Nöromorfik Bilgisayarların Diğerlerinden Farkı Nedir?

Nöromorfik programlama denilen bir programla yöntemi var. 

Bu konuda çalışmalar yapan bilim insanları insan beyninde sinir sistemi nasıl çalışıyorsa, beynin çalışma sistemi benzeri bir yöntem ile bilgisayar programları üretmeye çalışıyorlar. 

Ancak bu konuyu yapay zekâ ile karıştırmayın, nöromorfik programlama yapay zeka ile aynı şey değil. 

Belki ileride hazırlanan programlar yapay zeka olarak hazırlanabilir, ancak şimdilik bildiğimiz programlardan söz ediliyor. Yani şimdilik sadece programın yapısı insan beyninin çalışma prensibine uygun yapılmaya çalışılıyor.

Ancak sorun şu ki, bu prototip programların düzgün çalışabilmesi için mevcut bilgisayarların donanımları yetersiz kalıyormuş, transistörlerden oluşmuş mevcut mikroçiplerin yapısı bu programların istenen şekilde çalışması konusunda birtakım uyumsuzluklar gösteriyormuş. 

Bu yüzden bir yandan da Nöromorfik bilgisayar üretimi üzerine çalışmalar yoğunlaşmış.

Peki nedir Nöromorfik bilgisayar?

Tabii ki nöromorfik bilgisayarların ana ekipmanı nöromorfik çipler.

Nöromorfik diyorum ama gelin önce bu sözcüğün tam olarak Türkçe anlamını bulmaya çalışalım ki, konuyu düzgün anlayalım.  

Nöro Latincede sinir demek, nöroloji sözcüğü de aynı kökten türetilmiş.

Morfik ise yine Latincede biçim anlamına gelen morfo kökünden geliyor.

Yani sinir biçimli, yapıları sinirlerimizin yapısına benzeyen bilgisayarlardan bahsediyoruz.

Biyolojik bilgisayarlar üzerine yapılan bazı çalışmalar da var, ama hayır, biyolojik bilgisayarlar bir takım canlı organizmalar ile ya da biyolojik kimyasallarla çalışan bilgisayarlar. 

Bu nöromorfik bilgisayarların donanımında biyolojik birtakım kimyasallar falan kullanılmıyor. 

Aslında donanımları bildiğimiz bilgisayar donanımlarına çok benziyor, ancak çiplerin içindeki transistör bağlantıları ve bu çoklu çip içeren bilgisayarlar içindeki çip bağlantıları insan beynindeki sinir bağlantıları benzeri yapılmış durumda.

Bu yeni bilgisayarların üzerine yazılmış nöromorfik programların mesela el yazısıyla yazılmış farklı farklı harfleri ya da rakamları normal bir bilgisayardan çok daha hızlı ayırt edebildiği gözlenmiş.

***

Aslında bu bilgisayarların yapım amacı süper hızlı ve güçlü bir yapay zekâ üretimi amacıyla başlamamış.

Asıl amaç enerji tasarrufu. 

İnsan beyni toplamda 20 Watt gibi oldukça düşük bir enerjiyle çalışıyor. 

Günümüz süper bilgisayarları ise basit bir işlem için bile bunun kat kat fazlası enerjiye ihtiyaç duyuyor. 

İşte asıl amaç en azından enerji ihtiyacını insan beyninin ihtiyacı seviyelerine yaklaştırmak.

Ancak yapılan çalışmalar bir yandan da çok daha hızlı bilgisayarlar üretmeye yarayacak gibi görünüyor. Yani ihtiyaç duyulan enerjinin insan beyninin ihtiyacına o kadar da yaklaştırmak muhtemelen mümkün olamayacak.

Üretilen bilgisayarlar insan beyninden bile çok daha hızlı çalışacak deniyor, çünkü insan beyni kimyasal tepkimeler ile çalışırken, yani saniyede 1000 işlem diyebiliriz benimizin işlem hızına, bu bilgisayarlar ile saniyede 1 milyar işlem yapmak mümkün olacak gibi görünüyor. 

Oranlarsak insan beyninden bir milyon kez daha hızlı çalışan bir yapay beyinden bahsediyoruz.

Tabii bu muazzam bir hız.

***

Şimdilik laboratuvar denemeleri boyutunda olan bu çalışmaların ne zaman pratikte karşımıza yeni model bir cep telefonu ya da yeni model laptop bilgisayar olarak çıkacağını henüz bilmiyorum.

Ancak gelecekte olabilecek şeylerden şimdiden ürktüğümü söylemeliyim.

Bu kadar hız manyağı olan bir insanlığın gelecekte tüm kontrolü elinde tutabilmesi çok zor olacakmış gibi geliyor bana.

Gerçekten gelecekteki dijital bilinçlerin kölesi olmaya mahkûm olacağız bence.

Belki birkaç tanemizi bizim bugün hayvanlara yaptığımız gibi kuracakları insanat bahçelerinde gösteri amaçlı yaşatırlar. Ziyarete gelen dijital bilinç sahibi geleceğin hükümdarı makinaların yeni fabrikadan çıkmış modellere bak bir zamanlar dünyaya hâkim olan insan denen varlık böyle bir şeymiş diye bizi kafes ardında gösterdiğini düşünebiliyor musunuz?

Gerçekten böyle bir şey olursa korkunç olur herhalde

Sonumuzu biz kendimiz getireceğiz, orası kesin.

Moskova’dan herkese sevgi ve saygılarımla