Havadisler
Amerika'dan transfer yeni merkez bankası başkanını, pardon, patroniçesini bekliyoruz bir süredir. Amerikalılara Türkiye'de vize uygulaması olmadığı için niye bu kadar gecikti inanın anlaşılır gibi değil. Sayın Şimşek bir tek enkaz devraldım demedi, geri kalan ne varsa dedi, ama anlayana. Ekonomimizin kurtarıcısı olarak bakalım ne kadar dayanacak o koltuğa. Şimdiden sen ne diyorsun aga diye gıcırtılı sesler çıkmaya başladı etraftan.
Baz etkisi, yaz etkisi, şimdi de biraz gaz etkisiyle, gaza gelen TÜİK enflasyonu oldukça düşük gösterse de, sayın Şimşek'in berbere bırak dağınık kalsın demesini yanlış anlayan piyasa ahalisi vurdu doların dibine.
Dolar, euro ve sterlin kurları hazır gaz bulmuşken biraz gaza geldiler.
Allah'tan reyis ne yapıyorsunuz siz dedi de, yine eski düzen döviz kurlarını zaptı rapta aldılar. Aldılar dediğim şimdilik daha fazla yükselmesini engellediler.
Borsa ahalisi de hah şimdi oldu deyip tam şaha kalkarken, amanın ne oluyor deyip gerisin geri dur bir dakika dedi. Bugün yine borsa eksi kapatmış.
İşte size ekonomimizin hali.
Nereye arkadaş, daha karpuz kesecektik. Amerika'dan transfer yeni merkez bankası başkanını, pardon, patroniçesini bekliyoruz bir süredir.
Amerikalılara Türkiye'de vize uygulaması olmadığı için niye bu kadar gecikti inanın anlaşılır gibi değil.
Sayın Şimşek bir tek enkaz devraldım demedi, geri kalan ne varsa dedi, ama anlayana.
Ekonomimizin kurtarıcısı olarak bakalım ne kadar dayanacak o koltuğa. Şimdiden sen ne diyorsun aga diye gıcırtılı sesler çıkmaya başladı etraftan.
Reyisin kulağına giderse bak zamansız öten horozun başını çabuk keserlermiş, demedi deme.
Nebati bakan mı?
Onun keyfi yerinde, hatta oh be dediği bile söyleniyor. Güya omuzlarımdan büyük bir yük kalktı diyormuş.
Başka ne mi diyormuş?
Hazmedeceksiniz dedi ya, daha ne desin?
Başka havadis mi?
İktidar cephesi için bu kadar yeter sanırım.
Muhalefet cephesinde ise sayın Kılıçdaroğlu kalkmam da kalkmam diyormuş yerimden.
Daha yeni ısıttım koltuğu, kalkayım da başka biri mi otursun sıcacık koltuğa diyesi varmış.
Etrafında kim var kim yok, siz kalkın bakayım yerinizden demiş.
Muhalefete de akıl sır ermiyor gerçekten.
Koltuk içine göçmüş, görmüyor musunuz? Daha hayır gelir mi o koltuktan?
Başka havadis mi?
Valla bizim buralar bir sıcak, bir soğuk.
Güya savaştayız, ama şöyle bir pencereden dışarı bakınca hiç de savaşta olan bir memleket gibi görünmüyor buralar.
Bugün hava biraz güzel gerçi, insanlar hazır güzel hava varken gezelim hadi demişler sanki.
Öyle sabah telaşesindeki gibi değil de, sakin sakin gezinen insan dolu cadde boyu.
Eh, savaş şartlarına nazaran fiyatlar da öyle abartılı şekilde artmadı diyebilirim.
Daha dün markette şeftalinin kilosu 140 rubleydi, indirim yapmışlar.
Son kurlara göre 3.51'e böleceksiniz.
40 lira gibi ediyor Türk parası ile.
Domates de epey ucuzladı. Kış vakitlerinde 250 rubleye kadar çıkmıştı fiyatı.
Ruslar kendileri de üretiyor artık domatesi. Seralarda tabii ki.
Onun da kilosu 80 rubleye inmiş. 22 lira 80 kuruş Türk lirasıyla.
Türkiye'ye göre pahalıdır tabii bu fiyatlar. Ama şu haliyle bile burası için oldukça ekonomik diyebilirim. Buraya her türlü meyve sebze dışarıdan geliyor ne de olsa.
Bir tek nedense limonun kilosu düşmüyor, bir de soğanın.
Son bir, bir buçuk aydır nedense bu ikisi bir arttı ve diğerleri gibi fiyatları geriye düşmüyor bir türlü. Daha iki ay önce soğanın kilosu 20 rubleydi, limon ise 90-100 ruble gibiydi.
Hadi limon Türkiye'den geliyor desem, soğan niye arttı, inanın aklım almıyor.
Aslında burada da her yerde yetişiyor soğan.
Bence dış güçlerin bir oyunu bu!
Soğan mafyası her yeri sarmış resmen.
Kilosu mu? Dün soğan 85 rubleydi. 24 lira 20 kuruş gibi Türk lirasıyla.
Ama biz geçen hafta çuvalla satılanlarından almıştık, onlar stoktan sanırım, o yüzden taze soğandan daha ucuz oluyor.
Sanırım kilosu 60 ruble gibiydi, yani geçen haftaki kurlarla 15 liraydı diyebiliriz.
Bir de pastörize süt alıyoruz, normalize edilmiş deniyor burada, plastik şişede olanlardan.
Onun da litresi 70-80 ruble gibi, 100-110 rubleye olan da var gerçi. Doğal süt diyorlar pahalı olanlara, ama bence artık doğal süt diye bir şey kalmadı marketlerde.
Bazen de indirim oluyor 35-40 rubleye denk geldiği de oluyor. Türk lirası karşılığını da siz hesaplayın.
Aslında bize şehir dışından getiriyorlar, direkt inekleri olan bir hanımın oğlu getiriyor sağolsun. Litresini 100 rubleden veriyor.
İşte o sütten yoğurt yapıyoruz, markettekilerden o kadar güzel olmuyor yoğurt.
Kısacası buralarda asayiş berkemal, yaz geldi, çiçekler açtı, parklar insan kaynıyor. Parklarda havuzları çalıştırmaya başladılar.
Havalar da biraz daha düzelirse, tavsiye ederim, bakın yakında beyaz geceler başlayacak. San Petersburg'u ve beyaz geceleri görmemiş olanlar için buraları ziyaret etmenin tam zamanı.
Niye San Petersburg, niye Moskova değil diye mi sordunuz?
Buraya da beklerim tabii ki, burası da epey güzeldir.
Ama burada beyaz geceler yok.
Buranın parkı bahçesi boldur. Eh, Petersburg kadar olmasa da, tarihi binaları da epey çoktur. Ama burada en geç saat gece 11'e kadar hava açık oluyor. San Petersburg'da ise tüm gece aydınlık. Zaten o yüzden beyaz geceler diyorlar.
Norilsk'te ise kutup günleri başlamıştır artık. Yani güneşin hiç batmadığı günler.
Yazları biraz sıcak olur buralar, Moskova'da deniz de yok, ama nehir var. Nehir gezisi de oldukça keyifli oluyor.
Kısacası Moskova'dan herkese sevgi ve saygılarımla