Evrelerin değeri
100 yıl desek ömrümüze, iyimser bir tahminle;
İlk 25’i, çocukluk evresi.
Akıllar havada, oyuncaklarla oyun oynama zamanı, hayatı oyun sanma dönemi.
İkinci bölüm 25-50.
Gençlik evresi.
Taşı sıksan suyunu çıkaracağın dönem.
Üretim, tasarruf, birikim her hususta.
Gelecekte rahat rahat tüket, harca ve yaşa diye.
Üçüncü çeyrek yani 50-75.
Artık ürettiklerini tüketme zamanı.
Olgunluk, kendini tanıma, anlama, anlatma, gerçekleştirme ve yaşamı dolu dolu yaşama zamanı.
Ve son çeyrek, 75-100, dingin, huzurlu, stresten uzak, gençlik oyuncakları ile değil, artık yaşlılık oyuncakları ile oynama, oyalanma zamanı.
İşte mutluluğun tarifi de tam burada gizli.
Zamanında gereğini yapmaktır mutluluk.
Üretecekken tüketirsen, tüketicekken hala üreteyim dersen, yani zamanları karıştırırsan, yandın gittin.
Hüzün, gerginlik ve stresten çıkamaz, mutlu olamazsın.
Hayat sonuçta nedir ki, içine ne kadar sevgi ve aşk koyarsan o kadar dolu; içine ne kadar para, pul, şan, şöhret, makam koyarsan da o kadar boş bir süreç.
Dolu dolu güzel bir hayatınız olsun.
Sevgi ve aşk gününüz, günde kalmasın, ay, yıl, ömür olsun.
Her yaşı, her çeyreği dolu dolu ve gerektiği gibi yaşayabilmeniz dileğiyle...