Site İçi Arama

dinfelsefe

Armageddon Nedir? Bir Çılgınlık mıdır? Yoksa Birilerinin Tutkulu Saplantısı mı?

Armageddon; dünyanın sonu geldiğinde yapılacağı söylenen büyük kıyamet savaşının adıdır. Buna, Hristiyanlar Armageddon, Müslümanlar ise Melhame-i Kübra diyorlar. Bu inanışa göre; Armageddon'da savaşacak olanlar gökteki “Atanmış Kral” (Mesih) ile onu izleyen, emrindeki meleklerden oluşan göksel ordulardır.

Bugün Ortadoğu’nun kalbinde olan savaşın siyasi, politik ve ekonomik yönden güçler dengesi boyutu olduğu kadar, kimsenin dikkatini çekmediği ya da çok az kişinin üzerinde durduğu Armageddon düşüncesine işaret eden bir gerçekliği de bulunuyor! Bu inanç felsefesi şu anda İsrail’de ve ABD’de iktidarını ilan etmiş durumdadır. Avrupa’da da bu düşünce yapısına inanan ve destekleyen, sayıları hiç de azımsanmayacak milyonlarca insan var. Haçlı seferlerinin günümüz Lübnan ve İsrail coğrafyasında gerçekleştiğini tarih söylüyor. 

Armageddon; dünyanın sonu geldiğinde yapılacağı söylenen büyük kıyamet savaşının adıdır. Buna, Hristiyanlar Armageddon, Müslümanlar ise Melhame-i Kübra diyorlar. Bu inanışa göre; Armageddon'da savaşacak olanlar gökteki “Atanmış Kral” (Mesih) ile onu izleyen, emrindeki meleklerden oluşan göksel ordulardır. Karşılarında olanlar ise, İsrail'in de aralarında olduğu bütün dünya krallarıdır. Musevi inancı İsa'yı Mesih olarak kabul etmediği gibi, onlar açısından Kitabı Mukaddes'in Malaki kitabından sonraki kısımları da geçersizdir. Bu açıdan da Armageddon sözcüğünün günümüzdeki İsrail kavramıyla bir ilgisi yoktur. Çünkü Armageddon savaşını ele alan Vahiy kitabı, Tevrat'ta değil İncil olarak adlandırılan kısımda yer alır. Ayrıca, Kitabı Mukaddes'te geçen İsrail, Siyon, Yeruşalim gibi sözcükler, İsa'dan sonraki dönemde yalnızca gökteki asıllarını simgelemek amacıyla kullanılırlar. Ne yeryüzündeki İsrail devletini ne de harfî anlamıyla İsraillileri kapsar. 

Ayrıca Armageddon için Tanrının Savaşı olarak da söz edildiğinden anlamı daha geniştir. Dünyanın Sonu ifadesi ise dünya sözcüğüyle neyin kastedildiğiyle ilgilidir. Dünya hem Yerküre için hem de üzerindeki insanlar ve düzen için kullanılan bir sözcüktür. Vahiy kitabındaki kastedilen dünya, eski düzenin taraftarları olan insanlardır. Vahiy kitabına göre ortadan kalkacak olan önceki düzendir. Armageddon sözcüğü esas olarak kesin zaferi anlatmak için kullanılan bir terimdir. Dünyanın eski düzeninin ortadan kalkacağına ilişkin güvenceyi perçinlemek amacıyla kullanılan bir sözcüktür. Çünkü, geçmişte Megiddo'da yapılan her savaş daima bir tarafın tam zaferi ve diğer tarafın tam bir yenilgisi şeklinde cereyan etmiştir. 

Vahiy kitabı Armageddon'a doğru oluşacak olayları da anlatır. Armageddon Savaşı öncesinde gerçekleşmesi gereken bir olay, Büyük Babil'in yok edilmesidir. Büyük Babil, Vahiy kitabında "Büyük Kent" olarak adlandırılır. Büyük Babil için aynı zamanda "Fahişe/Dünya fahişelerinin anası" ifadesi kullanılır. Buna göre Büyük Kent, Büyük Babil ve Fahişe aynı anlama gelir. Vahiy kitabındaki anlatımların simgelerle yapıldığı kutsal kitapta belirtilmiştir. Bu nedenle buradaki anlatım simgeseldir ve fahişelik yapan gerçek bir kadını kastetmez. Bu fahişenin, dinsel bir fahişe ve iğrençlikler yapan biri olduğu açıklanır. Burada dinlerle ilgili olarak fahişe kavramının kullanılmasının nedeni, Tanrıya inancın sembolü olan dinlerin siyaset ve ticaretle, dolayısıyla dünyayla iç içe olmasıdır. Büyük Babil olarak da adlandırılan bu fahişe, kocasının dışında başka erkeklerle ilişki kuran bir kadına benzetilir. 

Vahiy kitabının diğer kısımları, bu fahişenin yeryüzündeki bütün Babil kökenli dinler olduğunu gösterir. Bu şekilde, sahte dinlerin kökeninin Babil Kulesinin yapılış zamanlarına gittiği de belirtilir. Babil Kulesi'nin yapımının engellenmesi ve insanların farklı diller yüzünden bölünmesiyle ilgilidir. İnsanların yeryüzüne dağılmasına neden olan bir büyük göç olmuş, aynı zamanda insanların dinsel inançları da gittikleri her yere bu göçle dağılmıştır. Birbirlerinden farklı gibi görünen bu dinler Kitabı Mukaddes'e göre Nimrod'la ve Babil Kulesi ile başlamıştır ve özde aynı sahte inançlara sahiptirler. 

Vahiy kitabının bir ayetinde ifade edilen "Kuzu'ya karşı savaşacaklar, ama Kuzu onları yenecek. Çünkü Kuzu, rablerin Rabbi, kralların Kralı'dır." sözü doğrudan Armageddon savaşıyla ilgilidir. Burada kuzu olarak kastedilen kişi Atanmış Kral'dır. Mesih sözcüğü de Atanmış Kral anlamına gelir. Atanmış Kral İsa'nın gökteki adı Mikael'dir ve kendisine verilen görevi yerine getirmek amacıyla Armageddon Savaşı'nı başlatacaktır. Ancak, öncelikle bu savaş başlamadan önce "Yedi başlı, on boynuzlu kırmızı canavar" ile simgelenen Birleşmiş Milletler ve buna bağlı tüm uluslar "Büyük Babil"e saldırarak dünyadaki bütün sahte dinleri ortadan kaldıracaktır. Bu şekilde Armageddon Savaşı'ndan önce, Babil Kulesi'nin yapılışıyla ortaya çıkıp, Babil'den göçle bütün dünyaya yayılarak gelişip çeşitlenen tüm Babil kökenli dinler yok edilmiş olacaktır. Bu olayın başlaması için gerçekleşecek işaret, ulusların belirgin bir şekilde yapacakları "barış ve güvenlik" ilanı olacaktır. Uluslar bu ilanı yaparak dünyanın sorunlarını çözme yolunda başarılı olduklarını iddia etmiş olacaklar. Ancak bu barış ve güvenlik ilanı, hiçbir şekilde ulusların Dünya'nın sorunlarını gerçekten çözdükleri anlamına gelmeyecektir. 

Bu olay "Büyük Sıkıntı" adı verilen bir dönemin başlangıcını oluşturacaktır. Büyük Sıkıntı'nın zirvesi ise Armageddon Savaşı'dır. Bu savaş yalnızca Canavar 666'yı ve Canavar'ın düzeninin sürmesini yeğleyen insanları yok etmekle kalmayacak, aynı zamanda Şeytan ve cinlerin de yakalanarak 1000 yıl hapsedilecekleri "Uçuruma" atılmaları sonucunu doğuracaktır. Armageddon Savaşı böylece sona ermiş olacaktır. 

Kitab-ı Mukaddes'e göre, Armageddon eski düzenin sonu ve yeni düzenin başlangıcını oluşturan bir dönüm noktası olacak, Atanmış Kral (Mesih) Armageddon'dan sonra yeryüzünde 1000 yıl kral olarak hüküm sürecektir. Kitabı Mukaddes'e göre Armageddon'da hayatta kalacak insanlar, Atanmış Kral'ın yönetiminde Yeryüzünü cennete çevirecekler ve eski dünyanın bütün dertlerinden uzak sonsuz bir yaşama kavuşmuş olacaklardır. Armageddon Savaşı eski düzenin yeryüzüne çevre kirliliği, türlerin yok edilmesi, savaşlar, terör gibi çeşitli şekillerde verdiği tahribatı engellemek ve Dünya üzerindeki düzeni ve yaşamı insanlar için yaşanabilir kılmak amacıyla tamamen yenilenmek için yapılan son savaştır. Armageddon'dan sonra bir daha savaş olmayacak, tersine yeryüzünde tam bir barış ve güvenlik hüküm sürecektir. 

Armageddon'da olacaklardan bazıları şu şekildedir: 

Gökteki güçler (Şeytan ve cinleri) cezalandırılacaklar. Yerde insanlar cezalandırılacaklar.

Armageddon Savaşına Şeytan'ın ulusları Tanrı'ya karşı kışkırtması yol açacaktır. İsrail'in de içinde olacağı tüm uluslardan oluşan bir koalisyon, Magoglu Gog önderliğinde mecazi İsrail'e karşı dünya çapında bir saldırı başlatacak. Uluslar masaradaki üzüm gibi çiğnenecekler.

Armageddon 'da doğa güçleri de kullanılacak. Kurtulanlar olacak.

Armageddon'un Zamanı ve Armageddon'un başlayacağı zamanın işaretleri Kitabı Mukaddes'te verilmiştir. Ancak bu işaretler çoğunlukla gerçekleşecek olaylar şeklindedir. Sayı olarak verilen işaretler ise, Armageddon'un tarihini vermeyi amaçlamaz. Yine de alamet ilgili olayların zamanı, Kitabı Mukaddes'in tümünün birlikte değerlendirilmesiyle anlaşılır. Nebukadnezar'ın gördüğü rüyadaki heykel ve daha sonra Daniel peygamberin rüyetlerde gördükleri bu zamanların anlaşılmasında çok önemli bir yer tutar. Burada anlatılanlar Canavar 666'yı oluşturan unsurların hangi sırayla birbirini takip edeceğine ilişkindir. Nebukadnessar rüyasında bir heykel görür ve Daniel peygamberin yorumuna göre heykelin altından olan başı Babil'dir. Daha sonra ise sırasıyla başka krallıklar dünya egemenliğinde öne geçeceklerdir. Babil'i sırasıyla Med-Pers, Yunan, Roma izleyecektir. 

Heykel'in ayaklarıyla ikili yapıya sahip bir dünya gücünün egemenliği anlatılır. Bu ikili yapıdaki dünya gücü son dünya gücü olarak yerini alacaktır. Rüyanın devamında Tanrının dağından kopan bir taşın heykelin ayaklarına çarparak heykeli tümüyle parçalayıp yok ettiği anlatılır. Heykelin ayaklarının ikili yapıda ortak bir dünya gücünü oluşturan Britanya ve ABD olduğu yorumu vardır. Daniel'in yaşadığı dönemde ilk dünya gücü olan Mısır ve ikincisi olan Asur imparatorlukları devirlerini tamamladıklarından, heykel ve hayvanlarla temsil edilen dünya imparatorlukları Babil ile başlar. Bütün bu imparatorluklar toplam olarak yedidir ve Vahiy kitabındaki "Denizden çıkan canavar"ın yedi başını oluşturur. Sıralaması: (1) Mısır, (2) Asur, (3) Babil, (4) Med-Pers, (5) Yunan, (6) Roma, (7) Britanya-ABD'dir. Nebukadnessar 'ın gördüğü başı göklere erişen devasa bir ağaçla ilgili rüyasında zamanlar da söz konusudur. Burada verilen zaman simgesel bir yedi vakittir. Buradaki ağaç ve bu ağaçla temsil edilen Nebukadnessar, asıl olarak Tanrının Egemenliğini temsil etmektedir. Nebukadnessar'ın yedi vaktin sonunda krallığını geri aldığı gibi, Tanrısal Krallık da insanların elinden geri alınacaktır. Bu rüya ile eski İsrail'de Yahuda krallığının sona erdiği tarihten itibaren geçecek bir yedi vaktin olacağı ve bu vaktin sonunda ise, ağacın yeniden filiz (Krallık Filizi) vereceği anlatılır. Yahuda Krallığı Babilliler tarafından ele geçirilir ve bir süreliğine daha İsrailli krallar tarafından yönetilir. Bu nedenle Yahuda krallığı, Yeruşalim'in surlarının Babillilerce yıkıldığı ve İsraillilerin sürgüne gittiği MÖ 587 yılından 20 yıl önce, MÖ 607'de ortadan kalkmış olmaktadır. Burada önemli olan tarih Yeruşalim'in surlarının yıkılış tarihi değil, Yahuda krallığının sona erdiği tarihtir. Vahiy kitabı 3,5 vakitten 1260 gün olarak söz ettiğinden, yedi vaktin 2520 gün olduğu tespiti yapılır (3,5 + 3,5 = 7), (1260 + 1260 = 2520) ve gün kavramı Kitabı Mukaddes’teki başka sözlere dayanılarak yıl olarak hesaplandığında 1. Dünya Savaşı'nın başladığı 1914 yılına varılır. MÖ. 607 ve MS 1914'ün bitmiş yıllar olmadığı, ayrıca sıfır yılının da olmadığı göz önünde bulundurulduğunda, bu süre toplamda 2520 yıl eder. Eğer bu 7 vakit (2520 gün) yalnızca harfi anlamda hesaplanacak olsaydı, bu durumda sadece 7 yıl olacak ve MÖ 600 yılını işaretlemiş olacaktı (MÖ 607 - 7 = MÖ 600). 

Nebukadnessar'ın rüyasındaki ağaç ile Atanmış Kral olarak İsa'nın ikinci gelişi birbiriyle doğrudan ilişkilidir. Çünkü konuda, Canavar 'ın süresinin bitimine yakın zamanlarda İsa'nın Atanmış Kral olarak yetkisini kullanmaya başlayacağı anlatılır. Bu dönem İsa'nın Atanmış Kral olduğu son günlerdir. Son günlere ilişkin olarak ise, öğrencilerinin İsa'dan kendilerine söylemesini istedikleri belirtiler, alametler bu dönemin nasıl olacağını gösterir. İsa, Atanmış Kral olarak yetkisini kullanmaya hazır olduğu dönemin başlıca işaretlerinin savaşlar, kıtlıklar, depremler ve salgın hastalıklar olacağını söyler. Ayrıca kötü bir insan soyu da alametin bir parçası olacaktır. İsa ikinci gelişinin alametiyle ilgili bilgileri halka değil, kendisinden bu konuda bilgi isteyen öğrencilerine vermişti. Bu nedenle Armageddon'dan önce geçip gitmeyecek olan nesil ile kastettiği kişiler de bunlardı. Atanmış Kral Armageddon öncesinde bütün insanlarla ilgili olarak bir yargıda bulunacak ve buna göre insanlar ölüm ya da yaşam için işaretlenecekler. Saygı dolu sevgiyle

Araştırmacı Yazar Mustafa Orhan ACU
Araştırmacı Yazar Mustafa Orhan ACU
Tüm Makaleler

  • 20.10.2023
  • Süre : 4 dk
  • 1994 kez okundu

Google Ads