Borç Yiğidin Kamçısıdır
Abbas Efendi devlet bankalarından istediği kadar kredi alıyormuş! Abbas Efendi alabilir, o işini yukarıdan bağlamış, onun için diğer tüzel kişiliklere uygulanan sınırlamalar geçerli değil. Banka müdürüne gelen bir telefon ile Abbas Efendi'nin bankayı aramasına bile gerek kalmadan istediği kadar kredi hemen hesabına yatırılıyor.
Benim için bir şey yapar mısın?
Tabii ki, ne lazım?
Banka soyacaksın!
O kadar da değil, saçmalama!
Şaka bu dediğin, değil mi?
Tabii ki şaka...
***
Değil bir arkadaşımızın bir istediği, bazen kendimiz için bile yapabileceklerimizin bir sınırı vardır.
Peki hiç olmazsa borç para ver!
Bakın bu konu da bir çoğumuz için bir sınırdır.
Hayır, olmaz! Ben prensip olarak hiç kimseye borç vermiyorum!
***
Yıllar önce bir arkadaşım benden az bir miktar borç para almıştı. Sonra da bir şekilde yollarımız ayrıldı, iş bitmişti, ikimiz de farklı yerlere dağıldık. O bir süre Rusya dışında bir yerlerde çalıştı. Ben ise buralarda kaldım işte.
Yıllar sonra bir gün Rusya'da tekrar buluştuğumuzda ise muhtemelen aldığı borcu unutmuştu, ben de pek üstüne düşmedim. O buluşmamızda daha çok eski günleri yad etmiştik.
Sonraları bir iki defa hatırlatmama rağmen ya gerçekten unutmuştu aldığı borcu ya da belki de şaka yapıyorum zannetti ve bana inanmadı.
Sonrasında ise bu borç konusu bir süre aramızda bir espri oldu, ben arada ver artık şu borcunu diyordum, o ise her seferinde bir dahaki sefere diyordu.
Yıllar sonra bir gün bana banka hesap numaranı ver de yatırayım artık şu borcu dedi.
Güzel şirin bir kızı var, benim için kızına bir hediye al dedim.
Çok sevdiğim bir arkadaşımdır. Gerçekten belki de hatırlamıyordu.
Çok büyük paralar içinde yüzüğüm için değil, gerçekten güzel kızına bir hediye vermek istediğim için öyle söyledim.
Zaten o gün aldığı borç belki o günlerde benim için yeterince büyük bir paraydı, ancak bugün için öyle lafı edilecek bir meblağ da değil.
***
Evet, yine de kimileri için gerçekten borç para vermek ilkece çekindikleri bir şeydir.
Peki eğer gerçekten ihtiyacımız varsa nereden bulacağız borç parayı?
Bankalar var, gidip ihtiyaç kredisi çekebiliriz!
Aslında ben bankalardan bile borç para almayı sevmiyorum.
Banka hesabımda az bir limiti olan bir ek hesabım var, kimi zamanlarda o hesaptan kredi kullandığım oluyor. Eğer vadeli hesapta olan paranın vadesi dolmamışsa, o an vadeyi bozmak istemediğimde belki ek hesaptan bir miktar para çekebiliyorum.
Bir de zaten alışverişlerde çoğumuz kredi kartı kullanıyoruz.
Gerçi benim kredi kartlarımın süresi dolduğu için yenilerini Türkiye'ye geldiğim zaman bankadan almam gerekiyor.
Buradaki kartlarım ise kredi kartı değil. Hesapta para varsa kullanabileceğiniz tarzda olan kartlar.
Yani uzun süredir ben bankadan da borç para almıyorum, ya da başka bir deyişle kredi kullanmıyorum.
Bahsettiğim ek hesabımın limitini bile en son ne zaman arttırdım hatırlamıyorum.
Kredi kartlarının limitleri bile bugün artık üç kuruşluk alışveriş yapacak kadar kaldı.
***
Enflasyon nasıl bir canavar değil mi?
Şundan birkaç yıl önce banka gözünde bile kredi limiti yüksek bir müşteri iken, bugün kredi limitlerine bakacak olursanız o kadar da önemli bir müşteri gibi hissedemiyorsun kendini.
Hadi bizi bırak, sonuçta bizler düz müşteriyiz bankalar gözünde.
Peki eğer firma sahibi bir müşteri olsaydık? Şöyle para babası bir müşteri!
Sürekli hesabına para giriş çıkışı olan bir tüzel kişilik olsaydık mesela?
Bakın işte o zaman işler değişiyor. Yağlı müşteri! En sevdiğim.
Üstelik bir de ithalat-ihracat ile uğraşıyorsa, daha iyisini mi bulacaksın?
Hayri bey, hoşgeldiniz, ne kadar kredi lazımdı?
Şu kadar.
Tabii efendim, derhal ayarlıyoruz. Siz hiç merak etmeyiniz efendim. Aman efendim, yaman efendim. Bir çay söyleyeyim mi size? Yoksa kahve mi içersiniz?
Evet, düne kadar belki de gerçekten işler böyle yürüyordu.
Bugün ise yağlı müşteri Hayri Bey bile olsanız, kredi istiyorsanız bir bankadan iş için kredi alabilmeniz artık o kadar da kolay değil!
Bir anlamda sermaye kontrolü yapılıyor artık.
Peki sebebi nedir bunun?
Çünkü başka türlü ekonomiyi zaptı rapta almak mümkün değil diye düşünüyor devlet.
Alınan kredinin iş için kullanılacağı ne malum? Ya döviz alırsa o kredi ile müşteri?
***
Ama Abbas Efendi devlet bankalarından istediği kadar kredi alıyormuş!
Abbas Efendi alabilir, o işini yukarıdan bağlamış, onun için diğer tüzel kişiliklere uygulanan sınırlamalar geçerli değil.
Banka müdürüne gelen bir telefon ile Abbas Efendi'nin bankayı aramasına bile gerek kalmadan istediği kadar kredi hemen hesabına yatırılıyor.
Düzen böyle, sen de yandaş ol, sen de kredi kullanabil!
Ama bu haksızlık!
Evet, haklısınız, bence de haksızlık.
Ama sen verdin kardeşim oyu iktidara! Şimdi niye sızlanıyorsun ki?
***
Bana göre hava hoş!
Ben kredi kartı bile kullanmıyorum.
Ek hesabımdan da bazen Türk hattım için abone parası ödemeyi unutursam otomatik olarak ödeme yapıldığında harcama yapılıyor, hepsi o.
Zaten bir iki gün içinde ödemeyi fark ediyorum ve ek hesap borcumu hemen kapatıyorum.
***
Şimdi hemen herkes sayın Şimşek'e yardımcı olmamız gerekiyor diyor. Muhalefeti iktidar yanlısı, hemen herkesin dilinde aynı söylem var.
Bence de yardımcı olmak lazım.
Ne de olsa Türkiye'yi kurtarsın diye getirdi onu reyis oraya.
Bakalım nasıl yapacak! Şimdiden döviz fırladı, rasyonel yöntemler diyor, ama reyis bakalım ne kadar dayanacak bu sözlere.
***
Benim için bir şey yapar mısınız?
Aslında benim için değil, kendiniz için yapın bu diyeceğimi.
Bankalardan falan borç almadan yaşamaya çalışın. Biliyorum, hemen herkes kredi kartları ile yaşıyor. Yine de mümkün olduğunca az kullanmaya çalışın kredi kartlarını.
Ama borç yiğidin kamçısıdır derler.
Doğrudur, borcun belki de azimle çalışmak için, gayret verici bir etkisi de olabilir.
Ama kamçı dediğin aslında daha çok orta çağda kullanılan bir aletmiş, belki de kölelik zamanından kalma, biraz da vahşiliği anımsatan bir alet.
Ayağını yorganına göre uzat da derler.
Sanırım bugünlerde bu pahalılıkta yaşayabilmenin tek çaresi ayağını yorganına göre uzatmaktan geçiyor.
Moskova'dan herkese sevgi ve saygılarımla