Trump’dan Biden’a Değişen Ne?
2022 Ekim tarihli 48 sayfalık bu belge, Ukrayna savaşı sonrası ABD’nin yeni doktrinini anlamamız açısından çok özel ve önemli bir döküman. Dosya ismi ise ilginç bir şekilde, “Biden-Harris-Administrations-National-Security-Strategy-10.2022” olarak yazılmış. Yani, Kamala hanımın bu belgenin hazırlanmasındaki etkisinin hissedilmesi istenmiş sanki.
Geçen ay, ABD Başkanı Joe Biden tarafından imzalanmış ABD Milli Güvenlik Strateji, NSS (National Security Strategy) belgesi yayınlandı.
2022 Ekim tarihli 48 sayfalık bu belge, Ukrayna savaşı sonrası ABD’nin yeni doktrinini anlamamız açısından çok özel ve önemli bir döküman. Dosya ismi ise ilginç bir şekilde, “Biden-Harris-Administrations-National-Security-Strategy-10.2022” olarak yazılmış. Yani, Kamala hanımın bu belgenin hazırlanmasındaki etkisinin hissedilmesi istenmiş sanki.
Biden yönetimi geçen yıl Mart ayında 55 sayfalık ilk NSS belgesini yayınlamıştı. Savaş sonrası belgenin güncellenmesine ihtiyaç duyulduğu anlaşılıyor. Ne de olsa, Batılı politikacılar tarafından “Putin’in Savaşı” olarak ifade edilen Ukrayna-Rusya savaşı, dünya düzenini değiştirmek için yapılmış uzun bir yürüyüşün ilk adımı olarak değerlendirilebilir. ABD’nin de Rusya’nın ve Putin’in bu sert güç kullanımlı başkaldırısına tedbirler alma isteği, elbette kaçınılmaz bir durum.
Ekim 2022 basımlı bu belgede dikkati çeken bir çok husus var. Detaylarını konu ile ilgili hazırlayacağım ikinci yazımda paylaşacağım. Burada dikkat çekmek istediğim husus, bu belgelerde Türkiye ile ilgili neler yazıldığını irdelemek. Kendimizi merkezde ve çok önemli bir jeopolitik güç olarak görmeye başladığımızdan dolayı, ABD de bizi böyle görüyor mu diye bir bakayım dedim.
Öncelikle ilişkilerimizin bir nebze daha iyi olduğu Trump dönemi NSS dökümanlarını incelemiş, konu ile ilgili doktora öğrencilerimle beraber makaleler hazırlamış ve “An Overview of US Foreign Policy, Doctrines, Electoral Systems and Codes of Trump’s National Security Strategy Document” ismiyle bir kitap çıkarmıştık. O zaman da, Trump’ın NSS belgesinde, Türkiye’den kaç kere bahsedilmiştir diye incelemiştik. Netice oldukça şaşırtıcıydı, çünkü 56 sayfalık 2017 NSS belgesinde Türkiye’den hiç bahsedilmiyordu. Yunanistan ve Kıbrıs’ın da hiç bahsedilmediği bu belge sayesinde, bizim sorunsallaştırdığımız hiç bir konunun, ABD için sorun teşkil etmediği anlaşılıyordu.
Geçen yıl yayınlanan 23 sayfalık Biden’ın ilk NSS belgesinde de Türkiye’den hiç bahsedilmemişti. Bu durum bize ABD’nin önceliklerinde Türkiye’nin yer almadığını gösteriyordu.
Gelelim, geçen ay yayınlanan son NSS dökümanına. Savaş sonrası yayınlanan bu belgede diğerlerinden farklı olarak Türkiye’den bir cümle ile bahsedilmiş. Bu cümle aynen şu şekilde:
“We will continue to engage with Turkey to reinforce its strategic, political, economic, and institutional ties to the West.” mealen, “Batı ile stratejik, siyasi, ekonomik ve kurumsal bağlarını güçlendirmek için Türkiye ile yakın ilişkiler kurmaya devam edeceğiz.”
Evet, sadece bir cümle ve içeriği de bu. ABD için Türkiye’nin ne manaya geldiğini anlayabildik mi acaba? Görüldüğü üzere, ABD’nin tek derdi, Türkiye’nin Batı bloğundan ayrılmaması, NATO’da kalması ve Batı ile kurumsal bağlarını güçlendirmesi.
Yani, ABD’den bakınca durumumuz bu. “Süper güç olduk, şahlandık, dünya bizi kıskanıyor.” tarzı yaklaşımlar o kadar da doğru değil. Türkiye, Putin’in savaşı sonrası dünyada etkinliğini artırmış olsa da, ABD için bir genel cümle ile geçiştirilebilecek tarzda bir ülke, bunu aklımızdan çıkarmayalım. Yani, uçmayalım, ayaklarımızı yere sağlam basalım.
Ezcümle, cüretlerimizi hesaplı yapalım.