yapması öngörülüyor.
3. Rusya-Ukrayna Savaşı, Pandemi döneminde yara alan küresel tedarik zinciri sorunlarını iyice bozmuştur.
New York Federal Rezerv Bankası tarafından 18 Mayıs’ta yayınlanan küresel tedarik (supply) zinciri endeksini yorumlandığında, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ve öncesinde yaşanan pandemi nedeniyle yaşanan kapanmaların; şirketlerin küresel olarak parça ve ürün tedarik etme süreçlerinde aksaklıkların yaşanmasına neden olduğu, bunun bir sonucu olarak tedarik süreçlerinde zorlukların varlığını devam ettirdiği değerlendirilmektedir.
Yedi büyük ekonomideki küresel ulaştırma maliyetlerini, teslimat sürelerini ve diğer faktörleri izleyen endeks, bu baskıların tarihsel olarak çok yüksek kalmasına rağmen Aralık 2021 ile Mart 2022 arasında hafiflediğini göstermiştir. Bununla birlikte, Nisan 2022’de endekste tekrar bir yükseliş gözlemlenmiştir. Bunun nedeni, Çin ve AB bölgesindeki ürünler için teslimat sürelerinin uzaması ve hava ulaştırmasındaki navlun maliyetlerinin artmasıyla, Nisan ayında kötüye gidiş yaşanmıştır.
4. Azak Taburu, Azovstal Çelik Fabrikasını Ruslara bırakmaya razı olmuştur:
Rusya Savunma Bakanlığı, Azovstal çelik fabrikasında yaklaşık 1000 savaşçının Kremlin gözetimine teslim olduğunu açıklamıştır. Azak taburunun üyeleri de dahil olmak üzere Ukraynalıların teslim olması neticesinde Moskova güçleri Mariupol şehrini harap eden yaklaşık üç aylık kuşatmaya son vermiş ve şehir Rus kontrolüne geçmiştir.
5. Rusya, Moskova'daki Fransız büyükelçiliğinde çalışan 34 diplomat ve personeli sınır dışı etmiştir.
Rusya, 34 diplomatın sınır dışı edilmelerinin gerekçesi olarak Fransa'nın Nisan 2022'de çok sayıda Rus diplomatını sınır dışı etmesine bir misilleme olarak göstermiş ve Fransa’yı Rus güvenlik çıkarlarını baltalamakla suçlamıştır.
6. Rusya-Ukrayna Savaşı’nda Batı tüm hesaplarını Rusya’nın kaybedeceği varsayımı üzerine yapıyor.
ABD ve İngiltere liderliğinde Batı dünyasının Ukrayna’ya tanksavar silahları, omuzdan atılan füzeler ile dron ve istihbarat desteği sağlaması, Rusya-Ukrayna savaşının gidişatında birtakım sürpriz gelişmelerin yaşanmasına neden olmuştur. 24 Şubat’ta Rus saldırısıyla başlayan savaşta böylece, Rus güçlerinin harekat temposu yavaşlatılmış, Rusya geri çekilmeye zorlanmıştır. Rusya’nın Moskova kruvazörünü kaybetmesi sırasında ABD’nin Ukrayna’ya “istihbarat sağladığı” zımnen kabul edilmiştir. ABD kongresinin Ukrayna’ya 40 milyar dolarlık yardımı onaylaması ise Amerikan yönetiminin savaş esnasında ve sonrasında Ukrayna aktif destek vermeye devam edeceğinin en büyük işareti olarak okunmuştur.
Rusya’nın Kiev kuşatmasından vaz geçerek, tüm planlarını değiştirmesi ve ağırlığını Kırım’ın kuzeyine, Donbas bölgesine ve Donbas-Kırım bağlantısının tesis edilmesine vermesi, Batı tarafından bir gerileme olarak değerlendirilmektedir. Ayrıca Rus kuvvetlerinin Ukrayna’nın direnişini kıramaması ve üstüne üstlük büyük kayıplar vermesi, Ukrayna’nın Rusları geri çekilmeye zorlayabileceği inancının Batı dünyasında ağırlık kazanmasına neden olmuştur. Ayrıca, Batı Blokunun Rus ekonomisini hedef alan yaptırımları ile Rusların savaşma azim ve iradesinin de kırılması amaçlanmıştır. Saldırgan Rusya'nın kontrol altına alınabilmesi ve cezalandırılabilmesi için Ukrayna’nın ‘galip’ gelmesi önemli görülüyor. Öte yanda Rusların Güney ve Doğu Ukrayna’daki mevcut kazanımlarını koruması halinde bile bu savaştan büyük bir kazançla çıkacağı da değerlendiriliyor. Nitekim, 18 Mayıs’ta Mariupol’ün Rusların eline geçmesi neticesinde, Donbas-Kırım bağlantısı tesis edilmiş ve Azak artık bir Rus gölü haline gelmiştir. Savaşta ‘asker kaybını’ hep ikinci planda gören Rus askeri doktrini, uzun süreli direnç göstermesiyle tanınıyor. Aynı durum benzer doktrine ve anlayışa sahip Ukraynalılar için de geçerlidir. “Düşmanın direncini kırma” noktasında, bu iki benzer doktrinde daha çok sabreden tarafın galibiyeti göğüsleyebileceği değerlendirmesini yapmak şimdiden mümkün gözüküyor.