Site İçi Arama

dinfelsefe

Karanlıkta Sızan Bir Işık, Umut

Hiç, hastanede durumu umutsuz olan bir hastanın yerine kendinizi koydunuz mu? Hiç, çok fakir olan bir ailenin karnını doyuracak bir somun ekmek için çabasına şahit oldunuz mu? Hiç, varlık içinden sebebi ne olursa olsun yükseklerden yüksek bir hızla yere çakılıp, yerle yeksan olan insanlara şahit oldunuz mu? 

Bu saydığım hayat sürecindeki bu yaşanmışlıklar her "an" bizim de başımıza gelebilecek olgulardır. Çünkü, insanlar geleceğini sadece hayal edebilirler, programlayabilirler ancak geleceklerine hükmedemezler. Gelecek her birimiz için her zaman bir muamma ve belirsizliktir, sadece gelecekten iyi şeyler umut ederiz. İşte her şey bu noktada başlıyor zaten. 

Hayatta bazen bazı şeyler yolunda gitmeyebilir. Aslında biliyor musunuz? Yolunda gitmemesi de iyi oluyor bazen. Her şeyin düzgün bir şekilde, raydan çıkmadan devam etmesi, tıpkı herkesin sizi seveceğine inanmak kadar aslı astarı olmayan bir inançtır. Ve doğal olarak birilerimiz hayat yolunda önde yürürken bazılarımız da geride kalacaklardır. 

Bazen, bazı insanlar hakkında karar verdiğinizde, bu onları tekrardan görmeyeceğiniz, konuşmayacağınız anlamına gelmez. Sadece hayatınızdaki yerleri değişecektir! Hiçbir şeyin yolunda olmaması, bazı şeylerin yoldan çıkması, kulağa ilk önce biraz ürkütücü gelse de, insan hayatındaki çatlakların, kırılmaların, tam kopmama halinin de bazen iyi yanları da vardır diye düşünüyorum. 

Hatırlar mısınız, karanlığın bazen çatlaktan sızan ışık ile aydınlandığına dair bir cümle paylaşmıştım geçmiş yazılarımın birinde. O cümle ile nerede karşılaştım bilmiyorum ama çok sevmiştim. Her ne olursa olsun, bazen bizi içinde bulunduğumuz şartlar, hiç aklımızda olmayan, daha önce hiç düşünmediğimiz bir yere koyabiliyor. Bocalamak, üzülmek, şaşırmak gibi duygular insanî duygulardır ve hepimizde az ya da çok olması gereken duygulardır. Karanlığa sızan bir ışık gibi, hayatımıza sızan bir insan gibi doğaldır bu durum. Zamanın bize neler getireceğini bilmeden yaşarız. Bugüne kadar geçtiğimiz yolların, bugüne kadar yürüdüğümüz patikaların, akıttığımız gözyaşlarının, evrende duyulan kahkahaların ve daha bunun gibi bir sürü yaşadıklarımızın toplamı biz kendimiz oluyoruz. 

Herkes kendi yaşadığı hayatın merkezindedir. Genel manada, sen varsan hayat var, sen yoksan hiçbir şey yok demektir. Kıyametin ne zaman kopacağını bilemeyiz ama her birimiz için kıyamet, öldüğümüz gün kopacaktır. Mutlu olabilmek, tepetaklak olduğunu sandığın hayatının belki de ışığı ve umududur. Bazı şeyler, karanlığın içine sızan ışık gibidir. Hayatımızdaki her tökezleme, hayatımızdaki her düşüş bir son değildir. Hayatımızdaki kırılmalar, çatlamalar veya hayatımızı tepetaklak eden şeyler olurken, çatlaktan karanlığa sızan, o yaşanılan hüznün ortasında beliren ışık, görebilenler için bir umuttur bizi yaşama bağlayan bir ip gibidir.

Hayatta kaybetmekten hepimiz korkarız. Aslında korkmamak gerekir diye düşünenlerdenim. Güvenini kaybetmek, inancını kaybetmek, onurunu kaybetmek, yolunu kaybetmek, dengeyi kaybetmek, umudunu kaybetmek, neşesini kaybetmek, gururunu kaybetmek, özgürlüğünü kaybetmek, hayatını kaybetmek, kontrolünü kaybetmek, aklını kaybetmek velhasıl kendini kaybetmek en büyük korkumuzdur. Oysa insanlar yalnız doğar ve yalnız ölür. En büyük kaybı kendisidir. 

Siz varsanız bu dünya vardır. Kendinizi kaybetmeden yaşamak, yaşamın sırrıdır. Çevrenizde bir sürü insanın olması, insanın yalnız olmadığı anlamına gelmez. Her insan kendi içinde yalnızdır. Bu haldeyken kendi kendine yetebilen ve mutluluğun aslında sevgi dolu bir bakıştan öteye gitmediğini anlayan insanlar daha huzurlu bir yaşam sürme sırrına ermişler demektir.

İnsan enerjisini nereye koyarsa, orası filizlenir. Enerjinin başarıya dönüşmesi, doğru seçimlerle gerçekleşir. Doğru adımlar, doğru seçimler, enerjiyi çoğaltır, güçlendirir. İnsanı canlandırır, heyecanlandırır. Her an kaybetme korkusuyla yaşamak enerjiyi azaltır, yok eder. Dümeninde kaptanı olmayan bir gemiye dönüşür beden ve ruhumuz. Kendimizin farkında olursak, huzur, mutluluk, neşe, hayat da bize sahip çıkar. Karanlıkta sızan ışığın bize gülümsemesini görür, içimize yaşam umuduyla doldururuz. 

Saygı dolu sevgiyle kalın diyorum.

Araştırmacı Yazar Mustafa Orhan ACU
Araştırmacı Yazar Mustafa Orhan ACU
Tüm Makaleler

  • 06.10.2022
  • Süre : 3 dk
  • 2035 kez okundu

Google Ads