Seçimin Galibi Netanyahu, Düzelen İsrail-Türkiye İlişkisine Nasıl Bakıyor?
6,7 milyon kayıtlı seçmenin bulunduğu İsrail'de 1 Kasım 2022 tarihinde yapılan seçimlere katılım oranı %71,3 olarak gerçekleşti. Eski Başbakan Netanyahu'nun lideri olduğu Likud Partisi'yle birlikte sağ blok, 120 sandalyeli İsrail Meclisinde 64 milletvekiliyle çoğunluğu elde etti. Likud Partisi 32 milletvekili çıkardı. Netanyahu'nun rakibi mevcut Başbakan Yair Lapid'in lideri olduğu "Gelecek Var" partisi ise 24 sandalyeyle ana muhalefet partisi oldu.
İsrail’de 1 Kasım Genel Seçimi Oy Dağılımı ve Sonuçları
İsrail'de son 3 buçuk yıl içindeki beşinci genel seçim gerçekleştirildi. 6,7 milyon kayıtlı seçmenin bulunduğu İsrail'de 1 Kasım 2022 tarihinde yapılan seçimlere katılım oranı %71,3 olarak gerçekleşti. Eski Başbakan Netanyahu'nun lideri olduğu Likud Partisi'yle birlikte sağ blok, 120 sandalyeli İsrail Meclisinde 64 milletvekiliyle çoğunluğu elde etti. Likud Partisi 32 milletvekili çıkardı. Netanyahu'nun rakibi mevcut Başbakan Yair Lapid'in lideri olduğu "Gelecek Var" partisi ise 24 sandalyeyle ana muhalefet partisi oldu.
Sağ bloka dahil olarak seçime giren aşırı sağcı Dini Siyonizm Partisi 14 milletvekiliyle seçimi üçüncü bitirdi. Filistinlilere yönelik ırkçı ve ayrımcı söylemiyle eleştirilen Itamar Ben-Gvir ve Bezalel Smotrich'in liderliğini yaptığı Dini Siyonizm Partisinin, bir önceki seçimlere göre milletvekili sayısını iki katına çıkarma başarısını göstermesi, İsrail-Filistin sorununda karşılıklı şiddet politikalarına daha fazla başvurulmasının önünü açacağını değerlendiriyorum. Sağ blokta yer diğer bir partilerden, Ultra Ortodoks Şas 11, Birleşik Tevrat Partisi de 7 milletvekili kazandı. Netanyahu’yu destekleyen sağcı siyasetçi Ayalet Şaked'in Yahudi Evi Partisi de seçim barajını geçemedi.
Lapid’in liderliğindeki sol blokun (Değişim Koalisyonu) toplam sandalye sayısı 51’de kaldı. Savunma Bakanı Benny Gantz'ın öncülüğündeki Ulusal Birlik Partisi seçimleri dördüncü sırada tamamladı, Meclise 12 milletvekili gönderdi. Yine bu blokta yer alan partilerden İsrail Evimiz 6, İsrail vatandaşı Filistinlilerin partisi Birleşik Liste 5 milletvekili çıkardı. İşçi Partisi de 4 milletvekiliyle Meclise girdi. Bu blokta yer alan sol parti Meretz ve Arap partisi Balad (Tecemmu) ise barajın altında kaldı.
İki blokta da yer almayı reddeden İsrail vatandaşı Filistinlilerin partisi Ortak Liste ise Mecliste ancak 5 sandalye kazanabildi.
İsrail basınına göre, seçimlerde Başbakan Yair Lapid ve müttefiklerinin hataları mağlubiyete neden olurken Binyamin Netanyahu'nun taktikleri sağ bloka zafer kazandırdı. Netanyahu'nun seçim kampanyasında, "sağ hükümet" söylemi öne çıktı. Netanyahu, kampanya sürecinde seçim ittifakı içinde yer alan sağ partiler için oy istedi. Partisinin oylarını artırmak çabasından bağımsız Netanyahu'nun sağ için yürüttüğü kampanya seçimde ittifak yaptığı aşırı sağcı Dini Siyonizm Partisine büyük katkı sağladı. Bu arada bir önceki Başbakan, sağ siyasetçi Naftali Bennett'in siyasetten çekilmesi üzerine, Bennett seçmeni Netanyahu safındaki sağ partilere oy verdi. İsrail basınındaki haberlerde, Netanyahu blokundaki partilerin tabanının bulunduğu bölgeler seçimlere en fazla katılım sağlanan bölgeler oldu.
Seçim sonuçlarını olgunlukla karşılayan Başbakan Lapid, rakibi Netanyahu’ya “İsrail halkının menfaati için şans" diledi, "İsrail Devleti tüm siyasi değerlendirmelerin üzerindedir.” ifadesini kullandı.
Lapid ve müttefiklerinin hataları mağlubiyete neden oldu. İsrail basını, Lapid'in ise kampanya sürecine "kimin kazanacağından ziyade kimin kaybedeceği" biçiminde yaklaştığı, Netanyahu'yu iktidardan uzak tutabilmesi halinde başbakanlığını sürdürebileceği ve bir sonraki seçime de başbakan olarak giderek oylarını artırma hesabı yaptığı değerlendirmelerine yer verdi.
Lapid blokunun kampanya sürecindeki hataları arasında, "partilerin çokluğu, artık oyların paylaşımındaki anlaşma eksiği, yersiz bir kendinden eminlik, tek bir cephe oluşturmayı reddetme, (Arapların) kardeş kavgaları ve koalisyon liderine itaat eksikliği" yer aldı.
Değişim Koalisyonu içinde yer almayan İsrail vatandaşı Filistinlilerin Balad (Tecemmu) Partisi'nin Eymen Avde liderliğindeki Ortak Liste çatısı altından ayrılması Arap partileri arasında bölünmüşlüğü artırdı. Balad'ın baraj altında kalmasıyla Netanyahu cephesinin elde ettiği üstünlük daha kesin hale geldi.
Netanyahu Döneminde Dış Politikada Büyük Bir Değişiklik Beklenmiyor
Başbakan olacağına kesin gözle bakılan Binyamin Netanyahu'nun, önümüzdeki dönemde izleyeceği dış politika merak ediliyor. İran ile askeri iş birliğini artıran Rusya'nın Tel Aviv ile ilişkileri ve Ukrayna'ya olası silah yardımı yapılması konusu İsrail'in önündeki en zorlu dış politika sınavı olarak gösteriliyor.
İsrail'in Filistin'e yönelik politikalarında Biden yönetimi ile uyum aramaya devam edileceği söyleniyor. İsrailli uzmanlar, ABD'nin arabuluculuğunda İsrail'in Lübnan ile deniz yetki alanlarının belirlenmesine yönelik imzaladığı anlaşma ve Türkiye ile yakın dönemde gelişen karşılıklı çıkara ve saygıya dayanan iki ilişkiler konusunda Netanyahu'nun selefi Lapid'in attığı adımları sürdüreceği görüşünde hemfikir.
İsrail seçime günler kala Lübnan ile deniz sınırlarının çizilmesine ilişkin bir anlaşmaya imza attı. Lapid bu anlaşmayı "tarihi bir başarı" olarak görüyor. Netanyahu ise anlaşmayı seçim atmosferinin doğurduğu çekişme içinde "Hizbullah'a teslim olma" diye nitelendirmişti. Bununla birlikte, seçime bir gün kala yaptığı açıklamada, Lübnan ile deniz sınırının çizilmesine ilişkin anlaşmaya bağlı kalacağı mesajını vermişti. Seçim sonuçlarına göre bir açıklama yapan Lübnan yönetiminden de İsrail ile imzaladıkları anlaşmaya ilişkin ABD'den teminat aldıkları açıklaması geldi.
Rusya-Ukrayna savaşı devam ederken, Lapid hükümeti Rusya ve Batı ile ilişkilerini yönetmekte zorlanmıştı. Lapid, Rusya'yı karşısına almamak için tarafsız kalmaya çabaladı. Hatta arabuluculuğa bile soyunmak istedi. İsrail şimdi durumda Rusların ve Ukraynalıların beklentilerini karşılayamadı.
Rusya'nın İran’dan satın aldığı kamikaze İHA’lar ve balistik füzelerin varlığı, Tel Aviv yönetimini rahatsız etti. Bu arada, Ukrayna'nın kendisinden askeri yardım taleplerini yanıtsız bırakan Tel Aviv, Moskova’nın Suriye'deki askeri varlığını ve "operasyonel kısıtlamaları" gerekçe gösterdi. En büyük etken de, Ukrayna'ya olası silah yardımı tartışmalarına müdahil olan Moskova’nın "bunun iki ülke ilişkilerini bitireceği" açıklamasıyla Tel Aviv'i tehdit etmesi oldu.
Netanyahu ise, kampanya döneminde, "İsrail'in Ukrayna'ya olası silah yardımını gözden geçireceğini" söylemişti. İran ile çekişmesi devam eden İsrail, İran-Rusya yakınlaşmasının devam etmesi durumunda, karşı bloka, Ukrayna ve ABD’nin yanına geçmeyi gerekli görecektir düşüncesindeyim. İran’ın Rusya-Ukrayna Savaşında oynadığı rolün şiddetine ve derinliğine göre İsrail’in de kendi dış politika eksenini belirlemesi bekleniyor.
İsrail, uluslararası arenada ABD'yi tarihi stratejik müttefik olarak konumlandırıyor. Geçmişte Obama ile sıkıntılı bir dönem geçiren Netanyahu, Donald Trump yönetimiyle ilişkilerini geliştirme fırsatı bulabilmişti. Öyle ki, Trump yönetimi Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıdığını ilan etmişti.
ABD'nin Çin'i çevreleme politikası, Rusya-Ukrayna savaşının gölgesinde devam ediyor. Netanyahu’nun, ABD’ye rağmen Çin-İsrail arasında sıcak bir ilişkiyi tesis etmekte zorlanacağı anlaşılıyor.
Türkiye-İsrail İlişkilerinin Geleceği
İsrail'de Lapid döneminde, Türkiye ve İsrail karşılıklı ilişkilerini geliştirmek için birçok adım atılmıştı. İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, bu yılın Mart ayında gerçekleştirdiği Ankara ziyaretini, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Mayısta İsrail'i ziyareti ve Başbakan Yair Lapid'in Haziranda Türkiye'yi ziyareti izledi.
Türkiye ve İsrail, 17 Ağustos'ta diplomatik ilişkilerin en üst seviyeye çıkarılması ve karşılıklı büyükelçi atamalarının yapılmasını kararlaştırdı. Ankara ile Lapid döneminde temeli atılan ilişkiler devam edecek beklentisi yüksek seyrediyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'deki seçim sonuçlarının ardından, "Değerlere saygı gösterildiği sürece, kazan kazan diplomasisiyle sadece Türkiye ve İsrail değil tüm bölge kazançlı çıkacaktır." dedi. 17 Ağustos uygulama planının devam edeceği, Netanyahu’nun buna sadık kalacağı düşünülüyor. Neredeyse geçtiğimiz 15 yıl boyunca düşük profilde kalan Türkiye-İsrail ilişkisinin gelişmeye ve güçlenmeye devam edeceği söylenebilir. Hem Erdoğan hem Netanyahu buna kararlı bir duruş sergiliyor. Nitekim, sağ blok seçim kampanyası esnasında Türkiye ile ilişkileri eleştirecek açıklamalardan yapmaktan kaçındı.
Filistin Sorunu
Türk-İsrail ilişkisinde siyaseten ve bölge dinamikleri yönüyle merkeze oturuna Filistin Sorunu, Netanyahu döneminde en sıkıntılı alan olacak değerlendirmeleri yapılıyor. Gelinen aşamada İsrail’in işgali altındaki Batı Şeria’daki gergin güvenlik durumunun ve Ramallah'taki Filistin yönetimi ile ilişkilerin nasıl şekilleneceği de belirsizliğini koruyor. Lapid ve öncesinde Naftali Bennett’in uyguladığı güvenlikçi politikalar taraflar arasında gerilimi artırmış, Filistin yönetimi ile diyalog konusunda ilerleme kaydedilememişti. Netanyahu hükümetinin Filistin yönetimiyle güvenlik alanında iş birliğini sürdürmeye çalışacağı öngörülüyor. Bununla birlikte Netanyahu hükümetinin tamamen sağ blok partilerin katılımıyla kurulacak olması, ister istemez, Netanyahu döneminde Filistin yönetimiyle çatışmacı bir süreç yaşanacağı öngörüsü daha çok dillendiriliyor.