Site İçi Arama

ekonomi

Türkiye, Bundan Sonraki Sanayi Gelişimini Kayseri’nin Doğusuna Kaydırmalı, Hatta İvmelendirmelidir. Neden? Nasıl?

Sanayileşmemiz önce İstanbul ve çevresi (Çerkezköy, Gebze, İzmit, Sakarya, Bursa), sonra İzmir ve çevresi, sonraları Konya, Ankara, Kayseri derken; son yüzyılda Kayseri’nin doğusunda Gaziantep dışında yeteri kadar sanayileşebilmiş şehrimiz ve çevresi maalesef olmadı.

Ülkemiz ve insanlarımız yeterli eğitim, bilim, teknoloji ve dolayısıyla sanayi/endüstri ile çok geç tanıştı, üstelik çok geç tanıştığı sanayisini çok da yavaş geliştirdi. 

Endüstri devrimini pas geçmekle başlayan bu atalet çok uzun yıllar devam etti. Özellikle cumhuriyetin ilanından sonra; kamu iktisadi teşebbüslerinin yoğunluğu ve liderliğinde başlayan, dönem dönem hızlanan, dönem dönem yavaşlayan sanayileşme yürüyüşümüz, son yarım yüzyılda; özel teşebbüsün liderliğinde sürdürüldü ve geliştirildi.

Sanayileşmemiz neden sürekli Kayseri’nin batısında kalan şehirlerimizde oluştu?

Sanayinin temel ihtiyaçları, girdileri olan; finansman, eğitimli ve tecrübeli insan (beyin ve emek gücü), ulaşım kolaylığı, tesisleşme ve makineleşme kolaylığı, diğer sanayi sektörleri ve firmaları ile kümeleşme ve birbirleriyle yardımlaşma ihtiyacı, hammaddeye yakınlık vd. çok önemli ve gerekli girdiler nedeniyle; sanayileşmemiz önce İstanbul ve çevresi (Çerkezköy, Gebze, İzmit, Sakarya, Bursa), sonra İzmir ve çevresi, sonraları Konya, Ankara, Kayseri derken; son yüzyılda Kayseri’nin doğusunda Gaziantep dışında yeteri kadar sanayileşebilmiş şehrimiz ve çevresi maalesef olmadı.

Sanayileşmenin Kayseri’nin batısında olmasının ülkemize negatif etkileri neler oldu?

Son asırda hem doğudan batıya hem de köyden kente göç yaşadık, bu göç halen devam etmektedir. Eğitimli, üretmeye hevesli, girişimcilik ruhu olan, dinamik insanlar; kendi coğrafyalarında kalsalar, beyin ve emek verimliliklerini kendi coğrafyalarına yansıtsalar, kendi coğrafyaları da onlara tatmin edici hayat standardını sağlayabilse, başka coğrafyalara oraları gezmek, görmek için gitseler daha iyi olmaz mıydı? Neden bir İstanbullu Kars’a yerleşmeyi hayal etmez ama bir çok Karslı İstanbul’a yerleşmeyi hayal ederler?

Doğudan batıya sürekli göç, ülkemizin doğu bölgelerini endüstrileşmiş ekonomik sistemden mahrum bıraktı. GAP ve DAP gibi projeler bunu bir nebze önledi ama toplam ölçekte onlar da yetersiz kaldı.

Bu arada endüstrileşmiş ve şehirleşmiş batı şehirleri de aşırı göçün yarattığı ve boğduğu sıkıntılarla baş başa kaldı.

Ülkemizin geneline bakıldığında; endüstrileşme genele ve tabana yayılamadı, bunun doğrudan sonucu ise; ülkenin gelir dağılımının eşit olmaması oldu.

Bu durum; ayrılıkçı terörist oluşumların yeşermesine ve gelişmesine de katkı sağladı.

Kayseri’nin doğusuna çok kısa bir zaman zarfında doğru süratli ve sağlıklı bir sanayileşme nasıl kaydırılabilir? Buralarda hangi sanayi sektörleri kümelenebilir?

Kamu/Özel sektör ve yabancı yatırımcılar tarafından yapılacak doğrudan yatırımlar, devlet tarafından doğrudan Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Karadeniz’e yönlendirilmelidir.

Doğrudan yatırımlar arasında özellikle otomotiv ve otomotiv yan sanayi yatırımları “Ekonomik Sistem” için çok değerlidir.

Örneğin Çinli otomotiv devi Chery son on yıldır, ciddi bir şekilde Türkiye’de doğrudan yatırım yapmayı düşünmektedir. Açık kaynak bilgilerine göre; Chery ile yatırım görüşmelerinde nihai safhalara gelinmiştir. Yatırım yeri için Samsun ve Manisa'nın öne çıktığı değerlendiriliyor. Manisa’da zaten çok büyük yatırımlar var, Çinli otomotiv devi BYD’de oraya yatırım kararı verdi.

Bu durumda; Chery’nin yatırımını Orta Karadeniz’deki zaten ciddi bir sanayi kümelenmesi olan Samsun’dan daha Doğu’ya (Trabzon, Rize) kaydırmak ve bu konuda Chery’e gerekli desteği sağlamak, onu bu yatırım için teşvik etmek çok mümkündür.

Fransız Groupe PSA ile İtalyan-Amerikan Fiat Chrysler Automobiles şirketlerinin birleşmesiyle kurulan Stellantis grubu da Türkiye'de bir yedek parça tesisi kurmayı planlıyor. Bu tesisin otomotiv fabrikalarının bulunduğu ekonomik sisteme yakın bir çevrede olmasının tercih edildiği söyleniyor. Bu durumda akla ilk gelen muhtemel yatırım şehirleri Bursa, Kocaeli, Manisa olacaktır. Halbuki bu yatırım için Stellantis’e Doğu Anadolu’da Erzurum, Kars, Ardağan önerilse ve buralarda yatırım için her türlü destek sağlansa, özellikle Doğu Karadeniz limanlarına doğrudan ulaşım kolaylığı nedeniyle, Stellantis yatırım için Doğu Anadolu Bölgesini tercih edecektir.

Yakın geçmişte Avrupalı birçok firmanın Türkiye'ye yatırım yapacağı söylendi. Volkswagen bunların başındaydı. Bir ara Peugeot-Citroen'in Türkiye'de B sınıf sedan bir model yatırımı yapacağı da konuşuldu. Sonra BMW'ye taşeron üretim yapan Magna Stery'in yatırım yapacağı duyuruldu. Şimdi de Stellanis’in yedek parça üretim endüstriyel kümesi konuluyor. Bir otomotiv yedek parça endüstriyel kümesi Doğu Anadolu şehirlerinde Marmara Bölgesi’nin endüstriyel canlılığını sağlayacaktır.

Ayrıca; Doğu Anadolu Bölgesi, Türkiye’nin sağlıklı beslenmesi için hayati öneme haiz kırmızı etin kaynağı olabilir. Bu bölgede teşvik edilecek hayvan yetiştiriciliği ve bu hayvanlardan et ve süt ürünleri üretecek endüstriyel oluşumun devletçe desteklenmesi mümkün ve gereklidir.

Önceki yazılarımızda Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve özellikle Cizre için uluslararasılaşmış bir ticari uçak inşa şirketinin kurulumu ve bu uçaklar için gerekli ana ve alt sistemler ve bu sistemlerin komponentlerini, parçalarını imal etmek için gerekli sanayi kümelenmesinin oluşması için devlet teşvikinin yapılabileceği vurgulanmıştı.

Aynı bölgede uçak MRO&U (Maintenance, Repair, Overhaul and Upgrade/Bakım, Onarım, Revizyon ve Modernizasyon) merkezleri de kurulabilir.

Havacılık sanayisi için çok elverişli bir iklim sunan bu bölgemizde güçlü bir endüstriyel havacılık kümelenmesi oluşturmak mümkündür.

Ayrıca; GAP etkisiyle çok gelişen tarımsal verimin çıktılarının işlenmesi için kurulan tarımsal ürünler sanayisi de çok büyütülebilir ve geliştirilebilir.

Endüstriyel Ekonomik Sistemin dinamizmi özel sektör ile mümkündür, ancak bir süre devrede karma ekonomi modelinin de olması uygun olacaktır.

Ekonomik sistem veya ekonomik düzen, bir toplum içinde üretim, kaynak tahsisi ve mal ve hizmet dağıtımı sistemidir. Belirli bir toplumun ekonomik yapısını oluşturan çeşitli kurumların, ajansların, varlıkların, karar alma süreçlerinin ve tüketim kalıplarının birleşimini içerir.

Ekonomik sistemin ürettiği değerlerin paydaşları o coğrafyanın insanları olabilirse, refah rahatlıkla tabana yayılabilecektir.

Devletimiz; varlık fonlarından enerji şirketlerine, gıdadan petrokimya ve otomotiv firmalarına kadar çok sayıda yabancı firmayı Kayseri’nin doğusuna yatırım yapmaları için teşvik etmelidir.

Onlara; Türkiye’nin bu endüstriyel kalkınmaya dair bakir ve çok istekli bölgelerinin sahip oldukları üretim kabiliyetleri, sanıların aksine oldukça tatmin edici altyapıları, hammaddelere erişim kolaylıkları, geliştirilebilecek ulaşım kolaylıkları anlatılmalı, onların bu bölgelerde yatırım yapmalarını cazip kılacak her türlü devlet teşviği sağlanmalıdır.

Amazon'dan GE Aerospace'e, Citi'den U.S. Exim'e, Walmart'tan JP Morgan'a, Goldman Sachs'tan Lockheed Martin'e, Boeing’den Airbus’a kadar pek çok dev şirketin; uygun teşvikler sağlanması durumunda ülkemizin doğu bölgelerine birkaç yıllık bir zaman zarfında yatırım yapmaları kuvvetle muhtemeldir.

Bu bölgelerimizde kurulacak ulusal, uluslararası şirketlere devlet de ortak olabilir, belirli bir süre sonra, bölgeye yeterli özel sektör ilgisi ve yatırımı girdikten sonra bu ortaklıklarını sonlandırabilir.

Sonuç

Son asırda; ağırlıklı olarak Kayseri’nin batısını sanayileştirebildik, bu asırda Kayseri’nin doğusunu 1/10 asırda yani on yılda bir asıra eşdeğer ölçüde sanayileştirmemiz mümkündür, bu kesinlikle bir hayal değildir. Kayseri’nin doğusu da sanayileşmiş ülkemizde; ülke içi göç minimuma inecektir, hatta bir süre batıdan doğuya yoğun bir göç yaşanacak sonra bu göç durgunlaşacak, Sivas’ta yaşayan Sivaslı sayısı İstanbul’da yaşayan Sivaslı sayısından daha fazla olacaktır. Her bölgesi sanayileşmiş ülkemizde; hayat standardı ülke genelinde dengelenecek, insanlarımız doğdukları, büyüdükleri şehirlerinden başka şehirlere iş ve aş için göç etmek zorunda kalmayacaklardır.

Araştırmacı Yazar Raif BİLGİN
Araştırmacı Yazar Raif BİLGİN
Tüm Makaleler

  • 04.10.2024
  • Süre : 3 dk
  • 4883 kez okundu

Google Ads