Davranış İletişimi
Doğumdan ölüme, üretimden tüketime, kederden sevince yumak yumak, mağlubiyetten zafere şekillenen bireyin kendine has sağlıklı bir yaşam çizgisi dolayısıyla toplumsal döngüsünde temel sütunlar bulunmaktadır. Bütün bunlar her türlü iletişimin davranış unsurlarını veyahut davranış iletişimini şekillendirmektedir.
Hayatın Sorgulanması
İnsan her çağın yaşanmışlığından öğrenerek yeteneğini geliştirmekte, toplumsal hafıza kapsama alanını genişletmektedir. Nesilden nesle hem birikim, hem de unsurlar aktarılıp fazlalıklar bırakılıp ya da kambura dönüştürülüp bugüne gelmektedir. Mükafatlar ile bedeller birbiri içerisinde karma karışık hale dönüşmektedir.
Doğumdan ölüme, üretimden tüketime, kederden sevince yumak yumak, mağlubiyetten zafere şekillenen bireyin kendine has sağlıklı bir yaşam çizgisi dolayısıyla toplumsal döngüsünde temel sütunlar bulunmaktadır. Bütün bunlar her türlü iletişimin davranış unsurlarını veyahut davranış iletişimini şekillendirmektedir.
Birey her şeyden evvel kendini tanımalı, ne olduğunu, nereden geldiğini hangi menzilde ilerlediğini bizatihi kendisi ortaya koymalı, her daim yapıcı yaşam mücadelesini sürdürmelidir. Yiyecek, su, giyecek, uyku, barınak gibi hayatta kalma, üremeyi sürdürme hususunda ihtiyaçları bulunmaktadır. Bunların duygusal ihtiyaçlara dönüşümü de başlı başına önem arz etmektedir. Kişinin kendini, ilk duygusallıkları ile sonrasını kısacası hayatı sorgulaması Acı Tatlı Ekşi (Yönetmen: Andaç Haznedaroğlu, 2017) sanatsal açıdan değerlendirilmektedir. Yaşı, mekânı, zamanı ayırt etmeksizin içsel iletişim ve muhasebe rotasını muhafaza etmekte, davranış iletişiminin peşine düşmektedir.
Yaşamak Güzel Şey
Hayatın akışında duygusal dengenin muhafazası yolunda meselelerle, hastalıklarla, olumsuzluklarla, imkansızlıklarla, zorluklarla, stresle, karşı projelerle başa çıkabilme yeteneklerini geliştirmesi gereklidir. Yaşamak Güzel Şey (Yönetmen: Müfit Can Saçıntı, 2017) ismi ekseriyetle “rağmen” virajıyla mümkündür. Film türünün komedi olması hayatın ana gerçeğini değiştirmemektedir. Olumsuzluklar, aksilikler, engeller, güçlükler her vakit daha büyük bir görüntüye sahip olagelmektedir.
Hissedilen her türlü baskı ve gerginliğin ilk çarpma noktası kişinin kendisi olduğundan gündelik yaşamın sıradan unsurları arasında yer almaktadır. Dikkat edildiği takdirde başarıya da mutluluğa da destek sağlamaktadır. Daha fazlası mutlak surette çalışma masasında tutulmalıdır. En başta her şeye yol vermede ara ara kırmızı ışık kullanılması, enerji gözlerinin tıkanmasına yol açan tütün başta olmak üzere her türlü alışkanlıklardan tamamen vazgeçilmesi ve de stresli ortam, grup ve sebeplerden uzaklaşılması, istenmeyen durumlarda defedilmesi elzemdir. Madde kullanımı başta olmak üzere her türlü bağımlılık bireyden başlayarak yakın ve uzak çevresi çok geçmeden toplumsal çöküşün kapılarını sonuna kadar açık hale getirmektedir. İki Ekmek (Yönetmen: Şefika Özcan, 2019) özlem ve hasretini zirveye taşımaktadır.
Aile içinden başlayarak çevreyle sosyal yakınlıkların pekiştirilmesi, sürdürülmesi ve desteklenmesi aslında bireyin temel unsurlarını sağlamlaştırması anlamına gelmektedir. Etrafına sevgiyi saygıyı fedakarlığı dostluğu vefa duygusunu yerine göre başkalarının yaşamı için kendi yaşam tarzından fedakârlık eden neslin ekseriyeti mücadelesini tamamlamışsa da bir kısmı henüz hayattadır. Böylesi bir tecrübe geçen vaktin ve yaşanmışlıkların kalitesini pozitif istikamete çevirmektedir.
Bireysel yakınlık elbette sosyal ilişkileri güçlendirecek, topluma da farkındalıklı bir katma değer kazandıracaktır. “Arkadaşını söyle” emri bilakis kişinin kendisini muhatabına aktarım sunumu talebidir. Bu bakımdan öğrencinin arkadaşı, eğitimcinin arkadaşı, işçinin arkadaşı, tüccarın arkadaşı, kadının arkadaşı, erkeğin arkadaşı, sanatçının arkadaşı medyatik anlamın ötesinde bir değer arz etmektedir. Arkadaşım (Yönetmen: Nazmi Özer, 1982) filminde temsil edildiği gibi hemen herkesin kırılma noktalarında olumlu ya da olumsuz arkadaşların etkisi olduğu genel kabul gören hususların başında gelmektedir. Yol Arkadaşım (Yönetmen: Bedran Güzel, 2017) temsilindeki zaruret dahi arkadaşların boy gösterdiği muhit, menzil iletişimin önemli bir davranış unsurudur. Bir Dost Bulamadım (Yönetmen: Kemal Kan, 1973) çaresizlik kadar Nereye Arkadaş (Yönetmen: Yunus Yılmaz, 1976) oraya dönüşün simge afişidir. Bilhassa ergenlik ve yetişkinliğin ilk yılları Suçlu Gençlik (Yönetmen: Orhan Elmas, 1985) kolaycılığını yansıtır.
Birey Yönüyle Vakit Yönetimi
Vakit, bireyin en kıymetli mücevheridir. Bunun için zaruri harcamaları yanı sıra düzenli uyku, eğlence, dinlenme gibi hususlar bu mücevheri eksiltmiş gibi görünse de kıymetini artıran aktivitelerdir. Bilhassa uykunun insan yaşam kalitesini artırdığı yönünde sayısız akademik ve fikri çalışma bulunmaktadır. Ancak birçokları için kaliteli bir uykuya dalmak için gereken yatma ve kalkma saatlerinin sabitlenmesi, bir saat evvelinden elektronik cihazlardan uzaklaşılması, ortamın beden sıcaklığından daha az olması, alkol tüketiminin terki çok kolay olamamaktadır. Zamanın sınırlılığı olumlu ya da olumsuz basamaklarla Beş Vakit (Yönetmen: Reha Erdem, 2006) tarzında bir şekilde aşılmaktadır. Vaktin nasıl harcanması gerektiği kararı bireyde olmalıdır. Mutlak surette düzenli eksersiz ile desteklenmelidir. Bu tür etkinler sadece harcanan vakitte değil sonraki bireysel ve toplumsal yaşamda kendini göstermektedir. Birden fazla kişiyi kapsayıcı bir aktivite müştereklik kadar müstakillik açısından da ele alınmalıdır.
Farkına varılan olumsuzluklardan bilhassa zihninde kurgulananlardan kurtulabilme adına niyet, karar ile uygulama aşamalarında ısrarlı ve kararlı olunmalıdır. Bunun içsel iletişim kısmı en zorlu tarafıdır. Farkına varabilmek, kabullenebilmek sonrasında çıkışa yönelebilmek için dengesizliklerin, çarpıklıkların, yanlışlıkların üzerine yürünmesi ve onlara karşı normalden çok daha fazla güçlenilebilmesi gerekmektedir. Dışsal iletişimde ise kişisel gelişim, yaşam standardının yükseltilmesi, dünyanın müspet pencereden takip edilmesinin seriye bağlanılması, muhtemel bariyerlerin aşılması gerekmektedir. Bütün bunlar kişinin kendine karşı davranış şekliyle şekillenmekte ve etrafına aynı biçimde yansımaktadır.
Fizikî hudutlar bedenî hareket ve muhafaza alanını ifade eder. Bunların mühim bir kısmı da mahremiyet içermektedir. Anahtar Deliği (Yönetmen: Metin Yılmaztaş, 1975) mahremiyetin yanı sıra ayağa düşmeyi de aktarmakta, bayağılaşmanın temsilini furyaya karıştırmaktadır.
Yalnız Yaşamak da Bir Duruştur
Kişinin kendi duygu ve düşüncelerine sahip olma hakkı duygusal sınırları belirler. Geniş tartışma ortamlarına yansıyabileceği gibi karşıda tek bir kişinin yer alması şeklinde de değerlendirilebilmektedir.
Sağlıklı yaşam tarzında özgün ve farkındalıklı etkinliklerin liderliğine bağlıdır. Güne sağlam bir kahvaltı ile başlanılması, her türlü bağımlılık endişesi uyandıran madde ve ürünlerden uzak durulması, beyinsel aktivitelere yönelinmesi, beden, ev, iş yeri ve ortam temizliğine özen gösterilmesi, sabun kullanımının aksatılmaması, müzik dinlenilmesi, çeşitli egzersizler yapılması, değer verdiği ve bulduğu kişilerle iletişim sağlanması önemlidir. Birey kendine iyi bakamazsa başkasına da bakamayacağı gerçeğinden hareketle bireysel mutluluğunu öncelikleri arasında bulundurmalıdır.
Değer bulduğu ve bizatihi değer verdiği kişiler ve topluluklar ile etkileşim içinde olunması besleme ve beslenme kavramlarını desteklemektedir. Samimiyete dayalı kucaklaşmanın insan ihtiyaçlarının karşılanmasında olumlulukları artırdığı gibi olumsuzlukların eksilmelerine sebep olduğu bilinmektedir. Bilindiği gibi olumsuzluklar başka gerilimleri de tetiklemeye meyillidirler onların engellenmesi fark edilmeden birçok olumlu gelişime de zemin hazırlamaktadır. Yalnızlık merkezli korkuları insan beyninden uzaklaştırmakta, sevildiğini ve sevginin gücünü anlamasına vesile olmaktadır. Böylelikle maddi ve manevi temizlik kanalları da açık tutulmaktadır. Kendine iyi davranabildiği takdirde daha güçlü, daha sağlıklı, daha mutlu ve ayakları yere basabilen birisi olacaktır. Hanım (Yönetmen: Halit Refiğ, 1989) ise mantıklı fakat yalnız yaşamanın acı sonunu beyazperdeye taşımaktadır.
Yaşamdaki Zorluklar
Zorluklar sadece bir kişi için değildir. Herkes bir şekilde zorluklarla karşılaşır ancak kendi tercihleriyle hareket ederler. Buna karşılık zorlukların sebebini bulmaya çalışma ve onu ortadan kaldırma kişisel gelişimde farklı noktalardan kazanım sağlar. Ötelediğiniz takdirde karmaşıklaşır çözüm üretimi daha da zorlaşır. Yakın, orta ya da uzun vadede ötelenen hususlar bir prangaya dönüşüp takılıp kalmaya, tükenmişliğe ya da pes etmeye kadar uzanabilir. Artık geriye dönüp sebebi bulma, yakalama ve çözüm üretme ihtimali oldukça zayıflamıştır.
Bütün bu girdaplardan uzak kalabilme adına küçük, ufak ancak kararlı adımlar atılması o vakte değin sapılmamış sağlam güzergahlara yönelinmesi gereklidir. Aksi durum erteleme, mücevherin zayi edilmesi, bahaneler üretilmesi, gereksiz hususiyetlerle meşgul olunması, kendi kendini sabote etmeden öteye geçememekte ve netice alınması imkânsız hale gelinmesidir.
Hastalıkların, şanssızlıkların, mutsuzlukların kol gezdiği bir hayatta menzilini belirleme önemlidir. Pazarları Hiç Sevmem (Yönetmen: Rezzan Tanyeli, 2012) cenazeler, düğünler, eskiler, yeniler yani insan halleri temsilidir.
Yalnızlaşan İnsanlar, Yalnızlaşan Yaşamlar
Kim kaybetmiş ki sen kendine zaman ayırasın: bir film seyri, müzik dinleme, kahve keyfi, sessiz bir ortam, günlük tutma, şiir yazma, samimi bir sohbet, derin derin yönlendirilmiş nefes egzersizi, mutfak faaliyeti, kitap okuma, gereksiz bilgisayar kullanımını durdurma, uzanma şekerleme bunlar fazla vakit ve nakit harcamaksızın bireyin kendine zaman ayırması ve kendiyle ilgilenmesidir.
Zehirli ve zararlı unsurların başında negatif ortamlar gelmektedir. Mağlubiyeti kolaylıkla benimseye zemin hazırlarlar. Mutlak surette probleme değil çözüme odaklanılmalıdır. Zorlanıldığında güçlü temel unsurlara dönülerek onlar üzerinden güçlü fakat basit adımlarla harekete geçilmelidir.
Şehirleşen, şehirleştikçe kalabalıklaşan ve buna rağmen kalabalıklar içinde yalnızlaşan insan psikolojik, psikiyatrik, kişisel gelişim alanlarında desteğe ihtiyaç hissedebilir. Bunu sağlam, bilimsel temelli ve profesyonel kanallardan karşılaması gerekmekteyse de ekseriyetle bunları resmi ve sıkıcı bulabilmektedir. Böylece gözetleyicilerin atış menziline düşmektedirler.
Dizilere, Filmlere Yansıtılması Gereken Temalar
İletişimde kişisel davranış unsurlarının medya ürünleriyle pekiştirilmesinde Türk kültürü çerçevesinden mutlak surette yararlanılmalıdır. Çalışma alanımız gereği televizyon dizileri ve farklı türlerdeki sinema filmlerinde temsiliyet görünür hale getirilmelidir. Buna göre;
- Kaliteli uyku, dinlenme, eğlence mekanları,
- Huzurlu yaşam ortamları,
- Sağlıklı beslenme çalışmaları,
- Bedensel ve çevre temizliği,
- Başarıya odaklanma düşünceleri,
- Sığınılması gereken en son limanın yani aile sorumlukları,
- En az bir spor aktivitesine iştirak çabaları,
- Müzik aletlerinde birkaçını kullanma ve ilgi alanına uygun musiki dinleme gayretleri,
başlıkları, temaları, dizi ve film projelerinin farklı sekanslarına yansıtılarak hedef kitleye sürekli ulaştırılmalıdır ki “mermeri delen suyun kuvveti değil damlaların sürekliliğidir.” Farkındalık medya ürünlerinden beyinlere yansıtıldığında önlemeyecek hareketlilik de başlayacaktır.
Davranış iletişimi; hedef kitleye ulaştırıldığında etki oranı farklı olsa bile toplumsal hafıza şeffaflaşmaya başlayacak, anormalliklere karşı düşünceler canlı renklere bürünerek fiiliyata geçmeye başlayacak, geriye düşenlerden bayraklar alınarak dalgalanmasını sürdürür hale gelecektir.