Biz Ayda Petrol Bulacağız

Amerika Birleşik Devletleri başkanı John F. Kennedy 1962 yılında "Biz, Ay'a gitmeyi seçiyoruz ve bunu, kolay olduğu için değil, zor olduğu için seçiyoruz!" demiş.

Evet, uzay programları genellikle devlet projeleri oluyor ve politikacıların kararları ile devletler uzay hedeflerini ortaya koyuyorlar.

Düne kadar iki süper güç fil tepişmesi gibi aralarında uzay yolculukları konusunda yarış halindeyken, bugün kendi imkanları ile uzaya giden ülke sayısı yedi ülke oldu bildiğim kadarıyla. Belki de daha fazla.

Aya yumuşak iniş yapan beşinci ülke Japonya oldu geçtiğimiz günlerde mesela. Japonya bile oldukça ciddi çalışmalar içinde.

Bizim politikacılarımız ise maalesef bu konuda henüz doğru dürüst bir hedef ortaya koymuş değiller. Ülke olarak bile parasıyla da olsa uzaya bir vatandaşını yollayan ancak kırk beşinci ülke olduk. 

Üstelik bu gelişmeyi bile sırf iç politikada bakın uzaya ilk Türk vatandaşını biz yolladık diye seçim propagandası yapmak amacıyla organize ettiler. Seçim mitinglerinde bas bas bu konuyu dile getirirler artık.

Bana göre kırkbeşinci ülke olmak gurur duymanın ötesinde utanç duyacağımız bir şey.

***

Madem seçim propagandası amaçlı yapıyorsunuz bu işleri, ben olsam çıkarım bir de Kennedy gibi ülke vatandaşlarına bir seslenişle bizim hedefimiz ayda petrol bulmak derim. 

Hiç kimsenin aklına gelmeyen bir hedef!

İnanan olur mu? Olur vallahi.

Biz ayda petrol bulmayı seçiyoruz ve bunu, kolay olduğu için değil, imkânsız olduğu için seçiyoruz!

Kennedy biz aya gitmeyi seçiyoruz dediğinde yine politik bir söylem olarak söylemiş bu beyanını. Halk arasında bu hedefi destekleyen oran da en fazla %30’lar seviyesindeymiş.

Sonradan bu oran %80’lerin üzerine çıkmış deniyor. 

Yani aslında politik amaçlarla başlanan böyle hedefler zamanla politika dışına çıkıyor. 

O yüzden çok da bir sözüm yok bu adıma. Sadece çok geç kalındığını düşünüyorum.

Amerika’da ise arada yaşanan kazalar, başarısızlıklar olsa da bugün artık gerek Mars yolculukları, gerek Ay üssü kurulması, ve gerekse asteroid madenciliği gibi farklı konularda çalışmaları ilerliyor. Sadece Amerika’da da değil.

Uzayda bir otel kurmayı düşünenler bile var aralarında.

***

Evet, nedir bizim uzay çalışmalarındaki hedefimiz?

Biz güneşe gideceğiz! Ancak güneş çok sıcak olduğu için biz akşam serinliğinde gideceğiz!

Şakası bir yana, gerçekten ülke olarak uzay çalışmalarına çoktan başlamamız gerekliydi ve biz çok geç kaldık.

Dünya artık geçelim devletleri, özel teşebbüsler ile uzay çalışmalarına devam etmeyi seçmiş görünüyor. 

NASA’nın bile uzay çalışmaları için ayrılan bütçesinde kısıtlamalara gidiliyor. 

Amerika’da artık fırlatma işleri bile Elon Musk’ın SpaceX firmasının imkanları ile yapılmaya başlandı.

Bu durumda biz ne yapmalıyız? Devlet eliyle mi yürüteceğiz uzay çalışmalarını? Ya da bu konularda yatırım yapma niyetinde olan Türkiye’de de özel şirketler var mıdır acaba?

Madem politikacıların elinde bu konu bugüne kadar kulak ardı edilmiş, devlet doğru dürüst hiç bir girişimde bulunulmamış uzay çalışmalarında, acaba özel girişimler niye bir şeyler yapmayı düşünmemiş? 

Acaba özel girişim eliyle biz bir atak yapamaz mıyız?

Hedef koymak önemli!

Tamam, öyle saçma sapan hedefler olmaz tabii ki ortaya konacak hedefler, ama sanırım bizim de aklı çalışan, öyle çevresine yetişmiş kadroları toparlayabilecek dinamik girişimcilerimiz vardır mutlaka. Bence olmalı!

Çünkü özellikle gençler arasında bu konuya çok fazla ilgi duyanlar var. 

***

Aslında devletimizin Uzay Ajansı kurulmuş durumda. 

Bir takım sivil toplum kuruluşları da var.

Mesela bir sivil toplum kuruluşu diyebileceğimiz GUHEM var! Bursa’da Sanayi Odası öncülüğünde belediye ve Tübitak destekli bir kuruluş.

İzmir’de Uzay Kampı bile var, bir ESBAŞ girişimi.

İnternet ortamında da bu konularda çok fazla yayın yapan fenomen diyebileceğimiz yayıncılar var.

Ancak ortalıkta bizzat uzay konusunda herhangi bir yatırım yapmış girişimci yok ve en önemlisi de insanların akıllarında kalıcı bir hedef sloganı yok.

***

Evet, Türkiye Cumhuriyeti’nin bence sembolik de olsa önemli bir adım olan ve uzaya gönderdiği ilk vatandaşı olan Albay Alper Gezeravcı’nın ilk sözlerinin ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün havacılık üzerine koyduğu hedefi belirten “İstikbal Göklerdedir!” sözleri olması da çok önemli. 

Ancak bu hedefin artık çok daha belirgin bir ya da birkaç hedef slogana dönüştürülmesi gerekli.

# Bizim hedefimiz uzay madenciliği yazmaktır!

# Bizim hedefimiz Mars’ta koloni kurmaktır!

# Bizim hedefimiz yörüngeye otel kurmaktır!

# Bizim hedefimiz ay ile dünya arasına asansör kurmaktır!

# Bizim hedefimiz ayda petrol bulmaktır!

Artık neyse uzun vadeli uzay hedefi, bunun belirlenerek artık bir slogan haline getirilmesi lazım.

Hedef, aslında hedef değil de dert İstanbul’un tekrar geri alınması olunca ise, işte anca kısa vadeli parasını ödeyip turistik geziye gönderiyorlar bir vatandaşı.

Turistik gezi demeyin! 

Orada kaldığı 14 gün boyunca boş durmayacak gökmenimiz, deneyler yapacak!

He, he… Zaten amaç deney yapmaktı. Nedense bir de bu uzay deneylerini öne çıkartmak isteyen bir kesim var. 

Yapılsın tabii ki deneyler, önemli deneyler de olabilir yapılacak olan deneyler.

Ancak konunun deney olmadığını da bilelim. 

Eğer seçim öncesi organize edilmişse, hatta aslında bir önceki seçim öncesine bu uzay yolculuğu planlanmıştı da, araya Araplar girdiler, yoksa bu uzay yolculuğunun asıl planlandığı zaman bir önceki Cumhurbaşkanlığı ve millet vekilleri seçimleriydi. 

Allahtan seçim kazanıldı da, gerek kalmadı o günlerde propagandasını yapmaya.

Kısacası, bu konuyu siyasetçilerin kontrolünden kurtarmak gerekli. Çünkü siyaset üstü olması gereken, ve oldukça da geç kalınmış olan uzay çalışmalarında önce hedef tespiti yapıp, ardından da hevesli yatırımcı ve girişimcilere devretmek gerekli bu konuyu.

Gençler! Yok mu aranızda bir Elon Musk olmak isteyen?

Bizden geçti, ne varsa sizde var, boşverin siz o ocuymuş, bu bucuymuş demeyi de aklınızı çalıştırın. 

Gelecek uzayda yapılacak yatırımlarda!

Moskova’dan herkese sevgi ve saygılarımla.