Ninnilerle Minnilerle Avutulmak Mümkün mü?
Bebekliğimizden beri uyuturlar bizi. Önce annemiz uyutur, belki de bir başka büyüğümüz. Çocuklara uyku gereklidir, özellikle de bebek yaşta. Ama ya büyüdüğümüzde?
Geçenlerde internette Cem Yılmaz'ın parodilerinden biri denk geldi.
Askerlik anılarını anlatıyor.
Nasıl sarhoşum diyor.
Şaka yapıyor tabii ki, onun o alaycı tarzıyla askerdeyken Kosova’da gösteri yapması için rica eden korgenerallerden, orgenerallerden bahsediyor.
Aklıma Yenesey nehri üzerinde işveren ile balık tutmaya gittiğimiz gün geldi. Epey bir öncelerdeydi tabii ki o gün.
Evet, Cem Yılmaz parodisinde nasıl sarhoşum deyince bu anım aklıma geldi.
Hayır ben çok sarhoş olmamıştım tabii ki, ama nehir üzerinde, daha doğrusu buzun üzerinde o gün mangal yapmıştık ve az biraz alkol da almıştık.
Buzu deliyorsun ve o delikten balık tutmaya çalışıyorsun. Sanırım o gün biz bir tane bile tutamamıştık. Ama en azından buzun üzerinde mangal yapmıştık, yanımızda balık yerine et getirmiştik, gerekli nevale de vardı.
İşverenin çalışanlarından bir grupla gitmiştik o gün, sekiz - on kişi vardık galiba. Aileleri ile gelmişlerdi.
Güneşli bir gündü. Nehir kıyısının havası da oldukça temizdir. Norilsk şehri gibi kirli değildir.
Buzun üzerine birisi getirmiş, küçük bir çadır da kondurmuştuk.
Bir ara o çadıra girip biraz uzanayım demiştim, temiz hava olunca uyumuşum. Ne güzel bir uyku çekmiştim. Hafiften bir esinti de vardı, biraz soğuk ama temiz hava olunca insan ne güzel uyuyor.
Kalktığımda kendimi çok dinç hissettiğimi hatırlıyorum.
Ruslar salatalık gibi derler, tazelik ve dinçlik sembolüdür salatalık Ruslar için.
İşte öyle, tam bir salatalık tazeliğinde uyanmıştım.
Bizde ne kadar da kötü anlamda kullanılır halbuki salatalık. Tam Türkçesi ile hıyar.
Hıyar gibi adam dediğinde ne kadar kötü bir anlamı vardır değil mi?
Ruslar ise hıyar gibisin dediğinde iltifat olarak kabul ederler.
Bazı şeyler kültürden kültüre ne kadar değişiyor.
***
Evet, uyku ne kadar güzel bir şey gerçekten.
Özellikle de şöyle su kenarında, temiz havada uyuduğunda.
***
Bakın uyku deyince ne geldi aklıma!
Melike Demirağ söylüyordu galiba. Neydi o uykuyla ilgil şarkısı?
Hatırladım, ninni!
“Uyu yavrum ninni”
“Uyutayım seni”
“Ninnilerle minnilerle avutayım seni”
***
Benimkisi temiz havada uyumak da, ama bir de uyutmak var.
Bebekliğimizden beri uyuturlar bizi.
Önce annemiz uyutur, belki de bir başka büyüğümüz.
Çocuklara uyku gereklidir, özellikle de bebek yaşta.
Ama ya büyüdüğümüzde?
***
Büyükler için masallar vardır, bilirsiniz. Anlatır da durur, bilirsiniz hikâye anlatıyor. Gerçekte olay onun dediği gibi değildir.
Şimdilerde ise durum bana büyüklere ninniler aşamasına geldi gibi geliyor.
Yine anlatıp duruyorlar, ama artık gerçekten bana anlatılanlar ninni gibi geliyor.
***
Bizim buralarda da hava çok temiz. Şehrin o ağır kirli kokusu yok buralarda.
O yüzden sanırım, sabahları oldukça dinç kalkıyorum.
Rusların dediği gibi, tam bir salatalık dirliğinde.
***
Çocukluğumda karışık şarkılar kaseti vardı evde, bu şarkı da vardı kasette. Döndürür döndürür dinlerdim.
Sevgili Melike Demirağ ne yapıyordur acaba? Nerelerdedir?
Uzun süredir bir haber okumadım hakkında. İnternette en son 2009 yılında “Geri Dönüşüm” adında bir albüm çıkardığından bahsediyor, 2020 yılında dijital platformlarda yer almaya başlamış bu albümü.
Arayıp bulayım da dinleyeyim, biraz kulaklarımın pası açılsın.
Ama önce “ninni” şarkısını dinlemek istiyorum. Eski günler daha mı güzeldi acaba?
Moskova’dan herkese sevgi ve saygılarımla