Site İçi Arama

savunma

7 Ekim Hamas Saldırısı, İsrail’de Siyasi Krizi Bitirirken, Gazze’deki İsrail Şiddetine Meşruiyet de Sağlayacak

İsrail Neden Hazırlıksız Yakalandı? Bu saldırıyla Hamas, operasyonel açıdan tahmin edilenden daha hırslı ve taktiksel açıdan daha yetenekli olduğunu kanıtladı. İsrail'in bugün yaşadığı kayıplar oransal olarak ABD'nin 11 Eylül'de yaşadığından daha büyük bir darbe olarak nitelendirenler bulunuyor.

7 Ekim 2023 Hamas Saldırısı

İsrail ve Hamas (ve diğer Filistinli militan gruplar) yıllardır Gazze'den roket atışları ve saldırılar düzenliyor, ardından İsrail Gazze Şeridi'ni vurarak karşılık veriyordu. Dün bir anda Hamas, Gazze'de 7 Ekim Cumartesi günü İsrail'e havadan, karadan ve denizden sürpriz ama sonuçları itibariyle katliam gibi, dünya çapında ses getiren bir saldırı düzenledi. Saldırı esnasında İsrail'in güneyinde 198 kişinin öldüğü (250 civarında olduğunu yazanlar da var) ve 1.610 kişinin de yaralandığını ifade ediliyor ama bu sayılar artmaya devam ediyor. 

Küçücük bir ülke olan İsrail’in güney kesiminde yaşayan milyonlarca insan, gelen roketlerin yakıcı sesiyle uyandılar. İsrail’in tüm ülke çapında organize ettiği “Hava Taarruzu İkaz Sistemi” çok geç kalmıştı. Sirenler Tel Aviv'in kuzeyine kadar ulaşmış olsa da artık nafileydi. Hamas militanları, Gazze ile İsrail’i ayıran yüksek tahkimatlı çitin bazı kısımlarını havaya uçurmak suretiyle önce korku saldılar. Gazze sınırı boyunca açılan gediklerden, hatta yamaç paraşütleri benzeri görülmemiş sızmalar gerçekleştirdiler. Bu durum, 1980'lerin sonunda Filistinlilerin, Lübnan tarafından İsrail'in kuzeyine yamaç paraşütleriyle geçerek altı İsrail askerini öldürdüğü meşhur saldırıyı hatırlattı. 

Hamas militanları ayrıca İsrail tarafına geçerek sivil asker ayrımı olmaksızın şiddet eylemlerine yöneldiler. Örgüt, onlarca subay ve askeri Gazze'ye kaçırdığını, yerleşimleri hâlâ kontrol altında tuttuğunu, Bari ve Ofakim'de ise onlarca kişiyi rehin tuttuğunu söyledi. Yer yer İsrail askerleriyle silahlı çatışmaya girmekten çekinmediler. Bu arada çok sayıda İsrailli esir alındı. Bunların arasında üst düzey İsrailli subaylar da bulunuyor. Hamas, esir aldığı bu İsraillileri Filistinli mahkumlarla takas için kullanması bekleniyor. 2006 yılında kaçırılan İsrail askeri Gilad Şalit’in salıverilmesi için 1.000 kadar Filistinli mahkûm serbest bırakılmıştı. 

Dün televizyonlara yansıyan görüntülere göre, Hamas militanları kanlar içindeki İsrailli askerleri yerde sürükledikleri ve bazıları iç çamaşırlarına kadar soyulmuş cesetlerin üzerinde durdukları dehşet verici videolar yayınladı. Bu videolardaki görüntüler İsrail’in Filistinlilere uyguladığı devlet terörünün intikamının alındığı algısına hizmet etti. Şiddet şiddeti doğuruyor olsa eylemi gerçekleştiren Hamas’ı marjinaller hariç kimse alkışlamadı. 

Oysa son zamanlarda Gazze sınırı boyunca İsraillilerle Filistinliler arasında gerilim tırmanırken, Hamas şiddetten ziyade siyasi çabalara daha fazla öncelik verdiğini gösteren bir tutum takınmıştı. Hamas, Katar, Mısır ve Birleşmiş Milletler ile yürüttüğü müzakerelerde, İsrail'in 17 yıldır Gazze'ye uyguladığı ablukayı gevşetecek ve halkın Hamas yönetimine yönelik eleştirilerini keskinleştiren mali krizi durdurmaya yardımcı olacak tavizler vermesi için bastırıyordu.

İsrail Neden Hazırlıksız Yakalandı?

Bu saldırıyla Hamas, operasyonel açıdan tahmin edilenden daha hırslı ve taktiksel açıdan daha yetenekli olduğunu kanıtladı. İsrail'in bugün yaşadığı kayıplar oransal olarak ABD'nin 11 Eylül'de yaşadığından daha büyük bir darbe olarak nitelendirenler bulunuyor. 

Cumartesi sabahki saldırı; Simchat Torah gününe, bu yılki Tevrat okuma döngüsünün tamamlanmasını kutlayan bir Yahudi bayramında yapıldı. Zamanlama yönüyle, 50 yıl önce, 1973 Ortadoğu savaşını başlatan Mısır-Suriye ortak saldırısına benzetildi. Bir bayram günü başlatılan bu savaşta İsrail ordusu ani baskına maruz kalmış, kısa sürede büyük bir felaket yaşanmıştı. Golda Meir’in istihbaratı Suriye-Mısır saldırısını önceden görememişti. 

Dün Hamas’ın böylesine büyük ve koordineli bir saldırıyı, İsrail istihbaratının gözünden nasıl kaçırabildiği sorusu Netanyahu'nun aşırı milliyetçi hükümeti için şimdiden büyük bir sorun teşkil ediyor. Golda Meir gibi Netanyahu da hem hükümetini hem de ülkenin kontrolünü kaybetme riskiyle karşı karşıya bulunuyor. 

İsraillileri ve dünyayı şoke eden son on iki saat içinde Gazze'den İsrail'e atılan beş binden fazla roket değil. Hamas teröristlerinin karadan, denizden ve hatta havadan (yamaç paraşütleriyle) İsrail'e sızabilmesi, son derece iyi planlanmış ve iyi hazırlanmış bir saldırıyla bu işi yapabilmiş olmalarıdır. Yaşanan her şeyden önce bir istihbarat başarısızlığıdır. İsrail'in Gazze'ye yönelik agresif ve daha önceleri başarılı olduğu düşünülen katmanlı savunmasını baltalayan bir güvenlik zafiyetini ortaya serdi. 

Hamas saldırısı; yolsuzluktan yargılanan Netanyahu'nun Yüksek Mahkeme'yi zayıflatma önerisi nedeniyle tarihindeki en büyük protestolarla karşı karşıya olan İsrail için zor bir döneme denk geldi. Netanyahu'yu iktidarını perçinlemek için bu yılın başından beri hukuk darbesi yapmaya çalışıyordu. Bu durum ülkenin sol kesiminin halkı sokağa dökmesine, aylarca süren protesto hareketinin başlamasına neden olmuştu. Netanyahu, toplumu bölerken, ordu içinde çatlaklara yol açtı. Yüzlerce yedek askerin, yargıdaki revizyonu protesto etmek için gönüllü olarak göreve gitmeme tehdidinde bulunabilmeleri, İsrail ordusunun harbe hazırlık ve caydırıcılığı hakkında soru işaretlerine neden oluyor.

İsrail’de derin bir devlet krizi yaşanıyordu. Gittikçe derinleşen siyasi krizlerin şüphesiz panzehiri tüm halkı kucaklayan, siyasiler arasındaki ayrışmayı mecburen rafa kaldıran ortak düşmanın varlığıdır. Şimdi Hamas bu düşmanı kendi eliyle Netanyahu Hükümetine teslim etmiştir. Yaklaşık 40 haftadır sokaklarda protesto gösterileriyle devam eden siyasi krizin artık bir hükmü kalmayacaktır. 

Nitekim saldırıya tepkisini hemen ortaya koyan Netanyahu şimdiden Hamas’a "büyük bir bedel ödetme" arayışına girdi. Savunma Bakanı Gallant, kapsamlı yedek alımını onayladı. Ordu içindeki siyasi görüş farklılıkların da artık ortadan kalkmasını bekliyorum. Her halükârda İsrail'in askeri tepkisi, hava operasyonuyla yetinmemek, eş zamanlı kara operasyonlarını da başlatmak olabilir. Muhtemel sonuç Hamas'ın önemli ölçüde geriletilmesi ve Gazze'de büyük bir yıkıma neden olunması olabilir. Bazı uzmanlara göre, 11 Eylül, El Kaide için uzun vadeli bir stratejik hataydı. Şimdi 7 Ekim de Hamas için benzer bir stratejik hata oldu. Hem İsrail’e orantısız güç kullanma fırsatı verdi hem de Hamas’ın bugüne kadarki kazanımlarının yok olmasına yol açacak kapının İsrail tarafından aralanabilmesi için gereken meşruiyeti İsrail’e verdi.

Hamas Bu Eylemiyle Hangi Hususlara Dikkat Çekti?

Saldırı sonrasında Hamas yetkilileri hem Müslümanlar hem de Yahudiler için kutsal olan ve İsrail-Filistin çatışmasının duygusal merkezinde yer alan hassas Mescid-i Aksa yerleşkesi etrafındaki anlaşmazlıkları öne çıkardılar. Son dönemlerde, Netanyahu’nun ulusal güvenlik bakanı Ben-Gvir gibi İsrailli dindar milliyetçiler Mescid-i Aksa yerleşkeye ziyaretlerini arttırdı. Geçtiğimiz hafta yüzlerce ultra-Ortodoks Yahudi ve İsrailli aktivist, buraya yönelik statüko anlaşmasını ihlal ettiler. Hamas bunu kınamıştı. 

Hamas'ın hedefinde Arap karşıtı söylemleriyle tanınan sertlik yanlısı bakanlar, özellikle de Itamar Ben-Gvir var. Bu ‘çatlak’ bakanın İsrail hapishanelerindeki Filistinli mahkumlara yönelik kısıtlamaları sertleştirme çabaları, Filistinlilerde rahatsızlığa neden oluyor.

Hamas, normalleşmeye karşı bir tutum sergiliyordu. İsrail ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik ABD arabuluculuğundaki mevcut görüşme trafiğinden örgüt rahatsız olduğunu saklamıyordu. Üst düzey bir Hamas yetkilisi olan Bassem Naim bir açıklamasında; “Normalleşmenin güvenlik, istikrar ya da sükûnet sağlamayacağını her zaman söyledik!” diyordu.

Operasyonun eşi benzeri görülmemiş ölçeği göz önüne alındığında, bu saldırıların planlanmasının İsrail ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin normalleşmesi yönünde son dönemde kaydedilen ilerlemeyi baltalamayı hedefliyor olduğunu değerlendiriyorum. Hamas'ın bu saldırısı, Suudilere Filistin meselesinin normalleşme müzakerelerinde sadece bir alt konu olarak ele alınmaması gerektiğini açık bir şekilde hatırlattı.

Bazı siyasi analistler, eğer Hamas, Suudi-İsrail normalleşmesini durdurmaya çalışıyorsa, bu geri tepecektir iddiasında bulunuyorlar. Suudi Arabistan dün saldırıya Filistinlilerin mağduriyetlerinin giderilmesi gerektiğini vurgulayarak tepki gösterdi. Ancak uluslararası kamuoyu, şiddetin yeniden alevlenmesinin kurbanı olarak ağırlıklı olarak İsrail'in yanında yer alıyor. Suudi Arabistan, İsrail ile görüşmeler devam ederken Hamas'ı yanına alma ihtimali artık ortadan kalktı. 

İsrail eşi benzeri görülmemiş kısıtlamalarla Gazze'yi kilitlemesi bekleniyor. Bu, Riyad'ın İsrail'le görüşmelerde ısrar ettiği Filistinliler için "ileriye giden yolu" müzakere etmek zorunda kalacağı yeni zemin olacak. Anlaşılan bu saldırıyla Hamas, bilerek veya bilmeyerek tüm Filistinlilere kötülük yaptı.

İsrail-Hamas çatışması yeni bir seviyeye ulaştı ve daha yeni başlıyor

Hamas'ın 2007 Gazze Savaşı'nda El Fetih'i yenmesinden bu yana, İsrail'in bölgeden çekilmesinden sadece iki yıl sonra, İsrail-Hamas çatışmasının ritmi giderek rutin hale gelmişti. Zaman zaman yaşanan düzenli Hamas saldırıları İsrail tarafından öngörülebiliyordu. İsrail de bunlara çeşitli seviyedeki misillemelerle karşılık veriyordu. Yıkıcı döngüler özellikle şiddetlendiğinde, dışarıdan arabulucular geçici bir ateşkesin müzakere edilmesine yardımcı oluyorlardı. Bu karşılıklı saldırılar, iki tarafın da amaçlarına hizmet ediyordu. İsrail genellikle güvenliğini arttırma hedefine ulaşırken, Hamas da kendisini "direnişin" lideri olarak sunma hedefine ulaşıyordu. 

Esasında Hamas’ın bu saldırısı İsrail’e karşı Filistin direnişiyle uyumluluk içeriyor. Filistinlilerin terör saldırılarının tarihsel nedeni, temel gerekçe olmaya devam ediyor: Saldırılar, İsrail ile Filistinliler arasındaki çatışmanın çözülmediğine dikkat çekiyor. Filistinlilerin bakış açısına göre, son Netanyahu aşırı sağcı hükümeti, Filistin halkının durumlarını önemli ölçüde kötüleştiriyor.

Hamas'ın saldırıları Batı Şeria'daki Filistinliler arasında gruba büyük bir saygı kazandıracak ve bazıları daha az dramatik saldırılar düzenlemek için ilham alabilecek. Üçüncü bir İntifada için gerekli koşullar zaten mevcut. Hamas'ın eylemlerine duyulan saygı daha geniş bölgedeki Araplara, hatta İsrail ile ilişki kuran devletlerin vatandaşlarına kadar uzanacaktır. Hamas'ın İsrail'e karşı böylesine ciddi bir meydan okuma başlatabilmiş olması kutlanacak ve İsrail'in misilleme eylemleri kınanacaktır.

Bu "savaşın" kazananı olmayacak. Yüzlerce insan ölecek ve Gazze'ye bir kez daha büyük bir yıkım yağacak. Ancak Hamas şu ana kadar İsrail yönetimini, askeri ve istihbarat aygıtlarını fena halde utandırmayı başardı. Hamas için bu yeterli olabilir.

İsrail güvenlik kurumlarının en büyük kaygıları hemen hemen iki yönlüdür: ülkeye sızan Hamas teröristlerinin kuşatması altındaki İsrail vatandaşlarını korumak ve Hizbullah'ın çatışmaya katılmasını engellemeye çalışmak. Yıllardır çok cepheli bir savaş potansiyeli konusunda uyarılar yapılmaktadır. Eğer bu bir savaşın başlangıcıysa, potansiyel ölüm ve yıkım on yıllardır gördüğümüz her şeyin ötesine geçebilir. Bugün erken saatlerde Kudüs ve Tel Aviv'de roket saldırılarına işaret eden sirenler çalsa da saldırıların büyük çoğunluğu İsrail'in güneyinde gerçekleşiyor. Hizbullah'ın çatışmaya girmesi halinde bu durum artık geçerli olmayacak; İsrail on yıllardır tecrübe etmediği ülke çapında bir savaşla karşı karşıya kalacak.

Türkiye’nin Hamas-İsrail Arasında Arabuluculuk Rolü Olabilir mi?

Türkiye, İsrail ile Hamas arasında arabuluculuk yapmayı teklif etti ve her iki tarafla da yoğun görüşmelerde bulunduğunu duyurdu. Dışişleri Bakanlığı: “İsrail ve Filistin'de bugün yaşanan şiddet ve gerginliklerden büyük kaygı duyuyoruz. Bölgede bir an önce sükunetin sağlanmasını büyük önemsiyor ve sivil can kayıplarını kınıyoruz. Türkiye, olayların tırmanıp büyümeden kontrol altına alınması için elinden gelen katkıyı vermeye hazırdır. Bu talihsiz gelişmeler iki devletli çözüm vizyonunun önemini bir kez daha ortaya koyuyor.” ifadeleriyle Türkiye’nin olaya bakışını ortaya koydu. 

Sonuç

Hamas, 2007 yılında Filistin Yönetimi'ne bağlı güçlerden Gazze'nin kontrolünü ele geçirmişti. Sonrasına İsrail ve Hamas dört kez savaştı, iki taraf arasında aralıklarla bozulan birçok kez ateşkesler ilan edildi. Kalıcı bir ateşkes söz konusu olamadı.

Son saldırı kalıcı ateşkes umutlarını tamamen söndürecek, karşılıklı çatışmaları bir üst seviyeye çıkaracak bir gerekçe oluşturuyor. İsrail-Hamas çatışmasının yeni versiyonlarının, İbrahim Anlaşmalarının üzerine inşa edilecek uzun vadeli çabaları nasıl etkileyeceği ve İsrail ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkileri nasıl normalleştireceği kritik bir stratejik soru olacaktır. Kanaatimce yeni zeminde gelişecek saldırılar, Suudi Arabistan ve İsrail arasındaki ilişkilerin zeminini ve hatta İsrail-Arap ülkeleri arasındaki normalleşme eğilimini de baltalayacaktır.

Hamas saldırısı, İsrail’e, önümüzdeki günlerde misilleme saldırısı başlatmak için uluslararası toplumdan ‘izin kâğıdı’ almasını sağlamıştır. Hamas saldırısı sonrası ortaya çıkan durumu bir fırsata dönüştüreceklerdir. Uluslararası konjonktürün uygun olduğunu düşüneceklerdir. Hiçbir zaman hak, hukuk tanımadan orantısız devlet terörü uygulamaktan çekinmeyen İsrail’in Hamas bahanesiyle Gazze halkına uygulayacağı şiddet görüntülerine hazır olalım. Şiddet artacak, çatışmalar uzayacak, uluslararası toplum nafile tüm taraflara gerilimi düşürme çağrısı yapacak. Tel Aviv dinlemeyecek, bildiğini okuyacak. Riyad, İsrail'in Hamas teröristleriyle mücadele çabalarını özel olarak destekleyecek ama sesi gür çıkmayacak. Zira Arap sokağı, özellikle de televizyon, yazılı basın ve X (eski adıyla Twitter) görüntüleri Gazze ve potansiyel olarak Lübnan'daki ölüm ve yıkımı öne çıkarmaya devam edecek. Olan Hamas militanlarından ziyade Filistin’in masum insanlarına olacak. Her zaman olduğu gibi, Hamas'ın sözde koruyuculuğunu üstlendiği Gazze halkı acı çekmeye devam edecek.

Kaynakça

New Atlanticist, “Experts react: Israel is ‘at war’ after Hamas militants launch major assault”, 7 October 2023, Atlantic Council, https://www.atlanticcouncil.org/blogs/new-atlanticist/experts-react/experts-react-israel-is-at-war-after-hamas-militants-launch-major-assault/

Isabel Debre, “What you need to know about Hamas air, land and sea attack on Israel”, (The Associated Press), DefenseNews, 8 October 2023, https://www.defensenews.com/intel-geoint/isr/2023/10/07/what-you-need-to-know-about-hamas-air-land-and-sea-attack-on-israel/?utm_source=linkedin&utm_medium=social&utm_campaign=dfn-rss-zap

Dr. Hüseyin Fazla
Dr. Hüseyin Fazla
Tüm Makaleler

  • 08.10.2023
  • Süre : 6 dk
  • 1941 kez okundu

Google Ads