Fas Gezi Notları 5: Kaos’da Kosmos’un Simgesi Marakeş
Batıda Morocco denilmesinin sebebi Marrakech bozulmuş şekli. Yerel dilde Kech de deniliyor. Eski ve yeni şehir, iki zıttın bir arada olması, olur mu olmuş işte. Burada şehirler renkleriyle anılıyor, mavi Şafsavan, burası ise kızıl renkli binalarla donanmış.
Gezimizde Marakeş’e iki gün ayırdık, (2-3 Şubat). Zaten 6 gün olmuş, epey yorulma alametleri belirdi. Önceden de söylemiştim. Batıda Morocco denilmesinin sebebi Marrakech bozulmuş şekli. Yerel dilde Kech de deniliyor. Eski ve yeni şehir, iki zıttın bir arada olması, olur mu olmuş işte. Burada şehirler renkleriyle anılıyor, mavi Şafsavan, burası ise kızıl renkli binalarla donanmış.
• Câmiu’l-Fenâ
Sabah kıyamet meydanı, dünya somut olmayan kültür mirası listesindeki Latin harferiyle jemaa el-fina diye yazmışlar. Ama Câmiu’l-Fenâ daha doğru, camiu toplanma yeri meydan anlamında, yani Câmiu’l-Fenâ meydanı demek biraz tuhaf kaçıyor. Esnaf ise “saha” diyor.
Bizimkiler kıyamet meydanı diye çevirmişler, hakikaten öyle, ana baba günü, tam bir keşmekeş var, ama garip bir şekilde insana bir dinginlik de veriyor. Burası öğle sonrasında hareketleniyor, hem gündüz hem de gece görmek nasip oldu.
Hemen yakındaki bir zamanlar yanında sahaflar (kitapçılar) çarşısı olduğundan dolayı Kutubiye diye isimlendirildiği belirtilen Camiye geldik. Malum namaz vakti açılacak ama burayla güne başlamak önemli. Gayr-i Müslimlerin girmesi mümkün değilmiş.
• Bahia Sarayı
Cuma namazı için buraya geleceğimiz için hemen yakınındaki Behaiyye (Behiyye mi acep, The Palace of Bahia) köşküne geçtik, Melik (Rehberin dediğine göre Moolay Abdullah ve Mollay Hasan) başveziri Sidi Musa ve ailesi için yapılmış bu muhteşem komleks. 1859-1873 ve 1894-1900 yılları arasındaki aşamalı tamamlanmış Bahia Sarayı’nın avlusunda avlusundaki yasemin, portakal, muz ve mersin ağaçları var. Bu tür konaklara riyad diyorlar. Bahçesi, havuzu olan, etrafında ağaçlar bulunan geniş konaklar aslında.
Malik Beyin bulduğu yerel rehberden gıcık kaptım burada, bize güzel bir aşk hikayesi diye sundu sarayı, şurası adını verdiği hatununun odası, şurası diğerlerinin diye. Yani bundan mı gıcık yaptınız derseniz, yok, burada nemlendim, sonra Manara bahçelerindeki Faslıların ne kadar ilkeli olduğuna dair söylemi (Batıda, İspanya da, Fransa’da nasıl gözüküyor diyemedim tabiki), sömürge ve himaye farkı ve Fransa övgüsünden, ardından Cuma namazı çıkışındaki ukalalığından dolayı gıcık kaptım.
• https://www.youtube.com/watch?v=azw8NWH68NU&ab_channel=MevlutUyanik
Gezimizin Fas ayağını kontrol eden Malik Beye söyledim, yahu çok mu aradın bunu diye, o da güldü ne yapsın başka.
• Manara Bahçesi
Manara denilen yere etrafı zeytin ağaçlarıyla çevreli uzun bir yoldan gidiliyor, geniş bir sulama havuzuna ulaşılıyor. 1147’de Halife Abdülmümin tarafından sulama ve askerlere yüzme öğretmek gibi amaçları yerine getiren 200 m uzunlukta 3 m derinlikte imiş. Balıklar var içinde. Sonra Osmanlı ile birlikte Portekizler çarpışan Ahmed b.mansur ve ailesinin kabirlerinin bulunduğu “assaadi anıt mezarı”na gittik ama içeri girmedik çünkü cuma vakti geldi.
• https://www.youtube.com/watch?v=LnEACMoa2wU&ab_channel=MevlutUyanik
• Kutubiyye Camiinde Cuma Namazı
Hemen Kutubiye Camisine ulaştık. Aslında buranın adı el-Mescidü’l-Muvahhidî. 70 metrelik yine köşegen mimarisiyle göze çarpan minarenin dibinde sekilendik biraz. Bunu rehber dedi, gezi notlarını kaleme alırken baktım 69. M, alemle birlikte 77 metreymiş. Her yüzünde değişik süslemeler olduğu görülüyor, kamerayı yaklaştırınca.
Muvahhidler Dönemi’nden (1147-1238) günümüze ulaşan üç eserden olan birisi, akşam üzeri pembeden kızıla dönüşümünü seyretmek şükür vesilesi, onu da gördük zaten. Burası uluslararası mimarlık için bir referans noktası olarak görülüyormuş. Özellikle İspanya ve Rabat'taki binalar içinın yapılmasında ilham kaynağı olan 12. yüzyıl minaresi, karakteristik kemerli ve sert hatlı hayranlık uyandıran bir mimari yapıda olmasından dolayıymış.
Sabah girememiştik, 90 × 60 m. boyutlarındaki enine uzun cami. En arka saftan şöyle bir dolaşıp, avlusuna geçtim ardından imamı göreceğim bir yere oturdum. Çok sade bir camii, nitekim Muvahhidiler buna dikkat ederlermiş. Ama çatı/kubbe tezyinatlarına diyecek yok. İmam iki aşamalı fasih bir Arapça ile oldukça uzun bir hutbe verdi. Hamdele kısmında Melik Muhammed Sadis (VI) ve Ebi Hasan Ali silsilesini zikretti. Malum bu hanedana aleviyyun deniliyor. Namaz iki rekat hepsi, sonra cenaze namazı kılındı. Gruptan bir arkadaş yahu biz niye 16 rekat kılıyoruz Türkiye’de deyince, Kayserili İsmail beye sordum, siz kaç rekat kılıyorsunuz diye sorunca, orada on iki rekatmış bak dedim.
Ha niye rehberden gıcık kaptığımın yeri tam burası, çıkışta meyve suyu, tatlı satan tezgâhlar var, bir görevli beni uyardı fotoğraf çekme diye, bende tamam deyip özür diledim, ama rehber aga ileri geri konuşmaya başladı, yasa var burada böyle yapamazsınız diye. Peki özür diledim işte dedim hala konuşuyor, yahu cemaa el-fina ile övünüyorsunuz ve orada herkes Fas vatandaşlarını çekiyor, Turizm de önemli bir gelir ülkenizde neler oluyor deyince gerildi iyice. Sonrasında arabayı gidince bir iki şirinlik yapmaya çalıştı, yok hanımlar burada kaldı, mahpus kaldı vs diye, orada da dedim, biz de hanımlar özgürdür, sende biliyorsun çoğu Faslı kız Türkiye’ye gelin gitmek istiyor deyince, bu sefer de o benden gıcık kaptı iyice. Karşılıklı gıcıklaştık sanırım, büyük ihtimal öyle. Ve şehir için önemli bir turist mekanı olan marcelle bahçesine gidildi, birkaç arkadaş içeri girdi, biz Meryem ile meyve suyu ve dondurma yeyip dolaştık. Ve Marakeş'in tam bir Avrupa şehrini andıran Gueliz semtine gittik, yemek için. Dışarıda gençlerden bir grup müzik yapıyordu, harika bir sunum şeklinde ikram edilen yemeği yarıda bırakıp onları seyretmeye çıktık.
Vee hava kararırken tekrar Kıyamet Meydanı (camiu’l-fena) Burası UNESCO somut olmayan dünya mirası listesine alınan ilk yermiş.
• https://www.youtube.com/shorts/jlb50MRKciI
Tam bir kaos ortamı diyeceğim ama pozitif anlamda bir keşmekeşlik var. Gösteri yapanlar, meddahlık geleneği deyin siz, müzik çalanlar, kına yakmak için duranlar, maymun oynatanlar, her türlü meyve suyu ve yerel yemekler ve kokuları.
• https://www.youtube.com/shorts/JJX1flq-ThA
https://www.youtube.com/shorts/QOkyTeQwtho
Döndük otele, tam bir geniş aile gibi Türkiye'den getirilen çay, çekirdek ve diğer atıştırmalıklarla gece yarısını bulduk vessalam