Site İçi Arama

ekonomi

Türkiye'nin Kalkınmasında Batı Karadeniz Bir Lokomotif Olabilir

Mağrur devletler, -gururlarının en yüksekte olduğu zaman diliminde dahi - Batı Karadeniz bölgesi ile ilgili hıyanet planına hayallerinde bile yer vermeye cesaret gösterememişlerdir.

Sevres ihanet projesinin cesaret edemediği bölge

Sevres bir Türk’ü boğma projesidir.  

10 Ağustos’ta İstanbul Hükümeti temsilcileri tarafından parafe edilmiş, ama kapalı olan Meclis tarafından kabul edilmediği gibi, Padişah tarafından da imzalanmamıştır.

Dahası karşı taraf devletler tarafından da sözleşme ıslak imzaya konu edilmemiştir.

Yunanistan hariç.

Ama bu Sevres anlaşma taslağının bile bıraktığı bir beyaz sayfa vardır. 

Batı Karadeniz ve İç Anadolu Bölgelerine mütegallibeler ilişememiştir. 

Bu iki bölge aynı sırada en çok şehit veren Türk bölgeleridir. 

Genişletilmiş bir Batı Karadeniz bu taslakta bile Türk Milletinden koparılamamıştır. 

Mağrur devletler, -gururlarının en yüksekte olduğu zaman diliminde dahi - Batı Karadeniz bölgesi ile ilgili  hıyanet planına  hayallerinde bile yer vermeye cesaret gösterememişlerdir.

Batı Karadeniz Potansiyeli

Batı Karadeniz Bölgesi akıllı bir planlamayla, Türkiye’nin neredeyse tüm ihtiyaçlarını karşılama potansiyeline sahip nadir bir bölgedir. 

Gelin bir planlayalım. Beyin Fırtınası yapalım. 

Bölge binyıllardır nadastadır. 

Toksik kirlenme flora ve faunasında görülmez. 

Organik tarım merkezi yapılabilir. 

Bölge yüzyıllardır işgal görmemiş, ayrılıkçı hiçbir hareket bölgede görülmemiştir. 

Demir çelik yatırımının iki temel gerekçesinden biri de “güvenli bölge” olması, diğeri de “kömür yataklarına yakın olmasıdır.”

Tüm savaşların en çok şehit veren bölgesidir. 

Ödüllendirilmelidir. 

Devletin İnsan Kaynakları için mükemmel bir havuz doya doya kullanılmalıdır. 

…..

İsviçre ve Kanada gibi ülkeler bu güzellikleri Dünyaya taşımayacağımıza göre Dünyayı buralara taşıyalım demiş ve çok başarılı olmuşlardır. 

Yaşayarak korumuşlar, koruyarak yaşamışlar. 

“Bölge Turizm Bölgesi olursa kirlenir” demek akıllıca planlanan bu ülkelerdeki Turizm deneyimini görmemek demektir. 

Üstleri ve yanları kırılmaz camdan Hızlı Trenler, muhteşem güzellikleri insana sunuyor. 

Bölge bir bütün halinde turizm Bölgesi olarak  ilan edilmelidir.

….

İklim değişiyor. 

Sel baskınları canlar almaya devam ediyor. 

Kuraklık ve susuzluk kapıda. 

İstanbul muhtemelen Dünyadaki birçok ülkeden kalabalık bir megapol. 

Yaşanamaz durumda, suya muhtaç, sağlıklı yaşam alanlarına gereksinim duyuyor.

Genişledikçe yeşil alanları yutuyor. 

Bu sorunların tümünün cevabı Batı Karadeniz’de var. 

Bekliyor. 

İnsan hayatları kötü kentlerde yok oluyor. O’nu bir paralı üretim kaynağı olmaktan öteye götüremezsek sorunlar bitmez.

İnsanlara sağlıklı mekân, temiz çevre, kaynağından içme suyu ve yılın bir ayında huzurlu bir tatil imkanı sunacak yatırımları burada yapabiliriz.

İstanbul-Cide-Samsun Yüksek Hızlı Tren Hattı yapılmış. 

İstanbul üretim merkezi.

Batı Karadeniz yaşam alanı. 

Orman içinde neredeyse görünmeyecek 2-3 katlı, betondan azade, taş ve ahşap ağırlıklı Türk Mimarisinde evler.

1-2 saatte İstanbul’dan evine giden insanlar. 

Yüksek havzalarda tutulan sular, sel baskınlarını önlemiş.

Seller Bölgesi “Göller Bölgesi” olmuş.

Göl kenarlarında ahşap mimari de pansiyonlar.

Balıkçılık yapan köylüler.

Türkiye’nin içme suyu buralardan sağlanıyor. 

Susuzluk ve açlık korkusu yok olmuş. 

Enerji için önemli katkılar sağlanmış. 

Yardım edilmiş yoksulluk değil yok edilmiş bir yoksulluk. 

Onurlu insanlar. 

Milli Gelir fevkalade artmış. 

Huzurlu toplum. 

İyi de bu kaynakları nasıl sağlayacağız?

Bakalım bunları bölgeden sağlayabiliyor muyuz?

Yüksek Hızlı Tren Yolları ve Yüksek Havza Baraj Gölleri için gerekli demir çelik, teknolojisi geliştirilmiş ve kapasitesi arttırılmış Karabük Demir-Çelik Fabrikasından. 

Enerji ihtiyacı Zonguldak Linyit kömüründen, temiz enerji mi gerekiyor, o zaman Batı Karadeniz Doğal Gazından…

Almanya’nın kalkınmasında kömür ve çeliğin hızlandırıcı etkisini, Çin kalkınmasında da Yüksek Hızlı Tren ile yakalan ivmeyi aklımızda tutalım. 

Yüzbinlerce Orman içi ev için gereken kereste de Finlandiya kadar Ormanı olan Batı Karadeniz Orman Bölgesinden.

İnsan Kaynakları da başta Marmara Bölgesine göç eden Batı Karadeniz insanından…. 

Ve hiç azımsanmayacak Batı Karadenizli özel sektör iş adamlarından. 

Bu kadar gelişmiş bir planlama nasıl mı yapılacak?

Başta Batı Karadeniz bölge ölçeği olmak üzere il, ilçe ve köy ölçeklerinde kurulmuş binlerce STK var. İyi yönetişim örnekleri mutlaka kullanılmalı. 

Batı Karadeniz Kalkınma Planı/Projesi yapılmalı. 

Lütfedilir mi bilmem ama Türkiye Cumhuriyeti Hükümetleri kabinesinde üç dönem “Turizm”, “Çevre ve Orman” ve “Kalkınma Bakanları” bölge insanlarından yapılmalı. 

Bu proje üç dönemde tamamlanmalı. 

Daha sonra amortismanı ile borç çıkaran konut üretme ağırlıklı beton sistemine verilen önem bir yana bırakılarak, Türkiye’nin yeni lokomotifi Batı Karadeniz Bölgesi ve Projesi yapılmalıdır. 

Asrın projesi değil ama önümüzdeki 15 yılın projesi budur. 

40 milyon insanın hayatına doğrudan, diğerlerine de dolaylı katma değer sağlar. 

2037 hayallerimizi süslüyor. 

İşte o zaman G-23’e gerileyen Türkiye G-10 içine girer. 

Bu tecrübe ile sadece Türkiye’nin tamamı kısa sürede YHT hattına sahip olmaz,

Karadeniz Havzasının tamamını bir Barış Projesi olarak dolaşabiliriz. 

Hatta Akdeniz Havzasında söz sahibi oluruz.

Bu konuda, Dünya da bir numara Çin, iki numara Japonya ise üç numarada Türkiye olur.

Balta girmemiş ormanlara insan eli yüreğiyle değerse,

Batı Karadeniz de yeni İsviçre…

Türkiye de on numara beş yıldız bir ülke olur. 

Her şey bir hayalle başlar.

Yazı ile kökleşir. 

İcraat ile kurulur. 

Son aşamaya bir kahraman gerekiyor. 

Ya da bölge insanı bir bütün halinde bu kahramanı kolektif kendinden oluşturmalı. 

İmece, on yıllardır unuttuğumuz bizim üretim biçimimiz. 

Akıl, az şey değildir.

Hiç akıl etmiyor musunuz?

08.08.2022.  Bugün doğum günüm. 

Bu da doğum günü mesajım olsun. 

… Sağlıcakla kalın.

Doç. Dr. Selahattin ATEŞ
Doç. Dr. Selahattin ATEŞ
Tüm Makaleler

  • 08.08.2022
  • Süre : 4 dk
  • 1647 kez okundu

Google Ads