Eller Aya Gitti, Fisyondan Füzyona Giden Yolda, Biz Yine Yaya
Uzmanlar, füzyon enerjisinin, bir galon deniz suyunu kullanarak günümüzdeki 300 galonluk petrol kullanılarak üretilen enerjiye eşdeğer bir enerji üretimine imkân vereceğini söylüyorlar.
Değerli bilim insanı Prof.Dr.Celal Şengör'ün, gazeteci ve program yapımcısı Fatih Altaylı için yazdığı bir mektupta, 2026 yılında teknolojide olacaklardan bahsederken ülkemizin bugünkü durumunun kısa bir özetini yapıyor. Akıl ve bilim çağında olduğumuz bu dönemde, yakın bir gelecekte dünyamızın ve ülkemizin karşı karşıya kalacağını öngördüğü gerçekleri tek tek sıralıyor. Burada onun görüşlerini tartışmaya açacak, söylediklerinin üzerine söz söyleyecek durumda olmadığımı da belirtmek isterim.
Yazısının ana konusu; geleceğin enerji sistemleri ve bu konulara ve alt yapılara harcanan milyar dolarlar. Bugün için elektrikli araba teknolojileri bu enerji politikalarının başlangıç noktalarından birisi sadece. Şu anda ülkemizde 2022 yılında %2,5 olan elektrikli araç sayısı 2023 yılında yaklaşık %7 seviyelerine çıkacağı tahmin ediliyordu ama henüz bu noktaya ulaşamadık. Bununla birlikte tüm dünyada olduğu üzere ülkemizde de fisyondan, füzyona geçişin alt yapısı için birşeyler yapılmaya çalışılıyor ama bizim yine arkalardan geldiğimiz malum.
Fisyon nedir? Fisyon, bildiğiniz gibi nükleer enerjinin kontrol edilip kullanılması manasını taşıyor. Füzyon ise tamamen yeşil enerji ile elde ediliyor ve maaliyet giderleri çok düşük. Uzmanlar, füzyon enerjisinin, bir galon deniz suyunu kullanarak günümüzdeki 300 galonluk petrol kullanılarak üretilen enerjiye eşdeğer bir enerji üretimine imkân vereceğini söylüyorlar.
Bu bilimsel gerçek, ‘olabilir mi?’ noktasını geçmiş durumdadır. Oluyor zaten. Bizim ülkemizde olmadığına bakmayın siz. Biz politika ve futbolun çirkin kulvarlarında tartışmak dünyada neler olduğunu takip etmeye dahi fırsat bulamıyoruz. Bunlar bizim dikkatimizi çekmiyor nedense… Evet, 1 galon deniz suyu, 300 galon petrole denk düşüyor. Deniz suyundan bol ne var? Füzyon enerjisi hayatımıza illa ki girecek gibi gözüküyor. Sadece, Ne zaman? sorusu gündemdedir.
Bu arada elektrikli otomobiller dünyanın en kaliteli petrollü otomobillerinden daha iyi performans göstermeye başladılar bile. Elektrikli gemi ve uçaklar da yolda. Füzyon hemen hemen bedava elektrik sağlayacağı için, bu tür teknolojilere sahip ülkeler kelimenin tam anlamıyla bedava yaşamaya başlayacaklar. Taşıma ve haberleşme tamamen elektrikle yönetilecek. Jules Verne nur içinde yatsın; bunları 150 sene evvel görmüştü. Hayaller gerçek oldu buna denir her halde. Eğer bizdeki bilimi dışlayan anlayış merkezi, bu gelişmeye ayak uyduramazsa bu teknolojiden faydalanma yarışında çok gerilerde kalacaktır. Bu anlayış bizim toplumumuzda matbaayı 300 yıl sonra ülkeye ancak getirebilmiş, onlarca yıl yanı başımızda gayrimüslimler matbaada basılmış kitap okurken Müslüman kesim güya matbaayı ülkeye sokmamıştır.
Aslında benim bu konuyu araştırmam sadece sizleri bilgilendirmek, ülkemin insanının ne kadar boş işlerle uğraştığını bir kez daha gözler önüne sermektir. Bir spor müsabakasında bir futbolcunun diğerine attığı tokadın ya da atmadığı tokadın, günlerce konuşulmasından çok daha önemli olmasındandır. Ülkeler Fisyondan- Füzyona geçişin alt yapısını hazırladılar bile, çok yakın bir gelecekte insanlık bu teknolojiye merhaba diyecek! Nükleer füzyonla sonsuz ve temiz enerjiye ulaşma hayali onlarca yıldır sürüyor. Birçok ülkede büyük çaplı çalışmalar var. Nükleer füzyon, mevcut santrallerde kullanılan fisyon teknolojisinden farklı. İnsanlık nükleer füzyonla sonsuz enerjiye ulaşabilir. Güneş ve diğer yıldızlar enerjilerini füzyon reaksiyonlarından alıyor! Bilim insanları yıldızlarda meydana gelen bu tepkimeyi dünya şartlarında da oluşturmak istiyor.
Yapılan her çalışma, insanlığı nükleer füzyondan sonsuz ve temiz enerji üretme hayaline daha fazla yaklaştırıyor. Bu teknolojide ilkleri başarmak tüm aktörler için kritik, haliyle rekabet de hayli yüksek. Şimdi de ülkelerin bu çalışmayla ilgili geldikleri noktaya bakalım. Çin’in 2028’e kadar nükleer füzyonla enerji üretmeyi hedeflediği gündemde. Ardından İngiltere, 2040 yılına kadar inşa etmeyi planladığı prototip füzyon enerji santralini kuracağı yeri açıkladı. Geçtiğimiz günlerdeyse ABD Enerji Bakanı Granholm, Ulusal Ateşleme Tesisinde çalışan bilim insanlarının füzyon ateşlemesini başardığını duyurdu. Bu açıklama büyük bir heyecanla karşılandı. Nükleer Füzyon enerjisi, iki hafif atom çekirdeğinin birleşerek daha ağır bir çekirdek oluşturmasıyla meydana geliyor. Bu reaksiyon sonucunda çok büyük miktarda enerji açığa çıkıyor. Tabii bunu başarabilmek hayli zor. Reaksiyonu başlatmak için çok yüksek sıcaklık ve basınç değerlerine ulaşmak gerekiyor. Nükleer fizik alanında çalışan akademisyen Prof. Dr. Niyazi Meriç, “Güneş sürekli gözümüzün önünde ve bize bu enerjiyi sağlıyor. ‘Bu ortamı dünyada elde edebilir miyiz?’ diye düşünülmeye başlandı. Eğer elde edilebilirse bütün enerji ihtiyacımız giderilir.
Bu çalışmaların oldukça maliyetli olduğunun altını çizen Meriç, ABD’deki çalışma için 3,5 milyar dolar harcandığından bahsediyor. İngiltere, Rusya, Çin, Amerika ve başka ülkeler, füzyon enerjisini gerçekleştirmek için harıl harıl çalışmalar yapıyorlar.
ABD geçtiğimiz günlerde füzyon enerjisinde büyük bir bilimsel buluşu açıkladı. Füzyon araştırmalarında, “tokamak, stellarator” gibi çeşitli sistemler kullanılıyor. ABD’de yapılan çalışmadaysa lazerlere dayalı bir sistem kullanıldı. Nükleer füzyon araştırmalarının kalbinde, verilen enerjiden daha fazlasını almak, yani verimlilik var. Söz konusu deney bu açıdan dünyada bir ilk. İlk kez bir nükleer füzyonda reaksiyonu başlatmak için verilen enerjiden daha fazla enerji üretildi. ABD, Füzyon ateşlemesini başardıklarını duyururken Granholm, bilimsel başarının ulusal güvenliği güçlendirdiğini ifade etti. Füzyon, bir kaza olsa reaktörde hemen sönüyor. Tek başına patlama gücü yok ama mesela füzyon bombalarından bahsediyoruz. Füzyon bombası fisyon bombasından, atom bombası diye bildiğimiz şeyden, çok daha güçlü. Atom bombasının önüne füzyon bombasını yerleştiriyorlar. Atom bombası atılınca 100 milyon santigrat derece sıcaklığa erişiyor. Eriştiği anda önündeki füzyon bombası ortaya çıkıyor, yani harekete geçiyor ve çok daha güçlü şekilde bombayı patlatabiliyorsunuz. O bölgeye daha fazla zarar veriyor. Yani orada bu enerjiyi bir atom bombasından sağlıyorsunuz.
Nükleer füzyon ve fisyon birbirinden farklı teknolojiler. Mevcut nükleer enerji santrallerinde ağır atomların parçalandığı fisyon teknolojisi kullanılıyor. İşlem sonunda ise ortaya çıkan radyoaktif atıkların çok uzun zaman güvenle saklanması gerekiyor. Füzyonda ise durum farklı. Füzyonda hiçbir atık yok ortada. Çekirdek birleşiyor ve helyum oluşuyor. Helyum da kararlı bir çekirdek, yani radyoaktif değil. Ortada nükleer bir atık yok. O yüzden bir yerde yeşil enerji. İnsanlığa çok fazla zarar vermiyor. Bütün insanların nükleer fisyona karşı çıkmalarının sebebi arkasında bıraktığı kül. Biz bu külü ne yapacağız? diyorlar. Hiçbir tarafa atamıyorsun. Füzyonda söylenecek çok fazla bir şey yok. Çünkü ortada kül yok. Atılacak herhangi bir şey de yok. Enerjiyi elde ediyorsun, işine gelmediği zaman da kapatıyorsun hepsi bu kadar. Halen Uluslararası Termonükleer Deneysel Reaktör (ITER), Yapay Güneş, Kompakt Füzyon Reaktörü gibi projeler sürüyor. Ama sona bu projelerde epeyce bir yol alındığı, bu yönüyle sona gelindiği de bir gerçek! Üç sene sonra da hayatımıza girebilir, otuz sene sonra da girebilir.
Şimdi söyleyin bakalım: Türkiye’nin gündemi niye bunlar değil? İki futbolcunun birbirine attığı tokattan daha önemsiz bir konu olduğu için mi, bu konular Türkiye’de pek konuşulmuyor. Gelecek bir gün gelecek de biz milletçe buna hazır mıyız? Yoksa o zaman da birbirimize çamur atmaya, kendi çamurumuzda boğulmaya devam mı edeceğiz?
Saygı dolu sevgiyle.