Site İçi Arama

ekonomi

Moskova'da ve İstanbul'da Taksicilik

Ruslar olayı nasıl çözmüşler biliyor musunuz? Öncelikle kendi arabasıyla taksiciliği meslek edinmek isteyenlere çok büyük kolaylıklar sağlamışlar. Bugün halen daha kendi arabanla istediğin zaman çalışmak istiyorsan bu mümkün.

Korsan Taksicilik:

Bir süre önce bir haber ilgimi çekmişti. İstanbul'da korsan taksicilik yapan birini polis yakalamış. Olay yanlış hatırlamıyorsam şöyle olmuş: Polisler bir şekilde korsan taksicilik yapan kişiyi fark etmişler ve takip etmeye başlamışlar. Takip edildiğini anlayan sürücü aldığı müşteriyi bir sokağın köşesinde mecburen bırakmış, ama polisler araçtan inen müşteriyi kendi araçlarına alıp, biraz da korkutarak, korsan taksicinin tehlikeli biri olduğuna ikna etmişler. Hanımefendi de araca taksi maksadıyla bindiğini ve şoförü tanımadığını itiraf etmek zorunda kalmış. Sonuçta korsan taksicilik yapana ne kadar ceza kesmişler haberde yazıyordu, şimdi hatırlamıyorum, ama haber ilginç gelmişti.

Çok uzun zaman olmadı, belki beş yıl, belki biraz daha fazla, Moskova'da bir zamanlar eğer bir yere gideceksen yolun kenarında elini kaldırman yeterliydi. Canı isteyen taksicilik yapardı. Öyle profesyonel anlamda değil, amatör olarak. Elini kaldırdın mı herhangi bir araba durur ve camı açıp nereye gideceksin diye sorardı. Söylerdin, eğer araç sahibine uyarsa gideceğin yer ve pazarlıkla ücretinde anlaşabilirsen atlardın arabaya, gideceğin yere kadar götürürdü. Genellikle de önce kolundaki saatlerine bakarlardı, gideceğiniz yere sizi bırakıp kendi gideceği yere yetişebilecek mi, ona bakarlardı. Şimdi artık kol saati kullanan kalmadı neredeyse.

Adres Tarifinde Eski ile Yeninin Farkı:

Eğer gitmek istediğin yer onun açısından ters bir yer ise veya sizin önerdiğiniz ücret kendisine az geldiyse, ya doğrudan hayır, orası yolum üzerinde değil derlerdi, ya da kendi gidecekleri yere gecikme riskini de katıp, biraz daha yüksek bir ücret isterlerdi. Kabul ederseniz, işine ya da evine geç kalmayı göze alıp sizi istediğiniz yere götürürlerdi. Kimileri sırf günlük benzin parasını çıkartmak için istediğiniz yer yolu üstünde ise pazarlık bile yapmadan hemen kabul ederdi.

Herkes Moskova'yı avucunun içi gibi bilirdi. Şimdiki gibi değildi, navigatör veya yön gösterici diye bir şey yoktu, "Google map", ya da "Yandex karta" da yoktu. Her sokağı ezbere bilirlerdi.

Moskova şehir yerleşimi olarak metro çıkışlarına göre geliştiğinden aslında yön tayini açısından kolay bir şehirdir, gideceğiniz sokağı tam olarak bilmese bile, en yakın metro ismiyle herkes aşağı yukarı adresin ne civarda olduğunu anlayabilir. Bilmese bile, önce arabaya bin, metrodan sonra gideceğin yeri tarif edersin diye en baştan söylerlerdi.

O zamanlar ortalıkta dolaşan az sayıda resmen bildiğimiz taksi de olurdu, renkleri sarı olmazdı ama kenarlarında kareli bandajları olurdu. Tabii bunların ücretleri normalden epey yüksek olurdu, sayıları çok az olduğu için zaten bu taksilere o kadar da sık rastlamazdınız. Ben bir iki defa denk gelmiştim, eski tip taksimetreleri vardı, şu eski tip su sayaçları gibi, rakamları dönerek çalışan tipte, ama hiç açmazlardı. Acelen varsa ve sapa bir yerdeysen, bir de bu taksi denk gelmişse mecburen yüksek ücret ödemeyi göze alıp binerdin. Hatta yanlış hatırlamıyorsam bir tanesi benim verdiğim ücreti kabul etmişti.

Rusya’nın Mercedes’i Volga Otomobilleri:

Bir seferinde de resmi bir araç durmuştu, üzerinde çakarı olan siyah bir Volga. Bu marka arabalar bir zamanlar Rusya'nın Mercedes'i kabul edilirdi. Resmi dairelerdeki müdürlerin en çok kullandığı araçlardı, siyah Volga, efsane araba. Çok eski modellerinin motorları soğuk iklime göre tasarlanmıştı, yenileri normaldi, ama eskilerinin motor devirleri çok düşüktü, rölantide genelde eskiden yatak odalarımızda sabah uyanmak için her akşam kurduğumuz eski saatler gibi tik tak tik tak motor sesleri olurdu. İşte o gün kimin şoförüyse artık bilmiyorum, herkes gibi o resmi araç da durmuştu normal bir araç gibi, çok şaşırmıştım, ama şoförü camı açtı ve nereye diye sordu. Şaşkın bakışlarla gideceğim yeri söyledim, hepsi gibi klasik hareket, önce saatine baktı, sonra da istediği ücreti söyledi, standart bir ücret istemişti. Şaşkın halde tamam dedim, pazarlık bile yapmadım, atladım yanına.

Moskova'da geniş şoselerde o zamanlar gidiş geliş yolları arasında bariyer yoktu, şimdi de bazı yollarda yoktur. İki yön arasında genelde ambulansların ya da resmi araçların kullandığı ve sadece bir aracın geçebileceği genişlikte, iki tarafında düz yol çizgisi olan ilave bir şerit olurdu, normal araçlar bu şeridi kullanamazlar, yasaktır. Uyanıklık yapmaya kalkarsan illaki ileride bir yerlerden, ya da yoldan geçmekte olan bir polis arabası görür ve mutlaka sizi durdurur, sonra da uğraşır durursun. Genellikle de ancak cebinde ne var ne yok vererek kurtulabilirsin. O yüzden riske girmeye kimsenin gözü yemez, yoğun trafik olsa da bu şerit boş olur.

Trafik Yoğunluğu:

Moskova'da akşam üzerleri nasıl bir trafik yoğunluğu olur bilen bilir, yollar çok geniştir, ama halen daha ışıklı sisteme ısrarla devam ettikleri için özellikle sabahları ve akşamları trafik çok yoğun olur. Bir de eğer kırmızı ışığa yakalanmışsan o kırmızı ışık artık yakanı bırakmaz, her kavşakta durmak zorunda kalırsın. Şoför eğer konuşkan biriyse vakit çabuk geçer, ama sus pus biriyse karalar bağlar, bir türlü zaman geçmez, akşam vakti eğer iş yorgunluğu da varsa sırf eve ulaşmak tüm günün yorgunluğundan daha ağır gelir.

Genellikle o saatte bir, bir buçuk saat tutardı eve gidişim. Bindiğim resmi araçla girdik işte o orta şeride, şoför açtı çakarını ne kırmızı ışık ne trafik yoğunluğu, ve o gün biz sanırım 15 -20 dakikada eve ulaşmıştık. Şanslı günümdü doğrusu. Sonraki günlerde gözüm hep çakarlı araç aradı, ama bir daha hiç denk gelmedi.

Akşam trafiğinde genellikle Moskova'da bütün ambulanslar yoldadır. Hangisi gerçekten hasta taşır, ya da bir hastaya yetişmeye çalışır, hangisi doktorları evine bırakır bilmek mümkün değildir. Eskiden bir haber okumuştum, bir yerlerde ambulans şoförünün birine ceza yazdıklarına dair bir haberdi, korsan taksicilik yapıyormuş habere göre.

Bugün artık o eski günlerde olduğu gibi her istediğin durmuyor yolda. İhtiyaç da kalmadı. Bir sürü taksi firması var, Uber'inden Yandex taksisine onlarca firma. Hepsi kendince bir standart belirlemişler, genellikle standart sarı taksi renklerinde, plaka numaraları bile belli bir standartta, mecburi değil, ama T plakalı birçok firma. Telefondan, internet üzerinden uygulamasına bineceğin ve gideceğin yeri yazıp çağırıyorsun, yol güzergahını, dakikası dakikasına seyahat süresini, aracın markasını, plaka numarasını, şoförün ismi ve kaç dakika sonra kapında olacağını önceden öğreniyorsun, genelde de 3-5 dakika içinde de kapına kadar geliyorlar. Ücretleri de çok yüksek değil, hepsi birbirinden farklı ama, lüks marka bir araç istiyorsan daha pahalı, araç standartsa daha ucuz, meşhur bir firma değilse çağırdığın daha da ucuz, bazen de iyi bir firmaya ait olsa bile, beş on dakika daha fazla bekliyorsun, daha ekonomik ücret ödüyorsun. Tamamen serbest piyasa. Tüm firmaları gösteren fiyat karşılaştırmalı telefon uygulamaları da var, hangi firma sana uygunsa seçip istediğin yere tam zamanında rahatça gidebiliyorsun.

Kendi Otomobiliyle Taksicilik Yapanlara Sağlanan Kolaylık:

İnternetten baktım, aslında eskiden de yasakmış korsan taksicilik Rusya'da, ama alan memnun satan memnunsa nasıl ispat edeceksin ki, demek ki göz yumuyorlarmış. Bugün de korsan çalışıldığını ispatlamak kolay değil. Müşteri ücret öderken tespit etsen de kayda alsan bile kolay değil, hatta tanıdık olmadığını itiraf eden olmadıkça korsan taksiciliği ispatlamak mümkün dahi değil. Ya videoya çektiğin kişi şoför tanıdığımdır, cebimde hiç para kalmamış dedi, ben de çıkarıp biraz para verdim derse ne yapacaksın? Bizim polisler gibi insanları tehdit mi edeceksin, gözünü mü korkutacaksın, yalan söyleyip, kandırıp itiraf etmesi için müşteriyi korkuyla karışık ikna mı edeceksin?

Ruslar olayı nasıl çözmüşler biliyor musunuz? Öncelikle kendi arabasıyla taksiciliği meslek edinmek isteyenlere çok büyük kolaylıklar sağlamışlar. Bugün halen daha kendi arabanla istediğin zaman çalışmak istiyorsan bu mümkün. Yapman gereken çok bir şey yok. Önce kendi adına bir adi firma açıyorsun, firmanın adı senin ismin yani, şahsi firma açma ücretleri çok ucuz, vergi dairesinde basit bir işlem ve evrak ücreti ödeyerek herkes açabilir, vergisi beyan usulüyle ödeniyor, zaten herkesin vergi numarası var, işlem süresi de çok kısa. Bunun dışındaki kurallar da çok zor değil. En az beş yıl tecrübeli şoför olman gerekiyor ve trafik dairesine bir dilekçe ile başvuruda bulunup az bir ücrete taksi lisansı alıyorsun. İsteyen herkese veriyorlar. Hepsi bu, bu kadar kolay. Kimileri havalı olsun diye bir de manyetik yapışmalı ışıklı taksi tabelası alıyorlar. Taksiciliği meslek edinmiş olanlar eğer bir köşede müşteri bekliyorlarsa arabalarının üstüne koyuyorlar. Müşteri bulan, hemen tabelayı da kaldırıyor. Şimdi artık kenarda köşede müşteri bekleyen çok az, hepsi piyasada kullanımda olan telefon uygulamalarından birine lisansıyla kaydolmuşlar, internetten müşteri onları buluyor zaten.

Telefon uygulamaları aldığın ücret üzerinden belli bir oranda hizmet bedeli kesiyor, ama sana müşteri garantisi vermiş oluyorlar hem senin işine geliyor hem de uygulama kime aitse o da para kazanmış oluyor. Müşterilerin de işine geliyor, çünkü ücretini tercihe bağlı olarak ister nakit ister online, kredi kartı ile ödeyebiliyorlar.

İstiyorsan yolda el kaldıran olursa onu da alabilirsin, eskisi gibi istediğin ücreti pazarlık ile anlaşıp bu şekilde de çalışabilirsin, kanunen bir yasak yok, lisansın var nasıl olsa. Lisansın varsa hiçbir riskin kalmamış oluyor yani, yoldan aldığın müşterinin standart trafik polisi kontrollerinde senden yana çıkmasına da gerek yok, açıkça çalışıyorum diyerek, lisansını gösterip yoluna devam edebilirsin. Vergi dairesi de memnun, bu şekilde çalışanların birçoğu telefon uygulaması üzerinden çalıştığı için verilen vergi beyanlarını rahatlıkla kontrol edebiliyor. Tam bir kazan kazan durumu, her paydaş kazançlı. Kaybeden yok.

Tabii lisans almayı ve vergilendirmeyi kolaylaştırmanın yanında eğer olur da risk alıp ben yine de korsan çalışacağım diyenler için cezaları aşırı derecede yükseltmişler. Eğer aldığın müşteri polise evet, ben müşteri olarak bindim derse, ödeyeceğin cezanın haddi hesabı yok. Vergi kaçıranların da cezaları çok yüksek. O yüzden de kimse artık eskisi gibi yolda durup korsan taksicilik yapmıyor.

Otoriter Rusya’da Taksiciliğe Esnek Yaklaşımlar Sergilenebiliyor:

İşte size otoriter bir ülke diye adı çıkmış Rusya'daki taksi düzeni. Kimsenin bir şikâyeti yok, canı isteyen standart ücretin 3-5 katı para ödeyip VIP taksi çağırıyor, isteyen de standart ücret ödeyip normal bir taksi kullanıyor. Standardın altında ücret ödemek isteyenler için bile çareleri var. Meşhur firma taksisi çağırmazsın, olur biter.

Hatta ben çok zorunda kalmazsam hiç taksi kullanmıyorum. Taksi ile ulaşım bile Moskova metrosundan daha hızlı değil. Metroyu daha önce bir yazımda anlatmıştım. Çok acelem varsa ve gideceğim yer metro çıkışına biraz uzaksa, en iyi ihtimal en yakın metro çıkışına kadar metroyla, oradan da gideceğim yere kadar taksi ile gittiğim oluyor. Ama genellikle toplu taşımayı tercih ediyorum, gideceğim yere kalan mesafeyi de çoğunlukla yürüyorum, yürümek sağlığa da faydalı sonuçta.

Arabayı bile ancak evden daçaya, daçadan eve kullanıyorum. Bazen de sadece markete kadar, o da eğer hanım marketten çiçekler için toprak falan gibi ağır bir şeyler alalım derse, sırf onca ağırlığı eve kadar el ile taşımamak için arabayla markete kadar gittiğimiz de oluyor. Evin etrafında birkaç tane market var ve hiçbiri çok uzak mesafede değil, biz genellikle alışveriş için iki adım yürümeyi tercih ediyoruz.

İstanbul'da bu kaçıncı red oyu oldu artık karıştırıyorum gerçekten. En son 13'üncü ya da 14'üncü oldu galiba, her defasında belediyenin önerisini iktidar ve taksi sahipleri reddediyorlar. Her iki taraf da işi iyice inada bindirdiler. Biri aynı teklifi önermekten, diğeri de reddetmekten bıkmadı. Halk eziyet çekiyor, İstanbul korsan taksi dolmuş, taksicilerin ve iktidarın umurunda değil. Bir de bana bazı arkadaşlarım gel artık Türkiye'ye diyorlar, gelip de ne yapayım, ben de mi eziyet çekeyim İstanbul'da, zaten benzin dünyanın parası olmuş, kendi arabamızı kullanalım desek altından kalkamayız herhalde. Toplu taşıma da Moskova'daki gibi değil, bir yerden bir yere gitmek için kaç kere aktarma yapman gerekiyor, Allah bilir. Burada, Moskova'da inanın yaşam daha rahat.

Moskova Modeli:

Bu işin doğrusu Moskova'daki gibi olmalı diye düşünüyorum. Madem günümüzde kapitalist düzende yaşıyoruz, serbest piyasa koşulları geçerli, serbest piyasa oldu mu buradaki gibi olmalı, rekabet ortamı yaratırsın, hem vergisini alırsın, devlet kazanır hem taksici kazanır hem de halk rahat eder. Herkes kazanmış olur. En çok da halk kazanır. Bugünkü düzende Türkçe bilmediği için benim kız gibi turistler de kazıklanır, adımız da çıkar, halk da rezil rüsva olur. Şu anda bu durumdan üç beş çakal dışında memnun olan yok. Şoförlük yapan emekçi kardeşlerimden bahsetmiyorum, birden çok plaka sahibi olan plaka simsarlarından bahsediyorum.

Bu düzenlemenin yapılmasına engel olup, halkın ihtiyacına rağmen sırf inadına, belediyeye iş yaptırmayalım da halkın gözünden düşsünler mantığıyla, siyasi kaygılarla böyle hatalar yapmaya devam ederseniz, karşılığını en yakın seçimde alırsınız. O güne kadar da herkese eziyet ettiğinizle kalırsınız, en çok da halka eziyet edersiniz.

İstanbul’da Taksicilikte Değişim Mümkün mü?

İstanbul'da nasıl yaparlar bilmiyorum, ama bu taksi plakası rantına artık bir son verme zamanı çoktan geldi, üç beş taksi plakası sahibi büyük paralar kazanacak diye kimseye eziyet çektirilmez, kimsenin ahı alınmaz. Zaten ah alınarak kazanılan paranın bereketi de olmaz, hayrı da olmaz.

Yatırım işleri risklidir. Taksi plakasına yatırım yapmak zamanında akıllıca olabilir, ama artık zaman değişti. Bu çağda taksi plakası yatırımı nedir, anlaşılır gibi değil. Belki de bizden başka hiçbir yerde yoktur böyle bir şey. Bir zamanlar aynı kafaya sahip birileri matbaaya da karşı çıkmışlardı, elle kitap çoğaltan müstensihler ve hattatlar ne olacak diye dertlenmişlerdi, belki de matbaadaki bu gecikme koskoca imparatorluğun çöküş sebeplerinden biri olmuştur, çağı yakalayamama hastalığının bir tezahürü. Netice ortada, çağı yakalayamazsan yok olursun!

Bizim oralarda fazla inat edene inadım inat, bir yerim iki kanat derler. Herkesin aklını başına toplayıp kendine gelmesinde fayda var.

Bu halk ferasetlidir, ama inat edene günü geldiğinde haddini bildirmesini gayet iyi bilir.  Tarihin tozlu raflarına bakarsanız, zamanında yüksek oy potansiyeline sahip bir sürü siyasal parti bulabilirsiniz.

Sıradaki siz olmak istemiyorsanız oturun insan gibi bir çözüm bulun İstanbul'un taksi sorununa.

Moskova'dan sevgi ve saygılar

Araştırmacı Yazar Deniz BURSALIOĞLU
Araştırmacı Yazar Deniz BURSALIOĞLU
Tüm Makaleler

  • 07.06.2022
  • Süre : 6 dk
  • 1410 kez okundu

Google Ads