24 Kasım
Sanırım öğretmenlerimizin bizlere asıl öğretmesi gereken şey öğrenmeyi öğretmek. Kişi kendi başına öğrenmeyi bilirse, birilerinin ona bir şey öğretmesine gerek kalmaz. Araştırır ve kendi öğrenir bilmediklerini.
Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum!
Hazreti Ali’nin sözü olduğu söyleniyor bu sözün.
Tam olarak böyle mi demiş bilmiyorum, sonuçta aradan çok uzun zaman geçmiş, bir de bu şekli sonuçta sözün dilimize tercüme edilmiş hali. Belki de başka başka sözcüklerle bambaşka bir cümle kurmuştur Hazreti Ali.
Ancak sözün özü birine bir şey öğretmenin çok değerli olduğunu anlatması.
***
Bugün ülkemizde öğretmenler günü.
Dünyada öğretmenler günü farklı bir gün. 5 Ekim sanırım. Ama bizim için 24 Kasım.
Ülkemizde öğretmenlere çok değer verilmese de, kendi öğretmenlerimiz sanırım hepimiz için çok değerliler.
Ben öncelikle tüm öğretmenlerin bu özel günlerini gönülden kutluyorum.
Sanırım öğretmenlerimizin bizlere asıl öğretmesi gereken şey öğrenmeyi öğretmek.
Kişi kendi başına öğrenmeyi bilirse, birilerinin ona bir şey öğretmesine gerek kalmaz.
Araştırır ve kendi öğrenir bilmediklerini.
Okuyacaksın bir şeyler öğrenmek istiyorsan! Araştıracaksın.
Birilerinin sana bir şey öğretmesini bekleme!
Kütüphaneler kitap dolu, git ve al bir kitap, otur bir köşeye ve oku.
Sahi kaç tanemiz okul sonrasında bir kütüphaneye adımını atmıştır?
Ben kendi adıma bir kütüphaneden içeriye adım atmadığım yıllar oldu diyebilirim.
Halbuki üniversite yıllarında kütüphaneden dışarı çıkmazdık.
Sessiz sakin bir ortamı olur kütüphanelerin. Elinin altında da istediğin kitap.
Özellikle sınavlara kütüphanede hazırlanırdık.
***
Bugün artık bilgi bankası internet olmuş durumda.
Bir zamanlar ansiklopediler vardı. Bugün birçoğu internet ortamına aktarılmış durumda.
Anında neyi merak ediyorsan birkaç anahtar kelimeyle o konuda bin türlü bilgi bulabiliyorsun.
İnternetteki bilgilerin birçoğu yalan yanlış şeyler olsa da, yine de dikkatli bir akıl süzgecinden geçirip, bir de farklı kaynaklardan karşılaştırmalar yaparak araştırırsan doğru bilgi sahibi olabilmen internet ortamında da mümkün oluyor diyebilirim.
Zaten artık pek öyle oturup okumaya da ihtiyaç kalmadı.
Hemen her konuda artık videolar var, bir yandan elindeki işi yap, bir yandan da kulağın videoda olsun.
Dinleyerek de öğrenme imkânın var bugün.
Sesli kitap bile dinleyebiliyorsunuz. Oturup okuyarak gözünüzü bozmanıza gerek kalmadı.
***
Bakın aklıma Matrix filmi geldi şimdi, nasıldı o? Düğmeye basıyorlardı, karate yapmasını anında öğreniyordu Leo!
İleride gerçekten bir şeyler öğrenmek, bilgi aktarımı böyle olabilir mi?
Bas bir tuşa ve tamam, artık sen her türlü karete hareketini yapabilir oluyorsun! Ne güzel şey!
Beyindeki hafıza merkezine destek çip takılacak mı acaba ileride?
Şimdiden bu konuda araştırma yapıldığını biliyorum.
İnternet bağlantısı da yaparlar kafamıza, ne istiyorsan anında internetten indirir ve bilir olursun.
Ne güzel hayat değil mi?
Bir şeyler öğrenip aklında tutmaya hiç gerek yok.
Ne istiyorsan anında elektronik ortamda hizmetinde.
Bugün çarşı pazar fiyatları nasıl acaba?
Bas bir tuşa ve hemen belirsin hafızanda. Marul şurada şu kadar, patlıcan burada bu kadar. Sanki gidip de yerinde bakmışsın gibi.
Canın ne istiyorsa bas tuşa, hop, çıktı yola, on dakika sonra kapıda.
Aklımızdan tuşa basmak nasıl olacak acaba?
Hatta sen niye uğraşıyorsun böyle şeylerle?
Buzdolabın senin yerine düşünsün!
Yapay zekâ sahibi buzdolapları seni senden daha iyi tanıdıkları için önceden hazır ederler zaten ne canın çekecekse.
Bugün kızarmış tavuk olsa da yesem.
Aç buzdolabını, bak, üst rafta duruyor hazır kızarmış tavuk!
En fazla koy mikrodalgaya ve ısıt. Afiyetle ye, olsun bitsin.
Belki de ileride mikrodalgalı buzdolapları yaparlar. Hem soğuk ortamda tutar yiyecekleri hem de kapısını açtığında ısıtılmış şekilde alır yersin.
***
Bakın böyle düşününce bir şeyler öğrenmeye ne kadar ihtiyacımız var acaba diye düşünmeden edemedim.
İleride öğretmenlere de ihtiyaç olmayabilir mi acaba?
Tak bir çip kafana ve o öğretmenin sana öğreteceği her şeyi anında bir tuş vasıtasıyla öğren!
Ne gereği var onca okul okumaya?
Hem öğrenip de ne yapacaksın?
Zaten unutup gidiyorsun bir süre sonra.
***
Sana ne gerekiyorsa biz zaten gerektiği kadar veriyoruz.
Kim olman gerekiyor, neye nasıl tepki vermen gerekiyor, hepsi kanallarımızda öğretiliyor sana. Hipnoz yöntemi ile sabahtan akşama beynini yıkıyoruz!
Tek yapman gereken sabahtan akşama bizim kanallarımızı izlemen.
Fazla bilgi göz çıkarır, ambale olursun sonra. Yeteri kadar, fazlasına gerek yok!
Gerekli her şeyi biz söyleriz sana, zaten yarın kafana çip de takacağız, sonrasında tüm benliğin ile bize ait olacaksın!
***
Bugün öğretmenler günü diyordum değil mi?
Neden böyle şeyler geldi acaba aklıma?
Halbuki bugün 24 Kasım.
Ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün baş öğretmen olarak kabul edildiği ve ülkemizde öğretmenler günü olarak kutlanan kutsal gün.
Sahi herkes kutluyor değil mi bugünü öğretmenler günü olarak?
***
Kaçımız Gazi’nin bu ülkeyi ne kadar sevdiğinin farkında?
Nasıl olmuş da o yüce insan Latin harflerine geçerek bu ülkede eğitim reformu yapmayı akıl etmiş?
Niye yapmış bunu?
Ne gereği varmış?
Nasıl olsa ne yapsan işe yaramıyor, insanlar değil öğretmenlerine, öğrenmeye bile değer vermiyorlar.
Bıraksaymış ya olduğu gibi! Ha Latin harfleri ile cahil olacaksın, ha Arap harfleri ile. Farkı var mı?
Elif be te se, cim na hı dal…
Neyinize sizin Latin alfabesi?
Okumaya niyetiniz mi var sanki?
En son hangi kitabın kapağını açtınız da bir şey okudunuz?
Birçokları zaten mensubu oldukları tarikatlarda zaman harcıyor. Böyleleri şeyhleri ne diyorsa öyle yapmıyor mu?
En eğitimlisinden en cahiline, Atatürk’ün ne yapmak istediğini anlayanınız var mı aranızda?
Ne gereği varmış eğitim reformunun? Bıraksaymış da olduğu gibi kalsaymış. Değişen bir şey yok nasıl olsa.
***
Ey sevgili öğretmenler, yaptığınız şeyin ne kadar kutsal olduğunun bilinciyle öğretin genç dimağlara geleceği.
Gelecek bugünden çok daha acımasız olacak.
İnsanoğlunun hırsı kendi sonunu getirecek.
Bugünün baştaki kadroları ise kendi aralarında bir güç kavgasıdır, onun derdine düşmüşler. Seni beni düşünen yok. Halkı eğitelim, eğitim önemlidir diyen de yok.
Ey öğretmenler, Mustafa Kemal Atatürk’ü öğretin çocuklarımıza. En önemlisi de kendi başlarına öğrenmeyi öğretin.
Bir de iyi insan olmayı.
Gerisi boşa çaba.
Hepinizin ellerinden öpüyorum.
24 Kasım öğretmenler günümüz hepimize kutlu olsun.
Moskova’dan sevgi ve saygılarımla