Modelleme Nedir? Neden Modelleme Yapılır?
Burada modelleme derken yapının şematik modelinin çıkarılmasından bahsediyorum. Modelini yapmaktan bahsetmiyorum. Bir şeyin modelini yapmak başka mühendislik disiplinlerinde, ya da mimarlıkta da yapılıyor, ama modelleme yapmak çok dalda yok. Modelleme daha çok hesap yapmak için gerekli.
İnşaatta projelendirme aşamasında en önemli konulardan biridir modelleme. Kolon kiriş birleşim noktaları nasıl modellenecek, bu bilgiler bilgisayar programına nasıl aktarılacak, hepsi uzmanlık isteyen konulardır. Doğru modelleme, doğru sonuç demektir.
Burada modelleme derken yapının şematik modelinin çıkarılmasından bahsediyorum. Modelini yapmaktan bahsetmiyorum. Bir şeyin modelini yapmak başka mühendislik disiplinlerinde, ya da mimarlıkta da yapılıyor, ama modelleme yapmak çok dalda yok. Modelleme daha çok hesap yapmak için gerekli.
Doğrusu pratikte başka hangi dallarda kullanılıyordur modelleme, ben çok bilmiyorum, ama modelleme bir şeyin hesabını yaparken kullanıldığına göre, içinde hesap olan her dala uygulanabilir gibi geliyor.
Tabii bizde yapılan hesap modelleri zamanında laboratuvar ortamında testlere tabi tutulmuş olduğu için artık hesap prensipleri belirlenmiştir. Hatta bu prensipler normlar şekline dönüşmüş ve birçok mühendis için çok da kafa yormaya gerek kalmadan hazır sistemler olarak kullanılır. Normlarda başka bilgiler de vardır, nasıl beton hazırlanacak, içine nasıl donatı yerleştirilecek hepsi belirlenmiştir, nasıl hesap yapılacak ne yaparsan nereye ne etkisi olur hepsi ince ince kitaplara geçmiş ve bir sonraki nesillere bu bilgiler aktarılarak sistem çözümleri üzerinde çok uğraşmadan hesap yapabilmeleri sağlanmıştır. Kısacası inşaat konularında çok yenilik yoktur. Yenilikler daha çok inşaatta kullanılan malzeme tipleri ve işlerin daha rahat yapılmasını sağlayan inşaat makinaları konularındadır.
İçinde hesap olan her konuda modelleme uygulanabilir gibi geliyor bana demiştim. Bizde modelleme önce şematik olarak yapılıyor, yapının şematik bir şekli düşünülüyor, daha sonra da bilgisayarda bu şematik model üzerine yükler uygulanarak nerede ne etki oluyorsa, sonuca göre gerekli donatı veya yapı elemanları boyutları ayarlanıyor. Yapılan değişikliklere göre program tekrar çalıştırılıyor ve netice normlarda yazan sınırlar içerisinde kalıyorsa bir daha model üzerinde değişiklik yapılmadan çıkan etkilere uygun donatı hesaplanarak yapı elemanlarının son boyutları ile çizimler hazırlanıyor.
Bu dediklerimin benzeri makina mühendisliği veya diğer mühendislik disiplinlerinde, mesela uçak mühendisliğinde de uygulanıyor.
Peki benzer bir uygulama ekonomide de uygulanabilir mi? Ekonomide de hesap var. Etkiler de var, tepkiler de var. Bunca ekonomist var, herhalde bugüne kadar yapılan bir uygulamanın, alınan bir ekonomik kararın ne gibi etkileri olur, ne gibi toplumsal tepkiler oluşur, incelemişlerdir. Tamam, bizdeki gibi düşündüğün modellemeye uygun bir model yapıp laboratuvar ortamında teste tabi tutmak mümkün olmuyordur ekonomik konularda. Ama en azından ekonomik uygulamaların tarihi bu gibi konular üzerinde yeterince veri sağlıyordur. Çoktan bellidir neyin ne olduğu ne yaparsan ne olur bana bu güne kadar belli olmuştur gibi geliyor.
Eğer bu dediğim yapılmışsa, peki nedir o zaman sorun, niye bu ülkeyi bu hale getirdiler? Nasıl yaptılar da enflasyonu azdırdılar, nasıl bu kadar hayat pahalılığı oldu, nasıl bu kadar gelir adaletsizliği olabildi?
Bilgisiz kadrolar mı sorun? Zannetmiyorum. Yirmi sene olmuş, üniversitelerde bile eğitim dört sene, bu sürenin de ilk senesi genel bilgi, lise bilgilerinin tekrarı aslında. Yirmi sene diyorum, bu sürede beş kere üniversite okursun. Her halde hiç bilmiyorsan bile bir şeyler öğrenirsin. Bir şeyler öğrenmek için yeterinden fazla bir süre yirmi yıl.
Bazı insanlar saplantılıdır. Üniversitede okuduğum yıllarda henüz bilgisayarlar çok yeni, yeni bir model bilgisayar, 286 modeldi sanırım, henüz piyasaya çıkmış. Komutanlığa da bir tane almışlar. Fakülte Yüksek Okullar komutanlığında bir albayımız vardı. Çok meraklıydı. Almış odasına yeni bilgisayarı, sürekli orasını burasını kurcalıyor, kendi deyimiyle öğrenmeye çalışıyor. Ancak bu model bilgisayarlarda açılışta bir tuşa basınca açılan sistem parametrelerinin yazıldığı bir sistem ekranı vardır. Her akşam yurda girerken anons gelirdi, albay beni çağırıyor. Benim bilgisayarlarla aram o günlerde de iyiydi. Albay yine çalışmıyor bu bilgisayar, yine düzeltir misin derdi. Ama her gün, aksatmadan. Mecburen emredersiniz derdim. Girerdim o açılış menüsüne, düzeltirdim parametreleri, bilgisayar yine çalışırdı. Ertesi gün yine aynı işkence. Yine düzeltirdim. Uzun bir süre her akşam aynı senaryo. Bir gün dayanamadım artık, niye buraya girip parametreleri kurcalıyorsunuz komutanım diye sordum, kurcalamazsanız bozulmaz dedim. Benim öğrenmem lazım ki sizlere de öğretebileyim demişti. Daha ne kadar sürmüştü bu işkence şimdi hatırlamıyorum, epey bir zaman oldu. Ama bu konuşmadan sonra yine epey bir süre akşamları bilgisayarın parametrelerini düzelttiğimi anımsıyorum.
Bana Türkiye'nin durumu bu anımı hatırlattı. Peki nedir o zaman bizdeki sorun, saplantı halinde anlamsız bir teorinin ispatlama çabası mı? Türk toplumunu bu amaç uğruna kobay olarak kullanmaya mı karar verdiler? Kendini tatmin mi? Anlamsız bir ekonomik teorinin ne gibi sonuçları olur, çok merak ediyorlarsa, yok mudur bunu öğrenmenin başka yolu?
Mesela bizdeki gibi bir sistem modellemesi yapıp bilgisayar ortamında gözlemek mümkün değil mi ekonomik konularda da sonucu? Ne yaparsan ne olur, sanırım basit bir modelle bilgisayarda bir modelleme yapılabilir.
Yap böyle bir program, sonra da ver joysticki eline, ister indirsin faizi, baksın bakalım ne oluyor, ister kaldırsın faizi, onu da görsün. İstiyorsa dövize endeksli Türk lirası hesap açtırsın bilgisayarlardaki sanal topluma, isterse Reşad altını döksün ve satsın. Ne istiyorsa yapsın merak eden. Sonuçta "game over" mesajı alırsa tekrar başlatır oyunu olur biter. Kimsenin başı ağrımaz.
Yok mudur böyle bir programı yapabilecek cengaverler? Ekonomistlerden ve bilgisayar mühendislerinden oluşmuş oyun programcısı ekip çıkmaz mı aramızdan?
Türk bir bilgisayar oyunu firmasını yurtdışından bir firma onca para ödeyip satın aldı diye bir haber okumuştum bir süre önce. Demek ki bilgisayar oyunları yapmayı biz de becerebiliyoruz aslında, bence arasak buluruz böyle bir ekip.
Sevgili Yılmaz Özdil'di sanırım, bir yazısında gençliğinde bir şişe bira içseydi bunlar olmazdı demişti. Birada az da olsa alkol var sonuçta, az da olsa dinen yasak. Daha önce yazmıştım, ben herkesin inancına kalben saygı duyuyorum. Ama bilgisayar oyunları konusunda bildiğim kadarıyla dinen bir yasak yok. Çok istiyorlarsa diyanete sorup fetva da alabilirler. Bir zamanlar SimCity diye bir oyun vardı diye hatırlıyorum, şehirler kuruyordun oyunda, şehir sakinlerine iş ortamları yapıyordun, şehir ekonomisini yönetiyordun.
Bence en iyisi böyle bir oyun programı hazırlayalım, parasını milletçe kenara koyduğumuz üç beş kuruş ile karşılarız. Yeter ki Türkiye'nin gerçek şartlarına uygun bir ekonomik modellemeyle güzel bir program yazabilecek bir ekip bulalım. Diyanetten, ya da artık hangi hocadan, nereden isterlerse, fetvasını da alırız, olur biter. Bence bu teklifi kabul ederler, bu tarz oyunlar zevklidir, insan kaptırdı mı kendini başından kalkamıyor. Verelim istedikleri kadar oynasınlar programda meraklıları. Yetti gari artık bu milletin çektikleri, üzerinde yapılan abuk sabuk deneylerden bıktı millet.
Baştakiler bu şekilde önce oyun üzerinde deneyerek doğru ekonomik kararları alabilirlerse, sonunda biz de belki ülke olarak bir an önce düze çıkarız. Çok bir şey yapamasalar bile belki yakamızdan düşerler de, en azından biraz rahata ereriz.
Nasıl, fena fikir değil sanki?
Moskova'dan sevgiler.