Voleybolda Pozisyonlar, Roller ve Kritik Karar Anları
Çok taktik bir oyun voleybol, takımlar karşılıklı her pozisyon için farklı farklı taktikler geliştirmişler, çok hızlı bir oyun öncelikle, çok hızlı karar vermek zorunda oyun kurucular. Karşı takımı yanıltmak için kimileri aldatıcı sıçramalar yapıyorlar.
Dünya Çapında Türk Voleybol Takımları:
Son zamanlarda spor dallarından voleybol izlemek daha çok hoşuma gidiyor. Öyle pek taraftarı olduğum bir kulüp yok, ama erkeklerden çok hanımlar ligini izliyorum, daha güzel oynuyorlar gibi geliyor bana, karşılaşmaları zevkle seyrediyorum. Bu günlerde uzun lig maratonunun sonuna geldik, ilk dörde kalan takımlar birbiriyle karşılaşıyorlar. Hepsine başarılar diliyorum.
Belki de motivasyonum artık dünya çapında kulüplerimizin olması da olabilir, galibiyet insanın içinde güzel bir duygu seli, coşku uyandırıyor, adrenalin.
Dediğim gibi özel bir takım yok taraftarı olduğum, hemen hemen hepsini izliyorum. Ben daha çok o her alınan sayıdan sonra takımın birlikte sevincini seviyorum. Maçın sonucu ne olursa olsun her alınan sayı her iki takımda da büyük sevinçle kutlanıyor.
Hatta topa yetişemeyen bir oyuncunun yüzündeki o gülümseme bile hoşuma gidiyor.
Sanki olmadı bu seferinde, neyse hadi bir daha deneyelim dermiş gibi gülümseyerek tekrar bir araya geliyorlar ve tekrar motive ediyorlar birbirlerini. Takım oyununun müthiş bir örneği voleybol.
Voleybolda Kurallar:
Kurallarını seyrede seyrede epey öğrendim, bir sirkülasyon var oyunun her aşamasında. Servis atan sürekli değişiyor, ama servis sonrasında hemen oyun düzenine geçiliyor, pasör olan oyun kurucu, gelen topu manşetle karşılayandan sonra pasör topun peşinden koşuyor ve çeşitli alternatiflerden birine pas veriyor, üçüncü vuruş karşı sahaya, genelde sert bir smaç. Ne kadar yükseğe sıçrayabiliyorsa o kadar avantaj sahibi smaçör. Tabii karşı takım da sıçrayarak blok yapıyor, başarılı olurlarsa hevesler kursakta kalabiliyor.
Bazen çok zevkli uzun ralliler izleniyor karşılıklı top kurtarma yaptıklarında takımlar.
Aslında voleybol detaylarını anlatmak değil amacım. Sevenler zaten biliyordur bu anlattıklarımı.
Benim aklıma daha farklı şeyler takılıyor. Bakalım anlatabilecek miyim aklımdakileri.
Ön Çalışma Yapılmasını Gerektiren Sahadaki Taktikler:
Çok taktik bir oyun voleybol, takımlar karşılıklı her pozisyon için farklı farklı taktikler geliştirmişler, çok hızlı bir oyun öncelikle, çok hızlı karar vermek zorunda oyun kurucular. Karşı takımı yanıltmak için kimileri aldatıcı sıçramalar yapıyorlar. Zamanlama çok önemli, hem smaç için zıplarken zamanını iyi ayarlayacaksın, hem de bloğa çıkarken zamanlamasını iyi ayarlayacaksın. Kimi zaman bloktan seken top yön değiştiriyor, arkadaysan çok dikkatli olacaksın, çabuk manevra yapacaksın, hangi topa nasıl reaksiyon vereceksin önceden bilmen gerekli, reaksiyon hızın da yüksek olacak, tüm bu pozisyonlar oyun esnasında çok çabuk karar vermeyi zorunlu kılıyor. Bunları yapabilmek için doğru pozisyonda duracaksın, her ihtimali göz önünde bulundurarak o kritik anda öncelikle aklına ve müthiş bir enerjiye ihtiyacın var.
File önündekiler de çok dikkatli olmak zorunda, fileye değmek yasak, hem onca yükseğe sıçrayacaksın, o heyecan anında, onca enerji harcarken, dikkatli olacaksın bir yandan, inerken eline koluna hâkim olacaksın sıçradığın noktadan. Zor iş.
Hepsi çalışma istiyor, kim bilir ne kadar antrenman yapıyorlar, ince ayarlar yapmaları gerekiyor her pozisyon için antrenman sırasında, özellikle de smaçörler. Bileklerini azıcık fazla çevirseler, biraz sert vursalar topa ya yan tarafa çizgi dışına ya da ileride saha dışına gidiyor.
Kritik Karar Anları:
Smaçörlerin karşılarındaki rakip oyuncular bloğa kalktığında o kısa sürede seçim yapılması gereken birkaç alternatif var. Ya blok arasından boşluk bulup arkaya parkeye vuracaksın smacı, ya da sert vuracakmış gibi yapıp plase ile blok üstünden aşıracaksın. Arkada bir boşluk gördüysen, belki de bloktaki oyuncunun üzerine sert bir vuruş yapıp bloktan dışarı çıkmasını sağlayacaksın topun. Ama bu çok riskli aslında, top saha içine de düşebilir, doğru açıyı iyi ayarlaman lazım. Bir şansın daha var, belki de blok üstünden parmaklarını seğirterek dışarı gitmesini sağlayacaksın topun, ama rakip oyuncuların parmaklarına değdirmen lazım topu, parmak ucuna değse yeter. Yine de riskli, ya değmemişse? Antrenörlerin itirazıyla sürekli kameralardan inceleniyor kritik pozisyonlar, hakemler bile bazen emin olamıyorlar. Değdi mi, değmedi mi, bazen son anda bir parmağa değmiş oluyor top. Şans aslında. Tüm bu kararları o anda vermen lazım, smaca kalktığında, anlık kararlar, kimi şans, ama çoğu bilinçli, tecrübe ve oyuncunun kalitesi.
Servis atıyorlar sırayla, hepsinin stili farklı, kimi çok sert vuruyor sıçrayarak, smaç servis, son anda arkada çizgiye değiyor bazen, ya da çizgi dışına düşüyor bu kadar sert olunca, filede de takılabilir iyi ayarlayamazsan, ne kadar ince ayar yapman lazım. Bu kadar sert servisi karşılamak da çok zor. Bazıları da taktik servis atıyorlar, top havada dönüyor, manşet alan oyuncunun elinden başka bir yere gidiyor, iyi izlemek lazım topu, falsolu geliyorsa ona göre ayarlayacaksın bileğini karşılarken. Bazen direk rakip oyuncunun üstüne atıyorlar, kaçamıyor top dışarı da gidiyor olsa, hepsi taktik servis. Ayağın çizgiye de değmeyecek tüm bu taktikleri düşünürken, tüm kaslarına hâkim olacaksın. Çalışmadan olmaz bunlar, alışacaksın. Binlerce defa servis antrenmanı yapman lazım belki de ince ayar yapmak için.
Takım Oyunu, Takım Ruhu:
Aslında çok basit gibi geliyor uzaktan, ama tam bir kurgu, bir taktik yarışı voleybol. Belki de ondan dolayı sevdim bu sporu. Tabii bir de takım ruhunu sevdim oyundaki. Diğer takım oyunlarından daha coşkulu, daha iyi hissediyorsun takım ruhunu.
Çoğu genç oyuncular, yirmili yaşlarda, ama hepsi sürekli çalışmak zorunda bu genç yaşta, bu açıdan bakınca biraz içim burkuluyor. Ancak başka türlü mümkün değil, bu kadar hızlı oyunda ancak her pozisyona önden hazırlıklı olmakla başarılı olunabilir, bunu anlayabiliyorum.
Özellikle takım ruhu çok önemli tabii, herkes bir diğerinin açığını kapamak zorunda, bir İsviçre saatinin içindeki çarklar gibi, herkesin görevleri var, herkes dikkatli, maça iyi hazırlanan, maç sırasında az hata yapan kazanıyor. Antrenmanda bileğine iyi ince ayar yapabilen, iyi sıçrayan, taktik pozisyonlarda doğru karar veren, rakibin açıklarını iyi görebilen, rakibini iyi analiz edip ona göre gerekli önlemi alabilen kazanıyor.
Doğanın verdiği şahsi beceri, doğal kabiliyet tabii ki önemli, ama çok çalışan avantajlı bence. Yoksa çoğu yüksek boylu aynı kalitede sporcular. Öne çıkanlar uzun süre çalışanlar, iyi hazırlananlar.
Her Şey Gibi Voleybol da Moral İşi:
Hoşuma giden bir başka şey de her sayı yeni bir ümit, moralini bozmayan, takım oyununda iyi olan kazanıyor. Morali düşen takım hemen oyundan düşüyor. Hatalar başlıyor hemen.
İnancını yitirmeyeceksin. Kendini iyi motive edeceksin. Bu da takıma olan güvenden, daha önceki başarılardan güç alıyor büyük ihtimalle. Hepsi ince ince, basamak basamak üstüne, zamanla oluyor.
Voleybolumuzun son yıllarda geldiği seviye gurur veriyor gerçekten.
Emeği olan herkese gönülden teşekkürler.
Belki anlatabilmişimdir voleybol derken, her şey ince ayar hayatta.
Herkese sevgiler ve saygılar Moskova'dan.