Gerisi Hikâye
Gelin basit bir hesap yapalım.
Bir zamanlar epey vakit harcayıp "yaşamanın kodları" adıyla dört kişilik standart bir aile için ortalama bir yaşam standardında ne kadarlık bir gelire ihtiyaç olduğunu elimden geldiğince detaylı olarak hesaplamıştım.
https://strasam.org/ekonomi/mikroekonomi-ve-makroekonomi/yasamanin-kodlari-1-866
Bu yazının üzerinden epey bir zaman geçti, enflasyon ve hayat pahalılığı etkisi, üstelik döviz fiyatlarındaki artışlarla bugün aynı hesabı tekrar yapsam, muhtemelen çok daha yukarıda bir gelir ihtiyacı çıkacaktır.
O gün için çıkan bile birçoğumuzun gelir seviyesinin oldukça üstündeydi.
O yazı serisinin son yazısında ülkeler arasında dolar bazında bazı karşılaştırmalar yapmıştım. Birçok yüksek gelirli ülkede çok daha fazla olsa da, bizim hesabımızda o günkü dolar kuruyla aylık dört kişilik bir ailenin ortalama gelir ihtiyacı 1375$ çıkmıştı.
Bu kişi başı 350$ civarında bir gelir ihtiyacı demek.
Gelin biz bugün de bu değerle yola çıkalım ve herkesin aylık bu kadar para kazandığını öngörelim.
84 milyon küsür nüfusumuz var. Sığınmacıları ve diğer misafirlerimizi bu hesaba katmıyorum.
Bu durumda tüm ülkenin aylık gelir ihtiyacı 29,4 milyar $ tutar. Yıllık ise 346 milyar 500 milyon $.
Bizim 2022 yılı için yıllık tahmini gayri safi milli hasılamız, yani ülke için yıllık gelirimiz dolar bazında 844 milyar 534 milyon $.
Yani 346 milyar 500 milyon dolar standart bir yaşam için ihtiyacı düşersek, aslında 498 milyar $, yaklaşık 500 milyar $ fazlamız var.
Bu ne demek oluyor sizce?
Toplam gelirimiz ülke olarak herkesin ortalama standartta yaşaması için gerekli gelirin iki katından daha fazla!
Ama millet hayat pahalılığı ve enflasyon altında eziliyor.
Size de bu çok garip gelmiyor mu?
Bugün Türkiye'de gelir dağılımında aşırı bir bozukluk var. Kimilerinin elinde, aslında bu çok küçük bir zümre, çok fazla para varken, halkın çok büyük bir kısmı benim hesaplandığım ortalama standardın bile çok çok altında gelir sahibi.
İşte buna ben yönetimde beceriksizlik diyorum. Beceriksizlik diyorum, çünkü başka şey demeye dilim varmıyor.
Türkiye çok büyük bir ülke, milletimiz çok çalışkan. Son yıllarda özellikle eğitimde yapılan hatalar sebebiyle akıl seviyemiz düşüşte olsa da, aslında çok zeki bir milletiz.
Bu basit hesaptan bile sanırım hepimiz aslında gerçek manzaranın farkına varmışızdır.
Ben bu geliri daha yukarılara çıkartacak bir kadronun başa geçmesini istiyorum. Daha çok gelir, yani daha büyük GSMH asıl amaç olmalı.
Ama daha da önemlisi gelir dağılımını daha adil yapmayı vaat eden kadrolar benim asıl tercihimdir.
Gerisi hikâye, dünya lideriymiş, altılı masaymış, kim aday olacakmış. İnanın hepsi hikâye.
Kimler daha adil bir gelir dağılımı yapacak? Asıl soru budur!
Kimler bu ülkenin daha fazla GSMH üretmesini sağlayacak.
Kimler daha adaletli, daha refah bir geleceğe bizi taşıyabilecek, işte benim tercihim onlardan yana olacak.
Bu bir kadro işi, bir kişinin altından kalkabileceği bir yönetim şekliyle yönetilecek ülke değildir Türkiye.
Türkiye çok büyüktür, milletimiz çok yücedir. Bu millet doğru dürüst yönetilmeyi hakkediyor.
Ben böyle bakıyorum olaya, gerisi hikâye bana göre.
Moskova'dan herkese sevgi ve saygılar