Su Kaynakları nasıl yönetilmeli?
Su kaynakları yönetimi idari sınırlara göre değil, nehir havzaları dikkate alınarak yapılmaktadır. Nehir havzası; yüzeysel ve yeraltı sularını kapsayan ve ortak bir alana (deniz, göl, delta veya körfez) ulaşan suların toplandığı doğal coğrafi sınırlarla tanımlanmış bir bölgedir.
Tüm dünyada su kaynaklarının nehir havzası ölçeğinde entegre (bütünleşik) olarak yönetimi konusunda fikir birliği oluştu. Ancak ülkelerin bu bütünleşik su kaynakları yönetimini başarabilmesi ekonomik ve sosyokültürel gelişmişliği ile de ilişkili.
Bütünleşik Su Kaynakları Yönetiminin (BSKY) en sık ilgi verilen tanımı, “hayati önemi haiz ekosistemlerin sürdürülebilirliğinden ödün vermeden, hakkaniyet ilkesi esas alınarak, ekonomik ve sosyal refahın en üst düzeye çıkarılması için su, toprak ve ilgili kaynakların eşgüdüm içerisinde geliştirilmesi ve yönetiminin teşvik edilmesi” olarak yapılır.
Bütünleşik su kaynakları yönetiminin bu tanımına bakılınca bu kavramın uygulanabilmesinin zorluğu da görülmektedir. Bu kavramın uygulanmasını sağlayacağı düşünülen bazı strateji ve teknikler aşağıda verilmiştir;
• BSKY nehir havzaları esas alınarak uygulanmalıdır.
• Su ve çevre yönetimi bütünleştirilmelidir.
• Sistem yaklaşımı benimsenmelidir.
• Bütün paydaşların tam katılımı sağlanmalıdır.
• Sosyal boyut dikkate alınmalıdır.
• Yeterli teknik ve sosyal uyum kapasitesi oluşturulmalıdır.
• Veri, bilgi ve bunları kullanacak yetenek geliştirilmelidir.
• Yasal yaptırımları uygulayacak bir ortam oluşturmalıdır.
• Mevcut en uygun teknoloji ve uygulamalar benimsenmelidir.
• Güvenilir ve sürdürülebilir bir finansman temin edilmelidir.
• Su kaynaklarının hakkaniyet esaslarına dayalı tahsisi sağlanmalıdır.
• Kadınların su yönetimindeki rolü ve etkinliği artırılmalıdır.
Su yönetim sisteminin bütüncül bir nitelik kazanması için, doğal su kaynakları sistemi, insan faaliyetlerini içeren sistemler ile su yönetim sistemi arasındaki ilişkiyi dikkate alması gerekir.
Bütünleşik Su Yönetimi kavramındaki “bütünleşik” terimi pek çok amaç arasındaki ilişkiye atıfta bulunmaktadır. Ancak bu amaçlar çoğu zaman birbiri ile çatışmakta ve bu yönetimin uygulamada gerçekleştirilebilmesi zorlaşmaktadır. Sürdürülebilir Su Yönetiminde yukarıda verilen sosyal, ekonomik, ekolojik hedefler arasında bir denge kurulması şarttır. Ancak genellikle sosyo-politik nedenlerle bu denge kurulamaz ve bu hedefler arasında bir ödünleşme yaşanır. Bu da genellikle sosyal ve ekonomik hedeflerden uzaklaşmak şeklinde gerçekleşir ve ekonomik hedeflerin belirleyiciliği öne çıkar.
Bütünleşik yönetim sistemi için en temel unsur su kaynakları sistemdir. Bu sistem içinde su çevriminin ana unsurlarının miktarsal olarak tespit edilmesi gerekir. Nehir Havzası, veri toplanması ve değerlendirilmesi için temel birimdir. Havzanın veya alt havzaların iklimsel koşulları, jeolojik yapısı, arazi örtüsü, toprak tipi, yeraltı ve yüzeysel sular arasındaki ilişkiler ve su kullanımları dikkate alınarak bir su bütçesi yapılması gerekir. İşte bu su bütçesi son dönemde etkileri hızla artan iklim değişikliği, hızlı nüfus artışı, kirlilik ve yanlış su yönetimi baskısı altında su açığı verme riski ile karşı karşıyadır.
Bütünleşik su yönetimi, bu su kaynakları sistemi, insan faaliyetleri sistemi (ekonomik sektörler) ve su yönetimi sistemi arasındaki ilişkileri ele alıp sosyal, ekonomik ve çevresel hedefleri dengelemeye çalışır. Bu yönetimin en uygun şekilde nehir havzalarında uygulanabileceğine karar verilmiş ve bu nedenle de havza ölçeğinde yönetim planları hazırlanmıştır.
Su kaynakları yönetimi idari sınırlara göre değil, nehir havzaları dikkate alınarak yapılmaktadır. Nehir havzası; yüzeysel ve yeraltı sularını kapsayan ve ortak bir alana (deniz, göl, delta veya körfez) ulaşan suların toplandığı doğal coğrafi sınırlarla tanımlanmış bir bölgedir. Bir nehir havzasında yeraltı suları ile yüzeysel suları, su miktarı ve kalitesi, su ile toprak, akış aşağısı ve akış yukarısı arasında yoğun bir ilişki mevcuttur. Bu içsel bağ, nehir havzalarını sadece coğrafi bir alan olmaktan çıkarıp birbirlerini bütünleyen bir sisteme dönüştürür. Bu sistem havzayı adeta canlı bir organizmaya dönüştürür ve bütünleşik su yönetimini uygulama teknikleri içindeki sistem yaklaşımını gerekli kılar.