Okuyor muyuz? Okuduğumuzu Anlıyor muyuz?
Çağın ansiklopedisi Google aslında, ben Yandex de kullanıyorum burada, ne ararsan var, internet çağın ansiklopedisi. Gerçi dikkatli olmak lazım, her yazılı bilgi doğru olmayabiliyor.
Okuma Alışkanlığımız var mı?
Ne kadar okuyoruz? Kaç kitap okudunuz son zamanlarda?
Peki, yazılı kitap okumak yerine, bir sürü dijital kitap yayını var, oralardan okuyoruz, hatta belki sesli kitap dinlemeyi tercih ediyoruzdur. O da kabulüm.
Günlük gazeteleri de okuyoruz muhtemelen, yok ben eve gazete almıyorum diyeniniz vardır belki, ben Moskova'da doğal olarak alamıyorum mesela, onun yerine her gün televizyonlardan takip ediyorum da diyebilirsiniz. Bir sürü kanalda sabahları günlük gazetelerden başlıkları veriyorlar. Belki de internetten bakıyorsunuz. O da okumak, haklısınız, olabilir.
Beğendiğiniz köşe yazarlarını da ayrıca internetten takip ediyorsunuzdur belki. Yine köşe yazılarının sesli yayınları var, oralardan da takip ediyorsunuzdur belki de.
Bir sürü medya portalı var, oralardan da takip ettiğiniz medya çalışanları, yazarlar vardır muhtemelen.
Dergiler de var, genelde gündelik konular dışında bir sürü konu oluyor içlerinde, ben de seviyorum boş zamanlarda dergi karıştırmayı. Basılı dergiler tercihim, ama yine de dijital kaynaklardan da takip etme şansı var hepsini.
Başka ne okuyorsunuz?
Ansiklopedi çağı geçti, aslında en güvenilir kaynaklar eskiden ansiklopedilerdi, içinde ne ararsan vardır. Şimdi hepsi dijital ortama yüklendi. Mantıklı, sürekli yeni bilgiler eklemek gerekiyor ve dijital ortamda bunu yapmak daha rahat, hem revizyon yapmak gerektiğinde de daha kolay oluyordur. Sadece eski ansiklopediler değil, dijital kaynaklar var mesela, aslında epey faydalı bilgiler içeriyor birçoğu.
Çağın ansiklopedisi Google aslında, ben Yandex de kullanıyorum burada, ne ararsan var, internet çağın ansiklopedisi. Gerçi dikkatli olmak lazım, her yazılı bilgi doğru olmayabiliyor. Her şeye inanmayacaksınız öyle hemen, ne konu olursa olsun farklı kaynaklardan kontrol edeceksiniz, yoksa kandırılırsınız kolayca. Gerçi bazen bu çabanın da faydası olmuyor, bir haberin kaynaklarının hepsi aslında bazen ortak bir yerden yönetiliyor, manipülasyon böyle bir şey, çağımızda teknolojinin faydaları yanında böyle dertleri de var. Mantık süzgecinden geçirmek gerekiyor öncelikle her türlü okuduğunu, bir de aklımızın bir köşesinde okuduğumuzun yanlış bilgi olabileceğini tutmak gerekiyor, daha sonra konuyla ilgili başka bir haber çıkabiliyor, o zaman doğrusunu öğrenebiliyoruz. Bazen de tam tersi oluyor, doğru bir haberi daha sonra troller vasıtasıyla yalanlamaya çalışıyorlar. Post truth çağı, algısal gerçeklik, kim neye inanıyorsa artık.
Neticede çoğumuzun okumak deyince esas eylemimiz internette sörf yapmak, sosyal medya, twitter, öyle akademik bir yayın indirip okuyanımız pek yok.
Sözü geçmişken twitter artık dünyanın en zenginlerinden biri olan Elon Musk'ın kontrolüne geçti, bakalım nedir niyeti, yakında anlarız. Özellikle bizde takipçileri ve devlet efradının kullanımı ne kadar etkilenecek, merak ediyorum gerçekten.
Parti Programlarını, Sözleşmelere Okumak ve Anlamak:
Neyse başka? Başka ne okuyoruz?
Mesela bir parti programı okuyanımız var mı? Ya da seçim beyannamesi okuyanımız? Seçim sonrası takibini yapanımız var mı? Kim seçim döneminde neyi taahhüt etmiş, seçim sonrası ne yapmış?
Aslında bir sözleşmedir parti programları, seçim beyannameleri.
Ticarette, hatta bizde, inşaatta yani, sözleşme ne demek anlatmama gerek var mı bilmiyorum.
Taahhüdünü yerine getirme sıkıyorsa. Bedelini ödersin, hem de öyle böyle değil, işveren parasal gücüyle sözleşmelerde verdiği paranın hesabını sorabileceği çeşitli garantileri dayatır ve siz de imzalarsınız, mecburen imzalarsınız, çünkü amacınız iş yapıp para kazanmaktır, başka çareniz yoktur. İhaleye girmiş ve kazanmışsanız atacaksın o imzayı sözleşmeye, taahhüdünüzü de yerine getireceksiniz, aksi durumda batarsın valla.
Peki ülke yönetiminde işveren kimdir? İnşaatın ihalesinin karşılığı seçimlerdir, kazanan taahhüt eden, yani inşaat dünyasındaki müteahhittir, tabii ki biz oy verenler de işveren oluyoruz bu durumda. Sözleşmemiz de parti programı, seçim beyannamesi.
Nasıl ki okumadan sözleşmeye imza atılmazsa, bu belgeleri de en azından okumak gerekir, lafla yapılmış vaatler yazılı olmayınca göz ardı edilebiliyor. Kanıyoruz ve sonra hepimiz ödüyoruz yapılan yanlışlıkların bedelini.
Altına tek tek imza atmıyoruz, ama bu bizi sorumluluktan kurtarmaz, oy pusulasına damgayı vuruyoruz, o da imza yerine geçer, farklı bir partiye de basmış olsak damgayı, neticede artık işvereniz, sözleşmeyi takip etmek ana görevimiz, ödediğimiz paraların karşılığını almadan yeni ödeme yapılmaz, sözleşmede taahhüdünü yerine getirmeyen müteahhit bedelini öder.
Cenabı Hak oku diye başlamış Muhammed'e ilettiği ilk mesajında. Okumak en kutsal görevimiz.
Okuyalım, ne olursa olsun okuyalım, ama yeter ki okuduğumuzu anlayalım.
Sevgiler herkese, hayırlı bayramlar olsun.