Cennetten Bir Köşe
Bize oy verirsen cennette yerin hazır! Bakın bu en sevdiğim söylem. Başka söylenenler de var, ancak bence bu en çarpıcı olanı.
Bize oy verirsen cennette yerin hazır!
Bakın bu en sevdiğim söylem.
Başka söylenenler de var, ancak bence bu en çarpıcı olanı.
Düne kadar ben bile kanabilirdim belki bu söylenene diyebilirdim.
Düşünsenize, bir oy veriyorsun, sonra da cennette yerin hazır!
Olur mu öyle şey, saçmalama demeyin, biz Nasreddin Hoca'nın mantığı ile yetişmiş nesilleriz.
Ya tutarsa değil mi? Hoca göle boşuna çalmamış ki mayayı.
Ya Akşehir gölü tümüyle yoğurt olsaydı?
Hoca zengin olmuştu!
İşte o mantık, gerçekten ben bile kanabilirdim diyorum, ama şaka yapıyorum tabii ki.
Ama ülkemizde böyle düşünenler yok diyemem.
Allah'tan bütün seçimler çok kritik oluyor, yani bıçak sırtı oluyor da, her seferinde mecburen bir çoğumuz kendimizce doğru bulduğumuza oy atıyoruz.
Şöyle sonucu baştan belli ne bileyim ne yapsan değişmeyecek bir seçim olsa, fena mı olurdu? İşte o zaman gönül rahatlığıyla bize cennet vaat eden adaya oy verirdik değil mi?
Ya doğruysa söylediği?
Fena mı olurdu yani, cennetten şimdiden bir köşe tutmanın ne zararı olabilir ki?
İşte kimileri böyle düşündü bence bu seçimde ve gidip olmayacak vaatler de verilse, ya olursa hevesiyle oy kullandılar.
***
Cuma akşamı sayın Kılıçdaroğlu bir kanalda nihayet halk önüne çıktı.
Duayen gazeteci sayın Uğur Dündar bile çok ısrar etti, ama ağzından o sözü bir türlü alamadılar.
Hayır, biz başarısız olduk diye bir türlü söylemedi.
Tamam, ben yapamıyorum, artık bu partiyi daha genç olanlara bırakacağım da demedi.
Peki ne dedi?
İnanın ben pek anlamadım. Bir şeyler dedi de, sanırım parti hata yaptı demeye getirdi. Hatta halkımız da hata yaptı demiş olabilir. Ama kendisinde bir hata olduğuna dair bir şey demedi galiba.
***
Hep öyle olmaz mı zaten?
Bir şeyler kötü giderse hep bir suçlu ararız.
Ben bu ülkeyi çok seviyorum!
Evet, ben de seviyorum, hatta ben belki de herkesten çok daha fazla seviyorum. Aksini ispat edebilecek olan var mı?
Şu anda bensiz olmaz!
Hadi ya, gerçekten mi? Niye? Neymiş seni bu kadar vaz geçilmez yapan?
Ben hiçbir zaman şu olacağım demedim ki, hep başkaları ısrar ettiler bunu yap, şunu yap, sen başa geç diye!
Belki de sorun buradadır aslında, olamaz mı?
Çok iyi niyet belki de zarar veriyor?
Bence sayın Kılıçdaroğlu kendine kurduğu cennetinde yaşıyor, iyilik olsun diye şimdilik o koltuktan kalkmayı düşünmüyor.
***
Kısacası politika bulaşmış sayın Kılıçdaroğlu'na da.
Çok politik cevaplar verdi her ısrarlı soruya, yani bir şeyler dedi, ama aslında hiçbir şey de demedi.
Peki görünüşü de mi hiçbir şey söylemiyordu?
İşte o konuda haklısınız, aslında o duruşu her şeyi söylüyordu.
Gerçekten çok üzgün olduğu her halinden anlaşılıyordu. Nasıl olmuşsa inanmış kazanacağına, bu sonuç ise onu resmen yıkmış.
Ama herkes üzgün!
Öyle vur abacıya tarzı şeyler demeyeceğim, zaten daha önce dedim ben diyeceğimi.
Sayın Kılıçdaroğlu iyi insan, ama onunla olmuyor işte, daha fazla zorlamanın bir anlamı yok bence.
O koltuğu fazla geç olmadan bırakması gerekiyor.
***
Peki yerine kim geçecek?
Sayın İmamoğlu mu?
Hayır tabii ki, onun önce İstanbul'da yapması gereken çok iş var.
Seçimlerin sonucunu görmediniz mi? İstanbul'da muhalefet tamam, biraz önde çıktı, ama bunca hizmete rağmen olması gereken bu oran mıydı?
Kısacası İstanbul'da daha yapılması gereken çok şey var, bırakalım da sayın İmamoğlu konsantrasyonunu İstanbul'a versin.
Zaten sayın İmamoğlu CHP gibi bir partiyi yönetebileceğini önce ispatlamalı. Kolay değil bu işler!
***
Peki sayın İmamoğlu değilse kim öyleyse?
Aslında ben şu cennet vaadine takıldım, doğru olabilir mi gerçekten cennetten bir köşe kapmak?
Yani biri yardımcı olabilir mi diyorum, şimdiden cennetten bir köşe ayırtmamız için ne yapmamız lazım?
Oy verme konusunda geç kaldık, çünkü seçimler geçti.
Acaba başka çaresi yok mu bu işin?
Kim mi geçsin sayın Kılıçdaroğlu yerine?
Biraz durun şimdi, görmüyor musunuz ben biraz meşgulüm, cennetten bir köşe ayarlamaya çalışıyorum kendime!
Millet, yardımcı olabilecek olan varsa haber etsin mutlaka!
Moskova'dan herkese sevgi ve saygılarımla