Konforlu Havalandırma Sistemleri Neden Önemlidir?
Sistem çözümleri için bu derslerde bir sürü integral formülleri kullanılır. Baştan dediğim gibi zor bir branştır. Kısacası bu konuda uzmanlaşmak isteyenler hayatları boyunca karışık matematiksel formüllerle uğraşmayı göze almak zorundadır.
Akışkanlar Mekaniği Uygulamaları:
İnşaat mühendislerinin isterlerse uzmanlaşabildikleri bir branş da akışkanlar mekaniğidir. Zor bir branştır. Kocaman özel laboratuvarları vardır. Laboratuvarlarda bir sürü şeyin maketleri yapılır ve teste tabi tutulur. Mesela bunlardan biri barajlardır ve yerinde barajlar yapılmadan önce istenirse önden su akış sistemleri bu laboratuvarda teste tabi tutulabilir.
Sistem çözümleri için bu derslerde bir sürü integral formülleri kullanılır. Baştan dediğim gibi zor bir branştır. Kısacası bu konuda uzmanlaşmak isteyenler hayatları boyunca karışık matematiksel formüllerle uğraşmayı göze almak zorundadır.
Akışkanlar derken aslında gazlar da sıvılar gibi benzer özellikler gösterir ve gazlar da bizde yine bu branş altında incelenir.
Aslında mühendislik konularında disiplinler arasında bazı konular akışkanlar mekaniğinde olduğu gibi kısmen ortaktır. Örneğin makina mühendisliği bölümünde bu konular bizden daha detaylı incelenir. Özellikle de konu akışkanlardaki ısı transferi olunca makina mühendisliğinde sistem çözümleri daha detaylı incelenir. Bizde daha çok kanallar, barajlar tarzı yapılardaki akışkan davranışları incelenir.
Mühendislik Nosyonu:
İnşaat deyince genellikle binalar, malzeme olarak da beton, tuğla ve inşaat demiri akla geliyor. Makina mühendisliği denince de genellikle fabrikalar, malzeme olarak çelik, çoğu zaman da makinalar ve torna tesviye akla geliyor.
Ancak bizlerin mesleği bu kadar basit değildir, aslında mühendislik bir nosyondur, bir anlamda her türlü problemin çözümüne bir bakış açısı demektir ve birçok konuda biz mühendisler birlikte çalışırız. Hatta sadece mühendislik branşları birlikte çalışmaz, bir diş doktoru da bizim inşaatta dersini aldığımız yük transferleri konusunda eğitim alır, dişlerimizin yiyecekleri öğütürken birbiri arasında oluşan kuvvetler ile bir kiriş kolon sisteminin bina yüklerini taşıması sırasında oluşan kuvvetler benzerdir, sistem çözümleri de benzerdir, çözüm metotları da benzerdir. Kısacası üniversitelerde eğitimler kendi aralarında farklılıklar gösterse de özellikle mühendislik eğitimi diye ayrı bir genelleme yapmak mümkündür. Mühendis diğerlerinden biraz daha farklı düşünmeyi öğrenir üniversitede.
İnşaat ve makina mühendisliğine dönersek, yapılarda genellikle biz inşaat mühendisleri yapının taşıyıcı sistemi üzerine uzmanlaşırken, makina mühendisleri de havalandırma ve ısıtma sistemleri üzerine uzmanlaşmış oluyorlar. İnşaat sahalarında genellikle belli bir aşamadan sonra birlikte çalışmaya başlıyoruz. Genellikle makina mühendisleri bizim yaptığımız şeyleri kırıp geçtikleri için sürekli tartışsak da severiz birbirimizi.
Dediğim gibi biz de üniversitede en azından temel akışkanlar mekaniği bilgileri aldığımız için ısıtma ve havalandırma sistemlerini de prensipte biliriz.
Konforlu bir havalandırma nasıl olmalı?
Gelelim bu uzun girizgahtan sonra asıl konumuza. Konforlu bir havalandırma nasıl olmalı?
Genellikle evlerimizde ısıtma sistemleri yapmamıza rağmen havalandırma sistemleri o kadar da çok önemsenmiyor. Halbuki bence havalandırma da çok önemli.
Bahsettiğim lüks konutlar değil, lüks konutlarda artık her daire girişine merkezi havalandırma sisteminden bir temiz hava giriş kanalı ve bir de kirli hava atış kanalı getiriliyor. Hatta bu kanallar merkezi havalandırma sisteminden bazen iklimlendirilmiş taze hava da sağlayabiliyor. İklimlendirme derken hava dışarıdan özel filtrelerle temin edildikten sonra ayrıca ısıtma ya da soğutma sistemlerine de bağlanmış olabiliyor demek istiyorum. Bazen de soğutma için ayrı bir bağlantı da oluyor. Boşuna lüks konut demiyoruz yani.
Ama dediğim gibi genellikle konutlarda havalandırma olmuyor, eğer bir şekilde dikkate alınmışsa, o da doğal havalandırma olarak planlanıyor. Yani tuvaletlerde ve banyolarda bir kirli hava atış kanalı oluyor o kadar. Herhangi bir dış fan da olmuyor ucunda. Eğer fan takacaksan sen takıyorsun banyoya. Yani aslında kirli hava için doğrusu emiştir, taktığın fan üfleme yaptığı için eğer kanal diğer dairelerle ortak bir kanalsa, bazen başkasının fanı çalıştığında o dairenin kirli havası sizin dairenize kadar geldiği için tersine koku bile yapabiliyor.
Standardizasyon
Eski evlerde havalandırma hiç yoktur zaten, sadece tuvaletlerde ve banyolarda küçük bir havalandırma penceresi olur, odalarda da gerektiğinde pencere biraz aralanır, olur biter. Sonra da yazın sıcak havalarda da pencere ardına kadar açılır, ama içeride yine de sıcaktan pişeriz. Hem de içeriye sinek de girer, arı da girer. Akşamları sivrisinek zaten ayrı bir derttir. Eski evler zaten ısı izolasyonsuz olduğundan hem kışları ısıtacağız diye uğraşırız hem de yazları içeride biraz serinleyeceğiz diye uğraşır dururuz. Kimileri içeriye klima takar, ama o da cephedeki dış ünitesi ile tamamen görüntü kirliliği. Bir de şıp şıp damlayan su aşağıda üzerine sıçrayınca çok sinirleniyorum, en nefret ettiğim durumdur.
Dediğim gibi yeni binalarda genelde artık hem binanın ısı izolasyonu sorunu çözülmüş oluyor, hem de havalandırma kanalları projesinde öngörülmüş olabiliyor. Yeni tip pencere sistemleri de özellikle kış vakti içeriye taze hava almak için özel açılma sistemleri ile konforlu olabiliyor.
Ama bence bu konuların standardize edilmesinde fayda var. Bu detaylar şimdilik isteğe bağlı veya konut inşaatları yapan firmaların yaptıkları konut kalitesine bağlı olarak projelendirme öngörülerine bağlı olarak yapılıyor. Her zaman olduğu gibi bu konuda da doğru dürüst bir standardımız yok maalesef.
Fabrikalarda Havalandırma Sistemleri:
Konut binaları dışında yapılan yapılarda, mesela fabrikalarda bu konu biraz daha ciddi ele alınıyor.
Üretimi yapılan ürüne bağlı olarak fabrikalarda havalandırma özel olarak tasarlanıyor. Havalandırma şartlarını daha çok teknolojisine göre işveren belirliyor. Çoğu projede de teknoloji gereksinime uygun olarak teknolojik projelerdeki yazılı olan havalandırma parametreleri göz önüne alınıyor.
Rusya'da özellikle fabrika binalarında olması gereken havalandırma detayları normlarda detayları ile açıklanmış olduğundan projeler daha ciddi yapılıyor. Zaten Rusya normlar ülkesi, her şeyin bir normu var, zamanında oturmuşlar, işlenmemişler, her şeyi bir standarda bağlamışlar. Almanlar da aynısını yapmışlar, hatta şunun şurasında tarih sayfasına çıkışı 250 yıl bile olmamış olan Amerika Birleşik Devletleri bile standartlar konusunda ne kadar ileri. Fransa'yı konuşmayacağım bile, metresinden kilosuna ne kullanıyorsak Fransa'nın eli bir ucundan değmiş standardı konusunda.
Neyse, havalandırmaya dönelim.
Bir projede çelik boya atölyesi yapmıştım, mesela böyle tesislerin havalandırması özel tasarım gerektiriyor. Böyle tesislerde kademeli, boş, boyama ve kurutma aşamalarına özel çok güçlü havalandırma sistemleri yapmak zorundasın. Üstelik bu tarz havalandırma sistemlerinde özel filtreler kullanarak ekolojiyi de dikkate alman gerekiyor.
Alıveriş Merkezleri:
Bir özel tasarım da alışveriş merkezleri için öngörülmek zorunda.
Alışveriş merkezleri çok büyük mahaller olduğu için kışın çeperlere yerleştirilmiş radyatörle ısıtma yapmak yeterli olmuyor. O büyüklükte bir hacim için ısıtmanın büyük kısmı havalandırma yoluyla yapılmak zorunda. Ancak bunu çok dikkatli yapmanız lazım. Eğer havalandırma çok hızlı olursa başınızın üzerinde püfür püfür esinti konfor şartları açısından çok iyi olmuyor. Çok yavaş olursa da istenen yerlere kadar havayı ısıtamıyorsunuz. Havalandırmanın ziyaretçileri rahatsız etmeyecek düzeyde olması gerekiyor. Ama sıcak havanın yüksek hacimlerde yukarılarda birikmesi sebebiyle sıcak havanın yere yakın yeterli mesafeye kadar ulaşabilmesini sağlamanız gerekiyor. Yani havanın yukarıdan yeterince uzağa üflenmesi gerekiyor. Bu amaçla jet havalandırma ağızları düşünülmüş, taze hava girişlerine havayı yeterince uzağa üfleyebilen bu özel ağızlar takılıyor.
Bir de geniş mahallerde havanın bir uçtan girip ortamı yalayarak diğer uçtan çıkması gerekiyor, yani böyle mahallerde tasarımın buna uygun yapılması gerekiyor. Ama dışarıdan, çeşitli boşluklardan ve kapılardan tozlu havanın içeriye girmemesi için içeride ayrıca pozitif basınç da düşünülmesi gerekiyor. Yani içeriye basılan taze hava emilen havadan biraz daha fazla olmak zorunda. Bir de ekonomi sebepleriyle havanın bir kısmı içeride sirküle edilmek zorunda, yoksa ısıttığınız havayı direk dışarı atarsanız çok büyük masrafı olur, boşa enerji kaybı çok olur. Gerçi ısı geri kazanım sistemleri de var, ama bu sistemlerin enerji tasarrufu yeterince efektif olmuyor, her halükârda iç havanın taze hava ile karıştırılarak tekrar sirküle edilmesi daha efektif oluyor.
Pandemi zamanında bu havalandırma sistemlerinin tekrar ayarlanması istenmişti, ama baştan sirkülasyona uygun kurulmuş sistemleri nasıl ayarladıklarını hiç anlamadım. Muhtemelen ayarladık dediler ve gerçekte yapamadılar veya sirkülasyon kapakları kapatıldıysa bu sefer de konfor şartları sağlanamadı, havalandırma olması gerektiği gibi yapılamadı, bina yeterince ısıtılamadı, bilemiyorum. Sistemler çok pahalı sistemler, projesinden bu tarz yapılacak sapmalar, sistemde çeşitli arızalar oluşturabilir. Bu riski göze alan olmuş mudur bilemiyorum.
Fastfood Ortamları:
Biz havalandırma sistemine dönelim.
Fastfood alanlarındaki yemek kokusunun kendi mahali içinde temizlenmesi ve tamamen dışarı atılması gerekiyor, o yüzden buralarda iç havanın tümünü dışarı atabilecek kapasitede özel havalandırma santralleri kullanmak gerekiyor. Üstelik bu mahallerde binanın genelinin tersine negatif basınç öngörülmesi gerekiyor, yani içeri basılan temiz hava dışarı atılan havadan az olmalı ki koku alışveriş merkezinin diğer mahallerine kaçmasın.
Yaz aylarında kış aylarının tersine içerisinin bir de düzgün şekilde soğutulması gerekiyor. Yine aynı prensiplerle.
Fakat tüm bu karmakarışık sistemi projelendirirken bir başka sorun daha çıkıyor. Kış aylarında çeperlerden ve havalandırma yoluyla bina ısıtılırken binanın ortalarında hava çok fazla ısınıyor, yani kış aylarında binanın ortasında soğutma yapmanız gerekiyor.
Bu durum yaz ayları için de tam tersi şekilde bina ortasının aşırı soğuması yüzünden ısıtma ihtiyacı da olmasına sebep olabiliyor.
Ayrıca yangın çıkarsa dumanı dışarı atacak özel havalandırma fanları oluyor, bunlar sıcak dumanı dışarı atacak şekilde özel tasarlanmış fanlar olmak zorunda. Sadece bunla kalsa iyi, taze hava girişlerini otomatik olarak kapatmanız gerekiyor, ki ateş içeride harlanmasın. Bir yandan da kaçış yollarına taze hava basmanız gerekli ki, insanlar dumanda boğulmasın. Yangın senaryosu bambaşka bir uzmanlık istiyor. Tüm sistemler birbiri ile koordinasyon içinde çalışmak zorunda. Asansörler bile senaryoya uygun çalışmalı, sprinkler sistemlerinin devreye girmesi için büyük kapasiteli su pompaları otomatik olarak çalışmaya başlamalı vs. çok karışık sistemler.
Kısacası bu sistemler o kadar kolay çözülmüyor. Kuzeyin buz gibi şehrinde yaptığımız alışveriş merkezinde kış vakti binanın orta kısımlarını soğutan özel sistemler kurmak zorunda kalmıştık. Dışarısı eksi elli derece, zaten ısıtma sistemleri kapasitelerinin maksimumlarında çalışıyorlar, hava dışarıda mevsim normallerinin olası en soğuk zamanlarında olduğu için neredeyse sistemler zar zor yetiyorlardı bile diyebilirim, ama bir yandan da binanın ortasında ayrıca soğutma sistemleri çalışıyor. Kulağa ne kadar absürt geliyor değil mi, kış vakti soğutmayı çalıştırıyorsun, ama konforlu tasarım böyle oluyor işte.
Evet, biz mühendislerin görevi sizler için, daha doğrusu hepimiz için konforlu yaşam şartları oluşturmak. Biz işimizi biliyoruz. İyi bir eğitim aldık ve tüm kadro hep beraber ne yapıyorsak sizler için yapıyoruz.
Yazı boyunca detaylı da olsa aslında bence basitçe anlattığım gibi, bizim işimiz öyle çok kolay değil. Bu işleri ne kadar zor olursa olsun bizler yapsak da siz kullanıcılara da bir görev düşüyor. Hayatı konforlu yaşamak istiyorsanız en azından işini bilene görev verin.
Baştan Doğru Karar Vermek
Dün de yazmıştım, bazı şeylere karar vermek insanın elindeki tek özgürlüktür. Bu özgürlüğü kullanmak gerek. Nasıl ki konforlu ve güvenli bir yaşam için sadece liyakatli kadrolar inşaat yapmak zorundaysa, aynı şekilde bu ülkeyi de liyakatli kadrolar yönetmek zorundadır.
Dün de dediğim gibi, KARARLARIMIZI KENDİMİZ VERELİM, yani seçimlerimizi düşünerek ve kendimiz yapalım, kimseye kanmayalım, kimsenin bizi kandırmasına müsaade etmeyelim.
Unutmayalım, liyakatli kadroların başa geçmesi için sorumluluk sadece bizde, bizlerin omuzunda, başkasında değil.
Moskova'dan sevgi ve saygılar.