Site İçi Arama

ekonomi

Büyük Sıfırlama

Guy Debord'un 1964 yılında yayınlanan Gösteri Toplumu kitabından sizlere bahsetmiştim. Bu kitabı referans alarak, günümüz dünyasının nereye gittiğinin bir betimlemesini yapalım. 

Guy Debord; yeni bir ideolojinin var olacağını, çılgınca para ve mal edinme hırsıyla dünyanın bir pazar yerine dönüştürüleceğini, akıl oyunlarıyla insanlara sanal bir dünya da tüm gerçeklerin göz ardı edilip gerçeklerin sorgulanmasının önüne geçileceğini, hakikat olan her somut şeyin değerinin yitireceğini, insanların “insancık” yapılacağını, dünyanın bir tiyatro sahnesine döneceğini, herkesin de bu sahnede olup bitenleri hegemonları verdikleri gözlükle seyredeceğini belirtiyor. İşte gösteri toplumunun özeti ve en yalın anlatımı bu. 

Şu anda aynen ülkemiz ve dünyanın durumu bu olduğunu düşünen beyinler, at gözlüğü takmayan insanlar bunu görebiliyor. Dünyayı akıl değil, algılar yönetiyor! Toplumlarda bu koca okyanus ortasında pusulası bozulmuş, rotasını kaybetmiş gemi gibi savrulup duruyor. 

İşte Debord'un öngörülerine uyan bir çalışma bundan yaklaşık iki yıl önce uygulamaya sokuldu, adına da büyük sıfırlama diyorlar. Büyük Sıfırlama Covid-19 salgını sonrasında dünya ekonomisini yeniden inşa etme ve kapitalizmi yeniden tasarlama ana fikri etrafında şekillenmektedir. Büyük Sıfırlama yedi ana başlık altında açıklanıyor. Bunlar; dördüncü sanayi devriminden faydalanma, bölgesel kalkınmayı güçlendirme, küresel işbirliğini canlandırma, sürdürülebilir iş modelleri geliştirme, çevrenin sağlığını iyileştirme, sosyal sözleşmeleri, beceri ve işleri yeniden tasarlama ve ekonomik toparlanmanın şekillendirilmesidir. 

Büyük Sıfırlama konusunda yapılan açıklamalar genel olarak bu fikri meşrulaştırmaya çalışmaktadır. Görüldüğü kadarıyla bu sıfırlama bir kapatıp açma veya yeniden başlatma değildir. Büyük Sıfırlama Covid-19 krizi sırasında yaşanan köklü değişikliklerin tutumlarda, algılarda, kurumlarda ve tüm ekonomik sistemde ortaya çıkaracağı değişimi anlama ve bu değişimi yönetme çabasıdır. Asıl amaç ise Debord'un anlatmak istediklerinin ta kendisidir. 

Bu yaklaşımı ortaya atanlara göre küreselleşme sonrasında kapitalizm artık eski haliyle sürdürülemez bir noktaya geldi. Sermaye hareketlerinin serbest kaldığı, bir başka deyişle sermaye sahiplerinin dilediği yere dilediği zamanda parasını yollaması ve çekmesiyle başlayan serbestleşmeyle ulus devletlerin kendilerine özgü para ve maliye politikaları birbiriyle çelişiyor. O nedenle bu politikaları tek elden standart biçimde yürütecek bir otoriteye ihtiyaç var. 

Bu otorite IMF gibi bir otorite de olabilir ABD gibi bir hegemon devlet de. Bu otorite küresel sistemin tümünde geçerli kuralları belirleyip uygulamayı denetlemeli. İşte buna büyük sıfırlama (great reset) deniyor. 

Bu görüşün arkasında Rotschild ve Rockefeller aileleri gibi kapitalizmin en güçlü ailelerinin olduğu ve kapitalizmi yayma ve yaşatma derneği fonksiyonunu üstlenmiş olan Davos Konferanslarının düzenleyicisi Dünya Ekonomik Forumunun başkanı Klaus Schwab’ın da bu ailelerin temsilciliğini yaptığı iddia ediliyor. İngiltere Kralı III. Charles da, veliaht prens iken bu ekibe katıldı ve Covid-19 Salgınının geleceği ve ekonomileri şekillendirmek için fırsat yarattığını söylemeye başladı. Charles’in ortaya koyduğu yaklaşım daha çok çevre dostu yatırımları hızlandırma ve yaygınlaştırma şeklinde olduğu için işin masum yanını temsil ediyordu. Amaçları, mevcut ekonomik sistemi yani kapitalizmi değiştirmek değil! Paydaşların sorumluluğunu taşıyan bir yapıya dönüştürmek olduğu vurgulanıyordu. Büyük sıfırlama görüşü taraftar bulduğu kadar at gözlüğü takmayanlar tarafından da tepki çekiyor. Hatta iş Covid-19 salgınının bilerek ve isteyerek çıkarıldığı biçimindeki komplo teorisiyle birleşerek daha büyük bir komplo teorisine dönüşüyor. Bu iddialar, insanlığın, dijital dünyanın giderek kök salmasıyla biçimlenen, yaşamların, davranışların, eylemlerin denetlenip yönlendirilebileceği bir yapıya doğru sürüklendiği iddialarına kadar gidiyor. 

Dünyanın birçok konuda birlikte hareket etmesinin, araştırma güçlerini birleştirmesinin, laboratuvarların, araştırma merkezlerinin birbirleriyle bilgi paylaşmasının ne kadar gerekli olduğunu salgın olayı adeta gözümüzün içine soktu. Buna karşın bu alanda çok fazla yol alınabilmiş değil. Kapitalizmin temelinde yatan kârı maksimize etme güdüsü, yaşamı sağlıklı sürdürebilme güdüsünden bile güçlü görünüyor hala. Salgını öne çıkararak son derecede masum gerekçelerle ortaya atılan bu yaklaşımın altında aslında dünyanın gelişmiş ülkelerinin egemenliği altında toparlanması, elitlerle halk, zenginlerle fakirler, yönetenlerle yönetilenler arasında ayrımlar yapılması görüşü yatıyor. 

Bu yaklaşım aslında çok önceleri yayımlanan çeşitli bilim kurgu romanlarında ortaya atıldı ve geniş kitleler üzerinde algılar oluşturuldu. Zenginlerin, daha iyi bir dünya diye yola çıktıklarında fakirlere daha büyük mutsuzluklar getirdiklerine hepimiz şahit oluyoruz. Dünyaya yayılan neo liberal politikalara tanık olduk. Küreselleşmenin temelini oluşturan bu politikalar, sosyalizmin çöküşünü de fırsat bilerek, seçeneksiz kalmış bir dünyada, etik değerleri bir yana bırakarak yalnızca sermaye hareketlerinin serbestliği üzerine inşa edilmiş bir finansal dünya yaratarak zengini daha zengin kılmaya yöneldi. Bu politikalar gelir dağılımını düzeltmeye, eğitimde fırsat eşitliğini sağlamaya, çevreyi korumaya yönelmek yerine, tam tersine daha fazla büyümek uğruna bütün değerleri ve çevreyi alt üst etmeye öncülük etti. Benzer yöntemleri farklı araçlarla kullanan Çin öne çıkmaya başlayınca bu kez ABD onu durdurabilmek için o güne kadar şampiyonluğunu yaptığı serbest ticareti bir kenara atarak ticaret savaşlarına yöneldi. Geçmiş, geleceğin aynasıdır derler. O nedenle büyük sıfırlama adı altında masum görünen bu yaklaşımdan kuşku duymakta haksız değiliz. Benim gördüğüm şu: ne yazık ki çok büyük oranda bir plan dahilinde ilerliyor ve bu planı yapanlar Büyük Reset için gerçekten istekli...

Saygı dolu sevgiyle kalın diyorum...

Araştırmacı Yazar Mustafa Orhan ACU
Araştırmacı Yazar Mustafa Orhan ACU
Tüm Makaleler

  • 27.09.2022
  • Süre : 4 dk
  • 2118 kez okundu

Google Ads