Bir Yıldız Kaydı, Gördünüz mü?
Ne kadar küçükse o göktaşı o kadar çabuk yanıverir. Biraz büyük olanlar neredeyse yeryüzüne kadar ulaşırlar, ancak yeryüzüne ulaşmadan yanıp giden göktaşlarına meteor diyoruz. Göktaşı yeterince büyükse artık büyük kısmı yanmış olan o göktaşının kalan parçaları yeryüzüne kadar ulaşırlar. Bu durumda o meteoroit artık meteorit adını alır.
Ne güzel tabirdir değil mi yıldız kaydı tabiri.
Bazı zamanlar gökyüzünde bir yıldız kayıverir. Aslında yıldız değildir tabii ki o gökyüzünde gördüğümüz. Atmosfere giren bir gök taşıdır, yanarak kül olan bir meteordur, biz ise yıldız kaydı deriz.
Ne kadar küçükse o göktaşı o kadar çabuk yanıverir. Biraz büyük olanlar neredeyse yeryüzüne kadar ulaşırlar, ancak yeryüzüne ulaşmadan yanıp giden göktaşlarına meteor diyoruz.
Göktaşı yeterince büyükse artık büyük kısmı yanmış olan o göktaşının kalan parçaları yeryüzüne kadar ulaşırlar. Bu durumda o meteoroit artık meteorit adını alır.
Ne kadar karışık bu terimler değil mi?
Meteoroit, meteor, meteorit!
Gelin biz hepsine Türkçe adıyla göktaşı diyelim.
Bugüne kadar bulunmuş en büyük göktaşı ne kadar büyüklüktedir acaba?
Uzaydan dünyaya çarpmış bilinen en büyük göktaşı Afrika’da, Namibya’daymış. Adı Hoba meteoridi. 80 bin yıl önce dünyaya düştüğü tahmin ediliyormuş. 1920 yılında keşfedilmiş ve yaklaşık olarak 60 ton ağırlığındaymış. 66 ton olduğuna dair bilgiler de var.
Bu tek parça bir taşmış, çatlak ya da zayıf bölgesi de yokmuş. Bunca yılda doğru dürüst yıpranmamış bile, çünkü nikel oranı yüksek bir ataksitmiş.
Göktaşları kompozisyonlarına göre sınıflandırılıyorlar ve demir ya da metal oranı yüksek olanlara ataksit deniyor.
Hoba’nın çapı 10 km olan bir göktaşının yeryüzüne ulaşabilen kalan kısmı olduğu hesaplanmış.
Atmosfer sürtünmesi muazzam bir etki demek ki!
***
Hoba dışında Arjantin’de de büyük bir göktaşı tarlası bulunmuş. Göktaşı tarlası diyorum, çünkü bu göktaşı yeryüzüne ulaşana kadar parçalara ayrılmış. Tüm parçaların 100 tonun üstünde olduğu söyleniyor.
En büyük parça olan El Chaco 37 ton ağırlığındaymış.
5 bin yıl önce yeryüzüne düştüğü düşünülüyor. 1969 yılında yerin 5 metre altında keşfedilmişler.
***
Bir başka büyük göktaşı da Grönland adasındaymış. Ama bu da parçalar halindeymiş. Parçaların toplam ağırlığı 58 ton deniyor. 10 bin yıl önce yeryüzüne düştüğü tahmin ediliyor. Adı Cape York meteoru. 19’uncu yüzyıl sonlarında Eskimolar tarafından keşfedilmiş.
***
Başka büyük göktaşları da var, mesela Çin’de de bulunan göktaşları var.
Ancak yeryüzüne çarpan en büyük göktaşlarından birinin bırakmış olduğu bir krater göktaşlarından daha ünlü.
Bu kraterin adı Chicxulub krateri ve krater Kuzey Amerika’da Yucatan yarımadası denilen yerde.
Ünü ise 65 milyon yıl önce dünyaya çarparak dinozorlar da dahil yeryüzünde bulunan canlılığın %75’inin yok olmasına sebep olması.
Chicxulub kraterinin çapı 170 km - 300 km arasında değişiyormuş.
Ancak bu kraterin yeryüzündeki en büyük krater olmadığı, Avustralya’da çapları 400 km ve 200 km olan iç içe iki kraterin 300-420 milyon yıl önce yeryüzüne çarpan bir başka büyük göktaşından kaynaklandığı, ancak bu çarpmanın yeryüzünde canlılık açısından çok fazla bir etkisinin olmadığı söyleniyor.
***
Evet, bir gün yeryüzüne yine büyük bir göktaşı düşer mi bilinmez.
Şimdilik küçük göktaşlarını arayıp bulanlar, yani bu işin meraklıları oldukça fazla.
Göktaşları sanırım oldukça çok para ediyor.
Hatta bulup getirene ödül veren kuruluşlar bile olduğunu okumuştum bir zamanlar.
***
Yıldız kaymasını uğur olarak kabul edenler vardır. Bilemiyorum. Belki de gerçekten uğur getiriyordur görenlere.
Ancak yıldız kaymasının çok romantik olduğu bir gerçek.
Bol yıldız kaymalı geceler sizlerin olsun diyerek bitireyim yazıyı.
Moskova’dan herkese sevgi ve saygılarımla.