Site İçi Arama

ekonomi

Et Fiyatı Niye Pahalı?

Özel süt sağıcı cihazlar var, takıyorsun, sağıyor. Hayvanları yerinden bile oynatmıyorlar. Dizili duruyor sırada, yemini ver, suyunu ver, sütünü sağ. Endüstri resmen. Boğalar damızlık olanlar hariç hemen kesime gidecek, etli butlu olsun diye özel ilaçlar veriliyor, şişkin olsun kasları. Özel et için beslenen cinsler bile var artık, angus tipi, oldukça iri.

Arkadaş bu et niye bu kadar pahalı?

Ot desen dağ taş ot dolu. Sal gezsin hayvanlar gün boyu, ot mu yok yiyecek?

Başına da çoban mı bulamadın? Bir çoban biliyor musun ne kadar sürü güder?

Su yok hayvanlara içirecek!

Güldürmeyin beni, her köşe bucakta bir pınar bulursun. Bizim oralarda pınarların başında yalaklar olur, hayvanlar su içsin diye. Akar durur, arada bidonlarla biz de su alırız yanımıza pınardan, enfes bir sudur akan genellikle, buz gibi olur o yazın sıcağında.

Tamam, bunun kışı da var!

Buğday mı yetişmiyor memlekette? Arpa mı yok? Çavdar bile olur.

Danesini al, sapını samanını ayır, kışın davarları besle.

Sadece eti değil, hem sütü de var bunun, derisi de. Koyun beslersen üstüne yününden de faydalanırsın.

Sütten ise ne istiyorsan yap.

Hayvancılığı öldürdüler ülkede.

Eskiden ne güzeldi. Tezeği bile işe yarardı. İster yak, ister gübre niyetine kullan.

Şimdilerde modern hayvancılık yapılıyor.

Çiftlik hayvancılığı. Özel çiftliklerde, her şey kontrol altında.

Otla beslenmiyor hayvanlar. Yaz kış yem veriyorsun.

Çobana da ihtiyaç yok, heveslisi çiftliklerde çalışabilirler.

Özel süt sağıcı cihazlar var, takıyorsun, sağıyor. Hayvanları yerinden bile oynatmıyorlar. Dizili duruyor sırada, yemini ver, suyunu ver, sütünü sağ.

Endüstri resmen.

Boğalar damızlık olanlar hariç hemen kesime gidecek, etli butlu olsun diye özel ilaçlar veriliyor, şişkin olsun kasları.

Özel et için beslenen cinsler bile var artık, angus tipi, oldukça iri.

Sütü için beslenen inekler de cins cins. Hollanda inekleri meşhurdu bir zamanlar, Holstein. Şimdi başka cinsler de var. Kırım sığırı var, bir buçuk ton, kırmızı renkli. Bizim zamanımızda Montofon derdik, iri cinsler vardı, İsviçre'den gelme. Şimdi yeni bir cins Amerika'dan geliyormuş, Jersey inekleri diyorlar.

Gerçi yerlisi de var, Maraş inekleri deniyor, yerli kara inek ile Doğu Anadolu’nun kırmızı inekleri kırması. Daha birçok yerli cins var.

Dedim ya, endüstri oldu şimdilerde, hesap ediyorsun, kaça mal oldu diye, yemidir, ilacıdır, aşısıdır. Çiftliğin masrafları da var. Hem bir de çalışanların ücretleri.

Çarpıyorsun, bölüyorsun, bakıyorsun olmuyor.

Yok, kurtarmıyor. Masrafı getirisinden fazla.

Çünkü artık her şey ithal, bunun enerji masrafı da var, samanı bile dışarıdan ithal ediyor bu ülke.

Ver gitsin kesime, inek de olsa kesilsin gitsin.

Sonra?

Önce bir süre biraz et fiyatı düşüyor, sonra ise zıplıyor fiyatlar, süt fiyatı da zıplıyor, süt ürünlerinin fiyatları da.

Çünkü artık ne süt yetiyor, inek mi kaldı süt sağacak?

Ne de et yetiyor, boğa da olmuyor tabii inekler olmayınca.

İthal canlı hayvan getiriyorlar dünyanın öteki ucundan, her seferinde de hastalıklı hayvanları kakalıyorlar bize. Olmayan hayvan hastalıkları görülür oldu ülkemizde.

Eskiden ne güzeldi, kırda bayırda gezerdi hayvanlar, sağlıklı olurlardı.

Hem kekik yerlerdi kırlarda, eti de lezzetli olurdu, sütü de.

Kaval çalardı çobanlar davarların peşinde kırda bayırda.

O çıngırak sesleri kulağa gelirdi uzaklardan, sürü olduğunu anlardınız yakınlarda.

Yanlarında da çoban köpekleri olurdu sürülerin.

Sürüyü kurttan korur çoban köpekleri, bir de dağılmasını önler.

Kangal'dır bizde kralı çoban köpeklerinin. Şimdilerde Kangal da kalmadı pek fazla. Öyle evde falan besleyemezsin kangalı, iri olur.

Tatvan'daydık sanırım, abim bir Kangal eniği getirmişti bir yerlerden, bir süre arka bahçede bakmıştık.

Sonra bir tanıdığına vermiş, çiftliğe, serbest serbest özgürce koşabilsin diye.

Bilmiyorum nasıl ederiz, ama hayvancılığı canlandırmak lazım çok geç olmadan.

Tamam, gün modern hayvancılık günü, çiftlik hayvancılığı revaçta.

Ama belki de eskiden olduğu gibi çobanlar ile yapılan hayvancılığı da desteklemek gerekiyor.

Her şey suni oldu artık, belki de hayvanın derisine bile ihtiyaç olmuyor eskisi gibi, imitasyon deri çok daha ucuza geliyor.

Süt desen, marketten aldığınız sütün içinde ne kadarı gerçek süt?

Kim bilir neler katıyorlar o süte?

Burada etiketlerde satışı yapılan gıda ürünleri içindeki her şeyin yazılı olması kuralı var. Merak edip baktıydım da bir gün, elli tane katkı maddesi vardı.

Kimi markalardan doğru dürüst yoğurt bile yapılmıyor. Acı bir tadı oluyor yoğurdun. Ya da süt ekşimiyor bile günlerce, ne katıyorlarsa artık içine!

Standart yağ oranı ile standardize edilmiş süt ürünleri satın alıyoruz her gün marketlerden hepimiz. İnekten sağdığın sütün standart yağ oranı olur mu? Bugün böyledir, yarın başka.

Zaten iddiaya girerim, dağda bayırda dolaşan ineğin sütünü sağıp, hemen kaynatsak, bir çoğunuz o sütün tadını bile sevmezsiniz, içemezsiniz.

Farklı olur taze sağılmış sütün tadı!

Aynı köy tavuğunun etinin tadının farklı olduğu gibi.

Marketlerden aldığınız tavukların tadı da farklı olur köy tavuğundan, bana göre biraz yavan oluyor market tavuğunun tadı, bazen ben yiyemiyorum bile diyebilirim. Mecburen biz de marketten alıyoruz tabii ki. Nereden bulacaksın köy tavuğunu?

Alıştırdılar hepimizi her şeyin sunisine. Suni yem ile beslenen hayvanın tadı da suni oluyor.  Artık doğal etin, ya da sütün tadını bile unuttu insanlar.

Biz bir zamanlar bir tarım ülkesiydik. Şimdi ne ülkesiyiz inanın bilmiyorum.

Tamam, sadece tarım ile olmuyor. Yaptın mı modern tarım yapacaksın, modern hayvancılık yapacaksın. Öyle de yapalım.

Ancak ne yaparsak yapalım, yerli milli yöntemlerle şu etin fiyatını düşürelim.

En ucuz dana kuşbaşının kilosu 250 lira olmuş. Yağsız istiyorsanız 290 lira. Gulaşlık, yani iri doğranmış olanı 295 lira. Kuzu kuşbaşı istiyorsanız en ucuzunun kilosu 282 lira.

Dana kıyma ise kilosu 240 lira olmuş, daha şunun şurasında geçen sene Haziran ayında kilosu 110 liraydı.

Düşünebiliyor musunuz? Daha bir sene bile olmamış, fiyatı %120 artmış!

Moskova'da da artıyor fiyatlar, ama inanın bu düzeyde değil. Şimdi bilmiyorum kaç sene oldu, belki dört, belki beş. Belki de daha fazla. Etin kilosu 350 rubleydi. Şimdi 550-600 rubleye çıktı. Yani en az beş senede %60-%70 artmış fiyatı. Bu bile fazla aslında. Savaş sonrasında hemen olmasa da yavaş yavaş artış eğilimi gösteriyor fiyatlar. Ama yıllık belki ortalaması %10-%15'dir. Daha fazla değil.

4 ruble 1 lira eder hesabıyla burada etin kilosu 150 lira diyebiliriz. Siz anlayın yani Türkiye'de et fiyatları ne kadar yüksek!

Düşürün kardeşim etin fiyatını, insanlar protein yiyebilsinler.

Protein yemeyenin aklı çalışmaz!

Bu arada vejetaryen ve/veya vegan olan dostlara buradan sevgilerimi yolluyorum.

Protein ihtiyacının bitkisel gıdalarla başka türlü de karşılanabileceğini biliyorum.

Sözüm sizlere değil. Söz meclisten dışarı diyeyim.

Sizin tercihinize ben gönülden saygı duyuyorum.

Gerçi bazen niye kendinize eziyet ediyorsunuz diye düşünmüyor da değilim, ama bazı arkadaşlarımın özellikle süt ürünlerini hiç yiyemediklerini bildiğim için benim düşüncelerim bana kalsın, tabii ki istemiyorsanız siz et veya süt ürünleri yemeyin.

Ama toplumun büyük kesimi vegan ya da vejetaryen olmadığına göre, ben çağrımı yinelemek istiyorum.

Düşürün kardeşim şu etin fiyatını!

Moskova'dan herkese sevgi ve saygılarımla

Araştırmacı Yazar Deniz BURSALIOĞLU
Araştırmacı Yazar Deniz BURSALIOĞLU
Tüm Makaleler

  • 23.03.2023
  • Süre : 5 dk
  • 1247 kez okundu

Google Ads