Site İçi Arama

egitim

Aile Yapısı ve Çocuk Gelişimi

Çocuk eğitiminde ailenin önemi çok büyüktür. Bir ağacın gelişip büyüyebilmesi meyve verebilmesi için suya ihtiyacı varsa, çocuklarında sağlıklı ve kişilikli bireyler olarak büyüyebilmeleri için gereken en temel ihtiyaç sevgidir.

Aile, çocuğun ilk sosyal deneyimlerini kazandığı yerdir. Çocukların gelişiminde aile yol gösterici ve kuralları öğretici rol oynar. Çocuğun doğru ve yanlışı öğrenmesinde, cinsel kimliğini kazanmasında, davranışlarını kontrol etmesinde, ailenin rolü çok büyüktür. 

Bakın bu konuda Mevlâna ne diyor? "Ev, sevgiyle döşenmiş bir yerdir. Evde sevgi olmadan yorgan, yastık neye yarar? "Aile, sevgi, sabır ve anlayışla örülüdür. Onlarla geçirilen her an, bir ömre bedeldir. Ne kadarda güzel sözler söylemiş Mevlana, yüzyıllar öncesinden. 

Bu yazıyı yazarken çok yakın bir arkadaşım ve dostumun kızının başarısı beni çok etkiledi. Başarının şifrelerinin ailede olduğunun gerçeğini bir kez daha önemini kavradım ve bu satırları yazmaya karar verdim. Çünkü, bu evladımızın şimdiki durumuna gelmesindeki çaba ve gayretleri çok iyi biliyorum. İnanıyorum ki, çocuklarımızın toplumda iyi bireyler olarak yetişmesi öncelikle aileden geçmektedir. 

Çocuk eğitiminde ailenin önemi çok büyüktür. Bir ağacın gelişip büyüyebilmesi meyve verebilmesi için suya ihtiyacı varsa, çocuklarında sağlıklı ve kişilikli bireyler olarak büyüyebilmeleri için gereken en temel ihtiyaç sevgidir. Sevgiyle büyüyen çocuklar yetişmeli topluma. Öncelikle çocuklarımıza toplumsal değerlerimizi öğretmeliyiz. Sevgi, saygı merhamet ve hoşgörünün insanı insan yapan değerler olduğunu çocuklarımıza küçüklüklerinden itibaren aşılamalıyız. Yetişkin bir birey olup meslek sahibi olduklarında ister bilim insanı olarak ister temizlik görevlisi olarak topluma hizmet verseler de yaptıkları her işte güzel ahlak ve saygıyla ilerlemeleri gerektiğini onlara bir şekilde öğretmeliyiz. Bu büyüklerin gerçekten ‘büyük’ olabilmeleri için taşımaları gereken en büyük sorumluluk ve bilinç düzeyidir. 

Unutmayalım ki çocukların ilk eğitim yerleri evleridir. Anne ve baba olarak çocuklarımızın fikirlerine saygı duymalıyız. Konuşmalarına düşüncelerini anlatmalarına müsaade etmeliyiz. Düşüncelerine ne kadar saygı duyup dinlersek, çocuklarımızda bizlere aynı ölçüde karşılık vereceklerdir. Çocukların kişilik özellikleri ailede gelişir. Diğer insanlara, etrafındakilere sevgi ve saygı duymayı önce evinde ailesinden öğrenir. Anne ve babanın karşılıklı olarak birbirleriyle olan iletişimleri çocukların sürekli olarak gözlemledikleri bir alandır. Bu nedenle aile bireylerinin, özellikle de anne ve babanın davranışları, birbirleriyle kurdukları ilişkinin yapısı ve özelliği, çocuğa sunulabilecek en büyük örnektir. 

Zira her anne ve baba çocukları için birer idoldür. Bir insanın anavatanı çocukluğudur. Çocukluğunda öğrendiği bilgileri yaşadığı olayları ne kadar büyüseler de hafızalarının bir köşesinde asla unutmazlar. Bunu daha evvel strasam.org’ta yayınlanan yazılarımdan biri olan "Bilinç Altımız" adlı yazımda paylaşmıştım. Çocuklarımıza fiziki görünüşten önce düşüncelerinin daha değerli ve önemli olduğunu anlatmalıyız. Yaşadıkları her olay sürecinde haklarının olduğunu bilmeliler. Fiziksel veya psikolojik olarak istemedikleri davranışlar karşısında gerektiğinde ‘HAYIR’ veya ‘DUR’ kelimesini kullanmayı küçük yaşta öğrenmeli çocuklar. Haksızlık karşısında susan sesini çıkartamayan, kendini savunamayan duyguları bastırılmış, kısacası özgüvensiz çocuklar yetişmemelidir. 

Anne ve babalar çocuklarıyla birlikte geçirdikleri zaman diliminde eğitici ve öğretici faaliyetlerde ve aktivitelerde bulunmalıdırlar. Bir müzik aleti çalabilirler, sporla ilgili bir dalla uğraşabilirler veya resim yapabilirler. Kütüphaneye birlikte gidebilir, yüzlerce kitabın dokusunu çocuklarına hissettirebilirler. Biliyoruz ki, hem kendimiz hem de çocuklarımız için okumak ruha gelecek en güzel terapidir. Tiyatroya gidebilir, tarihi mekânları gezerek tarihimizi, ortak geçmişimizi çocuklarımıza aktarabiliriz. 

Ebeveyn olarak bizler de gelişime ve yeni bilgiler öğrenmeye her zaman açık olmalıyız. Özellikle erkek çocuklarımızı yetiştirirken küçük yaştan itibaren teşekkür etmesini ve özür dilemesini öğretmeliyiz. Kadına saygının önemini onlara aşılamalıyız. Teşekkür etmenin, özür dilemenin, kadına saygıda bulunmanın erkek kimliğinden hiçbir şey eksiltmeyeceğini vurgulamalıyız. Erkek çocuklarının büyüdüklerinde toplumda sergilediği davranışlar özellikle kadına olan bakış açıcısı ve verdiği değer küçüklükte aldığı eğitimden geçiyor. 

Bir devletin aynası genç neslidir. Devletin en küçük yaşam formu olan ailenin de aynası çocuktur. Çocuk dünyaya gözünü açtığında ilk olarak kendi aile bireylerini görür. Ve beşerî etkileşimi başlar. Çocuklarımız aynı bir papağan gibi ilk önceleri ne gösterilip ne söylenirse onu taklit eder ve konuşur. Onun için aile Türk kültür hayatında çok önemlidir. Hayatımızın ilk öğrenim ve eğitim basamağı diyebiliriz, aile için. Peki, burada anne, babanın başrol oyuncusu olduğu çekirdek bir ailedeki asli rolü nedir? Bu konuyu irdelemekte fayda görüyorum. Aslında bu konunun hem psikolojik hem de sosyolojik gerçeklik boyutu vardır. Psikolojik boyutunu psikologlara bırakıp. Biz konunun sosyolojik gerçeklik boyutunu yazmaya çalışalım. 

Genellikle çevremde ve geçmiş yıllarımın tecrübesiyle şunları sizinle paylaşabilirim; ana ve babalar, çocuklarının maddi ve manevi ihtiyaçları karşısında anlayışlı ve olgun davranmazlarsa onların ahlakını bozarlar. Çocuk yetiştirmek, onu kişilik sahibi bir insan olarak topluma kazandırmak, hiç şüphesiz dünyanın en zor işlerinden biridir. Sağlam karakterli insanlardan meydana gelen huzurlu bir toplumun gerçekleşmesi için eğitime son derece ihtiyacımız vardır. 

Büyük Fransız romancısı Victor Hugo, sefiller adlı eserinde, insanları aydınlıkta ve karanlıkta olmak üzere iki kısma ayırır. Karanlıkta olanlar cahillerdir, onların aydınlığa kavuşması için büyük yazar; "insanlara biraz ışık gerekli" diye haykırır. Bu ışık, eğitimdir. Eğitim deyince, aklımıza hemen okul, kitap, öğretmen kavramları gelir. Oysa, eğitimin temeli ailede atılır. Çocuk her şeyden önce ailesinin, en yakınlarının etkisi altındadır. Cahil, kaba, görgüsüz bir anne ve baba, tarafından yetiştirilen çocukta düşünüş ve davranış bozuklukları görülür. Anne babanın yersiz ve yanlış davranışları, çocuk karakterinin gelişmesinde olumsuz bir etken olur. Çocuklarını dengeli ve ruhen sağlıklı olarak yetiştirmek isteyen anne babalar, kendi davranışlarına son derece dikkat etmelidir. Çocuğu başı boş bırakmak, çok sıkmak gibi aşırı ve yersiz davranışlar üzücü sonuçlar verip karakterin çarpık gelişmesine sebep olabilir. Öyle ki, dengesizlikleri okul eğitimi bile kolay kolay gideremez. Sonuçta, topluma dengesiz bir şahsiyet katılmış olur. Çocuk eğitiminde ailenin ne kadar büyük rol oynadığı üzerinde düşünülmelidir. Çünkü geleceğimiz çocuklarımızın sayesinde şekillenecektir. 

Saygı dolu sevgiyle kalın

Araştırmacı Yazar Mustafa Orhan ACU
Araştırmacı Yazar Mustafa Orhan ACU
Tüm Makaleler

  • 24.01.2024
  • Süre : 4 dk
  • 1228 kez okundu

Google Ads