Elastomerler Bir Çözüm müdür?
Köprüler ve viyadüklerde deprem tesirleri bina tipi yapılardan çok daha fazladır. Hem hesapları hem de inşaat aşaması çok özen ister ve özellikle de zemin araştırmaları oldukça dikkatli yapılmalıdır. Çünkü ciddi mühendislik yapılarıdır bunlar. Bu ciddiyetle yapılan bu sanat yapıları (biz bu tarz yapılara sanat yapıları deriz) özellikle yoğun trafik yükü altında belli bir esnekliğe sahip olmalıdır. Bu amaçla projede köprü kirişleri altlarında elastomer dediğimiz esnek mesnetler öngörülür.
Daha önce de yazmıştım, ben meslek hayatıma bir proje mühendisi olarak başlamayı tercih etmiştim.
Daha sonra şantiye ortamı dahil, hemen hemen bu meslekte yapılabilecek birçok dalda mesleğimi icra etmiş olsam da, özellikle proje mühendisliği yıllarımda yaptığım projelerden İzmir- Aydın otoyol köprüleri ve viyadükleri ile aynı şekilde Gaziantep-Birecik arası otoyol köprü ve viyadükleri ile Ankara metrosunun Batıkent kolu üzerindeki köprü geçişlerinin projeleri, meslek hayatımda gurur duyduğum ve çok değer verdiğim projelerdir.
Son depremde özellikle Gaziantep-Birecik otoyolu üzerindeki köprü ve viyadüklerde herhangi bir hasar olmaması beni çok memnun etti demeliyim.
Yerinde yapılan inceleme raporunda bir sorun olmadığını okuduğumda, ne yalan söyleyeyim, içime gerçekten bir ferahlık geldi.
Herhangi bir şeyden endişe etmiyordum, ama yine de hesabını yaptığınız ve üstünde imzanız olan bir proje olunca, böyle büyük bir depremden sonra bir şey oldu mu acaba diye insan biraz da olsa kaygılanıyor.
Köprüler ve viyadüklerde deprem tesirleri bina tipi yapılardan çok daha fazladır.
Hem hesapları hem de inşaat aşaması çok özen ister ve özellikle de zemin araştırmaları oldukça dikkatli yapılmalıdır. Çünkü ciddi mühendislik yapılarıdır bunlar.
Bu ciddiyetle yapılan bu sanat yapıları (biz bu tarz yapılara sanat yapıları deriz) özellikle yoğun trafik yükü altında belli bir esnekliğe sahip olmalıdır.
Bu amaçla projede köprü kirişleri altlarında elastomer dediğimiz esnek mesnetler öngörülür.
Bu mesnetler bugün çok farklı başka çözümleri olsa da, benim proje mühendisliği yaptığım yıllarda çelik plakalar arasında kauçuk esaslı elastomer dolgu malzemesi ile üretilen, ve katmanlar halinde hesabına uygun boyutlarda üretilen özel esnek mesnetlerdi.
Deprem sırasında bu mesnetlerin yanal yer değiştirmesi de dikkate alınsa da, aslında köprü elemanlarının bu yanal deprem kuvvetlerinin tesiri altında stabil kalmasını sağlayan elemanlar, başlık kirişinin üzerinde uygun hesabı ile yapılan ve donatılan deprem takozlarıdır.
Depremin yapılan yanlışlar yüzünden bir felakete dönüştüğünü hep birlikte bir kez daha idrak ettiğimiz şu günlerde, ekranlarda sismik izolatörler üzerine oldukça fazla yayın yapılıyor.
Herkes nedir bu sihirli çözüm diye oldukça meraklı sorular soruyor.
Evet, deprem tesirlerini bina üst yapısında minimuma indirebilen sihirli bir çözümdür sismik izolatörler.
Aslında belli bir çevrede, yeni hastane inşaatlarında yakın zamanlarda kullanıma girmiş olsalar da, pek bileni de yoktur.
Ancak benim proje mühendisliği yaptığım yıllarda bile köprü mesnetlerinde kullandığımız elastomerlerden çok da farklı bir şey değil bu izolatörler.
Yani benim proje mühendisliği yaptığım yıllardan, hadi diyelim 1993 yılından bile başlatsak hesabı, 30 yıldır bilinen bir çözüm.
Ülkemizde 1973 yılında bu mesnetleri üretmeye başlamış firmalar olduğunu hesaba katarsanız 50 yıldır bu malzemeler bizzat ülkemizde üretiliyor zaten.
Dünyada kullanılmaya başlanması ise çok daha evveline dayanıyor.
İlk defa 1800'lü yılların başlarında köprü mesnetlerinde köprü boyu yönünde yatay harekete müsaade eden çelik plakalar kullanılmaya başlanmış.
1900'lü yılların başlarında ise yuvarlak kesitli çelik malzemeden, ya da bilye tarzı çelik mesnetler şeklinde yeni bir çözüm olarak kayar mesnetler kullanılmış.
1950'lerde ise artık kauçuk esaslı esnek mesnetlere geçiş yapılmış.
Bu mesnetler aslında düşey yükün daha esnek bir şekilde köprü kirişlerinden temellere aktarılması amacıyla kullanılıyor, ya da özellikle sıcak iklim şartları olan ülkelerde köprünün sıcağın etkisiyle uzayıp kısalmasına bir çare olsun diye düşünülmüş durumdalar.
Ama özellikle 1950'den sonra kullanıma giren elastomerler yanal hareketlerde de köprüye belli bir esneklik sağladığı için deprem esnasında da belli bir fayda sağlıyorlar.
Tabii bu mesnetlerin belli bir süre sonra kauçuk malzemenin deforme olması sebebiyle değiştirilmesi söz konusu.
Biz bu amaçla kirişler arasında yerinde dökülen bağ kirişlerinin donatı hesabını, kirişler altına yerleştirilen yüksek tonajlı krikolar vasıtasıyla kirişlerin belli bir miktar kaldırılabilmesi için özel olarak tasarlarız. Onca yük, düşünebiliyor musunuz, elastomerin değiştirilebilmesi için kaldırılmak zorunda.
Şimdi, tarihçesi bunca eskiye dayanan bu sistemlerin niçin binalarda da bugüne kadar kullanılmadığı bir soru işareti tabii ki.
Bazı özel binalarda tek tük kullanımından bahsetmiyorum. Niye genel olarak kullanıma girmemiş acaba diye soruyorum.
Bunun sebebi sanırım bina düşey yüklerinin oldukça fazla olması.
Binalarda özellikle çok katlı olduklarında, kolonlara gelen düşey yükler köprü kirişlerinden çok daha fazladır.
Ancak istenseydi bu sistemler bence ağır yükler için de geliştirilebilirdi.
Yine de bu ve benzeri sistemlerin özel mühendislik hesapları gerektirdiğini ve iyi bir inşaat yapım aşamasına ihtiyacı olduğunu hatırlatmak isterim.
Bu derece mühendisliğe ve kontrol mekanizmasına önem verseydik, zaten bu sistemlere ihtiyaç olmadan da böyle bir felaket yaşamazdık diye düşünüyorum.
Yani sorun teknik olarak bir şeylerin daha iyi yapılabilmesinde değil aslında. Bizim ülkece bu konuya önem vermememizde. Hafızalarımızın zayıf olmasında, ya da vurdumduymaz olmamızda.
Her önüne gelenin, özellikle de cebinde biraz parası olanın, ya da belirli yerlerde özel ilişkileri olanların hep para kazanmak için inşaat işleri yapması ve özellikle de bina inşaatlarının bir rant kaynağı olarak görülmesi yüzünden, topluca rant paylaşımı hevesiyle kötü inşaatlar yapmamızda.
Yani sorun ahlaksızlık!
Daha önce de yazdığım gibi, eğer bir suçlu arıyorsanız, suçlu hepimiziz.
Bu rant düzeninin gözünün önünde sürmesini izleyen ve yine de rant düzenini yürütenlere oy verenler de dahil herkes suçlu!
Konumuz sismik izolatörler olduğuna göre ben konumuza döneyim.
Bu malzemeler derdimize bir çözüm olabilir mi?
Evet, bence olabilir.
Teknik açıdan her türlü binaya uygulanması mümkün olmasa da, baştan hesabı bu sistemlere uygun olarak yapılan binalarda bence uygulanması zorunlu hale getirilmelidir bile diyebilirim.
Çok katlı binalarda başka çözümler de var, ama düşük katlı binalarda, evet, bir çözüm olabilir.
Çünkü gerçekten deprem tesirlerini absorbe ederek, binaların deprem esnasında minimum zarar görmesini sağladığından, sismik izolatörlü binalarda depremi belki de hissetmiyorsunuz bile.
Mevcut binalarda da eğer binanın yapısı teknik olarak buna uygunsa, zemin kattaki kolonlara özel bir işlemle yerleştirilmeleri mümkün.
Maliyeti de aslında öyle ürkütecek boyutlarda değil bence.
Eğer ülke çapında kullanıma girerse, rekabet esasları ile maliyeti de oldukça düşecektir.
Ancak artık mevzuatta gerekli düzenlemeler bir an önce yapılarak her önüne gelenin inşaat yapması mutlaka önlenmelidir. Bu bence sismik izolatörlerden bile daha önemli bir önlemdir.
Ancak bu durumda içinde huzur içinde yaşayabileceğimiz, sağlam ve güvenli binalar yapabiliriz diye düşünüyorum.
İnşaat işleri okulunu okumuş ve bu konuda eğitim almış kadroların yapacağı iş olmalıdır.
Bu ise rant paylaşımına balta vuracağı için, bilmiyorum, bu dediğimi yapabilecek bir babayiğit bir gün bu ülkeyi yönetmeye başlar mı acaba?
Yine de benim ümidim var diyeyim.
Eğer bu millet isterse, yönetimdekileri bu düzenlemelerin yapılmasına zorlayabilir ve bence zorlamalıdır!
Çünkü yapılan düşük kalitedeki bu binaların, hiç beklenmedik anda tabut binalar haline dönüşebildiğini artık bu millet bu depremde umarım anlamıştır.
Evet, sismik izolatörler, ya da elastomerler deprem için bir çözümdür!
Moskova'dan herkese sevgi ve saygılarımla