Sadece İnşaat Mühendisleri Müteahhitlik Yapabilse Bir Çözüm Olur mu?
Projenin başı olarak kabul ettiğimiz proje müdürleri mesela, şantiyelerde artık hem tüm bu şantiye içi ayrı dalları çok iyi bilen, hem de yönetim ve insan ilişkileri üzerine kendini yetiştirmiş deneyimli mühendislerdir proje müdürleri. İşveren açısından direkt muhataptır.
Tamam, biz inşaat mühendisiyiz ve yapıların taşıyıcı hesaplarını yaparak taşıyıcı sistem projelerini hazırlamak öncelikli görevimiz.
Ancak bu mesleğin aynı tıpta olduğu gibi farklı farklı uzmanlık dalları var.
Üniversitede bile aldığımız seçmeli dersler ile bir çoğumuz ilgi alanlarımıza göre farklı dallara göre eğitimimizi tamamlıyoruz.
Ardından da biraz da artık şans eseri, bulabildiğimiz işe ve çalıştığımız firmalara göre iş hayatımızın devamında deneyim edindiğimiz konular da değişebiliyor.
Gelin biraz daha derinlemesine bir inşaat mühendisi ne gibi konularda çalışabilir diye açıklamaya çalışayım.
Öncelikle çalışma hayatında bir inşaat mühendisinin üç ana dalda çalışabileceğini söyleyebilirim.
Kimimiz proje firmalarında proje mühendisi olarak uzmanlaşırken, kimimiz de direk şantiyelere gidip artık elimize verilen projelere göre yapıyı inşa etmekle uğraşıyoruz.
Az bir kısmımız da kontrol mühendisliği üzerine uzmanlaşmış firmalarda çalışmaya başlıyoruz. Müşavir firmalardan bahsediyorum. Dolayısıyla da bu arkadaşlarımız denetim konusunda uzmanlaşıyorlar.
Bunlara bir ağacın üç ana dalı gibi üç ana branş diyebiliriz.
Bu ana üç branş da kendi içinde alt dallara ayrılıyor doğal olarak.
Proje mühendisi, yani eski adıyla proje müellifi deyince kimimiz bina tipi yapılarda uzmanlaşırken, kimimiz belki özellikle çelik konstrüksiyon olarak yapılan fabrika tipi yapılarda uzmanlaşıyoruz. Yani çelik yapıların projeleri üzerine uzmanlaşıyoruz.
Kimimiz de tamamen farklı proje konularına yöneliyoruz.
Mesela zemin araştırmaları ve zemin raporlarının hazırlanması da ayrı bir uzmanlık dalı inşaat mühendisleri için.
Mesela barajlar, limanlar, tüneller, yollar da ayrı uzmanlık isteyen projelendirme dalları.
Demiryolları bile bambaşka projelendirme uzmanlık dalı.
Havaalanlarını da belki ayırabiliriz.
Altyapı mesela, kanalizasyon ve yağmursuyu hatları da ayrı bir projelendirme uzmanlığı ister.
Tüm bu uzmanlık dallarının bambaşka hesaplama yöntemleri vardır.
Gerçi artık birçok proje hesabı hazır programlarla yapılıyor, ama bilgisayarın çıkardığı sonuçları ancak uzman bir proje mühendisi değerlendirebilir. Çünkü program sonuçta ne veri veriyorsan, ona göre sonuç çıkartır. Eğer sonuçlarda bir saçmalık varsa, baştan girilen donelerde hata yapmış olabilirsiniz. Yani sonuçları değerlendirebilecek uzmanlık seviyesinde mühendislerin yapacağı iştir proje müellifliği.
Yapı demişken köprüler, viyadükler ve sanat yapıları dediğimiz yollar üzerindeki benzer yapılar da ayrı bir projelendirme uzmanlık dalıdır.
Yani bir proje mühendisinin ilgi alanları çok farklı olabilir.
Betonarme yapıların projeleri bile kendi içlerinde farklılıklar içerir.
Kuleler ve yüksek binalar başka türlü projelendirilir, konut tipi daha alçak binalar farklı. Geniş açıklıklı binalar farklıdır, standart açıklıklı binalar farklıdır. Hepsinin hesap kriterleri farklılıklar içerir. Projeleri de farklıdır doğal olarak.
Tabii inşaat mühendisi deyince büyük bir kısmımız şantiyelerde çalışıyoruz dedik. Bu da ikinci ana daldır bir inşaat mühendisi için.
Nasıl ki proje mühendisleri çok farklı dallarda uzmanlaşıyorlarsa, şantiyelerde de mühendisler benzer şekilde farklı dallarda uzmanlaşma şansı elde ederler.
Şantiyelerde kadrolaşma hem her tür yapıya göre, yani bina, fabrika, altyapı, köprü, baraj, tünel, liman, dalgakıran ve diğerleri gibi farklı uzmanlık ister, hem de şantiyeler içinde mühendisler farklı farklı işlere göre uzmanlaşmak durumunda kalırlar.
Kimimiz planlama departmanında iş programları yaparken, kimimiz proje mühendisleri ile projelendirme koordinasyonu yaparız.
Kimimiz sözleşmeler üzerine uzmanlaşırız, bir sürü taşeron dediğimiz alt yüklenici çalışır şantiyelerde. Tüm bu alt yüklenicilerin sözleşmeleri kendilerine has incelikler içerir. Bu incelikleri de sözleşmeler üzerine uzmanlaşmış mühendisler bilir ancak.
Kimimiz ise işin parasal kısmında, yani hak edişler üzerine çalışırız.
Kimimiz de projelerin üzerinden gerekli malzemelerin hesabını çıkartırız. Yani projenin metrajını çıkartmak da ayrı bir iştir. Nerede hangi malzeme lazım olacak, ne kadar gerekecek, tüm bu bilgilere ihtiyaç vardır iş süresince.
Bir kısmımız şantiyenin ihtiyacı olan bu malzemelerin temini üzerine çalışırken, kimimiz de bizzat şantiyede imalatlardan sorumlu oluruz.
Kimimiz de inşaat sahasında iş emniyetinin alınması üzerine çalışırız.
Yapılan imalatların kalite kontrolünden de sorumlu olanlarımız vardır.
Teklif departmanları bile müteahhit firmalarda bambaşka bir uzmanlık dalıdır.
Ancak şantiyelerde en önemli kadrolar ise yönetici kadrolardır.
Projenin başı olarak kabul ettiğimiz proje müdürleri mesela, şantiyelerde artık hem tüm bu şantiye içi ayrı dalları çok iyi bilen, hem de yönetim ve insan ilişkileri üzerine kendini yetiştirmiş deneyimli mühendislerdir proje müdürleri. İşveren açısından direkt muhataptır.
Gelelim üçüncü ana dala.
Bir başka ana dal olan müşavirlik ise diğerlerinden çok daha farklı bir daldır. Müşavir işi a'sından z'sine bilendir.
Müşavirlik firmaları da kendi içlerinde farklı konulara göre uzmanlaşmışlardır.
Bina tipi yapılar için farklı müşavir firmalar sorumluluk alır, fabrikalar ya da endüstriyel tesisler için farklı firmalar, köprüler, barajlar, tüneller, yollar ya da limanlar üzerine de farklı firmalar uzmanlaşmışlardır
Bu firmalarda çalışanlar ise ihale dokümanlarının hazırlanmasından tutun, ihalenin yapılması, sonra sözleşmenin hazırlanması ve müteahhit ile işverenin sözleşmeyi imzalaması aşamasına kadar, yani çok farklı dallarda çalışırlar.
Müşavir firmaların tüm bu konularda ayrı ayrı yükümlülükleri vardır.
Proje firmaları ile işverenler arasında yapılan sözleşmeler de müşavir firma kontrolünde yürütülür mesela.
Projenin hazırlanması aşamasında da müşavir firmalar devrede olurlar. Çünkü işi bilen müşavir firmalardır.
Ardından da işveren adına işin her türlü kontrolünden sorumlu uzman kuruluşlardır müşavir firmalar.
Bizzat şantiyede imalatların kontrolü ve işveren adına yapılan işlerin etap etap teslim alınması, aynı şekilde hazırlanan projenin de kontrolü ve kabulü, ardından da uygulansın diye damgalanarak müteahhide verilmesi müşavir firmanın yükümlülükleri arasındadır.
Yapı denetimi de aslında müşavirliğin bir başka dalıdır.
Ama inşaat mühendisleri bu konuda sadece denetim üzerine ayrıca kurulmuş firmalarda özerk bir yapıda ayrı bir dal gibi çalışmaktadır.
Malzeme de bir başka uzmanlık dalıdır aslında. Belki de dördüncü bir ana dal olarak kabul etmemiz gerekir malzeme konusunu.
Sadece demir beton, tuğla değil malzeme diye bahsettiğim, ya da kalıp malzemeleri değil.
Bir yapıdaki her türlü malzeme üzerine bu dalı seçmiş olan arkadaşlarımız iş hayatlarında çalışıyor olabilirler. Cıvatalar ve benzeri konularda bile çalışanlar vardır meslektaşlarımız arasında.
Seramik kaplamalar bile malzeme branşına dahildir, granit ya da benzeri kaplama malzemeleri de.
Yapıştırıcılar, boyalar, izolasyon malzemeleri, cephe - çatı malzemeleri, pencereler ve kapılar veya endüstriyel binalarda ihtiyaç duyulan başka bir sürü çeşit çeşit sistemler. Her türlü inşaat malzemeleri üzerine bu dalı seçmiş olanlar çalışıyor olabilirler.
Son yılların gözde malzemelerinden biri olan deprem izolatörleri bile malzemenin konusudur.
Yani inşaat mühendisliği çok geniş perspektifi olan bir meslektir.
Yukarıda saymadım ama, doğal olarak bu işin akademik boyutu da vardır.
Bir kısmımız da üniversitelerde yüksek lisans aşaması sonrasında doktora ve devamında meslek hayatına üniversitelerde devam eder. Üniversitelerde ya araştırma görevlisi olurlar, ya da bizzat öğretim görevlisi olarak yeni öğrencilerin yetiştirilmesi üzerine çalışırlar.
Üniversite içerisinde de çok farklı dallarda uzmanlaşma imkanları vardır akademisyenlerin. Deprem üzerine bile ayrıca uzmanlaşmış akademik kadrolar vardır. Yapı, malzeme, zemin, akışkanlar mekaniği gibi farklı farklı dallarda uzmanlaşmak mümkündür.
Tabii en son olarak da büyük işveren kuruluşlar içerisindeki inşaat departmanlarında, ya da bizzat kamuda inşaat konularında çalışanları da atlamamak gerekir.
Devlette, yani kamuda, bir de büyük firmaların yatırım departmanlarında çalışan inşaat mühendisleri devlet yatırımlarında karar veren mercilerde çalışırlar.
Mesela özellikle eskiden DPT, yani Devlet Planlama Teşkilatı bünyesinde çalışan inşaat mühendisleri çok farklı konularda proje geliştirmekten sorumlu mühendislerdi.
Karayolları mesela, yolardan sorumlu kamu kuruluşudur.
DSİ ya da DHMİ, TCDD, tüm bu kamu kurumlarında çalışan bir sürü inşaat mühendisi vardır.
Belediyelerde de inşaat işlerinden sorumlu mühendisler vardır.
Bu ülkede inşaat mühendisi olan siyasiler bile var. Cumhurbaşkanı olan bile olmuştu inşaat mühendisleri arasından.
Kısacası bu kadar büyük bir yelpazede çalışma imkânı olan bu mesleğin özellikle şantiyelerde bir anlamda askeri bir düzen içinde çalıştığını, yani bu mesleğin çok fazla disiplin istediğini söylemeliyim.
Hayatın her yerinde inşaat mühendisleri için iş imkânı varken ve bizler hemen hemen her dalda çalışıyorken, niçin inşaat konularında kontrolün elimizde olmadığını hiç anlamamışımdır.
Yaşanan bu deprem felaketinde nasıl oldu da bu kadar büyük bir facia yaşandığı ise, özellikle de kamuda bu kadar çok inşaat mühendisi çalışırken, inanın anlaşılır gibi değil bence.
Evet, öncelikli sorumlu olarak hemen müteahhitler yakalamaya başlandı.
Büyük müteahhit firmalar içerisinde de çalışan bir sürü inşaat mühendisi arkadaşımız var. Yani aslında belki de işi yapan mühendis kadrolar.
Müteahhit ise herkes olabilmekte. Yeter ki paran olsun. Yeter ki ilişkilerin olsun.
O yüzden doğru da yapılıyor belki, evet müteahhitler bu işin sorumlusu olabilir. Özellikle de eğer bünyesinde uzman mühendisler barındırmak yerine işin ucuzuna kaçıp, daha eğitimsiz kadrolarla çalışmayı tercih edenler.
Ama bu kadar eğitimli kadrolar varken, önüne gelenin müteahhit olmasına imkân sağlayan bu devlet değil mi?
Bu konuda kuralları koyması gereken devlet değil mi? Eğer müteahhit olmak istiyorsan şu konularda mutlaka uzman kadro çalıştırmak zorundasın diye kural koyup, denetlemek zorunda olan devlet değil mi?
Bir hastanede ameliyat yapma yetkisi biraz parası olanda mıdır, yoksa doktor olanda mı?
Ameliyatı yapanın doktor ya da diğer adıyla uzmanlık dalı olarak cerrah olması gerekmiyor mu?
Ben ülkemizde iyi eğitimli ya da çok fazla köprü altı üniversite olduğu için iyi bir eğitim almış olmasa da, oldukça fazla mühendis kadro olduğunu düşünüyorum.
Eğer bu işin eğitimini veriyorsanız, demek ki sorumluluk da sadece bu kadroların olmalı. Kâğıt üstünde değil, bizzat işin uygulamasında. Bu bilince varılması gerekiyor artık sanırım.
Bu yüzden de bence öyle her önüne gelen müteahhit olamamalı.
Müteahhitlikteki rant hırsı tüm bu felaketin bir sebebi aslında.
Müteahhitlik ise ranta kurban edilemeyecek kadar önemli bir meslektir.
Hatta mühendis kadrolar içerisinde de yukarıda anlattığım gibi direk olarak özellikle konut binası yapımı için sorumlu olamayacak dallarda uzmanlaşmış olanlar olabiliyor.
Kendilerini çok farklı konularda yetiştirmiş ve konut gibi hayati önemi olan bir yapıda, belki de sorumluluk yüklenmesi uygun olmayan mühendisler de vardır aramızda.
O yüzden ben özellikle konutların ayrı bir uzmanlık dalı olarak kabul edilmesi gerektiğini ve konut yapımının sadece uzman inşaat mühendisi müteahhitler tarafından yapılması gerektiğini düşünüyorum.
Bu yapılamayacaksa bu işin tek çıkar yolu kalıyor.
Daha önce de yazdım, konut binası olarak sadece beton duvarlı tünel kalıp tarzı bina yapılmasına müsaade edeceksin ve konutlarda kat sınırlaması yapacaksın.
Yoksa ağlar durursun işte her deprem felaketinde.
Umarım bir şeyleri düzeltiriz de, gelecek nesillerimiz deprem gibi sonucu çok büyük facia olabilen doğal felaketlerden bugün olduğu gibi büyük acılar çekmezler.
Bunun olabilmesi için, toplum olarak bu konuya uygun çözümler bulmalıyız.
Dediğim gibi bence konut binaları için müteahhitlik lisansının sadece belli bir deneyimdeki inşaat mühendislerine verilmesi bir çözüm olabilir.
Finansal olarak destek olmak isteyenler varsa da, bunun başka çareleri bulunur.
Ne bileyim, bunun için ayrı bir borsa kurulabilir mesela. Öyle hisse fiyatlarının balon gibi şişirildiği tarzda bir borsa değil. Sadece kâr payı alabilen yatırımcıların hisse sahibi olabildikleri bir borsa.
Şirketlerin yönetimi ise sadece uzman inşaat mühendisi kadroların elinde kalacak mesela. Belki de altın hisse gibi bir çözüm.
Kısacası çözüm çok, yeter ki çözüm bulmak isteyelim.
Ama dediğim gibi şirket lisansı sadece uzmanlarına verilmeli.!
Buna ben kurumsal müteahhitlik diyorum, bu bir çözüm olabilir sanırım.
Ya da diğer seçenek konutlar için kiriş-kolon sisteminde karkas yasak diyeceksin. Konut yapıları oldukça emniyetli olacak.
Bu işlere karar vermek zor. Sonuçta her şey finansmana geliyor dayanıyor.
Ama artık kararımızı vermeliyiz ve doğru bir çözüm bulmalıyız sanırım.
Moskova'dan herkese sevgi ve saygılarımla