Northrop F-20A Tigershark Yanlış Zamanda Çıkmış Doğru Uçaktı
F-20A Tigershark hafif avcı uçağı projesi bugün bile tartışmalı bir konu olmaya devam ediyor. Ucuz ve temiz bir pakette optimum bir yetenek sunan uçağın hiçbir başarı elde edememiş olması birçokları için şaşırtıcıdır. Northrop'un ilginç küçük hafif avcı uçağının neden asla başaramadığını anlamak havacılık uzmanlarınca mümkün olmamıştır. Tigershark’in hakketmediği buruk bir hikayesi vardır.
Tigershark, hiç sipariş alamayan en iyi ve en ucuz hafif avcı uçağı mıydı?
F-20A Tigershark hafif avcı uçağı projesi bugün bile tartışmalı bir konu olmaya devam ediyor. Ucuz ve temiz bir pakette optimum bir yetenek sunan uçağın hiçbir başarı elde edememiş olması birçokları için şaşırtıcıdır. Northrop'un ilginç küçük hafif avcı uçağının neden asla başaramadığını anlamak havacılık uzmanlarınca mümkün olmamıştır. Tigershark’in haketmediği buruk bir hikayesi vardır.
Konunun Öncesi:
1950'lerde Northrop Corporation, eğilimleri tersine çevirmeyi amaçlayan yeni bir avcı uçağı geliştirmeye başladı. İnşa edilmekte olan veya çizim tahtalarında bulunan daha büyük ve daha ağır tasarımların aksine, bu yeni tasarım küçük, hafif, bakımı kolay ve ucuz olacaktı.
1962'de ABD hükümeti, üreticilerden; Askeri Yardım Programı kapsamında Amerika'nın müttefiklerine tedarik için tam da bu gereksinimleri karşılayan bir uçak talep etmişti, siparişi Northrop Corporation aldı.
F-5A Freedom Fighter (Özgürlük Savaşçısı) olarak adlandırılan bu uçak, eski, birinci nesil ses altı jetlerin yerini aldı ve Batı merkezli hava kuvvetlerine modern bir süpersonik, ancak basit saldırı uçağı vererek daha fazla deneyim sağlamada bir öğrenme adımıydı. Kanada ve İspanya'daki lisanslı üretim de dahil olmak üzere inşa edilen ek iki koltuklu ve özel keşif varyantlarıyla, ilk F-5'lerin 1223'ü inşa edildi.
1970'e gelindiğinde, F-5A'nın sınırları belirgindi ve yabancı müttefiklere daha sofistike bir uçak sağlamak için yeni bir rekabet başlatıldı, ancak yine de basitlik, güvenilirlik ve ucuzluk vurgulandı.
Northrop, 1972'de üretime giren F-5E Tiger II ile ihaleyi bir kez daha kazandı. Bu, temel olarak F-5A'yı radar, daha güçlü motorlar, sofistike elektronikler ve daha gelişmiş silah sistemlerini kullanma yeteneği ile güncellemekti.
Tiger II, ABD, Güney Kore, İsviçre ve Tayvan'da üretilen serinin çeşitli modellerinden toplam 1.417 adet ile selefinden daha da başarılı oldu. Aslında uçak, günümüzde hala birkaç ülkede ön cephe kapasitesinde hizmet vermeye devam ediyor!
Ancak F-5E, F-5A modeline göre daha gelişmiş bir uçak olmasına rağmen, yine de sınırlıydı. Radarı basitti ve müthiş bir it dalaşı uçağı olmasına ve USAF’ın Saldırgan (aggressor) rolündeki filolarının ve ABD Donanması'nın TOPGUN öğretmenleri tarafından agresör rolünde tercih edilmesine ragmen; Görüş Mesafesinin Ötesinde (BVR) füze yeteneği olan modern Sovyet avcı uçakları tarafından geride bırakıldı. Yani artık, Sovyet ucaklarını simüle edebilecek kapasitede bir agresör uçak değildi.
Bir Amerikan müttefiki olan Tayvan, hava kuvvetleri Tayvan Boğazı'nın sularını Çin Halk Cumhuriyeti'nin saldırılarına karşı korumaya odaklandığından, bu yeteneğe yeteri derecede sahip olamamaktan özellikle endişe duyuyordu. Burada, ABD hükümet departmanlarının bu uçağa ilişkin politika konusunda çatıştığı yerin ilk örneğini görüyoruz.
Tayvanlılar, esasen AIM-7 Sparrow orta menzilli füzeyi çalıştırabilecek anlamına gelen BVR özellikli bir uçak istedi. Ancak, Nixon'ın 1972'de Çin'e yaptığı ziyaretten sonra, ABD Dışişleri Bakanlığı Çin Halk Cumhuriyeti ile ilişkileri geliştirmeyi keşfetmeye çok hevesliydi ve Tayvan'a gelişmiş silahlar satmak bu açıdan kesinlikle en kötü şeydi. Böylece, mevcut birincil hat Amerikan BVR-savaş uçağı olan F-4 Phantom gibi uçakları Tayvan’ın tedarik etme olasılığını engellediler.
Bununla birlikte, ABD Savunma Bakanlığı, Tayvan Hava Kuvvetlerine böyle bir yetenek sağlamanın iyi bir fikir olduğunu düşündü. Tayvanlılar F-5E'nin lisanslı üretimine başlarken DOD, Northrop'a Tiger'ın havadan müdahaleye ve Sparrow füzelerini kullanma yeteneğine vurgu yapan bir varyantını geliştirmelerinin kendileri için yararlı olabileceğini önerdi.
Northrop, tam olarak bu rolü yerine getirmek için F-5G adını verdikleri modeli hemen geliştirmeye başladı. Bu proje başarılı bir şekilde ilerledi ve Northrop savaş uçağı satış modelinde bir başka büyük başarıyı temsil ediyor gibi görünüyordu; ucuz, estetik ve temelde önceki tekliflerinden teknolojik olarak da ileri bir adımdı.
Tigershark doğdu...
Test pilotu Russ Scott, 30 Ağustos 1982'de Kaliforniya'daki Edwards Hava Kuvvetleri Üssü'nden havalandığında, şık ve güzel bir avcı uçağı olan Northrop F-20A Tigershark ilk uçuşunu yapıyordu.
Northrop, F-20A Tigershark’ın düşük bir fiyat etiketine sahip olacağını, kısa pistlerde çalışacağını ve Sovyetler Birliği'nin en iyilerini alt edeceğini iddia ediyordu.
F-5E Tiger II gibi, F-5G de motorunu, uçuş performansını, radarını, elektroniğini ve kullanılabilecek silahlarını geliştirmeye odaklandı. Ancak “E” modeli F-5 tasarımda artımlı bir yükseltme olduğu halde, bu yeni model atasından çok daha üstün, bambaşka bir F-5 hatta yeni bir tasarım sayılabilirdi.
Önceki F-5E ve F-5G arasındaki birincil görsel tasarım değişikliği, F/A-18 Hornet'te kullanılanla aynı olan tek bir General Electric F404 motorunun kullanılmasıydı. Bu, F-5E'nin iki General Electric J85'inin birleşik çıktısında %60'lık bir artışla 17.700 lbs itme gücü sağladı ve bu da uçağın itme-ağırlık oranını büyük ölçüde iyileştirdi. F-5G/20, Mach 2.0'ın üzerinde bir azami hıza, 55.000 ft'in üzerinde bir tavana ve dakikada 52.800 ft'lik bir ilk tırmanma hızına sahipti.
Uçak, aerodinamik olarak önceki F-5'lere benzese de, aslında Northrop onu manevra kabiliyetini arttırmak için dengesiz (unstable) hale getirdi ve bir kablolu uçuş kontrol sistemi (Fly-By-Wire) ekledi. Bu, F-20'yi son derece çevik hale getirdi ve kendisi de son derece manevra kabiliyetine sahip bir uçak olan F-16 ile pek çok açıdan eşleşti.
Elektronik süiti muhtemelen en büyük geliştirmenin geldiği yerdi. Radar artık bir General Electric AN/APG-67 çok modlu radarıydı; bu, F-20'ye avcı uçaklarını 75 km mesafeden takip etme ve en önemlisi onlarla Sparrow füzeleriyle angajmana girme yeteneği sağlayan tamamen modern bir tasarımdı.
F-20 ayrıca, AGM-65 Maverick havadan yere füze, AIM-9 Sidewinder ısı güdümlü füzelerin en son varyantları ve Mk.80 serisi bombalar da dahil olmak üzere, o zamanlar ABD hizmetinde olan standart silahların çoğunu kullanabiliyordu. Yedi sabit noktada toplam 8.000 librelik bir bomba yükü taşıyabiliyordu ve bu, burundaki iki adet 20 mm'lik topla destekleniyordu.
İstenen Hafif Avcı Uçağı Tigershark’mıydı?
Bu uçağın, meşhur “Lightweight Fighter Mafia” "Hafif Avcı Uçağı Mafyası" savunucularının aradığı uçak olduğu iddia edilmişti ama hafif av uçağı Mafyası, Tigershark'ın istedikleri avcı uçağı olabileceğini ama olamadığını söylüyorlardı. Mafya üyeleri, diğer Amerikan hafif av uçağı F-16A gibi F-20A'nın da basit, saf, net bir hafif avcı uçağı olarak başlayıp, sonunda çok büyük ve çok karmaşık hale geldiğini savundu.
Reformist hafif avcı uçağı mafyasının arasında USAF’tan Albay John Boyd, Albay Everest E. Riccioni ve Pentagon analisti Pierre Sprey vardı. Sprey, "Mümkün olduğu kadar sadeleştirilmiş, ateşli (aerodinamik estetiği mükemmel), hafif uçaklar istedik" diyordu. Reformcuların amacı Vietnam’da yaşananların bir daha yaşanmamasıydı.
FX Projesi...
Tigershark'a başlangıçta F-5G adı verildi. Carter yönetimi, ön cephe hattındaki ileri ABD teknolojisinin Sovyetlerin eline geçmesi olasılığını sınırlamak için ABD müttefiklerine daha az gelişmiş savaş uçakları satmayı amaçlayan "FX" adlı bir Savunma Bakanlığı (DOD) projesi başlatmıştı ve Northrop başlangıçta Tayvan'ı büyük olasılıkla yeni uçak için umut görmüştü. Tayvan zaten F-5'leri işletiyordu, F-5G onlar için idealdi. O zamanlar ABD Hava Kuvvetleri hizmetine giren F-16'nın üreticisi General Dynamics de FX programı için J79 motorunu kullanarak daha sade F-16/79'u geliştiriyordu.
Northrop'un tasarım ekibi, F-5 tasarımının nasıl iyileştirileceği konusunda ikiye bölünmüştü. Bazı mühendisler, kısmen yeni gövdenin aerodinamik olarak yeniden şekillendirilmesinden kaçınmak için iki motorlu özelliği muhafaza etmek istediler.
Tigershark’ın Performans Değerlendirmesi...
Sonunda şık tasarımlı, ve transonik alan kuralının "eşek arısı beline" sahip, tek motorlu F-5G modeli seçildi ve bu model F-20A Tigershark olarak yeniden adlandırıldı.
Northrop, neredeyse kesin alıcı Tayvan ve Güney Kore'yi pazarlama teknikleriyle cezbederken; küçük ama yoğun nüfuslu Bahreyn'den dört adet net Tigershark siparişi alındı.
Northrop uçak tasarım ve imalat firması Kaliforniya eyaletinin gururuydu. Tigershark projesi Kaliforniya halkı, basını ve endüstrisi tarafından da yoğun bir şekilde destekleniyordu. Kaliforniyalılar soğuk savaşta çok gündemde olan bu çok kazançlı sektörde muhakkak kalmak ve büyümek istiyorlardı.
İkinci F-20A prototipi ilk uçuşunu 26 Ağustos 1983'te Edwards'ta yaptı. İkinci Tigershark, General Electric AN/APG-67 radarını, baş üstü ekranı ve uzatılmış ve şişkin bir kanopiyi tanıttı.
Northrop efsanevi pilot, ses duvarını aşan ilk insan Charles E. "Chuck" Yeager’ı bile projeye dahil etmişti. Chuck, Tigershark'ın halkla ilişkiler sözcüsü olarak 61 yaşında Tigershark’la uçuşlar da yapmıştı.
Northrop, ürününün General Dynamics F-16A Fighting Falcon'dan üstün olduğuna inanıyordu. Her ikisi de gösterişsiz hafif hafif avcı uçakları olarak uçuşa başladılar ve giderek daha ağır ve daha karmaşık hale geldiler. F-20A daha iyi bir nokta savunma önleme uçağıydı, ancak çoğu görev için ikisi de kafa kafaya karşılaştırılabilirdi, benzer kabiliyettte uçaklardı ama en önemlisi F-20A daha ucuzdu.
F-20'nin aerodinamik özellikleri, kaldırma manevralarının yüzde 30'unu oluşturan kanada genişletilmiş bir ön kenar uzantısını (flaperon) içeriyordu. "Köpekbalığı şeklindeki" burun, F-20A'nın mevcut savaş uçaklarından çok daha yüksek hücum açılarında manevra yapmasına izin verdi. Gövdesi dokuz G'ye dayanabilirdi.
F-20A güvenilirdi ve bakımı kolaydı. Çağdaş uluslararası savaş uçaklarının ortalamasıyla yapılan karşılaştırmalara göre; F-20A yüzde 53 daha az yakıt tüketiyor, yüzde 52 daha az bakım insan gücü gerektiriyordu. Yüzde 63 daha düşük işletme ve bakım maliyetlerine sahip ve dört kat daha güvenilirdi.
Toplam 3 adet prototip üretilmişti ve üçüncü prorotip de ilk uçuşunu 12 Mayıs 1984'te yaptı.
ABD Hükümeti ve Kongresi Tigershark Konusunda İkili Oynadı...
Kaliforniya seçmeninden ve endüstrisinden çekindikleri için; F-20'yi destekleyen sesler çıkarmasına rağmen, ABD Hükümeti de Kongre’si de Tigershark'ın pek de dostu değildi. 1983'te Meclis, İsrail'in F-20'ye karşı doğrudan rekabet edebilecek son teknoloji çok amaçlı bir savaş uçağı olan IAI Lavi'yi geliştirmesini sağlamak için hem fon hem de teknoloji transferlerini onayladı.
Northrop, tüm F-20 programı için tamamen kendi ceplerinden ödeme yaptıklarına, ancak Amerikalı vergi mükelleflerinin artık yabancı bir rakibe fon sağladığına dair yüksek sesler çıkardı; çok meşru bir serzenişti ve bir kez daha Amerikan politikasının anlaşılmazlığını ve kaprislerini gösteriyordu.
ABD Israilli AIA LAVI’yi Önce Desteklemiş, Sonra Kösteklemiş!
Traji komik bir şekilde aynı ABD; F-16’ya rakip olduğu için İsrail’in LAVI seri üretim programını da engellemişti. (Detaylar için bknz. Ref-1).
F-20'yi destekleyen sesler çıkarmasına rağmen, Kongre de Tigershark'ın pek dostu değildi. 1983'te Meclis, İsrail'in F-20'ye karşı doğrudan rekabet edebilecek son teknoloji çok amaçlı bir savaş uçağı olan IAI Lavi'yi geliştirmesini sağlamak için hem fon hem de teknoloji transferlerini onayladığı.
Yine Northrop, tüm program için nasıl tamamen kendi ceplerinden ödeme yaptıklarına, ancak Amerikalı vergi mükelleflerinin artık yabancı bir rakibe fon sağladığına dair yüksek sesler çıkardı; çok meşru bir serzenişti ve bir kez daha Amerikan politikasının kaprislerini gösteriyordu.
Traji komik bir şekilde aynı ABD; F-16’ya rakip olduğu için İsrail’in LAVI seri üretim programını da engellemişti.
Yumuşama Dönemi
Artık ABD hükümetinin başında Ronald Reagan vardı ve yeni başkan ihracat kısıtlamalarını gevşettiği için FX programı kademeli olarak gözden düşüyordu. Ardından 1982'de silah satışına ilişkin ABD-Çin Halk Cumhuriyeti Ortak Tebliği'nin imzalanması, F-20A'nın Tayvan'a satışını engelledi. F-20'nin diğer pazarlardaki şansı için daha da kötüsü, yabancı bir ülkeye satılan her F-16, ABD Hava Kuvvetlerinin toplam idame maliyetini düşüreceği anlamına geldiğinden, USAF’ın yabancı askeri satışlar (FMS) ile ilgili net bir şartı vardı; müttefik ülkelere olabildiğince çok sayıda F-16 uçağı satılacak, böylelikle hem F-16’ların birim tedarik maliyetleri hem de ömür boyu idame maliyetleri düşecekti, düşmeliydi ve bu konuda USAF kat’i şekilde ısrarcıydı.
Tayvan'ın artık kendi yerli hafif avcı uçağı AIDC F-CK-1 Ching-kuo projesini başlatmasıyla, Northrop, Tigershark için büyük bir Kore turu planladı. 10 Ekim 1984'te, test pilotu Darrell Cornell, Kore'nin Suwon havaalanında yüksek hızlı, alçak irtifa uçuşunda ilk F-20A'nın yüksek performansını göstermek istedi. F-20A'sını flap’ları ve iniş takımları aşağıda bir şekilde roll (dönerek) ile tırmanışa soktu, bu manevra esnasında motoru stall oldu (durdu) ve düştü. Uçak külli-hasara uğradı ve test pilotu da hayatını kaybetti.
Kaza-kırım incelemesi sonucunda; F-20A'da herhangi bir tasarım veya mekanik hata bulunmadı. Cornell'in akrobatik gösteri rutininde çekilen aşırı G'ler nedeniyle bayıldığı tespit edildi. Yerçekimi kaynaklı bilinç kaybı (G-LOC) fenomeni o zamanlar çok olan ve geniş ilgi gören bir havacılık kazası kök sebebiydi.
İki Prototip’in de G-Lock Nedeniyle Düşmesi...
Beş ay sonra, 14 Mayıs 1985'te 2 numaralı Tigershark da Labrador'daki Goose Bay'de düştü. O’nun test pilotu da öldü. Kanada kaza raporunda, bu kazanın nedeni G-LOC olarak adlandırıldı. Her iki prototip uçakta G-Lock nedeniyle kaybedilmişlerdi. Bu dünya askeri havacılığının dikkatini çeken bir fenomendi.
Sadece aylar sonra, Ocak 1985'te ABD Donanması, TOPGUN Uçuş Okulundaki düşman (aggressor) görevleri için F-20A yerine F-16N'yi seçti. Northrop, bu donanma siparişine büyük umutlar bağlamıştı ve artık gidilecek yer ve tutunulacak bir dal kalmamamıştı. Dördüncü bir F-20A prototipi asla tamamlanmadı.
3 Nisan 1985'te, Northrop son bir çabayla, ABD Hava Kuvvetlerine 396 adet F-20A'yı, bir F-16 için 18 milyon $'a karşı, her biri inanılmaz derecede düşük bir 15 milyon $'a teklif etti. Fakat, çok geçti, ABD Hava Kuvvetlerinin herhangi bir talebi ve desteği yoktu.
Tigershark, Fighting Falcon’un Pazar Payına Göz Dikmemişti Aslında...
Northrop ABD Hükümeti ve USAF’ın kafasındaki rekabet saplantısını anlayamıyordu. Onlar F-20A Tigershark’ı F-16A Fighting Falcon’un pazar payını kapmak için tasarlamamışlardı. Sadece F-X projesinde rekabet etmişlerdi. Northrop aslında mevcut F-5 kullanıcılarına ve performanslı ama her yönüyle uygun maliyetli Amerikan uçağı arayışındaki müttefik müşterilere seçemnek sunma arayışındaydılar ve aslında yeterli bağlantıyı da yapmışlardı. Tigershark’ın asli görevi, hızlı tırmanma kapasitesi ve yüksek manevra kabiliyeti ile agresör/saldırgan uçakları önlemek olacak, hafif bombardıman ikincil görevi olacaktı. Ve Northrop, F-16A kullanıcılarının çoğunun uygun bir alternative olduğu için F-20A’yı da tedarik etmek isteyeceklerini öngörüyordu. Ama olmadı, Tigershark Fighting Falcon’un pazarına göz dikmedi ama Fighting Falcon Tigershark’ın pazarına göz dikti. Şahin, Kaplan köpek balığını yedi...
10 Maddede F-20A Tigershark Özeti:
1. Kendi Ailesinden Evrimleşti.
Başlangıçta F-20A'nın F-5G olması gerekiyordu, ancak geliştirme sırasında farklı bir uçak haline geldi. Keskin burnu ve kokpiti açısından F-5 ile benzerlikler paylaşsa da, F-20A'nın yalnızca bir motoru vardı. Tek bir General Electric F404 motoru.
2. Geliştirilmiş Motor.
Yeni motoru General Electric F404’ün yükseltmeye değer olduğu kanıtlandı. İtme-ağırlık oranını 1'den 1,13'e çıkarırken %60 daha fazla itme sağladı. Mach 2 hızlarına ulaşan F-20A'nın tırmanma hızı, 55.000 ft servis tavanıyla 52.800 ft/dk'ya fırladı.
3. Modifiye Kanat Alanı.
F-20A’da, yeni motorun yanı sıra kanat tasarımı da biraz geliştirildi. Kanat alanı değiştirildi, maksimum kaldırma katsayısı 12 artırılırken kanat alanı yalnızca %1,6'ya çıkarıldı. Kanatları ayrıca, savaşta daha etkili olması için yan rüzgar füzelerini tutacak şekilde değiştirildi.
4. Stabilize Etme Sorunları.
Yetersiz eğim performansı nedeniyle yatay dengeleyicileri %30 artırıldı. F-20A'ye daha fazla yardımcı olmak için çift kanallı yeni bir kablolu uçuş sistemi (Fly-By-Wire) kuruldu.
5. Yeni Arayüz ve Malzemeler.
F-20A'ler öncelikle kompozit malzemelerle inşa edildi. Ancak bazı alanlar metal yerine cam elyafı kullanacak şekilde yeniden tasarlandı. Kontrol panelinde yeni bir baş üstü ekranı ve uygulamalı gaz kelebeği (HOTAS) ve çubuk kontrol sistemi bulunuyordu. Yeni uyarı ekranının kontrol panelinde iki tek renkli çok işlevli ekran vardı.
6. Yeni Aviyonikler.
Aviyoniklerinin çoğu da iyileştirmeler aldı. Sensör sisteminin en önemli parçası, çok modlu General Electric AN/APG-67 radar paketi idi. Ek olarak, navigasyon sistemi, tamamı elektronik olarak yenilenmiş bir halka lazer jiroskopuna dayanıyordu. Bu değişiklikler, gücün açılması ve kalkması için gereken süreyi azalttı. Northrop'a göre, scramble süresi 22 saniyeydi ve o dönemde mevcut olan uçaklar arasında en hızlısıydı.
7. Çok Çeşitli Mühimmat Cephaneliği.
Tigershark, o zamanlar ABD'nin kullanabileceği silahların çoğunu taşıyabilirdi. Mk 89 bombalarını, AGM-65'leri ve AIM-9 ve 7'leri tutabiliyordu. Karşılaştırma için, F-16, 1980'lere kadar AIM-7'yi ateşleyemedi.
8. Sınırlı Yük Kapasitesi.
Önemli dezavantajlarından biri, F-16 17.000 lb. taşırken yalnızca yaklaşık 8.000 lb yükü destekleyebilen sınırlı sabit noktalarıdır (hardpoints). Alçak monteli kanatları nedeniyle küçük boyutu ve sığ yerden yüksekliği, kanatlarını tam olarak kullanmayı önemli ölçüde zorlaştırdı. Bu dezavantajını, çok kısa turn-around (yeniden göreve hazırlanma) süresi ile kapatmaya çalıştı.
9. Genel Olarak Düşük Maliyetler.
F-15 ile karşılaştırıldığında, F-20A'nin ömür bakım maliyeti %50 daha düşüktü. Ayrıca %53 daha az yakıt tüketti ve %63 daha az işletme maliyetine sahip oldu. Ayrıca birçok yetkili tarafından rakiplerine göre oldukça güvenilir olarak görülmüştür. Yine de F-20A'nin kesin alıcısı yoktu.
10. İptal Edildi ve Unutuldu.
Donanma, Top Gun programı için bir it dalaşı istemesine rağmen, bunun yerine F-16'yı tercih etti. ABD hükümeti ayrıca, uluslararası alıcıların F-20A'nin yeteneklerine tam olarak güvenmelerine yetecek kadar F-20A'yi desteklemedi ve siparişlerini iptal ettiler. Aynı zamanda, aşırı g-kuvvetleri nedeniyle her iki pilotun da bayıldığı F-20A'nin karıştığı iki çarpışma oldu.
Projeye 1,2 milyar dolar harcadıktan sonra Northrop, 1986'da F-20A'yi iptal etti. Sadece üç prototip üretildi. 2’si düştü, kalan tek prototip California Science Center’da sergilenmektedir.
Sonuç:
ABD Hava Kuvvetleri, başlangıcından itibaren hiç bir tasarım ve geliştirme aşamasında hatası olmayan bu uçağı, ne kadar gelecek vaat ederse etsin sevmedi, benimsemedi. Hükümet tarafından kendisinden istenen pazarlama ve tanıtım desteğini de asla sağlamadı. Bunun yerine sürekli F-16 ön plana çıkarıldı. Nitekim Avrupa ve Asya'da arka arkaya satış başarıları sağlayan F-16'nın yıldızı bir anda parladı. Türkiye'nin de dahil olduğu çok sayıda ihalede F-20, F-16'ya karşı kaybetti.
F-20A’nın turn-around (yeniden göreve hazırlanma süresi) çok kısaydı, bu yüksek sayıda harp sortisi üretebilmek için çok gerekliydi. İşletme-idame ve bakımı ucuz, uçuş maliyeti düşüktü. Üstelik F-16’nın henüz BVR kabiliyeti yokken AIM-7 atabilen BVR kabiliyetli bir av uçağıydı. F-20, neredeyse tüm kriterlerde F-16A'yı geride bırakıyordu, ancak ABD Hava Kuvvetleri engelini aşması mümkün değildi.
USAF; hem kendisi hem de müttefik ülkeler için olabildiğince fazla F-16 üretimi ve satışı gerçekleştirerek maliyeti düşürmek ve lojistik ve yedek parça altyapısını güçlendirmek amacıyla, açıkçası F-16 yönünde ağırlığını koymuştu. Ne kadar fazla F-16 üretilirse birim maliyetler o kadar düşecek, yedek parça, eğitim ve lojistik zinciri de o kadar rahatlayacaktı. Sonuç kaçınılmazdı; USAF 1986'da ANG (Milli Muhafızlar) dahil tüm hafif avcı uçağı tedariklerinde F-16 ile yürümeye karar verdi.
Bu seçim de, yıllardır F-20A'ya müşteri bulmak için çabalayan Northrop'u yolun sonuna getirdi. Proje iptal edildi. Zaten üretilen üç prototipin ikisinin düşmesi de firmayı zora sokmuştu. Northrop hem o zamanların şartlarında devasa boyuttaki (1.2 Milyar $) maddi zarara, hem prestij hem de ciddi motivasyon kaybına uğradı.
F-20A Tigershark hızlı, manevra kabiliyeti yüksek, ölümcül, uçması kolay ve bakımı kolay bir uçaktı. Ancak Northrop, F-16 ile hiçbir zaman gerçekten rekabet edemedi ve Tigershark, çok fazla şey olmaya çalıştığı için nihayetinde başarısız oldu. Hafif olamayacak kadar ağır, F-15E Strike Eagle gibi sağlam, dünyayı çevreleyen bir savaş uçağı olamayacak kadar da hafifti. Olağanüstü bir savaş uçağıydı, ancak sonuçta Northrop F-20A Tigershark “Yanlış Zamanda Doğru Uçaktı”.
Kaynakça:
1. Çin, J-10 Vigorous Dragon’un Tasarımında İsrail'in Lavi’sinden Etkilendi mi?
https://strasam.org/savunma/havacilik-ve-uzay-sanayii/cin-j-10-vigorous-dragonun-tasariminda-israilin-lavisinden-etkilendi-mi-1298