Karanlık İletişimi
Karanlık iletişimin ne topluma ne de bireye faydası bulunmaz. Zira ölüden canlı doğmaz, görülmemiştir. Canlı, farkındalıklı ve sağlıklı iletişim sahipleri bütün karanlıkları geçersiz kılabilecekleri gibi onların iletişim bağlarını koparıp aşikar edebilmektedirler. Her alanda olduğu gibi özgür düşünce ile bilimsel sağlamlık yolunun bütün şartlar ve zamanlarda açık tutulması gereklidir çünkü diğer istikametler az ya da çok karanlık iletişimini besler veya ondan beslenmektedirler.
Korku salma, yıldırma gibi hesaplarla girişilen ardında siyasi bir hesap bulunan bireysel ve toplumsal hedeflere ulaşma projelerinin mutlaka arka planları, set gerileri birbirine geçişli iletişim kanalları vardır. O iletişim kanalları projelerinin gerçek niteliklerini gizleyen örtülere sahiptir ve bunu etrafa korku fısıltılarıyla aktarırlar. Şeffaf olmayan görüntü bizatihi görünemezliğin arkasına sığınmaktadır. Görünmezliğin iki zıt kanadı bulunmaktadır. Görememek ve görülmemek. Söz konusu zıt kanatların arasına eklenen perdeleme tam anlamıyla önceden tasarlanmış, yol haritası belirlenmiş, geniş bütçeli ve kadrolu ciddi projelerin yürütüldüğüne işaret etmektedir. Ekseriyetle uğraşı alanı tam karşıdaki unsurlar kullanılarak arka plana, karanlık noktalara çekilmektedir. Buralar zaten tekin olmayan, kabul edilmeyen sahalardır. Aynı zıtlıklar dolayısıyla uzak diyarlar ve toplumların açık desteğini kazanmada hiçbir zorluk yaşamamaktadırlar. Zıt kavramlar ve görüntüler söz konusu iletişimi zifiri karanlığa dönüştürmekte, ciddi hesaplamalarla süzgeçten geçirilip hazırlanarak yürütülen projelerin mümkün olduğunca sessiz mesafe almasına imkan vermektedir. Böylelikle sessizlik ve gürültü patırtı da yan projeler olarak dünya kamuoyunu yönlendirme maksadıyla kullanılabilir hale dönüştürülmektedir.
Kavram Fransız Devrimi sonrasında yaygınlaşmışsa da antik dönemlerden bu yana farklı kullanımları olmuş daha eski ifadeler varlığını bugüne kadar muhafaza etmiş, araştırmacıların dikkatini çekmiştir.
Arka planı görünmediği için daha doğrusu gizlendiğinden gelir kaynakları da yasadışı metotlara dayanmakta, devamı için korku salınması kaçınılmaz olmaktadır. Buna göre;
- Vergi
- Harici destek ve yardımlar
- Uyuşturucu ticareti
- İnsan Kaçakçılığı
- Büyük Çaplı Soygunlar
- Haraç kesme haraca bağlama
- Zorunlu Bağışlar
- Her türlü kaçakçılık
- Gönüllü Katkılar
Korkuyu uygulayan güç ya da yöneldiği hedef, taktik ya da strateji, sıklet noktasının yoğunlaştığı mıntıka araştırma konusunu isimlendirmede kullanılmaktadır. Yan yana getirildiğinde küçük bir havali olabileceği gibi metropolü, dahili olabileceği gibi harici, en üst mekanizma üstünde de gerçekleştirilebilir. Her türlüsü karanlığı yaygınlaştırma, dolayısıyla diledikleri gibi hareket kabiliyeti kazanmaya yöneliktir.
Karanlık iletişimin ne topluma ne de bireye faydası bulunmaz. Zira ölüden canlı doğmaz, görülmemiştir. Canlı, farkındalıklı ve sağlıklı iletişim sahipleri bütün karanlıkları geçersiz kılabilecekleri gibi onların iletişim bağlarını koparıp aşikar edebilmektedirler. Her alanda olduğu gibi özgür düşünce ile bilimsel sağlamlık yolunun bütün şartlar ve zamanlarda açık tutulması gereklidir çünkü diğer istikametler az ya da çok karanlık iletişimini besler veya ondan beslenmektedirler.
Mutlak stratejik ehemmiyete sahip Türkiye’ye karşı karanlık iletişim kümeleri, sınırlara yakın ve uzak bir takım sahalarda tesis edilen kurgulara fonlama desteği, medya algı propaganda yapılabilmektedir. Durum böyle olunca sözde öne çıkarılanlar, failler, hamiler, finansörler vb. yurt dışında boy gösterebilmektedirler. Ancak karanlık iletişimin tamamen başıboş hareket edemediklerini yine zaman zaman kitle iletişim araçlarına yansıyan haberlerden anlaşılmaktadır. Aynı şekilde karanlık iletişimin ülkenin kurumlarını zindeleştirdiği kabul görmektedir. Bir ülkenin tek başına bu husustaki çabası ne kadar takdire şayan olursa olsun yeterli olamayacağı yakın ve uzak geçmişte yaşananlardan kolayca anlaşılmaktadır. Bu sebeple uluslararası somut işbirliği ve paydaşlık önem kazanmaktadırlar.
Söz konusu edilen paydaşların tutum ve davranışları karanlık iletişiminde ön plandadır. Şurası muhakkaktır ki; uluslararası barış ve güvenliğe yönelik büyük bir tehdit, ne olursa olsun; nerede, ne zaman ve kim tarafından işlenirse işlensin hiçbir karanlık faaliyet meşru görülemez ve sayılamaz. Bunun da önüne geçilebilmesi adına uluslararası işbirliği artırılmalıdır.
Dünya kamuoyu hiçbir karanlık unsur arasında ayrım gözetmemeli, tamamının veya alt temsilcilerinin eylemlerinin önlenmesi, takibi, etkisiz hale getirilmesi, teşhir edilmesi ve yargı süreçlerinde kararlı hareket etmelidir. Bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde din ya da etnik isimlerle ilişkilendirilmemelidir aksi takdirde bundan sadece karanlık iletişim mesafe alma imkanı bulacaktır. Bütün bunlara zemin hazırlanmaması, küresel tehditle başa çıkabilme, süratli ve birlikte hareket edilmelidir. Uluslararası toplumu temsil yeteneğine sahip evrensel örgüt, ayrıca terörle mücadelenin çeşitli boyutlarını bütüncül bir yaklaşımla ele alma kapasitesini haiz Birleşmiş Milletler merkezi bir rol oynamaktadır. Terör eylemlerini cezalandıran ve üye devletleri mücadelede işbirliğine zorlayan küresel hukuki bir çerçevenin olması çok önemlidir. BM, AK ve AGİT gibi uluslararası örgütler bünyesinde yürütülen danışma ve müzakereler, ortaya konulan belgeler bu yönüyle önem taşımaktadır.
Aynı zamanda, Birleşmiş Milletler sistemine ait birçok program, ofis ve ajans teröre karşı belli aktivitelerde yer almak suretiyle üye ülkelerin etkin terörle mücadele kapasitesi inşa etmelerine yardımcı olmaktadır.
Türkiye, her geçen gün Birleşmiş Milletler sistemi altında evrensel bir hukuki çerçevenin geliştirilmesinde aktif bir rol oynamakta, hem bölgesel hem de küresel bir güç olarak öne çıkmaktadır. Suriye, Libya, Azerbaycan, Ukrayna, Doğu Akdeniz vb. konular bu durumu özetlemeye yetmektedir. Bunlardan bir kısmında global kazanımlar söz konusudur. Tahıl koridorunda üstlenen rol dünya kamuoyunda takdir toplamıştır. Böylesi bir tablonun akademik ve düşünce temeli oldukça geniş olduğu gibi uluslararası kamuoyundaki karşılığı da yüksektir. Hiç olmamış veya yokmuş gibi hareket edilmesinden ziyade perdelenmesi çabaları çalışma konusuyla yakından Karanlık iletişimin başta uyuşturucu kaçakçılığı olmak üzere, çeşitli örgütlü suçlar vasıtasıyla finanse edildiği tüm platformlarda kabul edilen bir olgudur. Bu sorunun çözümü için uluslararası işbirliğini gerektiren ortak bir sorumluluk bilinci geliştirilmelidir. Türkiye de konuya bu anlayışla yaklaşmakta ve ulusal düzeyde attığı adımların yanı sıra, bölgesel ve küresel düzeyde işbirliğinin pekiştirilmesine yönelik çabalara da kuvvetle destek olmaktadır. Terörle mücadelede uluslararası işbirliğinin güçlendirilmesine yönelik çalışmalar kapsamında, BM ve bölgesel kuruluşların kapasite geliştirme çabalarına katkıda bulunmanın yanı sıra, talep eden ülkelerle de ikili düzeyde kapasite geliştirme programları gerçekleştirmektedir.
Ulusal, bölgesel ve küresel karanlık iletişimini ortadan kaldırma gayreti içerisinde dışa bağımlı sanayi dallarında proje kapsamlı destekler sayesinde mühendislik bilgisini üretime aktarmayı başaran kurumlar ve şahsiyetler bir taraftan ülke savunmasını güçlendirmekte, bir taraftan istihdam alanları açmakta, bir taraftan da ihracat gelirleriyle ekonomiyi rahatlatmaktadır. Bütün bunlar elbette karanlık iletişimi daha da koyulaştırmakta ancak aydınlanmayı engelleyememektedir. Zira karanlığın aydınlığa galebe çalması mümkün olamamaktadır.
Çağlar üstü değer konumundaki Türk kültürü; gür, sağlam, esaslı ve mutlak enerji gözüyle her türlü karanlığı ve onu destekleyici algı iletişimini ortadan kaldırdığında sadece kendi toplumuna değil bütün beşeriyete de kazanım sağlayacak ve yürütülen projeleri tersine çevirecektir.