Doktorlarımızın Değerini Neden Bilmiyoruz?
Şehir içindeki birçok hastanenin kapatılıp şehir dışında devasa bir şehir hastanesi yapıp onca hastayı tek yere toplamak anlamında ne gibi avantajlar ve ne gibi dezavantajlar getirdi bu yeni sağlık sistemi, gerçekten incelemek lazım.
Bir zamanlar benim küçüklüğümde en zeki olan arkadaşlarımın birçoğunun hayali doktor olmaktı. Bizim ailede bile hayaller benim de doktor olmam doğrultusundaydı. Ben yaşlardaki ailenin çocukları büyükler tarafından doktor olalım diye daha küçük yaşlarımızda bir anlamda bir baskı altına alınmıştık diyebilirim. İleriki yıllarda doktor çıkanlar da oldu zaten aramızdan.
Ben nedense küçüklüğümden beri hiç istemedim doktor olmayı, kan görsem başım dönüyordu, halen daha döner, ondan mıdır, başka bir sebebi var mıdır şu anda bile çok iyi bilmiyorum, ama hiç hayalini kurmadım nedense.
Benden bir büyük olan abimle aramız epey fazladır, ben ailenin en küçüğüyüm, abilerimin yanında büyüdüm ben, yarı abi, yarı baba olmuşlardır bana. Mesela küçük abim, onun hayaliydi benim doktor olmam. Tabii onu dinlemedim ve ben mühendis oldum, ama ilkokuldan en yakın arkadaşım doktor olmuş, yıllar sonra bulduyduk birbirimizi, çok sevindim arkadaşım adına. Abime derim arada, al işte, doktor ol diyordun, benim yerime arkadaşımı say. Ailece küçüklükten çok severiz arkadaşımı.
Ablamlar da kendi çocukları için çok istemişlerdi doktor olsunlar diye. Ablam en büyüğümüzdür, hatta yeğenlerimden biri benden de büyüktür, diğeri de zaten sadece iki yaş küçüktür. Aynı yaslardayız yani yeğenlerimle. Büyük olan yeğenim kaç kere girdi üniversite sınavına hatırlamıyorum, ama bir türlü tutturamadı tıbbı, sonra da vazgeçti, ekonomi okudu. Küçük olan ise diyetisyen oldu. Hacettepe'yi kazandığında ben bilmiyordum nedir diyetisyenlik, o zamanlar henüz çok bilinen bir meslek değildi, sonradan popüler meslek oldu. Diyetisyenlik de doktorluk sayılır, hatta daha da iyi bir meslek. Yani ailede bir doktor hanımımız var.
Kuleli'den de GATA'da okuyup doktor çıkan çok arkadaşım var. Yani etrafımda epey doktor arkadaşım var diyebilirim, o yüzden de ben kendim için ısınamadım bir türlü doktorluğa desem de, doktorlar konusunda kötü haberler okuyunca çok üzülüyorum.
Ben niye ısınamadım, sebebini çok iyi bilmiyorum dediğim gibi. Kuleli Askerî Lisesine girerken sağlık raporu isterler, benim de sağlık raporu alırken başıma gelen bir olay küçükken ki düşüncelerimin üstüne tuz biber oldu diyebilirim, belki de beni tümden soğutmuştu bu olay doktorluktan, bir sebebi de bu oldu desem yanıltmış olmam.
Burnumda kemik eğriliği vardı o zamanlar ve düzelttirmeden olumlu sağlık raporu alamamıştım. Askeri hastanedeki doktor ise ameliyatı kendi özel muayenehanesinde para karşılığı yapıyordu. Kendi yaptığı ameliyatlarda da neticeye bakmadan raporu imzalıyordu.
Hoşlanmamıştım bu tezgâhtan. Hem hastanede çalışacaksın hem de hastaları kendi muayenehanene yönlendireceksin. Pozisyonunu kendin para kazanmak için kullanacaksın, hiç doğru gelmemişti bana bu kurnazlık.
Sadece o doktor değil tabii ki, genelde uygulama böyleydi o zamanlar.
Biz kabul etmedik o askeri doktorun ameliyatını, benim ameliyatımı abimin çalıştığı bankanın anlaşmalı hastanesinde yaptırdı. Benim raporumu imzalatmak için bandajların açılmasını beklemek zorunda kalmıştık. Epey vakit kaybetmiştim rapor için. Sanırım son günlere zar zor yetişmişti raporum. Normalde o yaşta ameliyat sakıncalı olabiliyor demişti ameliyatı yaptırdığımız hastanedeki doktor. Allah'a şükür başarılı bir ameliyat yaptılar, bu yaşıma geldim, bir sorun yaşamadım diyebilirim. Arada kanama yapardı eskiden burnum, biraz da estetik olarak düştü diyebilirim, ama dediğim gibi önemli bir sorun yaşamadım.
Evet, eskiler haksız da sayılmazlardı. Doktor olursan hem hastanede çalışırsın hem de kendi muayenehaneni açarsın, çok para kazanırsın, maddi olarak rahat bir hayat yaşarsın diye herkes evladının doktor olmasını isterdi. Herkesin evladı için iyi bir meslek sahibi olmasını istemesi gayet normal bir şey tabii ki de gayet anlaşılır bir durum.
Bildiğim kadarıyla şimdilerde ya muayenehane ya hastane diye bir kural koydular. Son durum nedir çok emin değilim. Yine de doktorlar bizde epey iyi kazanırlar. Zor meslektir, ama kazancı iyidir.
Rusya'ya ilk geldiğim zamanlarda çok şaşırmıştım. Doktorlar kazanç konusunda kan ağlıyorlardı, ücretleri çok düşüktü. Halen daha çok farklı değil. Öyle özel muayenehane de göremezsin etrafta. Özel hastaneler vardır, ama genellikle Rusya'daki sağlık hizmetleri kötüdür ve doktorların mesleki bilgisi de düşüktür. Yine bizdekiler gibi epey uzun süre okurlar, ama nedense çok bilgili olduklarını hissetmezsin. Hastalara ilgi de bizdeki kadar candan değildir. Bıkkınlık hissedersin hastanelerde.
Benim çok yolum düşmedi buradaki hastanelere, ama hanım ve çocuklar için girip çıkmışlığım vardır. Tabii sağlık hizmetleri kötü de olsa, herkesin sağlık sigortası poliçesi var, poliçe için siz bir ücret ödemiyorsunuz, ücretini devlet ödüyor, yani aslında sağlık hizmetleri ücretsiz diyebiliriz, ama ciddi bir rahatsızlığınız varsa iyi bir doktorun sizi kabul etmesi için sizin de doktora özel ilgi göstermeniz gerekiyor. Yani aslında bir anlamda ücretli desek daha doğru söylemiş oluruz. Tabii hangi doktor iyidir, hangisi kötüdür, bilmek o kadar kolay değil. O yüzden de tanıdık birilerinin hangi doktor iyidir diye tavsiye etmesi çok önemli.
Bizdeki sağlık sistemi ile karşılaştıracak olursak tüm sorunlarına rağmen yine de bizim doktorlarımız çok iyi diyebilirim.
Tabii burada halen daha poliklinik sistemi var, yani hemen hemen her bölgede çevre sakinlerinin ulaşım mesafesinde olan poliklinikler var, bir ilaç lazımsa, ya da basit rahatsızlıklarda polikliniklerde derdinizi rahatlıkla çözüyorsunuz. Sağlık raporlarını bile polikliniklerde halledebiliyorsunuz. Ancak önemli bir rahatsızlık varsa ambulans çağırmanız daha doğru bir çözüm, ambulans sizi rahatsızlığınıza göre şehirdeki daha teşekküllü, rahatsızlığınıza en uygun hastaneye götürüyor. Bazı hastaneler şehrin epey dış çeperinde de olabiliyor. O yüzden ciddi rahatsızlıklarda ambulans en doğru çözüm. Ambulanstaki hemşire söylüyor zaten nereye götürdüklerini. Hastaneler burada numaralı olduğu için yerini de rahatlıkla bulabiliyorsunuz, herkes biliyor nerelerde olduklarını.
Ben tek bir kez ambulansla hastaneye gitmek zorunda kalmıştım, o da ayağımı kırdığım zamandı. Hastanede garip bir tedavi yöntemi uygulayacaklarını söylemişlerdi, çekinmiştim, istemedim. Zor ikna etmiştim doktoru, bir kâğıt imzalamıştım sorumluluğu üstleniyorum diye ve bacağımı geçici alçıya aldırtıp aynı gün Türkiye'ye uçmuştum. Sonradan öğrendiğime göre önerdikleri tedavi yöntemi eski bir yöntemmiş, o yüzden bana garip gelmişti, birtakım demirler bağlayacaklardı dıştan. Türkiye'de ise kemik içine platin taktılar ve iki üç gün sonra taburcu ettiler. Diyeceğim aslında bizim doktorlarımız gerçekten konularında iyiler, en azından son teknolojileri biliyorlar ve uyguluyorlar.
Sağlık sisteminde son yapılan değişiklikler, yani şehir hastaneleri nasıl bir avantaj sağladı, ya da sağladı mı gerçekten, ben çok bilmiyorum, bu konuları uzmanları daha iyi bilir. Ya da şu anda hastaneleri kullananlar da benden daha iyi bilir diyebilirim.
Yapımlarındaki yüksek ücretler, ticari garantiler ve varsa yolsuzluklardan bahsetmiyorum. Bu konuları ben de eleştiriyorum.
Benim bahsettiğim şehir içindeki birçok hastanenin kapatılıp şehir dışında devasa bir şehir hastanesi yapıp onca hastayı tek yere toplamak anlamında ne gibi avantajlar ve ne gibi dezavantajlar getirdi bu yeni sağlık sistemi, gerçekten incelemek lazım.
Yine de hastaneler çok yüklü oldu gibi geliyor bana. Bence Rusya'daki gibi mahallelerdeki, ya da şehir içinde belli yerlerde kurulacak poliklinik uygulaması bir sürü konuda bu hasta yükünü azaltacaktır sanki. Aile doktorları var zaten diyeceksiniz, onlar bu görevi yerine getiriyorlar diyebilirsiniz. Bilmiyorum, bir çözüm olmuş mudur aile doktorları, ama yine de hasta yükünün çok olduğuna dair bir sürü haber okuyorum. Doğrudur diye düşünüyorum, demek ki hastanelerdeki hasta yükünü bir şekilde azaltmanın bir çaresini bulmalıyız. Buradaki polikliniklerde eğer doktor ciddi bir rahatsızlığınız varsa sevk kâğıdı verip sizi hastaneye gönderiyor zaten. Yani Rusya'da hastalar önce polikliniğe geldiği için hastanelerin yükü bu şekilde azalmış oluyor. Yaş almış olanlar için de poliklinikler yakın mesafede olduklarından daha kolay oluyor. Kısacası bu konunun uzmanları tarafından değerlendirilmesini öneririm. İyi bir çözüm olabilir.
Şehir hastanelerinde tüm birimlerin bir arada olmasının bir avantajı vardır mutlaka, ama binaların çok büyük olması onca hastanın bir birimden diğerine yaya olarak giderken çok zorlanacağını düşündürüyor beni.
Diğer yandan da zaten oturduğunuz yerden hastaneye ulaşım çok zorlaşmış oluyor. Hele bir de İstanbul gibi trafik yoğunluğunun çok fazla olduğu şehirlerde hastaneye ulaşmak tam bir eziyet muhtemelen.
Binaların depreme dayanıklı, sağlam ve modern olması ise bir avantaj gibi geliyor, bu konuda bir inşaat mühendisi olarak yapabileceğim doğru yorum budur.
Kısacası iyi tarafları da var, sorunlu yönleri de. Zamanla sorunlar daha iyi anlaşılır ve bir ortası bulunur umarım.
Ama bu yazıdaki amacım şehir hastaneleri ya da binaları değil aslında. Son zamanlarda doktorlar ya da sağlık personeli konusunda daha önemli başka dertlerimiz var.
Nedendir bilinmez, artık doktorlara eskisi gibi saygı gösterilmemeye başlandı. Bırakın saygıyı, artık doktorlara saldırıyoruz, hatta öldürüyoruz. Düşünebiliyor musunuz, doktor öldüren bir millet olduk. Son olay yeterince ürkütücü geliyor bana ve öncesindeki sağlık personeline çeşitli şiddet olayları da kesinlikle kabul edilebilir şeyler değil. Ya halk gerçekten bilinç kaybına uğradı, eskisi kadar sağlıklı düşünemiyor, ya ekonomideki sorunlar yüzünden iyice psikolojisi bozuldu, ya da bilinçli olarak bu tarz davranışlara yönlendiriliyorlar. Başka açıklaması yok.
O doktorlarımız ki, yeminli ekser mesleklerden biridir, en zor zamanlarımızda gecelerini gündüzlerine katıp bizleri sağlığımıza kavuşturmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Hiç o kadar kolay değil doktor olmak, hele de Türkiye'de. Tıp fakültelerinde girebilmek için en yüksek puanları almanız gerekir. Ardından da herkesten çok okumanız gerekir. Hiç kolay değildir doktor olmak, hem de hiç!
Evet, meslek gereği onca hastayla uğraşınca belki biraz insani hassasiyetler konusunda artık bazı şeyleri kanıksamış olabiliyorlar, bizler kadar duygu yüklü olamayabiliyorlar. Mesleki deformasyon da diyebilirsiniz. Ancak aklımıza iyi yazmamız gereken bazı şeyler var, sürekli her çeşit insanla karşılaşıyorlar ve insanla uğraşmak hiçbir meslekte o kadar kolay bir iş değildir. Hem de oncasıyla, hepsi bir şekilde hasta ve siz iyileştirmek zorundasınız. Yemin etmişsiniz, hem de canla uğraşıyorsunuz, kim bilir kaç ölüm görmüşsünüz hayatınızda. Bu bile çok yıpratıcı.
Kolay yetişmiyor bir doktor ve o da bir insan, hepsinin kendine göre bir karakteri oluyor. Gününe göre stresi oluyor, derdi oluyor veya neşesi de oluyor. Önemli olan o anki insani hali değil, mesleki bilgisi, ve bizde doktorlar diğer ülkelere nazaran çok daha iyi yetişiyorlar, çok daha bilgililer. İnanın bunu bilerek söylüyorum, hasbelkader durumu karşılaştırma şansım oldu. En azından bunu bilerek ne olursa olsun insani saygı gösterilmeyi sonuna kadar hakkediyorlar.
Halk olarak artık kendimize gelmemiz lazım, doktorlarımıza sahip çıkmamız lazım. Bu öyle bir meslek ki, sevmeden yapamazsın, o kadar kolay değil. Bunu iyi anlamalıyız ve her fırsatta bilmeyenlere anlatmalıyız. Ama balık baştan kokuyor maalesef, en başta da baştakilerin kendine gelmesi gerekli. Her bir doktorumuz bu ülkenin birer nezih değeridir. Değerlerini bilelim!
Moskova'dan sevgi ve saygılar