Hattı Kampanya Yok, Sathı Kampanya Gerekli
Bazen kimi filmlerde olur ya, bir salgın olmuştur mesela, caddeler, sokaklar bomboştur. Metroya girer filmin kahramanı, içerisi bomboştur. Belki bomboş bir köprünün üstünde yürüyerek bir yere ulaşmaya çalışır başrol oyuncusu. İşte böyle filmlerde hep aynı şeyi düşünürüm, anlarım, her şey insan içindir aslında.
Muhalefetin ne avantajı var biliyor musunuz?
Küçük küçük, ama bir sürü kampanya yapabilir muhalefet. Yeterince parti var muhalefet cephesinde.
İktidarın bu şansı yok. İktidar etrafında da bir sürü parti toplanmış olsa da, onların sorunu çoğu sadece barajı geçme derdiyle bir çıkar ortaklığı peşinde olmaları. Belki de meclise bir iki milletvekili sokabilmek birçoğu için yeterli.
Kampanya yapılacaksa her yere tek bir kişinin gideceği biliniyor. Bu yüzden iktidar her seferinde büyük kampanyalar yapmak zorunda.
Büyük kampanyalara izleyici toplamak ise her yerde o kadar da kolay değil takdir edersiniz. Yani eğer taşıma izleyici getirmezlerse miting alanına, bu konuda iktidarın pek bir şansı olduğunu söyleyemem.
Bu durum, yani daha çok yerde miting yapabilmek halka kendisini anlatmak açısından muhalefete bir avantaj sağlar mı?
Evet, bence sağlar.
Yeter ki yapılan irili ufaklı mitinglerde her parti başkanının söylemlerindeki hedefler ortak alınan kararlarla uyumlu olsun. Sadece kendi parti propagandalarını yapmaktansa, ortak söylem geliştirmeliler. Bunu yapabilmek için zaten uzun zamandır birlikte çalıştılar ve ortak metinler oluşturdular.
İktidar doğal olarak bunca yıllık iktidarlarında yaptıkları büyük işleri kampanyalarında öne çıkartmak zorunda kalıyor. Yollar, köprüler yaptık; hastaneler, havalimanları yaptık. Onu yaptık, bunu yaptık.
Kendilerince haklılar belki de, heybende ne varsa onu çıkartırsın ortaya.
Şimdi de TOGG diyor mesela, savunma sanayii ürünlerini öne çıkartıyor bir yandan.
Ama sanırım bu büyük projelerin yanında iktidarın en büyük kusuru ekonomide yaptığı büyük yanlışlar.
Uzun zamandır gerçekten merak içerisindeyim. Neydi acaba iktidarı bu yola sürükleyen? Niye ekonomiyi böyle batırdılar? Sonucun bu olacağını göremediler mi?
Sadece ekonomi değil tabii ki benim eleştirilerim, bunun hukuktaki güven gerilemesi var, eğitimdeki sorunlar var, yaşam tarzına baskılar var, var da var yani. Hepimiz biliyoruz nelerden şikayetçi olduğumuzu.
Ama halk gözünde en büyük kusur ekonomi olmuş durumda, sanırım hayat pahalılığı en baştaki sorun şu anda.
Üretilen TOGG'u alamıyorsa vatandaş, bir önemi olabilir mi araç milli mi, yerli mi diye?
Gurur duyuyoruz hepimiz, orası başka, ama TOGG karın doyurmuyor.
Sosyal medyadaki espri ile TOGG açın halinden anlamıyor.
O köprüden geçebilecek parası olmayan bir kişi için, kapısında kendine ait bir arabası olsa bile, eğer benzin almakta zorlanıyorsa mesela, o yapılan köprünün bir önemi olabilir mi? Geçmiyor ki o köprüden!
Bazen kimi filmlerde olur ya, bir salgın olmuştur mesela, caddeler, sokaklar bomboştur. Metroya girer filmin kahramanı, içerisi bomboştur. Belki bomboş bir köprünün üstünde yürüyerek bir yere ulaşmaya çalışır başrol oyuncusu.
İşte böyle filmlerde hep aynı şeyi düşünürüm, anlarım, her şey insan içindir aslında.
İnsan yoksa ne köprünün ne yolun ne havaalanının bir önemi yoktur.
Bir yandan da muhalefeti kötülemekten geri durmuyor.
İktidarın işi zor dediğim gibi. İnsanlar geçim derdinde ve kimsenin gözü yapılan büyük işleri görmüyor.
Bu yapılan büyük işlerin yapımında yapılan yanlışlar, yolsuzluklar, aşırı maliyet sorunları zaten büyük problem. Ama en azından iktidar büyük işler yaptı diyenler bile oldukça azalmış durumda.
Muhalefet ise hem küçük küçük seçim kampanyaları yaparak, bir de bu kampanyalarda vatandaşa dokunarak başarıya ulaşma şansına sahip bence.
Negatif, yani iktidarı eleştiren kampanyaların çok bir şey getireceğini zannetmiyorum.
O yüzden iktidarı, özellikle de sayın cumhurbaşkanımızı eleştiren söylemler yerine pozitif kampanya yapılması iyi oluyor. Biz şöyle yapacağız demek daha anlaşılır oluyor. Negatif kampanyalar seçmen gözünde pek faydalı olmuyor.
Ancak muhalefetin kendi muhalif seçmenine de arada dokunması faydalı galiba. Bu anlamda İYİ Parti'nin artık biz varız, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak tarzı söylemlerini ben tuttum. Biraz negatif kampanya etkisi olsa da bu söylemler, bence güzel konulara parmak basmışlar.
Neticede sanırım "Hattı kampanya yok, sathı kampanya yapılacak!" mantığı muhalefet için doğru bir taktik.
Böyle devam etmeleri gerekli.
Fark etmez, kim ne kadar izleyici toplayabiliyorsa artık, her parti miting çalışmalarına kendince hız vermeli.
Büyük şehirlerde birlikte kampanyalar ise birliktelik görüntüsünü pekiştireceği için sanırım muhalefetin kampanyasının olmazsa olmazı.
Son bir söz de sayın Kılıçdaroğlu'nun tahtasına.
El yazısı gerçekten kötüymüş, belki biraz daha tane tane yazsa daha iyi olabilirmiş.
Yine de iyi bir girişim demeliyim.
Bu arada sonunda her zaman dediği gibi söz veriyorum demeyi unutmuş galiba.
Bence videoyu söz veriyorum diyerek bitirmeyi alışkanlık haline getirmeli. Etkisi olur bence.
Moskova'dan herkese sevgi ve saygılarımla