Site İçi Arama

savunma

Amerika, F-16 Satışını 2023 Seçimine mi Endeksledi?

Yönetiminiz, Türkiye’ye yeni F-16’ların ve modernizasyon kitlerinin satışına çalışırken, Kongre Üyeleri olarak bunun ilerlemesini önlemek için bize verilen her türlü önlemi alacağımızı lütfen bilin. Bu endişelere gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ederiz ve zamanında yanıtınızı bekliyoruz.

Türkiye 23 Eylül 2021’de F-35 Programından Çıkarıldı:

Türkiye-ABD ilişkileri, 2021 yılının başında Biden yönetimi göreve başladığında tarihinin en kötü dönemlerinden birini yaşıyordu. Eski Başkan Donald Trump’ın ilişkilerle ilgili son icraatlarından biri, Türkiye’ye Rusya’dan S-400 alımı nedeniyle yaptırım getirmek olmuştu. Türkiye ayrıca F-35 uçaklarının ortak üretim ve satışı programından da çıkarılmıştı. Gerilimin böylesine yükseldiği bir zamanda Biden yönetimiyle ilişkilerde yeni bir sayfa açılması, 2021 yılı ortalarına kadar mümkün olmadı. Amerikan askerlerinin Afganistan’dan çekilmesi sürecinde Türkiye’nin Kabil Hava Alanının kontrolünü ve işletmesini yapabileceğine dair bir durum ortaya çıkınca, Haziran 2022 NATO zirvesinde Biden-Erdoğan görüşmesi ilk defa gerçekleşmiş oldu. Daha önceleri Eski Başkan Trump’la kişisel ilişkilerini kullanarak iki ülke arasındaki sorunları halletme politikası gütmeye çalışan Erdoğan, Biden’dan bu yönde bir yaklaşım görmedi. Böylece iki ülke arasındaki kemikleşmiş sorunlar varlığını sürdürmeye devam etti. Bu ortamda Türkiye, F-35’lerden uğradığı zararın telafisi için Amerikan tarafını sıkıştırmaya ve olası bir F-16 satış paketinde iki ülke arasında bir anlaşmaya varmayı hedefledi. Neticede, yeni bir unsur olarak F-16 da denkleme eklendi.

Türkiye, 30 Eyül 2021’de ABD’ye F-16 Talep Mektubunu Gönderdi:

Türkiye, 23 Eylül 2021 itibariyle F-35 programından tamamen çıkarıldı. Hemen bir hafta sonra, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın ifadesiyle; “F-16 tedariki ve mevcut F-16 savaş uçaklarımızın bir kısmının modernize edilmesi için resmi talebimiz 30 Eylül 2021 tarihinde ABD’ye iletildi.” Böylece, F-16 tedariki ve modernizasyon projesi adı verilen paket kapsamında, Türkiye’nin talep mektubu (letter of request-LOR) Amerikan Hükümetine gönderildi.

Sonrasında Türk ve Amerikan heyetleri arasında, F-16 Blok 70 V tedariki ve elde mevcut F-16’ların bir kısmının modernize edilmesi için teknik çalışmalar başlatıldı. 27 Ekim 2021 tarihinde Ankara’da ilk görüşme gerçekleştirildi. Amerikan tarafını Avrupa ve NATO Politikası Baş Direktörü Andrew L. Winternitz ve Savunma, Tedarik ve İdameden Sorumlu Müsteşarlığın Planlama, Programlar ve Analiz Direktörü Melissa Benkert temsil etti. Bu görüşme sonrasında yapılan MSB açıklamasında, “Türkiye ve ABD Savunma Bakanlıkları arasında F-35 konusundaki ihtilafın giderilmesi ve mali hususların görüşülmesi maksadıyla Ankara’da bir toplantı icra edilmiş ve müzakerelere devam edilmesi konusunda mutabık kalınmıştır.” ifadelerine yer verildi.

Gayriresmi açıklamalara göre, Türkiye’nin ABD’den talep ettiği 40 adet F-16 Blok 70 savaş uçağı ve 80 adet F-16 modernizasyon kitinin toplam maliyeti yaklaşık olarak 6 milyar USD olarak öngörülüyor.

ABD’nin Türkiye’ye Silah Satışına Yönelik Politikası:

Ankara'nın Rus yapımı S-400 hava savunma sistemlerini satın alması Türkiye F-35 savaş uçağı programından çıkarılmasıyla sonuçlanmıştı. Bu durum ABD yaptırımlarını tetikledi ve ABD silahlarının NATO müttefiki Türkiye'ye satışı tartışmalı hale geldi. Ankara’daki teknik görüşmeden sonra Beyaz Saray, bu talebin standart silah satış sürecinden geçmesi gerektiğini söyleyerek satışla ilgili herhangi bir görüş belirtmekten kaçınmaya başladı.

 

Trump döneminden farklı olarak, Kongre’nin iki kanadında çoğunluk Demokratlara geçti. Üstelik, Senato Dış İlişkiler Komisyonu gibi kritik bir komisyonun başkanlığını Türkiye’yi her fırsatta hedef alan senatörlerin başında gelen Robert Menendez’in yürütüyor olması, Kongre’deki Türkiye karşıtı havayı daha da arttırdı.

Temsilciler Meclisi Üyelerinin 4 Şubat Tarihli Mektubu:

Demokrat Temsilciler Meclisi üyesi Frank Pallone ve her iki partiden 50'den fazla üyenin 4 Şubat 2022 tarihli mektubu; Birleşik Amerika’daki Türkiye karşıtı havayı yansıtması ve Amerikan Hükümeti üzerindeki baskının artırılması yönüyle dikkat çekti. 

Temsilciler Meclisi üyeleri bu mektupta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın NATO taahhütlerine bağlı kalmadığını, geniş çaplı insan hakları ihlallerinde bulunduğunu savundu ve Biden yönetiminden Ankara'nın F-16 satın alma talebini reddetmeye çağırdı. Türk hükümetini “rejim” olarak niteleyen mektupta, insan hakları ihlalleri konusunda sert ifadeler yer aldı. Türkiye’nin adeta otokrat rejimler arasında görüldüğünü tescilleyen bu mektup, Demokratların dünyayı, ‘demokratlar ve otokratlar’ şeklinde görme algılarına hizmet etti. 

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ve ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’a hitaben yazılan mektupta “Türkiye'nin, hava kuvvetlerini modernize etmek için ABD’den Blok 70 F-16 uçak ve ilave kit satın alma yönündeki son teklifini reddetmenizi şiddetle tavsiye ediyoruz” denildi. Mektupta, “Bu öneriyi onaylamak, hem Türkiye'nin ABD'ye ve NATO’ya taahhütlerini görmezden gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı, hem de yurtiçinde ve yurtdışında insan hakları ihlallerinde bulunan rejimini ödüllendirecektir” ifadesine yer verildi.

Türkiye, Mektuba Rağmen Amerikan Hükümeti Nezdinde İlerlemeye Çalıştı:

10 Mart 2022 tarihinde ABD Başkanı Joe Biden ile telefonda görüşen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk savunma sanayisine yönelik tüm "haksız" yaptırımları kaldırmanın zamanının geldiğini ve Türkiye’nin F-16’ları satın alma talebinin mümkün olan en kısa sürede sonuçlanmasını beklediğini ifade etti.

11-13 Mart 2022 tarihleri arasında Antalya’da gerçekleşen Diplomasi Forumu’nda Erdoğan yönetiminin Rusya Federasyonu ve Ukrayna Dışişleri Bakanlarını bir araya getiren adımı, Amerikan yönetimince Türkiye’nin arabuluculuğu Rus-Ukrayna Savaşı’nı durdurabilecek bir umut ışığı olarak görüldü.

Türkiye lehine Amerikan yönetiminde yumuşayan hava, 17 Mart tarihli Dışişleri Bakanlığının Kongre’ye gönderdiği mektuba da yansıdı. Her ne kadar mektupta, satış için herhangi bir güvence veya zaman çizelgesi sunulmasa da, ABD’nin ulusal güvenlik, savunma, ekonomik ve ticari çıkarları bakımından Türkiye’nin önemine vurgu yapıldı. Dışişleri Bakanlığı’nın satışa onay vermesi durumunda bunun Kongre’ye bildirileceği dile getirildi. 

Mektubun ardından ABD kongresinin Türkiye’ye F-16 satışına sıcak bakmaya başladığına dair haberler ABD medyasında yer almaya başladı. Türkiye'nin F-35 programından çıkarılması için büyük çaba gösteren Kongre üyelerinin, F-16 modernizasyonu ve satışı konusunda geri adım atmaya başladığı bildirildi. Türkiye'nin Ukrayna savaşındaki rolü ABD'yi karar değişikliğine itti.

Bu olumlu hava, diğer Batı ülkelerine de yansıdı. Başta İngiltere olmak üzere bazı NATO ülkelerin açık-kapalı bir şekilde uygulamakta oldukları silah satışını engellemeye yönelik yaptırımlar birer birer iptal edilmeye başlandı.

 

Finlandiya ve İsveç'in NATO Üyelik Süreci:

24 Şubat 2022 tarihinde Rus işgal teşebbüsüyle başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı, Finlandiya ve İsveç’i Amerikan politikalarının da etkisiyle NATO üyelik sürecine itti. Adeta bu iki ülkenin tarafsızlıklarından vaz geçmeleri ve NATO’ya üye olma yönünde geleneksel politikalarını bir kenara bırakıp, ABD’nin beklentilerine ve çıkarlarına uygun olarak adım atmaları, Amerikan Hükümetince çok olumlu karşılandı. 28 Haziran 2022 tarihinde yapılması planlanan NATO Madrid Zirvesi’nde bu iki ülkenin üyelik sürecinin başlayabileceği gündeme geldi.

Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 13 Mayıs 2022 tarihinde yaptığı; “Finlandiya ve İsveç'in NATO üyeliğine olumlu değiliz!” açıklaması gündeme bomba gibi düştü. Bu durum Amerikan tarafında bir bakıma ‘pişmiş aşa su katmak’ gibi görüldü ve Türkiye, oyunbozanlık yapmakla suçlandı.

Erdoğan’ın açıklamasıyla birlikte Kongre’deki Türkiye’ye yönelik değişmekte olan olumlu hava tekrar tersine döndü. 17 Mayıs’ta Yunanistan Başbakanı Kriyakos Miçotakis, ABD kongresinde konuşma yaptı. Konuyu Türkiye'ye F-16 satışına getiren Miçotakis, Amerikan Kongre üyelerinden bu konuda Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri dikkate almalarını istedi. Bu sözleri sürekli alkışlarla destekleyen Kongre üyelerinin tavrı, Türkiye aleyhine esen rüzgârı göstermesi yönüyle sembolik bir öneme sahip oldu.  

Amerikan Hükümeti, İsveç ve Finlandiya’nın üyelik sürecine tam destek vermekle birlikte, iki ülkenin Türkiye’yi ikna etmesi gerektiğine işaret etti. Taraflar arasında yapılan görüşmeler, 28 Haziran’da Madrid nihai görüşmeleri neticesinde, üçlü mutabakat metni ile tatlıya bağlandı ve Türkiye, İsveç ve Finlandiya’nın üyeliklerinin önünü açtı.

Amerikan Hükümetinin F-16 Satışına Yönelik Tutumu:

İsveç ve Finlandiya'yla anlaşmanın parçası olarak, ABD'nin Türkiye'ye herhangi bir şey önermedi ve Türkiye de herhangi bir talepte bulunmadı. Bu arada, Türkiye’nin üyelik sürecini bloke etmemesinden memnun olan Biden Yönetimi, ayrıca Rusya’ya karşı aktif yaptırımlara dahil olmasa da, Putin-Erdoğan ilişkisinden istifade edebilmek yönünde Erdoğan’la iş birliğini hep gerekli gördü.

Türk ve Amerikan heyetleri arasında F-16 satış paketine yönelik teknik görüşmeler bugüne kadar bir sonuç getirmese de, halen devam ediyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO zirvesi öncesi yaptığı açıklamada, ABD ile bu aralar en önemli konunun F-16 meselesi olduğunu vurgulamış ve Amerikan yönetiminin F-16’lar konusunda “oyalama taktiği” yürütmekte olduğunu söyleyerek, Biden yönetimini açıktan eleştirmişti.

Buna karşılık, 29 Haziran günü, NATO Madrid Zirvesi esnasında bir açıklama yapan ABD Savunma Bakan Yardımcısı Celeste Wallander, Pentagon’un Türkiye’nin F-16 savaş uçakları filosunu modernleştirme planlarına tam destek verdiğini, Ankara’nın savunma alanında sahip olduğu güçlü kabiliyetlerin NATO’nun savunma kapasitesine katkı sağladığını, tarafların planlar üzerinde halen çalıştığını ifade etti.

Zirve sonrasında, Biden’la görüşmesinin başında yaptığı açıklamada F-16 konusuna Erdoğan değinmedi, sadece uzun bir aradan sonra Biden'la tekrar görüşmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. ABD Başkanı Joe Biden, bu görüşme sonrasında 30 Haziran 2022 tarihinde yaptığı açıklamada, Türkiye’ye F-16 Blok 70 savaş uçağı satışı için elinden geleni yapacağını açıkladı. 

35 Kongre Üyesinin Türkiye’nin F-16 Tedarikini İstemeyen Ortak Mektubu:

Biden’ın bu açıklamasının ardından bazı Kongre üyeleri, Türkiye karşıtı açıklamalar yapmaya başladı. Bilindiği üzere, ABD’den Türkiye’ye silah satışının gerçekleşebilmesi için Kongre’nin de bu satışa yeşil ışık yakması gerekiyor ancak bazı Kongre üyeleri Türkiye’ye F-16 satışına karşı çıkmaya devam ediyor. ABD Silah İhracat Kontrol Yasası’nın 36’ncı maddesi gerek yabancı askeri satışlar gerekse doğrudan ticari satışlar için nihai onay öncesinde Amerikan Hükümeti’nin Kongre’yi bilgilendirmesini şart koşuyor.

ABD’li 35 Kongre Üyesi, Türkiye’nin F-16 Blok 70 tedarikine karşı ABD Başkanı Biden’a bir mektup yolladı. Mektup, Türkiye’ye F-16 satılmamasını içeriyor. 5 Kongre Üyesinin öncülüğünde hazırlanan ve ciddi oranda Türkiye karşıtı bir dilin hâkim olduğu söz konusu mektupta özetle şu ifadelere yer verildi:

“Sayın Başkan Biden,

30 Haziran’da İspanya’nın Madrid kentinde düzenlenen Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) zirvesinde, Türkiye’ye F-16 Blok 70’lerin potansiyel satışı ve modernizasyonu hakkında yapılan yorumlardan derin endişe duyuyoruz. Bu satışın reddedilmesini şiddetle istedik çünkü bu, Türkiye’nin yurtiçinde ve yurtdışında işlemeye devam ettiği geniş insan hakları ihlallerini görmezden geldiği için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ödüllendirecek.

Erdoğan’ın, NATO ittifakının ortak çıkarlarına aykırı taktikler kullanması sürpriz olmamalı. Rejimi, yıllardır Doğu Akdeniz, Orta Doğu, Güney Kafkasya ve Kuzey Afrika’yı istikrarsızlaştırmak için askeri gücünü defalarca kullandı. Türk ve Türk destekli kuvvetler, bu saldırılar sırasında, Irak, Suriye ve Dağlık Karabağ’daki hastaneler ve okullar gibi sivil hedefleri kasten bombalamak da dahil olmak üzere, savaş suçları işlemek için Amerikan yapımı silah ve bileşenleri kullandı. Ayrıca, Yunanistan ve Kıbrıs gibi NATO müttefiklerinin ve ortaklarının egemen topraklarını ihlal etmek için defalarca kullanıldılar. Bunlar, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’ya bağlı bir müttefikin eylemleri değildir.

Amerikan gelişmiş savaş uçaklarının Türkiye’ye satışı, Erdoğan’ı birdenbire iyi bir müttefik olmaya teşvik etmeyecek. Daha büyük olasılıkla, bu silahlar bölgede daha fazla ölüm ve yıkıma yol açacaktır. Türkiye, ABD silahları ve askeri operasyonları hakkında önemli taktik bilgileri potansiyel olarak Rusya’ya ifşa eden S-400 füze savunma sistemlerini kullanmaya devam ediyor.

Yönetiminiz, Türkiye’ye yeni F-16’ların ve modernizasyon kitlerinin satışına çalışırken, Kongre Üyeleri olarak bunun ilerlemesini önlemek için bize verilen her türlü önlemi alacağımızı lütfen bilin. Bu endişelere gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ederiz ve zamanında yanıtınızı bekliyoruz”

Sonuç:

ABD yurtdışına silah satışlarını ağırlıklı olarak hükümetin Yabancı Askeri Satışlar (FMS) programı üzerinden yürütüyor. Türkiye’ye F-16 satışına yönelik süreçte de birçok açıdan daha avantajlı olan FMS kanalı devreye sokuldu.

Washington, silah satışlarının bölgesel güvenliğe potansiyel uzun vadeli etkilerini dikkate alarak, herhangi bir ülkeye askeri ekipman transferi ya da doğrudan ticari satış ruhsatı yayınlama kararını vermeden önce siyasi, askeri, ekonomik, silah kontrolü ve insan hakları gibi koşulları gözden geçiriyor. Her bir satış için kapsamlı bir değerlendirme çalışması yapılıyor ve ABD dış politikası ile ulusal güvenlik çıkarlarının yararına olduğunun tespit edilmesi halinde satışa onay veriyor. Bu süreçte Kongre de devreye girebiliyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı, bu yılın başında Şubat ayında, aralarında Ürdün, BAE ve Suudi Arabistan’ın yer aldığı üç Orta Doğu ülkesine silah satışlarına onay verme kararı aldı. Örneğin, Pentagon tarafından Kongre yetkililerine iletilen bilgi notunda Ürdün’e 4.21 milyar USD tutarındaki, 16 adet F-16 Blok 70 savaş uçağı satışına yeşil ışık yakıldığı bildirildi. 

NATO üyesi olmayan ülkelerle bile “daha yakın iş birliği” sergileyen Washington yönetiminin, Ankara’nın istediği F-16 paketinin satışına izin verme olasılığı oldukça düşük görünüyor. Türkiye’de 2023 yılında yapılacak seçimlere göre bir pozisyon alacağı değerlendirilen Amerikan yönetiminin, Kongre içindeki dinamikleri devreye sokarak, iyi polis-kötü polis oyunuyla, Türkiye’yi bir süre daha çeşitli gerekçelerle oyalamaya devam edeceği anlaşılıyor.

Kaynaklar:

Independent Türkçe, “ABD Kongresi'nde konuşan Miçotakis, Türkiye'ye F-16 satışının veto edilmesini istedi.”, 18 Mayıs 2022, Erişim Adresi: https://www.indyturk.com/node/510951/dünya/abd-kongresinde-konuşan-miçotakis-türkiyeye-f-16-satışının-veto-edilmesini-istedi

Abraham Mahshie, “F-16 Modernization Sale to Turkey Now Awaits Congress After Biden”, DOD Voice Support, Air Force Magazine, 1 Temmuz 2022, Erişim Adresi:  https://www.airforcemag.com/f-16-modernization-sale-to-turkey-now-awaits-congress-after-biden-dod-voice-support/

Amerika’nın Sesi, “Pentagon’dan Türkiye’ye F-16 Desteği”, 29 Haziran 2022, Erişim Adresi: https://www.amerikaninsesi.com/a/pentagon-dan-türkiye-ye-f-16-desteği-/6638003.html

Dilge Timoçin, Amerika’nın Sesi, “ABD Dışişleri’nden Kongre’ye F-16 Mektubu”, 6 Nisan 2022, Erişim Adresi: https://www.amerikaninsesi.com/a/abd-disislerinden-kongreye-turkiyeye-f16/6517979.html

SavunmaSanayiST.com. “ABD’den Orta Doğu Ülkelerine Silah Satışlarına Onay”, 4 Şubat 2022, Erişim Adresi: https://www.savunmasanayist.com/abdden-orta-dogu-ulkelerine-silah-satislarina-onay/

Dr. Hüseyin Fazla
Dr. Hüseyin Fazla
Tüm Makaleler

  • 11.07.2022
  • Süre : 6 dk
  • 1854 kez okundu

Google Ads