Site İçi Arama

savunma

ABD, İsrail’in “İntikam Operasyonuna” Uçak Gemileriyle Neden Aktif Destek Veriyor?

Gazze Şeridine hapsolmuş, elinde bir adet uçağı dahi olmayan Hamas militanlarının İsrail Ordusu karşısında dayanacak bir gücü yok. İsrail ile Hamas arasında asimetrik bir savaş başladı, devam ediyor. Bu asimetrik güç dengesizliğine rağmen, ABD, Doğu Akdeniz’de uçak gemilerini ve bağlısı gemileri konuşlandırma telaşına girdi.

ABD, Doğu Akdeniz'e İki Uçak Gemisi ve Birçok Sayıda Gemi ve Savaş Uçağı Gönderiyor

Hamas, 7 Ekim’de İsrail’e yaptığı saldırıyı esasen Kudüs'teki Mescid-i Aksa'da son zamanlarda patlak veren şiddet olayları da dahil olmak üzere İsrail'in politikalarına karşı uzun süredir biriken öfkenin doruk noktası olarak başlattığını, ancak daha genel olarak Filistinlilere yönelik kötü muamele ve İsrail yerleşimlerinin genişletilmesi politikasına bir tepkiden kaynaklandığını ifade ediyor. Sonuçta, Hamas’ın yaptığı şey, bir terör saldırısı olarak görülüyor. Böyle de görülmesi normaldir. Ancak, İsrail, saldırının nedenlerine yönelik çözüm getirmek yerine, öncelikle cezalandırma ve misilleme operasyonlarını başlatmayı tercih etti. Böylece Gazze Şeridinde yaşayan iki milyon üç yüzbin Filistinlinin üzerine, neredeyse hedef gözetmeksizin havadan bomba yağdırmaya başladı. İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik misilleme saldırıları da dünyanın en yoksul yerlerinden biri olan abluka altındaki 365 kilometre karelik bölgede yüzlerce Filistinlinin ölümüne ve yaralanmasına neden oluyor. İsrail'in Gazze'yi hava saldırılarıyla vurması neticesinde on binlerce Filistinli sığınaklara koşuyorlar, hayatta kalmaya çalışıyorlar.

İsrail, Filistinli grup Hamas'ın Cumartesi günü gerçekleştirdiği ölümcül saldırının ardından kuşatma altındaki Gazze Şeridi'ni altıncı gün üst üste bombalamaya devam ediyor. Binlerce masum insanın, kadın, çocuk, yaşlı insanın ölümüne neden olacağı çok açık görülen bu hava saldırılarının arkasından kara harekâtının da yapılacağı, Başbakan Netanyahu seviyesinde, İsrail tarafından dillendiriliyor. Hamas, yaptığı saldırıyla İsrail tarafında nefret tohumlarını attı. Şimdi de Netanyahu karşılık olarak “İntikam operasyonu” başlatarak Filistin tarafına nefret bombaları atıyor. Tarihi kısır döngü devam ediyor.

Bu arada, ABD, siyasi ve ekonomik yönlerden olduğu kadar askeri yönden de İsrail’in intikam operasyonunun bir parçası olmak istiyor. Zaten İsrail, ABD'den aldığı yılda 3,8 milyar dolardan fazla askeri yardımla desteklenen dünyanın en güçlü ordularından birine sahip olan bir ülkedir. Hamas gibi elinde bir uçağı dahi olmayan, Gazze Şeridine hapsolmuş militanların İsrail Ordusu karşısında dayanacak bir gücü yok. Hatta Arap dünyasının bile böyle bir gücü yok. Olmadığını geçmiş savaşlar gösterdi. İsrail ile Hamas arasında asimetrik bir savaş başladı, devam ediyor. Bu asimetrik güç dengesizliğine rağmen, ABD, inatla Doğu Akdeniz’de uçak gemilerini ve bağlısı gemileri konuşlandırma telaşına girdi. Sanki Başkan Biden, Yahudi Lobisine bir şeyleri ispat etme, Demokratlar olarak Cumhuriyetçilerden daha fazla oranda İsrail’in yanında olduklarını gösterme, nihayetinde 2024 başkanlık seçimlerine şimdiden yatırım yapma derdine düşmüş gibi bir görüntü veriyor.

Amerika Birleşik Devletleri’nin İsrail topraklarında neredeyse aktif bir askeri birliği, kuvveti bulunmuyor. Bununla birlikte, 1990'ların başından beri Pentagon, İsrail'de lojistik yığınaklanma yapmaya devam etti. Irak'tan çekilirken bazı teçhizat, araç ve gereci İsrail'de bıraktı. Şu anda İsrail topraklarında ABD’ye ait tek aktif askeri tesis, Keren Dağı'ndaki AN/TPY-2 erken füze uyarı radar istasyonudur.

Biden’ın Açıklamaları

Biden, Hamas'ın saldırılarını başlatmasından bu yana yaptığı açıklamalarda, İsrail ve ABD istihbaratını şaşırtan ve yüzlerce İsraillinin ölümüne ve bir o kadarının da yaralanmasına neden olan Hamas'ın kara, deniz ve havadan gerçekleştirdiği saldırıların genişliği ve acımasızlığı karşısında duyduğu şoku defalarca vurgulamaya devam etti. Örneğin, Başkan Joe Biden, geçtiğimiz Salı günü Hamas'ı, Gazze Şeridi'nden İsrail'e karşı başlattığı ve aralarında en az 14 Amerikan vatandaşının da bulunduğu yüzlerce sivilin ölümüne neden olan şok edici çok yönlü saldırısı nedeniyle "katıksız kötülük" yapmakla suçladı. 

Biden, ekibine İsraillilere destek olmaları için askeri istihbarat paylaşımına izin verdi. Ayrıca ABD'nin Hamas tarafından rehin alınan onlarca kişi arasında Amerikalıların da bulunduğuna inandığını söyleyerek, "Başkan olarak dünyanın dört bir yanında rehin tutulan Amerikalıların güvenliğinden daha yüksek bir önceliğim yok" dedi.

Biden ve Başkan Yardımcısı Kamala Harris Salı günü erken saatlerde İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ile telefon görüşmüştü. Biden, saldırı sonrasında kendisinin ve diğer müttefiklerinin İsrail'i desteklemek üzere attıkları adımlardan söz etti ve militanların masum sivillere uyguladığı işkenceye ilişkin "mide bulandırıcı" raporlardan duyduğu dehşeti dile getirdi. Arkasından beklenen ifadesi geldi: "Hiç şüpheniz olmasın. Amerika Birleşik Devletleri İsrail'in arkasındadır. Yahudi ve demokratik İsrail devletinin her zaman olduğu gibi bugün de, yarın da kendini savunabilmesini sağlayacağız."

ABD, Doğu Akdeniz’e Abartılı Bir Askeri Kuvvet Yığınaklanması Yapıyor

Pentagon, saldırıdan hemen sonra İsrail'e kritik öneme sahip mühimmat ve askeri teçhizat sevkiyatına başladığını duyurdu. Anlaşılan İsrail Ordusuna lojistik destek artan şekilde Pentagon tarafından verilmeye devam edilecek.

İlaveten Biden yönetimi, Doğu Akdeniz’e uçak gemisi görev grubunu da gönderme kararı aldı. USS Gerald R. Ford Carrier Strike Group'un İsrail ile Hamas arasındaki çatışmayı tırmandırmak ya da genişletmek isteyen "herhangi bir aktörü caydırmak" için Doğu Akdeniz'e ulaştığını duyurdu. Birleşik Devletler Donanması'nın nükleer enerjiyle çalışan uçak gemisi USS Gerald R. Ford'un (CVN-78), dünyanın en büyük uçak gemisi ve şimdiye kadar inşa edilmiş en büyük savaş gemisi olduğu biliniyor. Bir uçak gemisi grubu (Carrier Strike Group - CSG); Birleşik Devletler Donanması'nın bir tür taşıyıcı savaş grubu olarak görev yapıyor. Yaklaşık 7.500 personel, genellikle bir uçak gemisi, en az bir kruvazör, en az iki destroyer veya fırkateynden oluşan bir destroyer filosu ve 65 ila 70 uçaktan (savaş ve destek uçakları) oluşan bir vurucu görev grubunun, birçok ülkenin hava ve deniz kuvvetlerinin toplamından daha güçlü bir kuvvet olduğu anlaşılıyor.

Bu büyüklükteki kuvvetin Doğu Akdeniz’deki varlığına rağmen, Pentagon, Ford görev grubunu yalnız bırakmak istemedi. Diğer bir uçak gemisi Eisenhower’ı da, “güç gösterisi (show of force)” kapsamında İsrail açıklarına gönderme kararı aldı. ABD’den ayrılan Eisenhower uçak gemisinin, USS Gerald R Ford ve vurucu görev grubuna önümüzdeki iki hafta içinde katılması bekleniyor. Dwight D. Eisenhower Taarruz Grubunun önümüzdeki hafta Norfolk limanından ayrılacağı bilgisi çeşitli kaynaklar tarafından paylaşıldı. Grupta, 5.000'den fazla sayıdaki askerin yanında uçaklar, Gravely ve Mason destroyerleri ile Philippine Sea kruvazörünü bulunuyor.

Ford uçak gemisi taarruz grubu; İsrail tarafından talep edilmesi halinde, bu ülkeye hava desteği ya da Tomahawk benzeri seyir füzeleriyle destek olmak gibi seçenekler için Doğu Akdeniz’de İsrail kıyılarına yakın bir bölgede hazır bekletilmesine karar verildi. Ford uçak gemisi görev grubunun aynı zamanda savaşın daha tehlikeli bir bölgesel çatışmaya dönüşmesini engellemek üzere de görev yapması öngörüsüyle hareket ediliyor. Pentagon, Ford'la birlikte yola çıkan ABD savaş uçakları, destroyerleri ve kruvazörlerinin istihbarat toplama, uçak ve füze taarruzlarını da içerebilecek deniz ve hava operasyonları yürüteceğini ifade ediyor. Ford ile birlikte USS Normandy kruvazörü ve USS Thomas Hudner, USS Ramage, USS Carney ve USS Roosevelt destroyerlerini gönderen ABD, Hava Kuvvetleri'nin bölge ülkelerinde konuşlu F-35, F-15, F-16 ve A-10 savaş uçaklarıyla de Ford uçak gemisi taarruz grubunu takviye etmeyi planlıyor. Halihazırda, ABD özel harekât kuvvetlerinden oluşan küçük bir grup, planlama ve istihbarat konularında yardımcı olmak üzere İsraillilerle birlikte çalışmaya devam ediyor.

Batı dünyası topyekûn İsrail saflarında yer almaya, en azından liderler seviyesinde bu yönde bir görüntü vermeye özen gösteriyor. Biden, geçtiğimiz Pazartesi günü Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ve İngiltere Başbakanı Rishi Sunak ile yaptığı ortak açıklamada; "Filistin halkının meşru isteklerinin" ve onlarca yıldır süren egemenlik mücadelesinin altını çizdiler. 

Biden’ın İsrail-Filistin Performansı Nasıl?

Amerikalılar Biden'ın İsrail-Filistin meselesindeki performansı konusunda karamsar bir bakış açısına sahip. Associated Press-NORC Center for Public Affairs Research tarafından Ağustos ayında yapılan bir ankete göre, her 10 Amerikalıdan altısı (%61) Biden'ın İsrailliler ve Filistinliler arasındaki çatışmayı ele alış biçimini doğru bulmadıklarını ifade ettiler. 

2021 çatışması sırasında Biden, Netanyahu'ya çatışmayı sona erdirmesi için özel olarak baskı yaparken kamuoyu önünde konuşmamaya çalıştı. Medyaya İsrail’i, Netanyahu’yu eleştiren çıkışlar yapmadı, bu kapsamda yorum yapmaktan kaçındı. Beyaz Saray yetkililerinin o dönemde yaptığı açıklamaya göre, Başkan Biden; Gazze'de ölü sayısı arttıkça ve on binlerce Filistinli hava bombardımanı nedeniyle yerlerinden edildikçe İsrailliler aleyhinde de konuşmadı. Biden her durumda perde arkasında kalmayı tercih etti.

Ancak halihazırda devam eden İsrail bombardımanı ve arkasından gelmesi beklenen kara harekâtına yönelik Biden’ın ‘hiç konuşmadan’ İsrail’in yanında saf tutmaya devam etmesi orta vadede olası gözükmüyor. Zira rakibi Trump ve uluslararası toplum iki devletli çözümden yana. Seçimlere giderken, Netanyahu’nun intikam operasyonunu ne deni hoşgörebileceği Biden açısından da bir soru işareti doğuracaktır kanaatindeyim. Hele ki bu çatışmanın birkaç hafta içinde sona ermesinin pek olası görülmediği mevcut şartlarda, Amerikan liderliğinin Netanyahu yanında yer alıp, ‘şahin’ tavrının uzunca bir süre sürdürebilmesi, Amerikan iç siyasetindeki dengeler yönüyle de pek mümkün gözükmüyor. Hamas saldırısın sıcaklığı geçtikten ve hatta unutulduktan sonra, masum Gazzelilerden intikam almaya devam eden Netanyahu'ya birisinin dur demesi gerekecek. Bu yönde Biden'ın üzerindeki iç ve uluslararası baskının hızla artabileceğini değerlendiriyorum.

Kaynakça

Aamer Madhani, Tara Copp and Darlene Superville, “Biden vows US resolve to back Israel as USS Ford enters region”, The Associated Press, DefenseNews, 10 October 2023, https://www.navytimes.com/management/leadership/2023/10/10/biden-vows-us-resolve-to-back-israel-as-uss-ford-enters-region/

Tara Copp, “US military to move a carrier strike group in support of Israel”, The Associated Press, DefenseNews, 8 October 2023, https://www.militarytimes.com/news/pentagon-congress/2023/10/08/us-military-to-move-a-carrier-strike-group-in-support-of-israel/?utm_campaign=dfn-ebb&utm_medium=email&utm_source=sailthru&SToverlay=2002c2d9-c344-4bbb-8610-e5794efcfa7d

Dr. Hüseyin Fazla
Dr. Hüseyin Fazla
Tüm Makaleler

  • 12.10.2023
  • Süre : 4 dk
  • 1618 kez okundu

Google Ads