F-16 Daha Kaç Kez Küllerinden Yeniden Doğacak?
Bugüne kadar toplam 4.588 adet F-16 üretildi, bu da F-16'yı F-4 Phantom'dan sonra en çok üretilen ikinci Amerikan süpersonik jet avcı uçağı yapıyor, üstelik üretimi halen devam ediyor. Acaba F-16, F-4’ün 5.195 uçaklık rekorunu egale edebilecek mi? Biraz zor ama göreceğiz.
ABD ve diğer kullanıcı ülke Hava Kuvvetlerinin 1980'ler dönemi gündemdeki, popüler ve revaçtaki uçağı F-16, son on yıllarda kendisini defalarca yeniden icat etti, adeta küllerinden yeniden doğdu.
F-16; 1974’te ilk uçuşunu yaptı. 1978’de ABD Hava Kuvvetlerinde hizmete girdi. 1980-2020 arasında tam 25 ülkenin hava gücü (ABD’de; ACC, AETC, AFMC, AFRC, ANG, USAFE, PACAF, USN, NASA) F-16’yı kullandılar, kullanmaya devam ediyorlar, ilave potansiyel müşterileri de mevcut.
Gökyüzünde gücünü ve ihtişamını bir kez daha elde etmek için kendi küllerinden doğan ve yükselen mitolojik Phoenix (Zümrüd’ü Anka) kuşu gibi, ABD Hava Kuvvetlerinin 1980'ler dönemi F-16'sı da son kırk yılda defalarca küllerinden yeniden doğdu. F-16'daki yükseltmelerin, geliştirmelerin ve modifikasyonların kapsamı olağanüstüdür, çünkü bunlar yeni, paradigma değiştiren performans parametreleri, silah sistemleri, elektronik savaş (EW) ve gelişmiş algılama kabiliyetleridir.
Örneğin, son yıllarda F-16, bir seferde 20 adede kadar hedefi takip edebilen AESA (Active Electronically Scanned Array-Aktif Elektronik Taramalı Dizi) radarı gibi F-35’te hayata başlayan teknolojileri de bünyesine dahil etti.
Lockheed Martin'e göre, 1979'daki Blok 1'den jenerik olarak F-16V olarak bilinen en son Blok 70/72'ye kadar F-16'nın 10 üretim bloğu mevcuttur. Ülkeler, bloklar ve modeller arasında, son kırk yılda bu jetin toplam 139 versiyonu/varyantı üretildi. Bazı konfigürasyonlar niş ve sadece amaca yöneliktir. Ancak, özellikle; blok gruplandırması verilen konfigürasyonlar tam anlamıyla çok rollü (multi-role) av/bombardıman varyantlarıdır. Sayıca en çok üretilen ve kullanılanlar da bunlardır.
Bugüne kadar toplam 4.588 adet F-16 üretildi, bu da F-16'yı F-4 Phantom'dan sonra en çok üretilen ikinci Amerikan süpersonik jet avcı uçağı yapıyor, üstelik üretimi halen devam ediyor. Acaba F-16, F-4’ün 5.195 uçaklık rekorunu egale edebilecek mi? Biraz zor ama göreceğiz.
F-16’nın Versiyonları/Varyantları:
F-16 LWF, Light Weight Fighter
YF-16, the Birth of a Fighter
F-16A/B, Block 1/5/10/15/15OCU/20
F-16C/D, Block 25
F-16C/D, Block 30/32
F-16C/D, Block 40/42
F-16C/D, Block 50/52
F-16E/F, Block 60
F-16E/F, Block 60, F-21 for India.
F-16V, Block 70 Viper
F-16 MLU, Mid-Life Update
F-16 ADF, Air Defense Fighter
(T)F-16N, F-16 for the US Navy
RF-16/F-16(R), Recce Versions
A-16, F/A-16, F-16A (30mm gun), F-16s for the CAS/BAI missions
QF-16, Full Scale Aerial Target
F-16/101, Derivative Fighter Engine
F-16/79, FX Export Fighter
F-16/CCV, Control Configured Vehicle
F-16 XL, Cranked-Arrow Wing
F-16 AFTI, Advanced Fighter Technology Integration
F-16 VISTA / MATV / NF-16D, Variable-stability In-flight Simulator Test Aircraft, Multi Axis Thrust Vectoring
F-16 GCAS, Ground Collision Avoidance System
F-16 LOAN, Low Observable Asymmetric Nozzle
F-16 ES, Enhanced Strategic
F-16 SFW, Swept Forward Wing
F-16X, The Tailless Fighter
F-16 FSX/F-2, F-16 Inspired Japanese Fighter
F-16 - Various, Agile Falcon/production extension
US Tri-Service Aircraft Designations, DOD Mission, Design, and Series System (MDS)
F-21 Cam Kokpit (Glass Cocpit) artistik dizayn görünümü. (LMA F-21 launch video’sundan screenshot görüntüsüdür).
F-16 “Safkan Avcı Uçağı” olarak doğdu
Her dördüncü nesil ABD avcı uçağında olduğu gibi, F-16 da ABD Hava Kuvvetlerinin Vietnam'daki deneyimiyle tanımlandı. Vietnam savaşının dikte ettiği hava muharebe tecrübeleri dersleri ile tasarımını şekillendirdi. 1960'ların sonlarında, eski Hava Kuvvetleri savaş pilotu Albay John Boyd ve "Fighter Mafia-Avcı Savaş Uçağı Mafyası" olarak bilinen bir grup savaş teknolojisi analisti, bazıları hala tasarım aşamasında olan F-4 Phantom, F-14 Tomcat ve F-15 Eagle gibi ağır ve karmaşık konseptteki (High-Mixed Consept) avcı uçaklarına alternatif olacak yüksek manevra kabiliyetine sahip, hafif ve sade konseptteki (Low-Mixed Consept) bir savaş uçağının geliştirilmesi çağrısında bulundu.
Bu fikir destek gördü, ABD hükümeti tarafından bütçelendi ve hızla Hafif Savaş Uçağı LWF (Light Weight Fighter) programına dönüştü. Şubat 1972'de altı uçak tasarımcısı ve üreticisi, tümü iki ana hususa (düşük dönüş yarıçapı ve yüksek ivme) dayanan tasarım tekliflerini müşteriye (USAF) sundular. Düşük dönüş yarıçapı ve yüksek ivme tasarım isterleri aslında “Safkan Avcı Uçağını” tanımlamaktaydı.
İki ay sonra, General Dynamics Model 401-16B ve Northrop Model P-600 uçakları, geliştirilmeleri ve Kaliforniya'daki Edwards Hava Kuvvetleri Üssü'nde 300 saatlik deneme uçuşlarına tabi tutulmaları için seçildiler. Bu sürecin sonunda kazanan uçağa karar verilecek ve seri üretimi başlayacaktı.
YF-16 ve YF-17 olarak bilinen bu prototiplerin her ikisinin de yüksüz ağırlıkları yaklaşık 20.000 pounddu. Bu prototip uçaklar, 28.000 pound ağırlığındaki F-15 ve 40.000 pound ağırlığındaki F-14 ile karşılaştırıldıklarında nispeten hafiflerdi.
Denemelerin sonucunda General Dynamics’in Model 401-16B’i seçildi ve ihaleyi General Dynamics kazanarak, önce model geliştirme, akabinde seri üretime geçiş hakkı kazandı. (General Dynamics’in havacılık bölümü 1993’te Lockheed Martin tarafından satın alındı.)
General Dynamics baş tasarımcısı Harry Hillaker'ın da aralarında bulunduğu bir ekip, geliştirme sözleşmesinin imzalanmasından sadece 21 ay sonra, Aralık 1973'te YF-16'yı piyasaya sürdü. Küçücük, büyük ölçüde alüminyum tek motorlu tasarım, gövde gövdesiyle harmanlanmış kırpılmış bir delta kanadı içeriyordu. Ön kanat kaplamaları, alttan asılı bir hava girişi ve arka gövde altı motor hava alığı, dünyanın ilk kablolu uçuş üretim uçuş kontrol sistemi tarafından kontrol edilen dinamik olarak dengesiz (manevra kabiliyetini artırmak amaçlı) bir konfigürasyona katkıda bulundu.
YF-16 ve YF-17 Kol Uçuşunda
Battle Star Galactica'daki Viper Savaş Uçağı. F-16’nın Viper lakabına esin verdi
F-16 Savaşçı Şöhretine Ulaşıyor
İlk hafif, gündüz avcı uçağı vurgusuna rağmen, YF-16 hemen çok rollü bir avcı-bombardıman uçağına dönüşecekti. LWF programı devam ederken, NATO müttefikleri Belçika, Danimarka, Hollanda ve Norveç, Lockheed F-104G Starfighter avcı-bombardıman uçaklarının yerini alacak bir jet savaş uçağı arayışı içindeydiler. Benzer boyuttaki tek motorlu YF-16 bu aranan uçağa mükemmel uyuyordu.
USAF ayrıca; F-105'lerinin ve F-4'lerinin avcı-bombardıman uçağı yeteneklerine sahip, onların yerini alabilecek, hava üstünlüğü odaklı F-15 ile işbirliği yapabilecek, ondan bazı görevleri devralabilecek, böylece üstün seviyede ve çok pahalı uçakları F-15 Noble Eagle (Asil Kartal)’ı asli görevi ile baş başa bırakacak, uygun maliyetli, alternatif bir uçağa da ihtiyaç duyuyordu.
Bu zorunluluklar, daha uzun bir gövde, artırılmış kanat alanı, daha büyük motor hava alığı ve iki kanat altı silah istasyonu daha içeren bir F-16’yı doğuracaktı. Daha büyük bir burun radomuna sahip yeni F-16 ayrıca bir Westinghouse AN/APG-66 radarını da barındırıyordu. Sonuç olarak ağırlık, YF-16'ya göre yüzde 25 artırıldı.
ABD Hava Kuvvetleri ilk seri üretimi olan F-16A'yı Ocak 1979'da kabul etti. Temmuz 1980'de resmi adını "Fighting Falcon" olarak koydu. Belçika, Hollanda ve Norveç hava kuvvetleri F-16A'ları almaya başladı. İsrailliler de öyle. Evet, 1979’dan itibaren YF-16 (Y: Deneme safhasındaki uçak), F-16A olarak hizmete giriyordu.
İsrail Hava Kuvvetleri (IAF), F-16'ya "Netz" (Hawk-Şahin) adını verdi ve teslim aldıktan sonra bir yıldan kısa bir süre sonra muharebeye gönderdi. Temmuz 1981'de IAF, her biri 2.000 poundluk iki güdümsüz bomba taşıyan sekiz F-16A altı IAF F-15A eşliğinde cesurca Irak'a uçtu ve burada bir nükleer reaktörü vurdu.
Savaşan Şahin'in ilk hava zaferleri, Nisan 1982'de bir F-16’nın Suriye Hava Kuvvetlerine ait bir MiG-23'ü düşürmesiyle IAF sayesinde geldi. O Haziran ayında, İsrail F-16'ları Lübnan'daki çatışma sırasında daha fazla Suriyeli MiG'yi ele geçirdi ve sonuçta 44’ünü düşürdü.
Çatışmadaki erken başarısı, nispeten düşük maliyeti ve çok yönlülüğü ile birleştiğinde F-16'yı çok satan, çok tercih edilen bir savaş uçağı yaptı. Mayıs 1982'de Venezuela zaten 10. Fighting Falcon müşterisiydi. Nisan 1983'te USAF Thunderbirds gösteri ekibi, F-16'larla ilk halka açık hava gösterisini gerçekleştirdi.
Türkiye'den Tayland'a F-16'lar yoğun talep gördü. Bugün bu savaş uçağı 25 ülke tarafından kullanılıyor ve 4.588 adet üretildi, bu da F-16'yı F-4 Phantom'dan sonra en çok üretilen ikinci Amerikan süpersonik jet avcı uçağı yapıyor.
Lockheed Martin'e göre, 1979'daki Blok 1'den jenerik olarak F-16V olarak bilinen en son Blok 70/72'ye kadar F-16'nın 10 üretim bloğu vardı. Ülkeler, bloklar ve modeller arasında, son kırk yılda jetin toplam 139 versiyonu üretildi.
F-16 İçin Resmi Olmayan Viper (Engerek Yılanı) Adının Kullanılması...
On yıllar boyunca, F-16'ya gayri resmi olarak "Viper" adı verildi. Bu ad Utah'daki Hill Hava Kuvvetleri Üssü'ndeki ilk F-16 pilotları tarafından verildi ve söylenenlere göre; uçağın kalkıştan önceki görünümüne veya 70'lerin sonlarında popüler bilim kurgu dizisi Battlestar Galactica'daki uzay aracına atıfta bulunuldu. Ben şahsen hiçbir ABD’li F-16 pilotunun bu uçağa “Savaşan Şahin” dediğini hatırlamam. Onlar için F-16 bir “Viper”dı. ABD’li pilotlar, bir uçağa kendileri tarafından test, değerlendirme ve kabul safhasında takılan bir lakabın hükümet tarafından kabul görmeyip, başka resmi bir ad konmasından hoşlanmıyorlardı. ABD hükümetinin de çok yüksek ticari çıkarlar bekledikleri bir uçağa engerek yılanı (viper) ismini vermek istemediği, uçağa yılan ismi verilmesinin bazı kültürlerde antipatik karşılanabileceği, bu sebeple; tüm kültürler için uygun karşılanabilecek yırtıcı bir kuşun adını vermek istediği söylentiler arasındadır. Ancak, son versiyon Block 70/72 F-16’ya “Viper” adının verilmesi bu uçağa çok emek veren ilk safha uçucularına bir “ahde-vefa” göstergesidir.
F-16 özellikle F-15’e geçiş yapamayan pilotlar arasında ikonik olmuştu. Adeta bir başkaldırı uçağıydı. Çünkü o zamanlar F-15C Noble Eagle adeta ulaşılmaz bir hayaldi, üstenci bir uçak, baş edilemez bir rakipti. F-15 elitlerin, seçkinlerin, zenginlerin uçağı kabul ediliyordu. F-15 adeta bir “Lordlar Kamarası Sistemiydi”. F-16 elitler arasına giremeyenlerin tercihi olarak görülüyordu, bu durumda F-16 da adeta bir “Avam Kamarası Sistemini” temsil ediyordu. Bu iki uçağın uçucu ve teknik personeli arasında adeta sosyal bir kant kültürü oluşmuştu. Benzer ilişki Rus Su-27 ve MiG-29 pilotları sosyolojisinde de kurulabilir.
F-16 Kanatlarını (Uçuş Brövesini) Bileğinin Hakkıyla Kazandı
ABD Hava Kuvvetleri silah sistemleri geliştiricileri, 2019 yılına kadar, F-16'nın üst kanat kaplaması ve donanımlarında, üst ve alt bölmesinde ve kanopi pervazında (canopy sill longeron) büyük yapısal yükseltmeler yaptırdılar. Bu yapısal yükseltmeler/iyileştirmeler, F-16'nın hizmet ömrünü 8.000 uçuş saatinden 12.000 uçuş saatine kadar çıkararak, uçağın yapısal ömrünü 4.000 uçuş saatine kadar uzattı.
USAF modernizasyon uzmanları, bu SLEP Service Life Extension Program-Hizmet Ömrü Uzatma Programını, TCTO Time Compliance Technical Order-Zamana Uygunluk Teknik Siparişi adı verilen 12 yapısal değişiklik olarak tanımlamıştır. Bunun bir kısmı, F-16 radar sistemlerinin mekanik olarak taranan radardan (APG-68) Aktif Elektronik Olarak Taranan Diziye (AESA) (APG-83) yükseltilmesini içeriyordu.
Birkaç yıl önce, Lockheed F-16 geliştiricileri, F-16'nın gelişmiş 4. nesil tehditlere karşı üstün ve yetenekli kalmasını sağlamak için yeni bilgisayarlar, yazılım, hedefleme teknolojisi ve kokpit ekranları geliştirmelerini yaptılar ve uyguladılar. Bu çabanın bir parçası olarak Lockheed, F-16'nın yeni bir "V-Viper" varyantı doğdu; eklenen füze uyarı sistemleri, elektronik harp ve kaska takılı işaretleme teknolojisi ile dünya çapında müttefiklerin ilgisini çeken bir F-16 daha doğmuştu.
F-16 Blok 70/72 V-Viper
F-21 (F-16), Hindistan'a Özel Konfigürasyonda. Artistik görünümdür (Credit. Lockheed Martin)
Hindistan’ın isterleri doğrultusunda ilave modifikasyona tabi tutulan F-16 “V” modeli, F-21 olarak adlandırılarak Hindistan’a özel bir F-16 jet avcı uçağı uçağı olarak bir kez daha doğdu. Bir dizi yeniliğine dayanan F-21, Elektronik Harp silahları ve uçağı yüzde 40 daha fazla havadan havaya silahlarla donatan üçlü füze fırlatıcı adaptörleri gibi Hindistan'a özgü birkaç teknolojiyi bünyesinde barındırıyor.
Sürekli Geliştirmeye/Model Yükseltmeye Çok Uygun Bir Tasarıma Sahip Olmak
Geliştiriciler, F-21'in yeni Aktif Elektronik Olarak Taranan Dizi (AESA) radarının, yalnızca radar menzilini temelde ikiye katlamakla kalmayıp, aynı zamanda ABD Donanmasının F/A-18’de kullandığı Kızılötesi Arama ve İzleme (IRST) hedefleme teknolojisi gibi son yeniliklerden de yararlandı. F/A-18'lar için tasarlanan IRST, "karışma" veya elektronik harp tehdidi ortamında birden fazla hedefi aynı anda izleyebilen ve havadan havaya hassas hedeflemeyi destekleyen pasif, uzun menzilli bir sensördür.
Ayrıca ABD Hava Kuvvetleri F-16'ya en son "Çarpışmadan Kaçınma (Collision Avoidance)" teknolojisini de entegre ettirdi, bu bilgisayar destekli çarpışma önleyici sistem; örneğin, bir pilot çok fazla “G” çeker ve bilincini kaybederse veya yaralanması durumunda havada çarpışmaları önlemek için uçağı otomatik olarak devralabilir ve uçurabilir. Çarpışmadan Kaçınma Sistemi, uçağı diğer uçaklardan, araziden veya diğer nesnelerden uzaklaştıracaktır. Hem pilot hayatının hem de uçağın korunması açısından çok gerekli ve yararlı bir sistemdir.
F-16’nın Bize Öğrettiği Kavramlar, Getirdiği Yenilikler Nelerdir?
Mükemmel Aerodinamik Tasarım. Agile (Çevik) Uçak Aerodinamik Tasarımı:
Uçağın yapısal CG (Center of Gravity) noktasını tam dengede tutmayıp, denge noktasından geri alarak uçağı yapısal “dengesiz/kararsız” hale getirmek ancak böylelikle manevra kabiliyetini/çevikliğini artırmak. Ancak, bu dengesiz yapıdaki gövdeyi düzgün (smooth) uçurabilmek ise ancak bilgisayar ve elektrik sistemleri destekli bir uçuş kumanda sistemi (FBW-Fly By Wire System) mümkün olabilmektedir.
Mükemmel Kokpit ergonomisi:
F-16’nın kokpit tasarımı çok ciddi bir “human factors engineering-insan faktörleri mühendisliği” yani ergonomik çalışması sonucunda yapılmıştır. Tasarım hem pilot hem de teknik personelin ortak beyin fırtınası ile yapılmıştır. Pilotu bedenen ve zihnen yormayan bir tasarımdır. Bu tasarım 4., 4+, 4++, 5. Nesil uçaklarda örnek alınmıştır.
FBW (Fly-By-Wire) Uçuş Kumanda Sistemin Çok Etkili Kullanımı:
Fly-by wire, ilk F-16 tarafından kullanılan bir sistem değildir ancak F-16 bu sistemi çok etkin ve efektif kullanmıştır. Fly-by-wire (FBW), bir uçağın geleneksel manuel uçuş kontrollerini elektronik bir arayüzle değiştiren bir sistemdir. Uçuş kontrollerinin hareketleri, teller tarafından iletilen elektronik sinyallere dönüştürülür ve uçuş kontrol bilgisayarları, sıralı yanıtı sağlamak için her bir kontrol yüzeyinde aktüatörlerin nasıl hareket ettirileceğini belirler.
Harika Bir Teknik Dokümantasyon Dizini:
F-16 hem uçan (pilot) hem de uçuran (uçak bakımcı) için sade (yalın), yeterli, geliştirmeye çok müsait, anlaşılır, akıcı bir teknik dokümantasyon dizinine sahiptir. Pilotlar ve uçak bakımcılar için bu özellik çok gerekli ve faydalıdır.
Low Maintenance Concept (Düşük Bakım Konsepti): F-16 düşük bakım konseptine göre tasarlanan bir uçaktır. Alışılagelenin aksine az ve öz bakım ile uzun süreler faaliyetini sürdürebilen bir “sistemler bütünüdür”. Bu özellik, uçağın hem yüksek sorti üretimi sağlayabilmesine hem de aşırı bakımın yarattığı maddi ve manevi baskıya tampon olan çok önemli bir kriterdir. F-16’ya emek veren uçak bakım personeli bu özelliği nedeniyle bu uçağı çok severler. Ayrıca, az sayıda bakım personeli ile çok sayıda sorti üretebilmek ilgili hava güçlerine de ciddi destek sağlamaktadır. F-16’nın açtığı paternden gitmeye çalışan bazı uçaklar, örneğin F-35 düşük bakım konsepti tasarımına uygulanamadığı ya da becerilemediği için iddia edilenin aksine şu an “over maintenance consept-fazla bakım gerektiren konsept” bir platform halindedir.
Yüksek Maliyet/Fayda Oranı:
Yukarıda sıralanan özellikleri sayesinde F-16; bakım ve idame maliyetleri çok düşük, bu maliyetler karşısında size sağladığı fayda çok yüksek bir uçaktır. Dünya çapında bu kadar çok tercih edilmesinin en önde gelen sebebi budur.
Kullanıcı Dostu Uçak:
Yukarıda saydığımız tüm bu özellikleri F-16’yı “Kullanıcı Dostu-User Friendly” bir uçak yapmıştır ve öyle bilinir.
F-16'nın Geleceği
F-16 üretimi, Lockheed Martin'in Güney Carolina, Greenville'deki tesislerinde hâlâ yoğun bir şekilde devam ediyor (Fort Worth-Texas’daki tesisler F-35’in üretiminde kullanılıyor). Şu anda, beş ülke tarafından sipariş edilen 128 adet en son Block 70/72 versiyonu üretilmektedir.
Bugüne kadar, dünyanın dört bir yanındaki F-16'lar 19 milyon saatten fazla uçuş yaptılar. Ancak tüm yeteneklerine rağmen F-16’nın en iyi ve aynı zamanda da en önemli özelliği, “kullanıcı dostu-user friendly” bir uçak olmasıdır. O’nu uçuran pilotlar ve o’nun bakımını yapan uçak bakımcılar F-16’yı çok severler. Bu sevgi göreve de pozitif yansır. F-16 uçanı ve uçuranı “kendi problemleri ile bunaltmayan” bir uçaktır.
Evet; F-16 tam 139 kez küllerinden yeniden doğdu, görünen odur ki doğmaya ve tekrar tekrar yaşamaya devam edecek.